Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah'ın ve Senin Dilemenle Diyen Birisi Hakkındaki Hadisin Sıhhati ve Açıklaması Nedir ?

Öğrenen Müslüman Çevrimdışı

Öğrenen Müslüman

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekatuh

Kalbin İlacı İbn-i Kayyım El-Cevziyye kitabında Sözle Şirk kısmında şöyle geçiyor;

Bir insana "Allah'ın ve senin dilemenle" demek de bu tür şirktendir.
Nitekim birisi Rasûlullah'a "Allah'ın ve senin dilemenle" deyine O:
"Beni Allah'a ortak mı yaptın? sadece "Allah'ın dilemesiyle" de"
buyurdu.
Halbuki Yüce Allah kullarına "dileme, isteme" nisbet etmiş,
"Aranızdan doğru hareket etmek dileyenler için" (Tekvir, 28)
buyurmuştur. Buna rağmen "Allah'ın ve senin dilemenle" denmesi dahi şirk kabul edilmiştir.
Burda bahsedilen hadisin sıhhati ve şerhi nedir?
Burda kastedilen büyük şirk midir yoksa küçük şirk mi?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullahi we berakatuh ;

حَدَّثَنَا بَهْزٌ وَعَفَّانُ قَالَا ثَنَا حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ عَبْدِ الْمَلِكِ بْنِ عُمَيْرٍ عَنْ رِبْعِيِّ بْنِ حِرَاشٍ عَنْ طُفَيْلِ بْنِ سَخْبَرَةَ أَخِي عَائِشَةَ لِأُمِّهَا
أَنَّهُ رَأَى فِيمَا يَرَى النَّائِمُ كَأَنَّهُ مَرَّ بِرَهْطٍ مِنْ الْيَهُودِ فَقَالَ مَنْ أَنْتُمْ قَالُوا نَحْنُ الْيَهُودُ قَالَ إِنَّكُمْ أَنْتُمْ الْقَوْمُ لَوْلَا أَنَّكُمْ تَزْعُمُونَ أَنَّ عُزَيْرًا ابْنُ اللَّهِ فَقَالَتْ الْيَهُودُ وَأَنْتُمْ الْقَوْمُ لَوْلَا أَنَّكُمْ تَقُولُونَ مَا شَاءَ اللَّهُ وَشَاءَ مُحَمَّدٌ ثُمَّ مَرَّ بِرَهْطٍ مِنْ النَّصَارَى فَقَالَ مَنْ أَنْتُمْ قَالُوا نَحْنُ النَّصَارَى فَقَالَ إِنَّكُمْ أَنْتُمْ الْقَوْمُ لَوْلَا أَنَّكُمْ تَقُولُونَ الْمَسِيحُ ابْنُ اللَّهِ قَالُوا وَإِنَّكُمْ أَنْتُمْ الْقَوْمُ لَوْلَا أَنَّكُمْ تَقُولُونَ مَا شَاءَ اللَّهُ وَمَا شَاءَ مُحَمَّدٌ فَلَمَّا أَصْبَحَ أَخْبَرَ بِهَا مَنْ أَخْبَرَ ثُمَّ أَتَى النَّبِيَّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ فَأَخْبَرَهُ فَقَالَ هَلْ أَخْبَرْتَ بِهَا أَحَدًا قَالَ عَفَّانُ قَالَ نَعَمْ فَلَمَّا صَلَّوْا خَطَبَهُمْ فَحَمِدَ اللَّهَ وَأَثْنَى عَلَيْهِ ثُمَّ قَالَ إِنَّ طُفَيْلًا رَأَى رُؤْيَا فَأَخْبَرَ بِهَا مَنْ أَخْبَرَ مِنْكُمْ وَإِنَّكُمْ كُنْتُمْ تَقُولُونَ كَلِمَةً كَانَ يَمْنُعُنِي الْحَيَاءُ مِنْكُمْ أَنْ أَنْهَاكُمْ عَنْهَا قَالَ لَا تَقُولُوا مَا شَاءَ اللَّهُ وَمَا شَاءَ مُحَمَّدٌ
Bahz ve Affan bize anlattılar, dediler ki: Bize Hammad bin Seleme, Abdulmelik bin Umeyr'den, Rabi'i bin Haraş'tan, ,(Aişe'nin anne bir kardeşi) Tufeyl b. Sahbera annesi için rivayet etti.
Bir rüya gördü: "Rüyasında, Yahudilerden bir topluluğa uğrayıp: 'Siz kimsiniz?' dedi.
Onlar da: 'Biz Yahudileriz' diye cevab verdiler.
Tufeyl: 'Siz, Uzeyr Allah'ın oğlu iddiasında bulunmasaydılar diye temenni edilen bir topluluksunuz" dedi.
Yahudiler: 'Siz de, "Mâşâallah ve Mâşâe Muhammed" (Allah'ın dilediği olur ve Muhammed'in dilediği olur) sözünü söylemeselerdi diye temenni edilen bir topluluksunuz' dediler.
Daha sonra da bir Hristiyan topluluğuna uğradı ve Onlara: ''Siz kimsiniz?' dedi.
'Biz Hristiyanlarız' diye cevab verince,
Tufeyl dedi ki: 'Siz Mesih Allah'ın oğlu iddiasında bulunmasaydılar diye temenni edilen bir topluluksunuz.'
Onlar da: 'Siz de, "Mâşâallah ve Mâşâe Muhammed" (Allah'ın dilediği olur ve Muhammed'in dilediği olur) sözünü söylemeselerdi diye temenni edilen bir topluluksunuz' dedi."
Sabah olunca Tufeyl rüyasını, gördüğü herkese anlattı.
Sonra da Rasûlullah'a (s.a.v.) geldi ve Ona da anlattı.
O da: "Bunu başkasına anlattın mı ?" diye sorunca
Tufeyl: 'Evet dedi.
Namazlarını kılınca, Rasûlullah Onlara bir konuşma yaptı: Allah'a hamd ve sena edip şöyle buyurdu: "Tufeyl bir rüya görmüş ve Sizden gördüğüne de bunu anlatmış. Siz konuşmalarınızda bir söz kullanıyordunuz, Size olan saygım/güvenim de
(Ahmed bin Hanbel, Musned, V/72, Hadis no: 20572; Benzer rivayet için V/399, Hadis no: 23275. Sahih hadis
İbn Mâce, Keffarât, 13, Hadis no: 2118 (Bûsirî, İbn Mâce'nin zevâidinde bu hadisin râvîlerinin Buhârî'nin şartına uygun ve sika olduklarını belirtti); Dârimi, İstrzân, 63, Hadis no: 2702; Taberânî, el-Mûcemu'l-kebîr, VII1/324-325; Hadis no: 8214-8215; Hâkim, Mustedrak, 111/523-524, Hadis no: 5945-5946/1543-I544)

