Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Soru Allah'ın İlmi Ezeli Olduğuna Göre Bu İlmin Dahilindeki Bizlerin Konumu Nedir?

Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Son bir kaç zamandır bu meseleyi kafamda kurcalıyorum. Cevabını bulamadıkça huzura eremeyeceğim gibi.. Allaha sığınarak ve ondan bu tasavvurun ilmini ve hikmetini talep ederek zihnimdeki düşünceleri sizlerle paylaşıyorum. Herkesin anlaması için veya herkesin okumaya teşvik için düşüncelerimi bir tasvir haline getirerek basitleştirdim. Müslimlerden ricam herkesin bana fikir ve ilmiyle destek çıkmasıdır. @Alketa @EBU HANİFE özellikle siz ikiniz ikhvati... yorumlarınızı bekliyorum... :)
30671
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
"Cebre kapı aralar mı?" diye bir sorunun küfre kadar gideceği kanaâtindeyim. Kader hakkında aşırı tefekkürden sakındırılmasının da bundan dolayı olduğunu düşünüyorum.

Öte yandan Allah'ın ilminin de, Allah'ın iradesinden bağımsız olup olmadığını düşünmenin de tehlikeli olduğunu düşünüyorum. Çünkü Allah mutlâk galip olandır. Yani misâl senin bu soruyu soracağın ilmî olarak zaten belliydi ama bu Allah'ın iradesi dışında gerçekleşmedi. Bilakis o senin bunu düşünebilmen için gereken sebepleri yarattı. Düşünebilmen için akıl verdi ve düşünmek ile düşünmemek arasında seçim yapabilmen için irade verdi.

Fiilerimizi, potansiyelimizi ve sebepleri Allah yaratıyorsa irademize rağmen Allah bizi yönlendirmiş olmuyor mu sorusuna gelince, eğer irademize rağmen uymamız gereken bir senaryo olsaydı ve onun dışına çıkamasaydık, öyle düşünebilirdik. Ama Allah'ın el-Âlim olması yani kaderi de bilen olması bizi yapacağımız fiile zorlamıyor. Ama hayatlarımızın hâkimi de değiliz. Bize çizilen bir sınır içerisinde yol ayrımları var ve bu yol ayrımlarında hangi seçim yapacağımız konusu bize bırakılmış. Yani tamamen hâkim değiliz ama tamamen aciz de değiliz.

Müşrikler diyor ki "Allah dileseydi ne biz, ne de atalarımız ortak koşmazdık."
Sonra Allah buyuruyor ki "Onlardan öncekiler de bizim azabımızı tadıncaya kadar böyle yalanlamıştı."
Yani bu abes bir şeydir. İradeyi yok sayan veya işlevsiz olduğunu iddia eden birisi fikir beyan ettiği zaman kendisiyle çelişmiş ve daha pek çok çelişki ortaya atmış olur. Yani hem kulların fiilerinde Allah'ın iradesinin zorlayıcı olduğunu söyleyeceksin. Hem de düşünmek fiilini işlerken iki veya daha fazla fikir arasından bir fikri(kendi fikrini) savunmaya çalışacaksın.

Yani ortada iki eylem var. Birincisi, Allah'ın iradesinin fiillere taaluku ve kulların iradesinin fiilere taalluku. Allah'ın iradesinde hiçbir sınır, kısıtlama, noksanlık yokken kulun iradesi ve her şeyinde Allah'ın çizmiş olduğu bir sınır var.
Misâl şimdi burada bu meseleyi düşünüyoruz. Bizim aciz irademizin buna karar vermiş olması hâşâ Allah'ın nezdinde zorlayıcı mıdır? Yani külli iradede bir noksanlık meydana getirir mi? Hayır çünkü kaderi yaratan Allah, kaderden de ne kadarını, nasıl idrâk edebileceğimizi takdir etmiş ve ölçüsünü koymuştur. İrademizi yaratan da O'dur.

