Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah-u Teâlâ'nın Varlığına İmânı İsbatlayan Deliller Nelerdir?

why not Çevrimdışı

why not

Üye
İslam-TR Üyesi
İmanın ilk şartı şüphesiz Allah'a imandır. Bence en önemlisi de budur. Çünkü Allah'a iman diğer rükünlere imanı da beraberinde getiriyor. Fakat benim sorum şu :
Allah'a iman bu kadar kolay mı. Bizler Müslüman bir toplumda doğduk ve doğduğumuzdan beri bize Allah'ın var olduğunu söylüyorlar bizde inanıyoruz.
kanıt olarak sunulan elle tutulur bir şey yok. Sadece inanmak istediğimiz için inanıyoruz. Allah için en önemli mesele bizim ona inanıp iman etmemiz. Bunun neticesi olarak ta bizi ebedi cennetle müjdeliyor veya cehennemle tehdit ediyor. Bu kadar önemli bir konuda inanmak istemeyen görse de inanmaz belki ama, inanmak isteyen için bile yeterince delil yok.
Gönderdiği peygamberlerin hiç birisini görmedik anlatılanlarla onların var olduğuna inanıyoruz. Dünya üzerinde şu an hayatta olan hiç kimse Peygamber efendimiz dahil hiç bir peygamberi görmemiş anlatılanların doğru olup olmadığını kanıtlayabilecek hiç bir delilimiz yok. sadece insanların anlatması bir delil olmaz tarihte yaşadığı anlatılan yüzlerce kahraman var. kitaplar yapılmış filimler çekilmiş onların varlığını ve yokluğunu nasıl ispatlayamıyorsak peygamberlerinde yaşadıklarının ispatı yok herhangi mucizesini görmedik onların zamanında görüldüğünü anlatanlar var ama bu delil değil anlatabiliyormuyum yine birileri anlatıyor sonuçta.
Ben görmedim göreni de görmedim o yüzden vaktiyle yaşanmış peygamberlerin mucizesi o zaman onları görenleri etkileyebilir fakat ben onları görmediğim için benim imanımı kuvvetlendirmemde bir etkisi yok. Gördüğümüz herşey Allah'ı işaret ediyor diyoruz ama bu da bana pek doyurucu gelmiyor. Çünkü bu gördüğümüz hiçbirşey kendiliğinden olamaz demek bir sonuca getirmiyor. Yani kendiliğinden olmadıysa Allah yaptı demek bir cevap olmuyor bence, çünkü Allah'a inanırsan herşeyi yapabileceğine inanırsan o zaman bu söylem anlam kazanır. ama tersi doğru değil zaten problem o Allah var mı diyen biri için o bir cevap olmaz. yani sen birine evren var kendiliğinden olamaz dediğinde o zaman nasıl olmuştur sorusunun bir cevabı olmalı.
Anlatmak istediğim ben Allah'a inanmak istiyorum ama Allaha inanmak istediğim için inanmak istemiyorum. Allah var olduğu için Allah'a inanmak istiyorum. Ama
Allah'ın var olduğunu ispatlayamıyorum.
En önemli Konu olan Allaha İman konusunda nasıl bir sıkıntı içerisinde olduğumu görüyorsunuz. o yüzden Allah'a imanımı kuvvetlendirecek birşeyler yazacak olan varsa bana buradan yada direk mesaj olarak yazsın bol bol da dua edin inşallah imanım taklitten kurtulur. ben çünnkü şuan imanımın taklidi olduğunu düşünüyorum. yani Allahın olmasını istediğim için Allah'a inanıyorum. içimde bir ses hala ya yoksa diyor. o sesi bastırmaya ve hep ya varsa demeye devam ediyorum.
lütfen yardım edin ve Allahın var olduğu konusunda beni ikna edin en azından siz nasıl ikna oldunuz ondan bahsedin.
bu arada tartışmaya açık olanlar yazsın sadece yazacağınız bir mesajla kafamdaki soru işaretleri gitmeyebilir. uğraşmak isteyenler yazsın o yüzden lütfen.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Allah-u Teâlâ'nın Varlığına İmânı İsbatlayan Deliller
1- Fıtrî deliller, 2- Hissî deliller, 3- Şer'î deliller


1- Fıtrî Deliller:

