Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Allah (c.c)'tan başkasına dua / İbadet etmek

I Çevrimdışı

islami bilgiler

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
بســـم الله الرحمن الرحيم


Allah (c.c)'tan başkasına dua / İbadet etmek


Daha önce de değindiğimiz gibi duâ iki çeşittir:

1 - İbâdet amacıyla yapılan duâ ve

2 - Dilek için yapılan duâ.

Duanın her iki türünün de Allah'tan başkasına yapılması doğru değildir. Zira kim Allah'ın yanı sıra başka bir ilâh tutarsa kınanmış ve yalnız başına bırakılmış olarak oturup kalır.

Umut bağlayan, dileyen ve talep eden bunların hepsi dilekleri nin kabulü için Allah'tan başkasına umut bağlamaları doğru değildir. Allah'tan başkasından hiçbir şey isteyemez ler.

Bununla ilgili olarak Rasûlullah şöyle buyurmuştur:

"Kalbin ve dilinle istemeksi zin sana verilen malı al. Ancak nefsin o mala uymasın."

(Buhari, Kitab-üz-Zekât, c. 2, s. 130; Kitâb'ül-Ahkâm, c. 8, s. 111; Müslim, Kitab-üz-Zekât, c.1, s. 723, H. No 1045; Beyhâkî, Şu'ab'ül-İman, 22. bölüm)

" Müsrif " kalbi ile dileyen " Sail " ise dili ile isteyen demektir.

Aynı bölümde, Ebû Said el-Hudrî şöyle bir hadis naklediyo r:

Bize bir kıtlık erişti de, bir şeyler istemek için Rasûlullah (sallallah u aleyhi ve sellem)'a gittim. Yanma vardığımda kendisini, insanlara şu konuşmayı yaparken buldum:

"Ey insanlar! Allah'a yemin olsun! Ne zaman elimizde bir mal bulunursa biz kesinlikl e onu size vermeyi geciktirm eyiz. Ama kim kendisini ihtiyaçsız gösterirse Allah onu zengin eder; kim iffetli olmak isterse Allah onu iffetli (namuslu) eder. Kim sabreders e Allah onu sabırlı kılar zira bir kimseye verilen nimetlerd en sabırdan daha genişi ve daha iyisi yoktur."

(Buhari, K. Zekat, c. 2, s. 129; Rekâik, c. 7, s. 183; Müslim Kitab-üz-Zekât, c. 1, s. 729, H. No 1045; Ebû Dâvud, K. Zekât, c. 2, s. 295, H. No 1644; Tirmizî, el-Birr, c. 41, s. 373, H. No 2024; Nesâî, K. Zekât, c. 5, s. 95-96; Dârimî, K. Zekât, s. 384; Ahmed, el-Müsned, c. 3, s. 367, H. No 1129-455; H. No 1267-505 ve H. No 1352)

" İstiğna " kalbiyle Allah'ın dışında hiç kimseden bir şey dilememe halidir.

" İstîfâf " ise diliyle hiç kimseden bir şey istememe hali.

Bu nedenledi r ki, Ahmed b. Hanbel'e "tevekkül" nedir? diye sorulduğunda şu cevabı vermişti:

Yaratıklara, kalben umut bağlamamaktır. Bu görüşünde delilin nedir? dendiğinde:

İmam, Hz. Halil'in (İbrahim peygamber) ateşe atıldığı sırada, Cebrail'in "Bir şeye ihtiyacın var mı?" sorusuna verdiği şu cevabı, delil olarak göstermiştir.

"Bana ihtiyacımın olup olmadığını soruyorsa n, hayır!"

(Bu hikâye, Beğavî'nin tefsirind e (c. IV, s. 301) genişçe anlattığı hikâyenin bir parçasıdır. Anlatıldığına göre, Nemrut tarafından ateşe atılırken Cebrail geliyor ve:

"Ey İbrahim! Bir ihtiyacın var mı? diye Hz. Halil'in halini soruyor. Hz. Halil yukarıda verilen cevabı veriyor. Diyor ki:

"Bu sorudan kendini kastediyo rsan, sana ihtiyacım yoktur."