"Allah'ın iradesi, kulun fiilerinde nasıl tasarruf edeceğine taalluk etmez." görüşü ise bir tık eksik gibi. Eğer cebriyyenin iddia ettiği gibi rüzgarda savrulan başaklar gibi olsaydık, o zaman taalluk etmiş olurdu. Ya da kaderiyye gibi fiiller üzerinde tamamen tasarruf sahibi olan insandır, kader yoktur, dense bunda da taalluk etmemiş olurdu.
Ama Ehl-i Sünnet perspektifinden baktığımızda kader bize yol ayrımlarını veriyor, seçim bize ait. Bununla birlikte direkt olarak etki eden olmasa da imtihan gereği sebepler mevcut.
Yani sen doğdun, İslâm'ı seçtiğin ve kader meselesiyle ilgili tefekkür ettiğin için bu seni bu meseleyi düşünmene itti. Ama eğer sokakta yaşayan kimsesiz bir çocuk olsaydın bu sebepler taalluk etmediği için böyle bir şey yaşanmayacaktı. Sebepler ortadaydı. Ancak seni düşünmeye iten şey yalnızca sebepler değildi. Onlar bir yardımcı mahiyetindeydi diyebiliriz. Seni harekete geçiren şey karar vermendi.

Velhasıl aklımızın ermeyeceği bir şey hakkında sonuca ulaşmayı beklemenin boş bir uğraş olacağını düşünüyorum. Kaldı ki kader konusu tehlikeli bir konu. Ümmetin selefi bile bundan sakındırmış. Hatta Ömer radiyallahu anh'ın yanlış hatırlamıyorsam bu konuda bir mektubu vardı. Bir de yazıyı yazarken ufaktan uykum gelmedi değil, ağır da bir konu olduğu için hata ettiysem, bir yerde yanlış bir şey zikrettiysem affola. Bide bir tık uzun oldu, buraya kadar okuyanlar olduysa beyninizi yakmamışımdır inşâAllah .)
 
Son düzenleme:
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
keşke cami cemaatine müdavim seksen yaşında acuze itikatlı bir dede olup ahireti bekleseydim... şeytan kadim karanlık literatürünü bana enjekte ediyorrr
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
30674


30675


30676


30677
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yanlış tercüme var benim okudugum ibarede جلب değil جبل kelimesi geçiyor bunun manası karakter tayin etmek. hamur yogurmak gibi manaları var. bu konuyu okumuştum, eskiden kulun iradesini izale etmeyen cebre karşı çıkmazdım ama şuan eşarilerin kesb görüşünü terkettim direk diyorum ki insan fiillerinin hakiki failidir bu eylemi Allah yaratmıştır. ve yine eyleminden sorumludur.

yanlış tercüme demişken arapçası varsa bakalım bi ara belki hakikaten جلب fiili mevcuttur o zaman mesele benim nezdimde çözülür
 
Rhodium Çevrimdışı

Rhodium

Üye
İslam-TR Üyesi
Konuya cevap verecek bir çok usta vardır. Bir kaç husus karalarsak,

Allah nedir? Allah yüce yaratıcımız ve tek ilahtır. İslamın en temeli iman esasında sorduğun soru "kader" inancı ile değil "Allaha iman" inancı ile alakalı.

Peki, insan nedir? İnsan da Allahın "yarattığı" canlıdır. Aklı olan insan canlısı iradesi ile birlikte "yaptıklarından" sorumlu kuldur.

Yani basitçe,
Allah yaratır insan yapar.
Yapma eylemi zamana bağımlı bir fonksiyondur. Üç gündür bir işi yapamadı dersin örneğin. Bu adam fena bir iş yaptı da diyebilirsin. Kötülük ve iyilik de yapma eyleminde sorumluluk sahibisindir. (bkz kötülük problemi). Yani irade ve sorumluluk "yapma" eylemine ve zamana bağlıdır.

Yaratma eylemi ise zamandan bağımsız bir fonksiyondur. Allah herhangi bir şey yapmaz, yaratır. Dolayısı ile insan gibi irade ve sorumluluk sahibi değildir. Kötülüğü yaratması onu kötü olmakla sorumlu tutmaz. Ve zamana da bağımlı hale getirmez.

Allah ol der olur. Bu yoktan var etmekmidir? Yoksa sıfır zamanda yaratma mıdır? Allah dilerse bir şeyi 1 milyar süreçlik bir zamanda yaratır. Dilerse 1 aylık dilerse anda. Çünkü zaman fonksiyonu senin için var. Bir tatlı su damlasından 5 milyon yılda bir virüs yaratabilir. Yada bir galaksiyi 1 milisaniyede de yaratabilir.

Kısaca, zaman ile ilgili tüm kavramlar, sorumluluk, irade, kötülük, öncesi, sonrası insan canlısı için var. Yaratıcımız Allah bunlardan bağımsız.

Diyelim ki bir yemek yapacağız. O yemeği yapmayı bilmiyorsak yemek tarifine bakarız. Yemeğin bilgisi tarifte bulunur. 1 çay kaşığı tuz, bir yemek kaşığı un, 1 yumurtanın sarısı... Ancak bütün bu tarif yemeğin kokusu ve tadını bize anlatmaz.

İşte bunun gibi herhangi bir şeyin ön bilgisi, gölgesi, imajı, sonucu vb. Olayın aslı değildir. Yaptığımız çorbayla çorba tarifi aynı şey değildir. Yani Allahda ezelden bizim önbilgimizin olması bizim de geçmişte olduğumuz anlamına getirip kavramları çorba yapmamız doğru olmaz.

insan için oluşan bu "yapma" eylemini kaderin gerçekleştiği anı insan için değil de melekler için düşünelim. Yani meleğin ne yapacağı Allah tarafından biliniyor ve melek bunu uyguluyor. İşte insan ve melek arasında ki temel fark özgür irade ve kul olmanın sorumluluğudur. İnsanın melekten üstün olmasındaki sebep te budur.


İradeden kastedilen ölçü, melek ve insan arasındaki farktır. Buradaki ölçü Allahın iradesindeki irade ile karıştırmamak gerekir. Biri elma diğeri ağaç temel olarak farklı manalara gelen kelimeler.

Bilginin, kişinin kendi olmadığını iyi kavramaz isek, durumu: panteizme doğru kayar ve yalnış tespitlere doğru yelken açar. Allahın bizi bilmesinde ki bilgi, biz değildir. Bize aitte değildir.

Levhi mahfuzu da bir dil gibi düşünmelisin. Arapça, Türkçe gibi insan dilleri belli bir yere kadar işleyiş sağlar ama her şeyde kullanılamaz. Örneğin bir atm makinesinin yazılımını Türkçe İngilizce ile yapamazsın. "Yazılım dili" algoritmalar içeren bambaşka bir dildir. Atm bizim anlamamız gereken yerleri basitçe Türkçe bize para çek, para yatır menülerini sunarken sayfalar dolusu yazılım dili makinede işlemektedir.

Yakın bir gelecek içinde "nesnelerin İnterneti" konuşuluyor. İşte bu tam olarak levhi mahfuz tabirine benzeyebilir.
Allah-Cebrail gibi bildiğimiz bir etkileşim de yazılım dili gibi insan dilleri çok basit kalacaktır. Bu atm deki c# kodları gibi bilmenizin gerekmediği ama arka planda olan gerçek dildir. Saklanan gizlenen bir şey değil.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
yaşanacağa dair ilim zaten ezeliyete doğru sonsuzlukta belliydi, bir kent-trilyon sene önce Allah bu ilmi yarattı ve bildi demeyiz. Dolayısıyla bu ilmin mahiyeti ve olacaklar geriye doğru sonsuzluk bağlamında Allahın zatıyla kaim ama bağımsız bir sıfat olarak tezahür ediyor. Mesela,

benim bu kelimeleri yazacağımı bir sene önce de Allah biliyordu, bin sene önce de Allah biliyordu, bir milyar sene önce de Allah biliyordu yine bir kent-trilyon sene önce de Allah biliyordu... bu cümle geriye doğru sonsuzluğa kadar uzanır ve zamanı da işin içine katarsak Allah sonsuz sene önce Allah biliyordu diyebiliriz.

Eğer Allah olacaklara dair ilmi sonradan istediği şekilde yaratsaydı o zaman cebr devreye girerdi. Zira Allah şöyle olsun böyle olsun diyerek bu ilmi yaratmıştır.

Ama olacaklara dair ilmin ezeli oluşuda ilmi bir mahiyette bizi de ezeli kılar. ismimiz fiillerimiz vs. vs. hepsi sonsuzlukta Allah biliyordu.
 
Rhodium Çevrimdışı

Rhodium

Üye
İslam-TR Üyesi
yaşanacağa dair ilim zaten ezeliyete doğru sonsuzlukta belliydi, bir kent-trilyon sene önce Allah bu ilmi yarattı ve bildi demeyiz. Dolayısıyla bu ilmin mahiyeti ve olacaklar geriye doğru sonsuzluk bağlamında Allahın zatıyla kaim ama bağımsız bir sıfat olarak tezahür ediyor. Mesela,

benim bu kelimeleri yazacağımı bir sene önce de Allah biliyordu, bin sene önce de Allah biliyordu, bir milyar sene önce de Allah biliyordu yine bir kent-trilyon sene önce de Allah biliyordu... bu cümle geriye doğru sonsuzluğa kadar uzanır ve zamanı da işin içine katarsak Allah sonsuz sene önce Allah biliyordu diyebiliriz.

Eğer Allah olacaklara dair ilmi sonradan istediği şekilde yaratsaydı o zaman cebr devreye girerdi. Zira Allah şöyle olsun böyle olsun diyerek bu ilmi yaratmıştır.

Ama olacaklara dair ilmin ezeli oluşuda ilmi bir mahiyette bizi de ezeli kılar. ismimiz fiillerimiz vs. vs. hepsi sonsuzlukta Allah biliyordu.

Allahın gazabı var. Ve cebr yani zorla hak edene, toplumlara küçük büyük kıyamet var. Yani Allah istediği zaman cebr ile hükmeder...

Şuanda yaşaduklarını Allahın önceden biliyor olmasında ki "bilgi" senin önceden ezelden beri var olmanı nasıl sağlasın ki. Bu çok panteist bir yaklaşım. Bence mantıksız.

Meteoroloji de yarın yağmur yağacak dediğinde: yağmurun bilgisi meteoroloji de vardı o ilimsel sebeplerle yağmur aslında dünde yağıyordu dermisin? İşte böyle mantıksız bir cümle kuruyorsun. İnsan ezeli değildir kardeşim.
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Meteoroloji de yarın yağmur yağacak dediğinde: yağmurun bilgisi meteoroloji de vardı o ilimsel sebeplerle yağmur aslında dünde yağıyordu dermisin? İşte böyle mantıksız bir cümle kuruyorsun. İnsan ezeli değildir kardeşim

ama meteoroloji, o yağmurun yağacağı bilgisine kurulduğu günden beri sahip değildi ki?

Şuanda yaşaduklarını Allahın önceden biliyor olmasında ki "bilgi" senin önceden ezelden beri var olmanı nasıl sağlasın ki. Bu çok panteist bir yaklaşım. Bence mantıksız.

panteizm gibi bir küfürden Allah'a sığınırım, dikkatini çekerim ki Allahın ilmini zatıyla kaim bir sıfattır olarak tanımladım. Burada Allahın ilme hululu ya da tam tersi söz konusu değil. yanlız daha derinlere indikçe tehlikeli sularda yüzmeye başladığımı farkettim. Allah'ın zatını düşünmek yasaklanmıştır hadis tarafından... bence bu muhabbete bi son verelim. neuzubillahi en ekune minel cahilin
 
M Çevrimdışı

musab99

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah icin zaman kavrami yok, yaratilan icin var ise ,isterse 1 yil , 10 bin yil ,1 milyon yil olsun , yani suresi ne olursa olsun Allah icin zaman nokta hukmunde , her sey ayni anda olup bitiyor, yani suan paygamber risalet gorevini yapiyor , buyuk iskender fetihlerini gerceklestiryor . musa as kizil denizi yariyor...
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
abla anlatmak istedigim şeyler var ama dile gelmiyo kelimelere dökemiyorum amacım ne çözebilmiş değilim şaşırdım sanırım.

ben seni anliyorum aslinda
bu ve benzer konularda benim de sordugum cevabini aradığım sorular oluyor. ve cevaplar değiskenlik gosteriyor, lakin benim de en yakın bulduğum cevap;

musab abinin dedigi her seyin "an"da yaşanıyor olması.

