Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Allah'a İnanıyor Muyuz?

M Çevrimdışı

mümkündür

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
1- Allah'a İnanıyor Muyuz?


Birçoklarına göre çok abes ve birçoklarına göre çok gereksiz bir sorudur bu!.
Ne demek “Allah'a inanıyor muyuz?”
Tabi ki, elbetteki, hiç kuşkusuz ki evet..
Bütün bir yurt sathında verilen bu ortak cevab, benim açımdan yeterli veya tatmin edici bir cevap değildir Çünkü “Allah'a inanıyor musunuz?” sorusuna “Evet” cevabını veren insanların büyük bir çoğunluğunun Allah'ı inkar etmediklerine ve küçük bir çoğunluğunun da Allah'a iman ettiklerine inanıyorum!. Nitekim Allah'ı inkar etmeyen büyük çoğunluk, Allah'ı inkar etmemekle Allah'a iman ettiklerini sanmakta ve bunu samimi bir iddia olarak ileri sürmektedirler!.
Diyeceksiniz ki, Allah'ı inkar etmemek ile Allah'a iman etmek arasında ne fark vardır?
Aslına bakılırsa herhangi bir fark olmaması gerekirdi!. Allah'ı inkar etmeyen bir insanın, inkardan uzaklaşmakla imana yaklaşması ve bunun bir neticesi olarak Allah'a iman etmesi, hakkıyie iman etmesi gerekirdi.
Fakat durum böyle midir?
Yaşadığımız coğrafyadaki Allah'ı inkar etmeyen insanlarda, Allah'a İman vasfı var mıdır?
Bu konudaki kişisel kanaatim ne yazık ki olumsuzdur. Çünkü toplum kesiminden tanıdığım insanların büyük çoğunluğunda .Allah'ı inkar etmeme vasfını açık bir şekilde müşahade etmeme rağmen, Allah'a iman vasfını kısmen görebilmiş veya hissedebilmiş değilim!.
Allah'ı inkar etmemek hususunda gösterdikleri asabiyet, Allah'a iman hususunda yok denecek kadar az!. Allah'ın varlığını inkar etmekle ilgili açık küfürlerden koşar adım uzaklaşmalarına rağmen, Allah'a imanla ilgili ve imanın gereği olan eylemlere yürüyerek de olsa bir yaklaşma, bir yakınlaşma yok!
Ne garip değil mi!.
Bu anlattığımız husus tabi ki meselenin bir yönüdür. Meselenin diğer yönü ise Allah'a İman ettiklerini iddia eden insanlardaki yanlış ve eksik Allah telakkisidir.
Samimi bir şekilde “Allah'a iman ediyoruz” diyen insanların, kullandıkları ifade aynı olmasına rağmen bu ifadede kastettikleri Allah telakkisi birbirinden farklıdır!.
“Gözden ırak olan, gönülden de ırak olur.” deyişini benimseyen birçok insana göre, gözden ırak olan Allah, gönülden de ırak olmuştur!.
Bu insanlara “Allah” dediğiniz zaman, başlarını göğe kaldırarak ilgilerini ve dikkatlerini çok uzaklara yöneltirler. Çünkü inandıkları Allah, uzaklarda, çok uzaklarda bulunan bir Allah'dır. İnandıkları Allah, yerleri ve gökleri yaratmış ve sonra da çok uzaklarda bulunan makamına çekilmiştir!.
Bazılarının kastettikleri Allah telakkisi ise kainatı yaratan, yağmuru yağdıran, bitkileri bitiren, tüm canlıların rızkını veren fakat yarattığı ve yaşattığı insanların yeryüzünde ne yaptıklarına, nasıl idare olunduklarına hiç karışmayan bir Allah telakkisidir!.
İnsanlara “Kul hakkı yemeyin, Benim hakkımı ne yaparsanız yapın!.” buyuran bir Allah telakkisidir bu!.
İnsanlara “İyi ve doğru olun!” buyruğunu veren, ancak bu iyiliğin ve doğrulunun ölçüsünü, ne olduğunu bildirmeyen bir Allah telakkisidir bu!.
Daha açık bir ifadeyle, çok daha açık bir ifadeyle, yaşarken değil, öldükten sonra dikkate alınması gereken bir Allah telakkisidir bu!.
Allah (c.c.) hakkındaki bu yanlış ve eksik telakkileri daha fazla anlatmamıza tabi ki gerek yoktur. Gerek duyduğumuz husus, alemlerin Rabbi olan Allah'ın doğru, dosdoğru tanınmasıdır. Bu doğru tanımlama ise, hiç kuşkusuz ki bizlere dosdoğru bilgiler veren Kur'an-ı Kerim'i dikkate almamızla mümkün olacaktır. Bu sınırlı kitap çalışmasında, Allah (c.c.)'ı dosdoğru tanımakla ilgiü yüzlerce ayet-i kerimeden sadece birkaç tanesini zikretmekle yetineceğiz.
Zamandan ve mekandan münezzeh olan Allah (c.c.)'ı uzaklarda, çok uzaklarda telakki edenlere, Kur'an-ı Kerim şu açık gerçeği bildirmektedir.
“Andolsun, insanı Biz yarattık ve nefsinin ona ne vesveseler vermekte olduğunu biliriz. Biz ona şahdamanndan daha yakınız.” [1]
Alemlerin Rabbi olan Allah (c.c.)'ın yeryüzündeki insanlara ve toplumlara karışmasını istemeyen ve O'nu göklerin Rabbi olarak kabul edenlere, hiç de hoşlarına gitmeyecek şu gerçek zikredilmektedir.
“(Allah) Göklerin, yerin ve her ikisi arasındakilerin Rabbidir; şu halde O'na ibadet et ve O'na ibadette kararlı ol. Hiç O'hun adaşı olduğunu biliyor musun?” [2]
Cemaat veya parti liderleri anıldığı zaman oldukça heyecanlanan ancak Allah (c.c.) anıldığı zaman kalplerinde en ufak bir kıpırtı, en ufak bir titreşim olmayan insanlara, Allah'a hakkıyle iman eden mü'minlerin şu özelliği beyan edilmektedir.
“Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; onlar, kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.” [3]
Şanı yüce Rabbimizin isim ve sıfatlarıyla ilgili birçok ayet-i kerimeden sadece birkaç tanesinde şöyle buyurulmaktadır.
“O Allak ki O'ndan başka ilah yoktur. Gaybı (görünmeyen olanı) da, görüneni de bilendir. Rahman ve Rahim olan O'dur.”, “O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir (bütün mülkün sahibidir); Kuddûs'tur; Selamdır; Mü 'rain 'dir; Müheymin'dir; Azizdir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koşmakta olduklarından çok yücedir.”, “O Allah ki, yaratandır, (en güzel bir biçimde) kusursuzca var edendir, 'şekil ve suret' verendir. En güzel isimler O'nundur. Göklerde ve yerde olanların tümü O'nu teşbih etmektedir. 0 Aziz ve Hakimdir.” [4]
Evet, alemlerin Rabbi olan Allah (c.c.)'ı, Kur'an-ı Kerim'de beyan edilen bu İlahi gerçekler istikametinde böylece tanımamız ve O'na böylece inanmamız, îman etmemiz gerekiyor.
1.KAF.16
2.MERYEM.65
3.HAC.35
4.HAŞR.22,23,24
AYRICA KAYNAK KİTAP(kimlik tercihi)
 
Üst Ana Sayfa Alt