Bunun üzerine Cebrail:

"Öyleyse Rabb'inden iste", önerisinde bulunuyor . O da:

"Dilediğim şeyde o bana yeter zira benim durumumu biliyor." şeklinde karşılık veriyor. İbn Urrak bu son cümleyi:

"Tenzihuş-Şeriat-il-Merfu'a" adlı eserinde zikretmiş: C. 1, s. 250. Ve İbn Teymiye bu haberin uydurma olduğunu söylediğini yazmış; El Allânî ise:

"Ed-Daîfâ" adlı eserinde bu habere yer vermiş (s. 21) ve haberin aslının olmadığını söylemiş.)

Bu ve benzeri haberler kulun, kendisine yararlı olanın elde edilmesin i, zararlı olanın giderilme sini isteme hususunda kalbini yalnızca Allah'a yöneltmesi gerektiğini belirten bilgilerd ir. Bu nedenle sıkıntıya düşen Hz. Yunus ve O'nun durumunda olanlar:

" لاَ إِلَهَ إِلاَّ أَنتَ Lâ ilahe illâ ente -Senden başka ibadete layık ilâh yoktur-" demiştir.

Nitekim benzeri bir haber İbn Abbas'tan rivayet edilmiştir. İbn Abbas Allah Resûlü'nün sıkıntı zamanlarında şöyle dediğini naklediyo r:

"Azîm ve Halim olan Allah'tan başka ibadete layık ilâh yoktur.

Yüce Arş'ın Rabbi Allah'tan başka ibadete layık ilâh yoktur.

Kerim Arşın Rabbi, göklerin Rabbi ve yerin Rabbi olan Allah'tan başka ibadete layık ilâh yoktur."

(Buhârî, Kitab-üd-Da'avat, C. VII, s. 154; K. Tevhid, c. VIII, s. 177-178; Müslim, Kitab-üz-Zikir, c. III, s. 2093, H. No 2730, Ahmed, el-Müsned, c. 1, s. 228, 254, 280, 284, 339, 356; Beyhâkî, Şu'ab-ül-İman, H. No 614)

Bu kelimeler de tevhidin gerçekleştirilmesi, kulun Rabbinin ulûhiyetini kabullenm esi, bütün umudunu, eşi olmayan tek varlığa bağlaması vardır.

Duanın içerdiği kelimeler haber kelimeler i olmalarına karşın talep (dilek) anlamı içerirler.

İnsanlar, her ne kadar dilleriyl e "Lâ ilâhe İllallah -Allah'tan başka ibadete layık ilah yoktur-" deseler de, kulun bu kelimeyi ihlaslı bir kalple söylemesi ona ayrı bir hakikat kazandırır. Zira tevhidin hakikate geçirilmesi, Allah'a itaate daha bir mükemmeliyet katar.

Şanı yüce Allah şöyle buyuruyor:

"Hevâsını ilâh edineni gördün mü? Onun üzerine sen mi vekil olacaksın?"

" Yoksa sen onların çoğunun dinledikl erini, aklını kullandıklarını mı sanıyorsun? Hayır, onlar hayvanlar gibidir; hatta onlar yolca daha sapıktır." (Furkân, 25/43-44)

Kim, hevâsını ilâhlaştırırsa o onu ilâh bellemiştir.

Artık hevâsı onun mabudu olmuştur. İşte güzel buldukları şeyleri Allah'tan başka ortaklar belleyere k ilâh edinip, Allah'ı sever gibi onları seven müşriklerin durumu budur. O'nun için Hz. Halil (a.s.):

"Ben batıp gidenleri sevmem" demiştir. (En'âm, 6/76).

Aslında Hz. İbrahim'in kavmi kâinatın asıl mimarını inkâr etmiyorla rdı, fakat onlardan herbiri kendince güzel bulduğu, güneş, ay ve yıldızlar gibi yararlı sandığı varlıklara kulluk ediyorlar dı.

Oysa Hz. Halil batan nesnenin, kendisine kulluk edenin gözünden kaybolduğunu, artık kendisine tapanı görmediğini, söylediğini duymadığını, durumunu bilmediğini, nedenli ya da nedensiz ne bir yarar, ne de bir zarar verebildiğini açıklamıştı. Öyle ise batana ibadet etmenin gerekçesi neydi?!..


 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt