Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah Kuran'da Yahudileri Irk Olarak mı Lanetlemiş?

A Çevrimdışı

Amir_

Üye
İslam-TR Üyesi
Allah Kuran'da Yahudileri ırk olarak mı lanetlemiş? Davranışlara veya çatışmalara göre mi yoksa ne yaparlarsa yapsınlar lanetlenmişler midir?

Eklemeyi unutmuşum, Kuran'a göre bir yahudinin çocuğuda doğuştan lanetli midir yahudi birinden doğduğu için. Sorum saçma gelebilir ama cevabını öğrenmek önemli benim için
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
"Ey İsrailoğulları, size verdiğim nimetimi ve sizi (bir zaman) âlemlere üstün kıldığımı hatırlayın." (Bakara 47)

İsrâiloğulları Allah'ın kitabına tâbi olub peygamberlerine itaat ettiği dönemlerde Allah (c.c.) tarafından alemlere üstün kılınmıştı. Fakat ne zamanki Allah'a isyan edib şirk koştular, Uzeyr (a.s.) için Allah'ın oğlu isnadına (Tevbe 30) bulundular, peygamberlerini asıb, kestiler, çarmığa germeğe kalktılar, kalbleri muhurlendi ve aşağılık zelil kılındılar.

De ki: “Allah katında bundan daha kötü bir cezayı size haber vereyim mi? Allah’ın kendisine lanet ve gazab ettiği, kendilerinden maymunlar, domuzlar ve taguta tapanlar kıldığı kimseler, işte onlar, yerleri en şerli ve yolun ortasından en çok sapmış olanlardır!” (Maide 60)

Cumhura göre; maymuna çevrilenler cumartesi hürmetine tecavüz eden yahudiler, domuza çevrilenler ise İsa (a.s)’nın gökten sofra indirme mucizesini gördükleri halde inkar eden hristiyanlardır. Bu kimseler gerçek birer domuz ve maymuna dönüştüler ve üremeden yok oldular.

Bazı alimlere göre; domuz ve maymuna çevrilenler yahudilerdir. Bunlar cumartesi gününün hürmetini ihlal ettikleri için gençleri maymuna, yaşlıları ise domuza çevrilmiştir. Domuz ve maymuna çevrilenler belli bir müddet yaşayıp çoğalmadan yok olmuşlardır.


İbni Mes’ud (r.anh) şöyle dedi: “Domuzlar ve maymunlar hakkında Rasulullah (s.a.v)’a şöyle soruldu: “Bunlar, kitab ehlinin domuz ve maymuna çevrilenlerinin sulblerinden midir?
Rasulullah (s.a.v.) onlara şöyle dedi: Hayır! Allah (c.c), bir kavmi helak eder veya domuz ya da maymuna çevirirse onlardan yeni nesil türetmez. Domuzlar ve maymunlar, Allah (c.c) yahudileri ve hristiyanları domuz ve maymuna çevirmeden önce de vardı.(Muslim)
Mucahid ve başkalarına göre; Allah (c.c)’a karşı gelenler, gerçek manada domuz ve maymuna çevrilmemiştir. Burada kastedilen; onları zelil kılmış olmasıdır. Bu görüş zayıftır. Çünkü Sahihi Muslim’deki rivayet bu görüşü zayıf kılmaktadır.
İbni Mes’ud (r.anh) şöyle dedi: “Biz, Rasulullah (s.a.v.)’a domuz ve maymunların yahudilerin soyundan olub olmadığını sorduk.
Rasulullah (s.a.v.) bize şöyle dedi: Hayır! Allah, bir kavme lanet ederek onları maymun ve domuza çevirdiğinde onların asla nesli olmaz. Gördüğünüz maymunlar ve domuzlar Allah (c.c)’ın yarattıklarıdır. Allah (c.c), yahudilere kızdığında onları, onlara benzetmiştir.
(Ebu Davud Tayalisi)


Yahudiler
(Yâkub a.s.'ın oniki oğlunun en büyüğü olan Yahuda'ya nisbeten bu isimle anılmaktadırlar) kıyamete kadar (istisnalar hariç) aynı itikatte kalacakları nas ile sabit olup, Musevi itikadi üzerine kalan Yahudi ırkı lanetlidir. Nitekim Musa (a.s.) kendilerini Firavunun zulmunden, köleliğindne kurtardığı, defalarca mucizelere şâhid oldukları, bela ve musibetlere uğratılmasına rağmen putlara tapmaktan, peygamberleri katletmekten akidevi , ahlak , ve karakter olarak 3250 (üçbin ikiyüzelli) yıldır ıslah olmamışlardır. Peygamberlerine "Sen git Rabb'inle birlikte savaş biz gelmiyoruz" diyebilen, Cumuartesi balık avında Allah'ı ekarte etme girişiminde bulunan, Deccal'in askeri olacak olan bu kâfirler ıslah olmayacak, kalbleri mühürlenmiş lânetliklerdir.




"
İçinizden, Cumuartesi yasağını çiğneyenleri elbette biliyorsunuz. Biz onlara "Hor ve zelil olarak maymunlar olun" demiştik. Biz onların bu hallerini, o zamanada bulunanlara ve gelecek olanlara bir ibret ve muttakiler için de bir nasihat yaptık." (Bakara 65 - 66)
"Kendilerine yasak edilen şeylerden vaz geçmemekte ısrar edince onlara "Hor ve hakir maymunlar olun" dedik." (Â'raf 166)
Bu hususta Abdullah b. Mes'ud (r.anh)'dan rivayet edilen bir hadis-i şerifte şöyle bu vuruluyor:
"Bir gün Rasulullah (s.a.v.)'den, maymun ve domuzlar hakkında "Acaba bu hayvanlar, bunların şekline giren Yahudilerin soyundan mı gelmedir?" diye sorduk.
Peygamber efendimizde şu cevabı verdi: "Allah'ın, lanetine uğratarak başka yaratıklar şekline döndürdüğü her topluluk yok olup gitmiştir, soyları kalmamıştır. Bu maymun ve domuzlar, ise daha önce var olan soylarının devamıdır. Allah, Yahudilere gâzab edince onları, maymunlar ve domuzlar şekline çevirmiştir.
(Ahmed bin Hanbel, Musned, c. 1, sf: 395, 397, 421; Muslim, K. el Kâder, bab: 33, Hadis No: 2663)

Dehhak, Yahudilerin geçmişte maymunlara dönüştürülme hadisesini, Abdullah b. Abbas (r.anhuma)'dan özetle şu şekilde nakletmiştir:
Abdullah b. Abbas demiştir ki: "Allah teala hiçbir Peygamber göndermemiştir ki ona Cumua gününün faziletini, göklerdeki yaratıklar ve melekler nezdindeki üsttünlüğünii ve kıyametin o günde kopacağını bildirmiş olmasın. Ummetinin Muhammed (s.a.v.)'e tabi olması gibi, geçmiş Peygamberlerin kendilerine tâbi olan ummetleri de Cumua gününün kutsallığını öğrenmişler, ona saygı göstermişler ve cuma gününü haftanın kutsal günü olarak devam ettirmişlerdir. Cumua gününü böyle kabul etmeyenler ise, âyet-i kerimede zikredildiği gibi, Allah'ın koyduğu sınırı aşmışlar ve neticede en aşağılatıcı cezalara uğramışlardır.
Şöyle ki: Musa (a.s.), Yahudilere Cumua günü tatil yapmalarını emretmiş ve onun faziletli bir gün olduğunu kendilerine bildirmiştir.
Fakat Yahudiler: "Ey Musa, sen bize nasıl Cumua günü tatil yapmamızı emrediyor, onun diğer günlerden üstün olduğunu söylüyorsun? Halbuki günlerin en üstünü Cumuartesi günüdür. Zira Allah teala gökleri, yeri ve rızıkları altı günde yaratmış altı günün nihayetinde Cumuartesi gününde her yaratık itaat ederek Allah'a boyun eğmiştir" demişlerdir.
Bunun üzerine Allah teala, Musa'ya. "Bırak onları Cumuartesi günü tatil yapsınlar. Fakat o günde ne balık avlasınlar ne de başka bir şey. Söyledikleri gibi herhangi bir iş de yapmasınlar." buyurdu.

Cumuartesi günü olunca onlara balıklar suyun üzerinde yüzerek geliyorlardı. Cumuartesi gününün dışındaki günlerde ise avcılardan kendilerini sakınıyorlardı. Nitekim bu husus şu âyet-i kerimede zikredilmektedir:
"... Tatil yaptıkları diğer günler de ise onlara yaklaşmıyorlardı." (Â'raf 163)
Balıklar bu şekilde devam edince Yahudiler hem onları avlamak istiyor hem de Allah'ın kendilerini cezalandırmasından korkuyorlardı . Bazıları bu yasağı ihlal ettiler. Musa'nın, kendilerini sakındırdığı cezalandırma tehdidine aldırış etmediler. Balıkları kolayca yakaladılar. Allah'ın kendilerini hemen cezalandırmadığını görünce de birbirlerine, balık avladıklarını, buna rağmen cezalandırılmadıklarını söylediler. Böylece Cumuartesi günü balık avlayanlar gittikçe çoğaldı. Onlar, Musa'nın kendilerine bildirdiği ihtarların asılsız olduğunu zannediyorlardı. İşte böylece, âyet-i kerimenin bildirdiği gibi, isyanlarından dolayı Allah onları maymunlara çevirdi. Onlar, yeryüzünde sadece üç gün yaşayabildiler. Bu üç günde de ne yediler ne içtiler ne de cinsel temasta bulundular. Allah teala asıl maymunları domuzları ve diğer yaratıkları, Kur'an-ı kerimde zikrettiği gibi altı günün içinde yaratmıştır. Yahudileri ise insan şeklinden çevirib maymun yapmıştır. Allah, dilediğine dilediğini yapar ve dilediğini dilediği şekle sokar.

Abdullah b. Abbas'ın azadlı kölesi İkrime ise bu hususta Abdullah b. Abbas'ın (r.anhuma) özetle şunları söylediğini rivayet etmiştir:
"Allah teala sizlere Cumua gününde namaz kılmayı farz kıldığı ve o günde tatil yapmayı emrettiği gibi İsrailoğullarına da o gün de ibadet etmeyi farz kılmış, O günü haftanın bayram günü yapmıştır. Fakat İsrailoğulları Cumua gününü bırakıp Cumuartesi gününe saygı göstermişler, onu kutsallaştırmalar ve bunda ısrar etmişlerdir. Bunun üzerine Allah teala onları imtihan etti, kendileri için helal olan bazı şeyleri haram kıldı. Onlar "Eyke" ile "Tur" arasında bulunan Medyen kasabasında kalıyorlardı. Allah onlara, Cumuartesi gününde balık avlamayı ve onu yemeyi haranı kılmıştı. Cumartesi gününde denizin kenarına akın akın balık geliyor Cumuartesi bitince de büyük küçük hiçbir balık kalmayıp gidiyorlardı. Daha sonraki Cumuartesi gününe kadar durum böyle devam ediyor, Cumuartesi olunca da yine balıklar akın akın geliyorlardı. Durum uzun bir muddet böyle devam etti. Yahudiler balık yemeyi çok özlemişlerdi. Onlardan biri Cumuartesi günü bir balık yakalayıp ipe bağlayarak suya attı. İpin ucunu da sahile çaktığı bir kazığa bağladı. Onu bu vaziyette bırakarak ertesi gün geldi aldı ve götürüb yedi. Daha sonraki Cumuartesinde de aynı şeyi yaptı. İnsanlar balık kokusunu aldılar. Kasaba halkı "Vallahi biz balık kokusunu alıyoruz" dediler. Ve balık tutan adamın ne yaptığını öğrendiler. Kendileri de onun yaptığı gibi yaptılar. Uzun zaman böyle gizli bir şekilde balık yediler. Allah onlan derhal cezalandırmamıştı. Nihayet onlar açıkça balık avlayıp çarşıda satmaya başladılar.
İçlerinden takva ehli olan bir gurub: "Vay halinize, Allah'tan korkun" diyor ve yapılan şeyin yasaklandığını söylüyorlardı.
Diğer gurub ise ne balık yiyor ne de balık yiyenlere müdahale ediyordu.
"Onlar şöyle diyorlardı: Allah'ın helak edeceği yahud da şiddetli bir azaba çarptıracağı kavme ne diye vaaz ediyorsunuz?"
Vaaz edenler ise "Rabbinize bir özür beyan edelim, ayrıca Allah'a karşı gelmekten de sakınırlar umidiyle vaaz ediyoruz
." (Â'raf 164)

Abdullah b. Abbas diyor ki: "Onlar böyle devam ederken diğer gurub, meclislerinde ve mescidlerinde bulunuyorlardı. Allah'ın yasağını ihlal edenleri göremez oldular ve birbirlerine: "Galiba bu adamların başına bir şey geldi, bakınız ne oldu?" dediler.
Gidib evlerine baktılar, kapılar arkasından kilitliydi. Onlar geceleyin evlerine girip herkesin yaptığı gibi kapıları arkasından kilitlemişlerdi. Onlar işte o evlerinde maymunlara dönüştürülmüşlerdi. Onları bakmaya gidenler, maymuna dönüşen erkekleri, kadınları ve çocukları tanıyorlardı.
Abdullah b. Abbas diyor ki: "İşte bu kasaba, Allah tealanın , Muhammed'e: "Muhammed, onlara, deniz kenarındaki şehir halkının başına gelenleri sor." (Â'raf 163) buyurduğu kasabadır.



Kıyamete kadar geçerli olan Rabbimizin sözü:
"İnsanlar arasında mûminlere en amansız düşman olanların Yahudiler ve Allah'a ortak koşanlar olduğunu göreceksin...." (Mâide 82)

"Ne zaman onlar bir andlaşma yaptılarsa, yine kendilerinden bir gurub onu bozmadı mı? Zaten onların çoğu iman etmez."(Bakara 100)

"O vakit Allah buyurdu ki: "Ey İsa! Seni, ecelin geldiğinde öldürecek olan benim. Seni ben semaya yükselteceğim. Yahudilerin suikastinden tertemiz kurtaracağım..." (Al-i İmran 55)


"Onlar (Yahudiler) nerede bulunurlarsa bulunsunlar, Allah'ın ahdine ve insanların (mu'minlerin) himayesine sığınmadıkça, kendilerine zillet (damgası) vurulmuştur; Allah'ın hışmına uğramışlar ve miskinliğe mahkum edilmişlerdir. Çünkü onlar, Allah'ın âyetlerini inkâr ediyorlar ve haksız yere peygamberleri öldürüyorlardı. Bu da, onların isyan etmiş ve haddi aşmış bulunmalarındandır. Hepsi bir değildir; Ehl-i kitab içinde istikamet sahibi bir topluluk vardır ki, gece saatlerinde secdeye kapanarak Allah'ın âyetlerini okurlar." (Al-i İmran, 112-113)

Enes bin Malik (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Deccal’e İsbehan Yahudilerinden yetmiş bin kişi tabi olacaktır. Onların başlarında ve omuzlarında miğfer vardır buyurdu.”
(Muslim, 2944 / 124)

قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: يخرج الدجال عدو الله ومعه جنود من اليهود وأصناف الناس، معه جنة ونار ورجال يقتلهم ثم يحييهم، معه جبل من ثريد ونهرمن ماء وإن سأنعت لكم نعته! إنه يخرج ممسوح العين، في جبهته مكتوب (كافر) يقرؤه كل من كان يحسن الكتاب ومن لا يحسن، فجنته نار وناره جنة، وهو المسيح الكذاب، ويتبعه من نساء اليهود ثلاثة عشر ألف امرأة، فرحم الله رجلا منع سفيهته أن تتبعه والقوة عليه يومئذ بالقرآن، فإن شأنه بلاء شديد، يبعث الله الشياطين من مشارق الأرض ومغاربها فيقولون له: استعن بنا على ما شئت، فيقول لهم: انطلقوا فأخبروا الناس أني ربهم وإني قد جئتهم ، ،
- (Rivayete göre), Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:
Allah’ın düşmanı Deccal çıktığında Yahudilerden askerler ve bir kısım insanlar onun yanında yer alır/onunla birlikte olur. Onun yanında cennet ve cehennem bulunur. Bazı adamları öldürür, sonra diriltir.
Beraberinde dağdan bir tirit (dağ kadar büyük bir tirit-seride- yemeği) ve bir su ırmağı bulunur. Şimdi de size onun bazı vasıflarını bildireceğim:
O, gözü tümsek gibi düz (kör) olduğu bir şekilde çıkar. Alnında “Kafir” yazılıdır. Okuma-yazması olan da olmayan da onu okur.
Onun cenneti ateştir/cehennemdir. Ateşi ise cennettir. O çok yalancı mesihtir. Yahudi kadınlarından 13 bin kadın O'na tâbi olur.
Maiyetindekileri (aile efradını) Ona tabi olmaktan alıkoyan kimseye Allah rahmet etsin. O gün Onu mağlub edecek kuvvet yalnızca Kur’an’dır.
Onun durumu (insanlar için) büyük bir fitnedir, bir imtihandır. Öyle ki, Allah yeryüzünün doğusundan ve batısından şeytanlar gönderir de onlar Deccal'e Bizden dilediğin yardımı istederler.
O da: Gidin, insanlar benim Onların Rabb'i olduğumu, Onlara cennet ve cehennemle birlikte geldiğimi, söyleyinder.
Ve şeytanlar her tarafa dağılırlar, öyle ki bazen bir tek kişiye yüzden fazla şeytan musallat olur.”
(Alî b. Husâmiddîn b. Abdilmelik b. Kadîhân el-Muttakī el-Hindî, Kenzul Ummal, 39687)


ينزل الدجال بهذه السبخة بمرقناة، فيكون أكثر من يخرج إليه النساء، حتى أن الرجل ليرجع إلى حميمه وإلى أمه وابنته وأخته وعمته فيوثقها رباطا مخافة أن تخرج إليه، ثم يسلط الله المسلمين عليه فيقتلونه ويقتلون شيعته، حتى أن اليهودي ليختبيء تحت الشجرة أو الحجر فيقول الحجر أو الشجرة: يا مسلم! هذا يهودي تحتي فاقتله
Deccal şu tuzlaya, kanalın geçtiği yere iner / oturur / karargâh kurar. En çok kadınlar yanına gider. Öyle ki, kişi -deccalin yanına gider endişesiyle- kendi yakını olan bir kadının, annesinin, kızının, bacısının, halasının yanına döner de onu sağlam bir bağ ile sıkıca bağlar. Daha sonra Allah Müslümanları ona musallat eder de onu ve taraftarlarını öldürürler. Hatta (Müslümanlardan kaçmak için) bir ağacın veya bir taşın arkasında saklanmış olan Yahudi'yi ele vermek için, ağaç veya taş: ‘Ey Müslüman! Altımda / arkamda Yahudi var, gel de öldür’ diyecektir.”
(Alî b. Husâmiddîn b. Abdilmelik b. Kadîhân el-Muttakī el-Hindî, Kenzul Ummal, 38831)


İlgili Konu:


DOMUZ VE MAYMUNA DÖNÜŞTÜRÜLEN PEYGAMBERLER KATİLİ
YAHUDİ İSRAİL , İSRAİL OĞULLARI

 
Üst Ana Sayfa Alt