Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Akide Sorgulamak Bidat midir?

Abu Ubayda Çevrimdışı

Abu Ubayda

Üyeliği İptal Edildi
Banned
Essalamu aleyküm.

Bir çok ehli sünnet alime göre akide sorgulamak bidattır. Çünkü islam alametleri değişmez. Lakin bazı kişiler günümüz islam alametlerini okula gitmemek , oy vermemek vb şeyler görüyorlar. Namazı , kelime tevhidi alamet kabul etmiyorlar. Ve bunlar karşısındakine islam hükmü verirken bir takım '' kritik '' sorular soruyorlar. Buna akide sorgulamakta denir. Bu akide sorgulamaya delilleri ise '' Hicret edenlere karşı Resullah ( sav ) 'in onlara yemin ettirmesi , bir takım sorular sorması '' Hatta biz akide sorgulamak bidattir dediğimizde bize '' siz peygambere bidatçımı diyorsunuz '' tarzı ihtamlar da bulunuyorlar.

1) Öncelikle hicret edenler ve resullah sav arasında geçen olay nedir ?
2) Akide sorgulamak bidat midir??
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Aleykum selam we rahmetullah;

Aşırı tekfir hastalığına yakalanmışlarda sıkça görülen 'tekfir etme histeri krizleri' oldukça vahim sonuçlara gebedir.
Bu sapkınlar, karşısındaki muhatabına akide sorgulama ve testten geçirme hastalığı bid'at bir uygulamadır. Aşırı tekfirin semptomlarına İslam âlametlerini çeşitli nefsi sebeblerden dolayı kabul etmeme sebeb olmuştur. Bunun da tedavisi ancak Rasulullahın sunnetine dönerek amel etmektir.

"Ey iman edenler! Mûmin kadınlar hicret ederek size geldiği zaman, onları imtihan edin. Allah onların imanlarını daha iyi bilir. Eğer siz de onların inanmış kadınlar olduğunu öğrenirseniz onları kâfirlere geri döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar. Onların (kocalarının) sarf ettiklerini (mehirleri) geri verin. Mehirlerini kendilerine verdiğiniz zaman onlarla evlenmenizde size bir günah yoktur. Kâfir kadınları nikâhınızda tutmayın, sarf ettiğinizi isteyin. Onlar da sarf ettiklerini istesinler. Allah'ın hükmü budur. Aranızda O, hükmeder, Allah bilendir, hikmet sahibidir.
Eğer eşlerinizden biri, sizden kâfirlere kaçar da siz de savaşta gâlib durumda olursanız, eşleri gitmiş olanlara ganimetten, harcadıkları kadar verin. İnandığınız Allah'a karşı gelmekten sakının.
Ey Peygamber! İnanmış kadınlar sana gelip Allah'a hiçbir şeyi ortak koşmamaları, hırsızlık etmemeleri, zina etmemeleri, çocuklarını öldürmemeleri, elleri ile ayakları arasında bir iftira uydurup getirmemeleri, iyi bir işte sana karşı gelmemeleri hususunda sana bey'at ederlerse onların bey'atlarını al ve onlar için Allah'tan mağfiret dile. Şubhesiz Allah, çok bağışlayan, çok merhamet edendir.
" (Mumtehine 10 - 12)

Muhacir kadınlar, mûmin oldukları takdirde neden imtihan edilirler?

Hicretin sebebinin bilinmesi için. Acaba bu kadın Allah (cc) ve Rasul (s.a.v.)'unu sevdiği için mi, yoksa dünya için mi hicret etmiştir?

Hicret edenlerin sorgulanması nasla sabit bir uygulamadır. Hangi niyetle hicret ettikleri bilinmeyen ve İslam geçmişi ve alameti olmayan kimselerin ajan olarak veya Mekke'deki kocasına kızarak gelmeleri söz konusu olduğundan gözlem altına alınması gayet normaldi. Fakat bunu kelime-i şehadet getirip namaz kılan muslumanlara tatbik etmek kısır ve hastalıklı beyinlerin tezahurudur.

İbni Zeyd şöyle der: «Bize neden o kadınları imtihan etmemiz emredildi? Çünkü Mekke'de kocasına kızan bir kadın, «Andolsun ki Muhammed'e iltihak ederim.» derdi.»

İbni Abbas (r.anhuma)'dan şöyle rivayet edilir: «Mekke'den hicret eden bir kadın, «O'ndan başka mâbud olmayan Allah (cc)'a andederim ki kocama kızdığım için, Mekke'yi sevmediğim için, dünyayı tâleb ettiğim için değil, Allah (cc) ve Rasul (s.a.v.)'unu sevdiğim için hicret ettim.» diye yemin ederse Rasulullah (s.a.v.) kadının kocasına mehrini ve bütün harcadığını öder, kadını iade etmezdi.» (Kurtubî, El-Camiu li Ahkamu'l Kur'an, C. 18, Sf: 62; Ebu's Suud, İrşâdu’l-akli’s-selîm ilâ mezâya’1 ’Kitabi’I Kerîm'; İbni Cevzi Tefsiri, C. 8. Sf: 240; Ebu Hayyan, el-Bahru’l-muhîŧ, C. 8, Sf: 256)

Muşrik Bir Kadın, Müslüman Olarak İslâm Ülkesine Gelirse Onun Hükmü Nedir?

«Bunlar onlara helal değildir. Onlar do bunlara helal olmazlar.» âyeti, müslüman olan bir kadın ile muşrik kocası arasındaki bağların koptuğuna delâlet eder.

Fakihler, mûmin kadın ile kafir kocası arasında vâki olan ayrılığın kadının müslüman oluşundan dolayı mı, yoksa İslâm ülkesine gelişinden dolayı mı olduğu hususunda ihtilaf etmişlerdir.

İmam Ebu Hanife (rahimehullah)'nin görüşüne göre, kadınla kocasının ayrılmasının sebebi, kadının müslüman oluşu değil, kocasının memleketinden ayrılıp İslâm ülkesine gelmesidir.

Cumhura (Şafii, Maliki ve Hanbeliler) göre ise, kadının Kocasından ayrılmasının sebebi müslüman oluşudur. Bu ayrılık kadının iddetinin bitmesiyle tahakkuk eder. Müslüman olan bir kadının kocası, karısının iddeti dolmadan önce müslüman olursa kadın yine onun zevcesidir. (Kurtubî. El-Camiu li Ahkamu'1 Kur'an, C. 18, Sf: 83; Cessas, Tefsiri, C. 3, Sf: 438)

Hanefi'lerin Delilleri:
1-
«Fakat siz de mûmin kadınlar olduklarına bilgi edinirseniz onları kafirlere döndürmeyin.» âyeti.
Bu âyet, mûmin kadınla kocasının ayrılığının sebebinin İslâm ülkesine hicret etmesi olduğuna delalet eder. Eğer aralarındaki evlilik devam etseydi onun kocası ile beraber olması lazımdı.

2- «(Kafir zevcelerinin bu kadınlara) sarf ettikleri (mehileri) onlara (kafirlere) verin.» âyeti.
Eğer aralarındaki evlilik devam etseydi, muşrik olan kocası mehrîni geri almaya hak kazanamazdı. Zira bir erkeğin hem kadına, hem de kadına verdiği mehire sahib olması câiz değildir.

3- «Sizin onları nikahla almanızda, mehirlerini verdiğiniz taktirde üzerinize bir günah yoktur.» âyeti.
Eğer evlilik devam etseydi o kadınla herhangi bir erkeğin evlenmesi caiz olmazdı.

4- «Kafir zevcelerinizi (nikahınız altında) tutmayın.» âyeti.

5- Hanefi fukahasına göre; Daru'l harb'de kocası olsa bile esir düşen bir kadınla istibradan sonra munasebette bulunmak, müslüman olmasa bile, caizdir. Bu munasebeti mubah kılan ise, ülkelerin ayrı olmasıdır.

Rasulullah (s.a.v.) esir düşen muşrik kadınlar hakkında, «Gebe olan bir kadınla doğumuna kadar, gebe olmayan kadınla da aybaşı hali ile istibra olana kadar munasebette bulunulmaz.» buyurmuştur. (Cessas, Tefsiri, C. 3, Sf: 430)

Cumhurun Delilleri:
1-
Müslüman olan kadınla muşrik kocası arasındaki ayrılığın yegane sebebi İslâmdır. Çünkü müslüman olan bir kadının tekrar bir kafire verilmesi caiz değildir. Eğer aralarındaki ayrılığın sebebi kadının islâm ülkesine hicret etmesi olsaydı, İslâm ülkesine izinli olarak gelen muşrik bir kadının da kocasından ayrılması gerekirdi. Hiçbir fakiri böyle bir şeye hükmetmemiştir.