Allah icin zaman kavrami yok, yaratilan icin var ise ,isterse 1 yil , 10 bin yil ,1 milyon yil olsun , yani suresi ne olursa olsun Allah icin zaman nokta hukmunde , her sey ayni anda olup bitiyor, yani suan paygamber risalet gorevini yapiyor , buyuk iskender fetihlerini gerceklestiryor . musa as kizil denizi yariyor...

bu konuya daha detayli yorum yapmak isterdim ama nihayetinde ultra parlak zekama hakaret yiyecegimden susmayi tercih ediyorum.

son olarak bu ve benzer sorular evvelden de hep sorula gelmiş o yuzden cok kendine yuklenme. daha ne sorular var
 
Ahıskalı Çevrimdışı

Ahıskalı

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
abla sitece bir araya gelip antik yunan filozoflarından beri süregelen kötülük problemi tartışmasında son noktayı koymadık mı? bunu da başarırız evvel Allah :)
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Abdurrahman b. Muhammed b. Mende rahimehullah “er Redd ala Men Yekulu Elif-lam-mim Harfun” isimli kitabında şöyle demiştir:
Bize Muhammed b. Ebi Nasr haber verdi, dedi ki: Bize et Taberani haber verdi, dedi ki: Bize Ali b. Abulaziz tahdis etti, dedi ki: Bize Ömer b. Hafs b. Gıyas tahdis etti, dedi ki: Bana babam tahdis etti. Onun Asım b. Behdele’den naklettiğine göre Ebu Vail Şakik b. Seleme şöyle demiştir: Ebu Musa el Eşari radiyallahu anh Ömer b. el Hattab’a “Bizim tarafımızda bazı kimseler kader hakkında konuşuyorlar” diye mektup yazdı. Bunun üzerine Ömer radiyallahu anh ona şöyle cevap verdi:


Bismillahirrahmanirrahim
Allah’ın kulu, müminlerin emiri Ömer b. Hattab’dan, Abdullah b. Kays el Eşari’ye... Bundan sonra;

Şüphesiz Allah Tebareke ve Teala işini sağlam şekilde yapıp bitirmiş, hükmünü yürürlüğe koymuş, meşietini takdir etmiştir. Yarattıklarına emrettiği taati ve onlara yasakladığı masiyeti hususunda onların aleyhine hüccet almıştır.

Allah Tebareke ve Teala bir kulu sevdiği zaman ona yardım eder. Bir kulu sevmediği zaman onu yardımsız bırakır. Allah bizi de seni de yardıma mazhar olan ve taati ile amel eden kullarından eylesin.

Bu mektubum sana ulaştığı zaman onları çağır, yaptıklarından vazgeçmeleri için üzerlerine git, Allah’ın sağlamca yaptığı ve bitirdiği bir şey hakkında konuşup durmaktan onları sakındır.

Bil ki Allah Tebareke Teala’nın yarattığı ilk şey kalemdir. Allah ona “Yaz!” buyurmuştur. Bunun üzerine kalem, olmuş olanı ve kıyamet gününe kadar olacak olanları yazmıştır. Allah Azze ve Celle kulları hakkında saadeti ve bedbahlığı yazmış, bu işi bitirmiştir.

Önceden dalmakta oldukları, Allah bitirdiği mesele hakkında derine dalmaktan onları sakındır.

Onlara, Allah’ın kitabını okumakla meşgul olmalarını emret. Zira Allah Teala Kur’an okuyan kimse için her harfe karşılık on hasene yazar. Dikkat et, “elif-lam-mim” bir harftir demiyorum. Onun için elife karşılık on hasene, lama karşılık on hasane, mime karşılık on hasene yazılır. Şu halde Allah Teala’nın faziletini beyan ettiği bu amel ile iştigal etmek onlar için daha faydalıdır. Allah Tebareke Teala’nın bitirdiği ve hükme bağladığı bir şey hakkında konuşmaktan dünyaları ve ahiretleri için daha yararlıdır.

