Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Allah'ın Yeri Ve Gökleri Hemen Yaratmayıp, Altı Günde Yaratmasının Sebebi?

why not Çevrimdışı

why not

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Yunus-3. Ayeti kerime meali: Şüphesiz ki Rabbiniz, Gökleri ve Yeri altı günde yaratan,... ayetinden anlaşılacağı üzere Allah yeri ve gökleri altı günde yaratmış.

Enam-73. Ayeti kerime meali: O'dur gökleri ve yeri hak ile yaratan. O'nun; ol, dediği gün; hemen olur. O'nun sözü haktır... ayetinde ise Ol dediği gün hemen olur diyor. biz bu iki ayetten ne anlamalıyız.6 günde yaratıldığını mı yoksa ol dediği gün olduğunu mu?

Kuran meallerinde neden böyle çelişkiler var?

Ben arapça bilmiyorum. Bu ayetler Arapçasından okunduğunda bu anlamlar çıkmıyor mu?

Eğer öyle ise mealler neden böyle?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Yunus-3. Ayeti kerime meali: Şüphesiz ki Rabbiniz, Gökleri ve Yeri altı günde yaratan,... ayetinden anlaşılacağı üzere Allah yeri ve gökleri altı günde yaratmış.

Enam-73. Ayeti kerime meali: O'dur gökleri ve yeri hak ile yaratan. O'nun; ol, dediği gün; hemen olur. O'nun sözü haktır... ayetinde ise Ol dediği gün hemen olur diyor. biz bu iki ayetten ne anlamalıyız.6 günde yaratıldığını mı yoksa ol dediği gün olduğunu mu?

Kuran meallerinde neden böyle çelişkiler var?

Ben arapça bilmiyorum. Bu ayetler Arapçasından okunduğunda bu anlamlar çıkmıyor mu?

Eğer öyle ise mealler neden böyle?

Allah (c.c.) yerleri 2, gökleri 2, içindekileri 2 günde yaratmıştır.

De ki: “Gerçekten siz mi yeri iki günde yaratanı inkâr ediyor ve O’na birtakım eşler kılıyorsunuz? O, alemlerin Rabb'idir.” Orda (yerde) onun üstünde sarsılmaz dağlar var etti, onda bereketler yarattı ve isteyip-arayanlar için eşit olmak üzere oradaki rızıkları dört günde takdir etti. Sonra, duman halinde olan göğe yöneldi; böylece ona ve yere dedi ki: “İsteyerek veya istemeyerek gelin.” İkisi de: “İsteyerek (İtaat ederek) geldik” dediler. Böylece onları iki gün içinde yedi gök olarak tamamladı ve her bir göğe emrini vahyetti. Biz dünya göğünü de kandillerle süsleyip-donattık ve bir koruma (altına aldık). İşte bu, üstün ve güçlü olan, bilen (Allah)’ın takdiridir. (Fussilet Suresi, 9-12)

Bir kişi, Abdullah b. Abbas'ın yanına gelerek Kur'an-ı Kerimin bazı âyetlerini anlamakta güçlük çektiğini ona söylemiş ve bu âyetler içinde, göklerle yerin yaratılmasındaki sıralamayı belirten bu surenin âyetîeriyle Nâziat Suresinin yukarıda zikredilen âyetleri arasında bir farklılık olduğunu söylemiştir. Yani bu suredeki âyetlerin önce yerin yaratıldığını, Nâziat Süresindeki âyetlerin ise önce göğün yaratıldığını beyan ettiğini söylemiştir.

Abdullah b. Abbas (r.anhuma) bu kişiye şu cevabı vermiştir:
"Allah önce iki günde yeryüzünü yaratmış sonra iki günde de göğü yaratıp düzene koymuş, daha sonra da yeryüzünü iki gün içinde düzene koymuştur. Yeryüzünü düzene koymasından maksat ise, oradan sular çıkarma, otları bitirme, dağları, develeri, diğer hayvanları ve yerle gök arasında bulunan diğer varlıkları yaratmasıdır. İşte Nâziat suresindeki "Bundan (göğün yaratılmasından) sonra yeryüzünü düzgün bir şekle koydu." (Naziat 27) ifadesinden maksat budur.
Yani: Gökten önce yaratıların yerin, göğün yaratılmasından sonra düzene konmasıdır. Bu Fussılet suresinde geçen: "Yeri iki günde yaratan.." ifadesinden maksad, yeryüzünün gökten önce iki günde yaratılmasıdır. Yeryüzünü düzene koyması ve oradaki varlıkları yaratması ise, göklerin yaratılmasından sonraki iki günde olmuştur. Böylece yeryüzü tam dört günde gökler ise iki günde yaratılmıştır. (Buhari, K.Tefsir el-Kur'an, Sure: 41, bah: I)