2- Mucahid (rahimehullah)'den şöyle rivayet edilir: «Rasulullah (s.a.v.), «Müslüman olan kadın henüz iddette iken muşrik kocası da müslüman olursa kadın onun zevcesidir.» buyurmuştur.» (Kurtubî. El-Camiu li Ahkamu'1 Kur'an, C. 14, Sf: 66)


3- İbni Abbas (r.anhuma)'dan şöyle rivayet edilmiştir: «Rasulullah (s.a.v), kızı Zeyneb (r.anha)'i kocası Ebul As bin Rebia'ya eski nikahı ile geri vermiştir. Zeyneb Medine'ye hicret etmiş, kocası ise Mekke'de muşrik olarak kalmıştı. Zeyneb'in iddeti dolmadan Ebul As bin Rebia da müslüman oldu. Rasulullah (s.a.v.) da Zeyneb'i ona yeni bir nikah yapmadan geri verdi,» (Kurtubî. El-Camiu li Ahkamu'1 Kur'an, C. 14, Sf: 66)

Kurtubî: «Fakat siz de mûmin kadınlar olduklarına bilgi edinirseniz onları kafirlere döndürmeyin. Bunlar onlara helal değildir. Onlar da bunlara helal olmazlar.» âyeti kesin şekilde ortaya koyuyor ki, mûmin bir kadının kafir bir erkekle evlenmesi, mûmin bir erkeğin muşrik bir kadınla evlenmesi helal değildir. Bu âyete göre müslüman bir kadının kocasından ayrılmasının yegane sebebi, kadının müslüman oluşudur.» (Kurtubî. El-Camiu li Ahkamu'1 Kur'an, C. 14, Sf: 63)

Özet olarak Hanefi'lere göre, evli çiftten birisi müslüman olarak İslâm ülkesine hicret ederse aralarında ayrılık vaki ofur. Daru'l İslam'a hicret eden kadın iddet beklemez. Daru'l Harb'den hicret ederek İslâm ülkesine gelen kadınla hamile olmadığı takdirde iddet beklemeden evlenmek mubahdır. Çünkü Allah'u taala «Sizin onları nikahla almanızda mehirlerlni verdiğiniz takdirde, üzerinize bir günah yoktur.» buyurmuştur. Âyette, kocasından hicretle ayrıldığı için kadının iddet beklemesini emretmemiştir.

Cumhura göre ayrılığın yegane sebebi Daru'l İslama hicret değil, müslüman olmaktır. Eğer kadın kocasıyla temas etmeden önce müslüman olursa ayrılık hemen vaki olur, iddet beklemesi farz değildir.

Eğer kocası ile munasebette bulunduktan sonra müslüman olursa ayrılık iddetinin bitimiyle vaki olur. Eğer kadının iddeti dolmadan kocası da müslüman olursa o yine onun karışıdır. Eğer kocası iddet bitene kadar müslüman olmazsa kadın ondan tamamen ayrılır.

Cumhurun bir başka delilleri de Ebu Sufyan ila karısı Hind'in müslüman oluşlarıdır. Hind, kocasından birkaç gün sonra müslüman olmuştur. Bu süre içinde iddeti dolmamış olduğundan Ebu Sufyan ile eski nikahları ile yeniden birleştiler.


İlgili Konular:

Dar'ul Harb'te İslam alâmetleri nelerdir?

Çözüldü - Dâr'ul Harb'de İslam Alâmetleri Nelerdir?

Namaz Günümüzde İslam Alâmeti midir?

Çözüldü - Namaz Günümüzde İslam Alâmeti midir?

İslam Alâmeti ve Dar'a Göre Hüküm Verme Meselesi Hakkında Sorularıma Cevab ?
Çözüldü - İslam Alâmeti ve Dar'a Göre Hüküm Verme Meselesi Hakkında Sorularıma Cevab?

Dar'ul Harb'te Yaşayan Herkes Kafir midir?

Çözüldü - Dar'ul Harb'de Yaşayan Herkes Kafir midir?

İslam Alametleri Nedir, Değişir mi?

Çözüldü - İslam Alâmetleri Nedir, Değişir mi?

Tekfir Konusunda Belli Bir Şahıs İle Nev’i Birbirinden Ayrı Mulahaza Etmenin Gerekliliği

https://www.islam-tr.org/konu/yusuf-el-karadavi-tekfir-konusunda-belli-bir-sahis-ile-nev’i-birbirinden-ayri-mulahaza-etmenin-gere.9179/
 
Üst Ana Sayfa Alt