Elhamdulillah
 
Kozsoy Çevrimdışı

Kozsoy

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Allah zamanı yarattı ve bizim bütün eylem ve düşüncelerimiz zaman bağlıdır . ve allah evvel ve ahirdir , yani haliyle zamanın öncesinde ve sonrasında vardır, bizim için gelecek olan onun zaten bilgisi dahilinde var olandır , bizler eylemlerimizi zamanın içerisinde zamanın akışına göre yorumlar ve ölçebiliriz , zamanı algılama şeklimizi geçmiş gellecek yerine tekil bir zamanolarak değiştirirsek aslında herşeyin olup bittiği ve sadece sırasını beklediği neticesine ulaşırız

bu herşeyin olup bittiği haldir zaman tektir

30678


bu ise aynısıının bizim algıladığımız yaşayış halidir zaman akıp gitmektedir ,


Muybridge_horse_gallop_animated_2.gif




haliyle ne olup biteceğini yaratıcı olarak zaten bilmektedir , burada insanın özerkliği onun iradesidir , misal anne çocuğunu dışarı salar sokakta oyna ama suyla oynama der ve bunu derken onun suyla oynayacağını blmektedir , çoğğumuzun başına gelmiştir anne razı değildir bilmektedir ve bizde yapmışızdır , irademizin sorumluluğu , tabiki burada annenin bilmesi ile allahın kesin bilgi sahibi olması arasında fark vardır . ama irademiz aynı irade mesuliyetimiz aynı mesuliyettir .

bizi kitleyen zaman algımız ve zamanla ilintili kaderimizdir ,

“Kader hakkında konuşmayın, zira kader Allah’ın sırrıdır. Allah’ın sırrını açıklamaya kalkmayın.” (Kenzü’l Ummâl, 1/132)
“Kader hakkında fazla konuşmayın, çünkü sizden evvelkilerin çoğu ondan kaybetmiştir.” (Tirmizî, Kader, 1)
 
EBU HANİFE Çevrimdışı

EBU HANİFE

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Son bir kaç zamandır bu meseleyi kafamda kurcalıyorum. Cevabını bulamadıkça huzura eremeyeceğim gibi.. Allaha sığınarak ve ondan bu tasavvurun ilmini ve hikmetini talep ederek zihnimdeki düşünceleri sizlerle paylaşıyorum. Herkesin anlaması için veya herkesin okumaya teşvik için düşüncelerimi bir tasvir haline getirerek basitleştirdim. Müslimlerden ricam herkesin bana fikir ve ilmiyle destek çıkmasıdır. @Alketa @EBU HANİFE özellikle siz ikiniz ikhvati... yorumlarınızı bekliyorum... :)
Ekli dosyayı görüntüle 30671
Bu gün sabah aynı sey aklıma gelmişti inan buna üstad.Ama kendimce ne cevap turetsem havada kalır.Cunku Allah CC kendisinin kendisi Hakkında bildirdiği bilgiden başkasıni bilmiyoruz.Allah CC adil olduğuna iman ediyorum.
Geçen Aliyull el karı Ra bı sozunu okumuştum. Şöyle diyordu 'kader hakkında 3n çok konuşanlar en cahillerinizdir'
İstersen araştırmaya devam et ama her cevap zan vehm barındıracak kesin cevabı yok.
 
Alketa Çevrimdışı

Alketa

2024 Resmi Kitap Sponsoru
İslam-TR Üyesi
Bu gün sabah aynı sey aklıma gelmişti inan buna üstad.Ama kendimce ne cevap turetsem havada kalır.Cunku Allah CC kendisinin kendisi Hakkında bildirdiği bilgiden başkasıni bilmiyoruz.Allah CC adil olduğuna iman ediyorum.
Geçen Aliyull el karı Ra bı sozunu okumuştum. Şöyle diyordu 'kader hakkında 3n çok konuşanlar en cahillerinizdir'
İstersen araştırmaya devam et ama her cevap zan vehm barındıracak kesin cevabı yok.

vay Ebu Hanife abi
bi maturidi olarak hala yaşiyor olman guzel.
 
Üst Ana Sayfa Alt