Muhammed b. Salih el-Useymîn (rahimehullah) şöyle demiştir:

"Fıtrat, şeytanların saptırmadığı kimse için, Allah Teâlâ'nın varlığına delâlet eden en güçlü ve en kuvvetli delildir. Bundan dolayı Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur:
الله التي فطر الناس عليها - سورة الروم الآية: ٣٠
"(Ey Rasûl!) Allah'ın insanları fıtrat üzere yarattığı dîne (İslâm'a) yüzünü hanîf olarak çevir. Allah’ın yarattığında hiçbir değişme yoktur (bulamazsın). İşte dosdoğru dîn budur. Fakat insanların çoğu bunu bilmezler." (Rûm Sûresi: 30)
Bu sebeble selim
(bozulmamış) fıtrat, Allah Teâlâ'nın varlığına şâhidlik eder ve onun bu fıtrattan sapması mümkün değildir. Ancak şeytanların kendisini dosdoğru yoldan saptırıp ona hâkim oldukları kimse bunun dışındadır. Şeytanlar kimi dosdoğru yoldan saptırıp ona hâkim olurlarsa, bu delile (fıtrî delile) engel olur." (Seffârîniyye Akîdesi Şerhi)
Çünkü her insan, kendisinin bir Rabbi ve yaratıcısı olduğunu, O'na muhtaç olduğunu kendi isteğiyle ve hiçbir zorlama olmaksızın hisseder. Büyük bir olayla karşı karşıya kaldığı zaman elleri, gözleri ve kalbi göğe yönelir ve Rabbinden yardım ister.


2- Hissî (Görülen / Duyu Organlarıyla Hissedilen) Deliller:

Tabiattaki olayların varlığı; etrafımızda, kâinatta olayların olması kaçınılmazdır. Bu olayların ilki, eşyaların yaratılması olayıdır. Ağaçlar, taşlar, insanlar, yeryüzü, gökyüzü, denizler ve ırmaklar gibi, kâinattaki her şey yaratılmıştır.
Bu ve bundan başka daha pek çok olaylar vardır, peki bu olayları yaratan ve onları idâre eden kimdir? diye sorulacak olursa buna şu şekillerde cevab verilebilir:
Bu eşyalar, böyle tesâdüfen ve hiçbir sebeb olmadan bulunmuştur. Buna göre kâinattaki bu şeylerin nasıl meydana geldiğini hiç kimse bilemez. Bu bir ihtimaldir.
Başka bir ihtimal ise, bu eşyaların kendi kendilerini var etmiş (yaratmış) olması ve kendi işlerini kendilerinin idâre etmesidir.
Bir diğer ihtimal ise, bütün bu eşyaların, yoktan var eden bir var edicisi ve yaratan bir yaratıcısının olmasıdır. Bu üç ihtimali düşündüğümüzde, birinci ve ikinci ihtimalin imkânsız olduğu ortaya çıkacaktır. Birinci ve ikinci ihtimal mümkün olmadığına göre, üçüncü ihtimalin apaçık doğru ve gerçek olduğu kaçınılmaz olur. Bu ise, bütün eşyaların bir yaratıcısının olduğu, O'nun da Allah Teâlâ olduğu apaçık ortaya çıkar.İşte bu gerçek, Kur'an-ı Kerim'de şöyle zikredilmiştir.


خُلِقُوا مِنْ غَيْرِ شَيْءٍ أَمْ هُمُ الْخَالِقُونَ أم خلقوا السموات والأرض بل لا يوقنون - سورة الطور الآيتان: ٣٥ – ٣٦
"Acaba onlar (muşrikler), herhangi bir yaratıcı olmadan mı yaratıldılar? Yoksa kendi kendilerini yaratanlar onlar mıdır? Yoksa gökleri ve yeri onlar mı yarattılar? Aksine onlar, (Allah’ın azabına) inanmazlar." (Tûr Sûresi: 35 - 36)
Üstelik bu büyük mahlukat, ne zamandan beri vardır? Bu dünyada uzun yıllar onun ayakta kalmasını kim takdir etmiştir ve onun kalıcı olması için ömrünü kim uzun kılmıştır?
Bunun cevabı; Allah Teâlâ'dır. O, her şeye, kendisine uygun olanını ve onun hayatta kalmasını sağlayan şeyi vermiştir.
Allah Teâlâ'nın, yemyeşil o güzelim bitkiden suyu kestiğinde o bitkinin yaşamasının mümkün olmadığını görmez misiniz?
Durum inkârcıların iddiâ ettikleri gibi değildir. Aksine o bitki, kupkuru bir yığın hâline gelir. Kâinattaki her şeyi düşündüğünüz zaman, onun Allah Teâlâ ile bağlantılı olduğunu görürsün. Allah Teâlâ olmasa, kâinattaki eşyaların hiçbirisi olmazdı.
Üstelik Allah Teâlâ her şey için onun tabiatına uygun olanını yaratmıştır.
Örneğin deve, üzerine binmek için yaratılmıştır.
Nitekim Allah Teâlâ bu konuda şöyle buyurmuştur:


أولم يروا أنا خلقنا لهم مما عملت أيدينا أنعاماً فهم لها مالكون (- ) وذللناها لهم فمنها ركوبهم ومنها يأكلون - سورة يس الآيتان: ٧١ – ٧٢
"Onlar, ellerimizle yaptığımız eserlerden kendileri için uysal, evcil hayvanlar yarattık da bu sayede onlara sâhib olduklarını görmediler mi? Bu hayvanları onların emrine verdik (musahhar / âmade kıldık). Onlardan kimisini binek edinirler, kimisini de besin olarak yerler." (Yâsîn Sûresi: 71-72).
Deveye bakmaz mısınız? Allah Teâlâ, üzerine binilsin diye onu nasıl güçlü ve sırtını düz yaratmış ve ondan başka hiçbir hayvanın dayanamayacağı en zor şartlara dayanma gücü vermiştir!
Aynı şekilde eğer yüzünüzü kâinata dönüp çevirirseniz, kânatta yaratılmış olan her şeyin yaratılmış olduğu gâyeye uygun hareket ettiğini gözlerinizle görürsünüz! Allah Teâlâ her türlü noksan sıfatlardan munezzehtir.

Yine hissî (görülen / hissedilen) delillerden bazıları şunlardır:
Kâinatta bazı sebeblerden dolayı meydana gelen âfetler, yaratıcı Allah Teâlâ'nın varlığına delâlet etmektedir.
Örneğin insanın Allah Teâlâ'ya yalvarıp yakarması, O'na duâ etmesi, sonra da Allah Teâlâ'nın o duâyı kabul etmesi, Allah Teâlâ'nın varlığına delâlet etmeketdir.

Bu konuda Muhammed b. Salih el-Useymîn şöyle demiştir:

"Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- yağmur yağdırması için Allah Teâlâ'ya ellerini açıp: Allahım! Bize yağmur yağdır! Allahım! Bize yağmur yağdır! diye duâ edince, hemen bulutlar oluşmuş ve henüz minberden inmeden yağmur yağmaya başlamıştı. İşte bu, yaratıcı olan Allah Teâlâ'nın varlığına delildir." (Seffârîniyye Akîdesi Şerhi)


3- Şer'î Deliller:

Dînlerin (şeriatlerin) varlığıdır.

Muhammed b. Salih el-Useymîn -rahimehullah- bu konuda şöyle demiştir:
"(Peygamberlere gönderilen) şeriatler (dînler), yaratıcının varlığına, O'nun ilminin, hikmetinin ve rahmetinin kâmil olduğuna delâlet eder. Çünkü bu şeriatlerin, mutlaka bir dîn koyucusu olması gerekir ki, O da Allah -azze ve celle-'dir."
(Seffârîniyye Akîdesi Şerhi)



1400 yıl önce III. halife Osman (r.anh)'ın Kur'an-ı Kerim okurken şehid edilmiştir. Üzerinde kendisinin kanı hâla bulunan Kuran-ı kerimi şu an Topkapı müzesinde sergilenmektedir.
Başta Kur'an-ı Kerim'in fiziki yapısı, o zamanki harekesiz ve orijinal hali, üzerinde bulunan kanın yapısı tetkik edilme imkânı bulunabilmiş olursa ilim ve gözle şahid olmanın vereceği kalbi mutmâinlik kafalardaki acabaları giderecektir inşeAllah.



dsc01136_1239818919.jpg


Rasulullah (a.s.)'ın mektubları :


 
Üst Ana Sayfa Alt