Bir kişi Peygamber'e (Sallallahu aleyhi ve sellem): "MâşâAllah ve Mâşâe Muhammed" (Allah'ın dilediği olur ve Muhammed'in dilediği olur) deyince;
Peygamberimiz (Sallallahu aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: "Beni Allah'a denk mi tutuyorsun? Bilâkis "MâşâAllah"de"
(Ahmed bin Hanbel, Musned, 1/214, Hadis no: 1839; Sahih hadis
Benzer rivayet için I/224 Hadis no: 1964; 1/283, Hadis no: 2561; 1/347, Hadis no: 3247; Nesâî, es-Sunenü'l-kubrâ, V[/245, Hadis no: 10824; Amelu'l-yevm ve'l-leyle, Sf: 545, Hadis no: 987; Beyhakî, es-Sunenu'l-kubrâ, III/217, Hadis no: 5603; İbn Mâce, 13, Keffârât, Hadis no: ;21I7 (Bûsirî, Zevâid'de bu hadisin senedinde Eclâh b. Abdullah el-Kindî'nin bulunduğunu, bu zât ise Ahmed b. Hanbel, Ebû Hatim, Nesâî, Ebû Dâvûd ve İbn Sâ'd tarafından -hafızası sebebiyle- zayıf; Yahya b. Maîn, Yakub b. Sufyân, Iclî (ve Amr b. Ali) tarafından da sika sayıldığını; diğer râvîlerin ise sika olduklarını belirtmiştir.) Buhârî bu râvîye değindi, ancak cerhedici bir noktaya temas etmedi. (et-Târihu'l-kebîr, 1/II/68). Zehebî ise sika olduğunu belirtti, (Kâşif, 1/234, Trc. no:234) 'Allah'ın dilediği ve senin dilediğin olur'


