Allah azze ve celle Tekvir suresinin 29. ayeti kerimesinde; ''Alemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe sizler bir şey dileyemezsiniz.'' bu ayetin tefsirine bakacak olursak, tefsir alimlerinden Kurtubi, Beğavi ve Semerkandi ittifaken şöyle söylemişlerdir;
Suyuti'nin Camiu's-Sağir adlı eserinde 8659 numaralı hasen derecesinde bir hadiste Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur; ''Allah kimi cennet veya cehennem olan iki menzilin birisi için yarattıysa o kulunu gidiceği yerin amellerine muvaffak kılar.''
İbn Hacer el-Askalani'nin Metalibu'l-Aliye adlı eserinde Rebia bin Haris (radıyallahu anhu) anlatıyor; ''Rasulullahı cahiliyye zamanında müşriklerle beraber Arafat'ta vakfettiğini ve yine İslam döneminde bu yerde vakfa durduğunu gördüm. O zaman anladım O'nu (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın muvaffak kıldığını...''
Bu konuyu bu konunun devamı olarak açmak istedim. Netice şu, hiçbirimiz amellerimizle övünmemeli ucba ve kibre kapılmamalıyız. Bizi bunlar için başarılı kılan Allah'tır, eğer Allah başarılı kılmasaydı zerre miskal salih amel işleyemezdik, hatta dileyemezdik bile... Günah işlemek bile Allah'ın hızlanı olmadan mümkün değilken bize neler oluyor da övündükçe şişip duruyoruz.. Tekrar ediyorum günahla irademiz arasında Allah'ın hızlanı var. Mesela şarap içmek için tekel bayiine gidersin, tam yolda ilerlerken Allah önüne bir kulunu sevk eder ve seni ona musahhar kılar. Allah böylece günah işlemene mani olur. Bu yazdıklarım kendime olan nasihatimdir. Dileyen ibret alsın.
فَبَيَّنَ بِهَذَا أَنَّهُ لَا يَعْمَلُ الْعَبْدُ خَيْرًا إِلَّا بِتَوْفِيقِ اللَّهِ، وَلَا شَرًّا إِلَّا بِخِذْلَانِهِ وَفِيهِ إِعْلَامٌ أَنَّ أَحَدًا لَا يَعْمَلُ خَيْرًا إِلَّا بِتَوْفِيقِ اللَّهِ وَلَا شَرًّا إِلَّا بِخِذْلَانِهِ أن المشيئة والتوفيق والخذلان إليه
''Açıkça belli olmuştur ki, kul hayırlı bir amel işlemez ki ancak bu Allah'ın tevfikiyle olsun, yine şer işlemez ki ancak bu da Allah'ın hızlanıyla olsun.''
''Açıkça belli olmuştur ki, kul hayırlı bir amel işlemez ki ancak bu Allah'ın tevfikiyle olsun, yine şer işlemez ki ancak bu da Allah'ın hızlanıyla olsun.''
Suyuti'nin Camiu's-Sağir adlı eserinde 8659 numaralı hasen derecesinde bir hadiste Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur; ''Allah kimi cennet veya cehennem olan iki menzilin birisi için yarattıysa o kulunu gidiceği yerin amellerine muvaffak kılar.''
İbn Hacer el-Askalani'nin Metalibu'l-Aliye adlı eserinde Rebia bin Haris (radıyallahu anhu) anlatıyor; ''Rasulullahı cahiliyye zamanında müşriklerle beraber Arafat'ta vakfettiğini ve yine İslam döneminde bu yerde vakfa durduğunu gördüm. O zaman anladım O'nu (sallallahu aleyhi ve sellem) Allah'ın muvaffak kıldığını...''
Bu konuyu bu konunun devamı olarak açmak istedim. Netice şu, hiçbirimiz amellerimizle övünmemeli ucba ve kibre kapılmamalıyız. Bizi bunlar için başarılı kılan Allah'tır, eğer Allah başarılı kılmasaydı zerre miskal salih amel işleyemezdik, hatta dileyemezdik bile... Günah işlemek bile Allah'ın hızlanı olmadan mümkün değilken bize neler oluyor da övündükçe şişip duruyoruz.. Tekrar ediyorum günahla irademiz arasında Allah'ın hızlanı var. Mesela şarap içmek için tekel bayiine gidersin, tam yolda ilerlerken Allah önüne bir kulunu sevk eder ve seni ona musahhar kılar. Allah böylece günah işlemene mani olur. Bu yazdıklarım kendime olan nasihatimdir. Dileyen ibret alsın.