حَدَّثَنَا هشام بن عمار. حَدَّثَنَا سفيان بن عيينة، عنن عبد الملك بن عمير، عن ربعي بن حراش، عن حذيفة بن اليمان؛
- أن رجلا من المسلمين رأى في النوم أنه لقي رجلا من أهل الكتاب فقال: نعم القوم أنتم لولا أنكم تشركون. تقولون: ما شاء اللَّه وشاء مُحَمَّد. وذكر ذلك للنَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم فقال ((أما واللَّه! إن كنت لأعرفها لكم. قولوا: ما شاء اللَّه ثم شاء مُحَمَّد))
حَدَّثَنَا مُحَمَّد بن عبد الملك بن أبي الشوارب. حَدَّثَنَا أبو عوانة، عن عبد الملك، عن ربعي بن حراش، عن الطفيل بن سخبرة، أخي عائشة لأنها، عن النَّبِيّ صَلَى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَم، بنحوه
فِي الزَوَائِد: رجال الإسناد ثقات على شرط البخاري
Huzeyfe bin el-Yeman (r.anh)'den şöyle demiştir:
Müslümanlardan bir adam rüyasında ehl-i kitab'dan bir adamla karşılaşmış ve ehl-i kitab olan adam Ona: Allah'a ortak koşmanız olmazsa siz (müslümanlar) ne güzel insanlarsınız. Siz, 'Allah'ın dilediği ve Muhammed'in dilediği' diyorsunuz, demiştir.
Müslüman adam da sonra rüyasını Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'e anlatmış,
bunun üzerine Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) «Bilmiş olun ki Vallahi şubhesiz sizin bu kelimeyi kullandığınızı bilmiyordum. Şöyle deyiniz: Allah'ın dilediği sonra Muhammed'in dilediği.» buyurdu.

(İbn-i Mâce, Kitab'ul Keffarat, Bab 13, Hadis no: 2118)
Aişe (r.anha) ana bir erkek kardeşi Tufeyl bin Sahbere (r.anh) de bu Hadis'in mislini Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'den rivayet etmiştir.
Not: Bu senedin ravilerinin Buhari'nin şartı üzerine sika oldukları, Zevaid'de bildirilmiştir.



El-Hafız ise el-Fetih'te bu iki hadisin Ahmed ve Nesai tarafından da rivayet edildiğini bildirmektedir. Nesai'nin Mucteba isimli suneninde bunlara rastlamadım. Her halde büyük süneninde rivayet edilmiştir.
Hulasa bu sözü söylemenin hatalı oluşu sırf anılan müslümanın rüyasına dayanmıyor. Allah ile kulunun denk tutulması kokusunu veren çirkin bir kelime olduğu için yasaklanmıştır.
İlk hadis de (İbn-i Mâce, Kitab'ul Keffarat, Bab 13, Hadis no: 2117) bu sözün doğrudan yasaklanmış olduğunu gösterir.
Ahmed'in rivayet ettiği bir başka hadise göre: "Bir adam Peygamber (s.a.v.)'e: Allah'ın dilediği ve senin dilediğin, demiş bunun üzerine Rasul-u Ekram (s.a.v.) Adama: «Sen Beni ve Allah'ı denk mi ettin? Hayır, bilakis yalnız Allah'ın dilediği» buyurmuştur."
«Allah'ın dilediği, sonra Senin dilediğin» ifadesinin meşru kılınmasının sebebine gelince, Allah Teala'nın dilemesi, kulun dilemesinden önce tahakkuk eder. Bu ifade de o tahakkuka uygundur.
 
Üst Ana Sayfa Alt