Allah tealanın, yeryüzünde yaşayanların rızıklarını da o yeryüzünde var ettiği beyan edilmektedir. Bu rızıklardan maksad, yeryüzünde yaşayanların bütün geçimlikleri ve onlar için faydalı olacak şeylerdir. Bunlar da: Yiyecekler, bunların meydana gelmesine vesile olan yağmurlar, iklimler, bölgeler, altlarından çeşitli madenler çıkarılan dağlar, içinden çeşitli yiyecek ve eşyalar çıkarılan denizler vb. şeylerdir.

Allah teala, yeryüzünün kendisini iki günde yarattığını, yeryüzünde var edilen ve orada yaşayanlar için gerekli olan şeyleri de iki günde var ettiğini bildirmekte böylece bütün bu işlerin dört günde bittiğini beyan etmektedir.

Âyet-i kerimenin "Bu, soranlara bir açıklamadır." diye tercüme edilen cümlesi, farklı şekillerde izah edilmiştir.
Katâde ve Suddi diyorlar ki: "Bu cümlenin manası şöyledir: "Bu, yerin ve orada bulunan şeylerin kaç günde yaratıldığını soran kimseler için tam bir açıklamadır. Onlar, tam dört günde yaratılmıştır."

Bu cümleyi şu şekilde de izah edenler vardır: "
Bu rızıklar, isteyecekler için tam istedikleri kadardır." veya: "Bu günler, soranlar için birbirine eşit tam dört gündür." Yahud: "Yerin ve üzerindekilerin yaratıldığı bu günler, tam dört gündür. Soranlar bunu böyle bilsinler." Veya: "Bu rızıklar soranlar için de sormayanlar içinde aynıdır." Yahut da: "Rızık isteyenlerin ihtiyaçları denktir."
Âyette zikredilen "Dört gün"ü dört mevsim olarak izah edenler de vardır.



Dünya Neden Ol Deyince Hemen Olmadı da, Altı Günde Yaratıldı?

"O, gökleri ve yeri benzeri olmadan yaratandır. Bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece ol der o da hemen oluverir" (Bakara 117)

Taberi diyor ki: "Eğer denilecek olursa ki "Allah teala bir şeyin olmasını dilediği zaman ona sadece "Ol"der O da oluverir." buyuruyor. Allah tealanın bir şeye ol demesi, o şey hiç ortada yok iken mi gerçekleşir yoksa ortada var iken mi? Şayet yok iken olması emredilmişse ortada olmayan bir şeye emretmek mümkün müdür? Yok eğer var olan bir şeyin olması emredilmişse bu, yersiz bir emir olmaz mı? Çünkü var olması istenilen şey zaten mevcuttur?"

Cevaben denilir ki: "Bu hususta âlimler tartışmaya girişmişlerdir. Biz onların görüşlerini ve dayanaklarım şöylece zikredebiliriz:
Bir kısım âlimler, bu âyetin genel bîr mânâ değil özel bir mânâ ifade ettiğini benimsemişler ve âyetten maksadın şu olduğunu söylemişlerdir:
"Allah teala bize bildirmek istemiştir ki, var olan bir yaratığı hakkında herhangi bir hüküm veya emir verecek olursa o emir veya hüküm kesin olarak yerine gelir, hiçbir aksama olmaz. Mesela var olan İsrailoğulları hakkında "Hâkir maymunlar olmalarına hüküm vermiş" ve emri derhal yerine gelmiştir. Keza Kârun'un ve evinin, yerin dibine geçirilmesini emretmiş emir derhal yerine gelmiştir. Diri olan bir insanın ölümüne veya ölmüş olan bir insanın dirilmesine hüküm vermesi de bu nevidendir. Bunlara göre Allah tealanın, mevcud olmayan bir şey hakkında "Ol" demesiyle o şeyin derhal olması imkânsızdır. Çünkü mevcut olmayan bir şeye emir vermek beklenemez.

Diğer bir kısım âlimler ise, âyetin genel bir ifade taşıdığını, hem mevcut olan varlıklara hem de mevcut olmayan varlıklara Allah'ın emretmesi halinde derhal meydana geleceklerini bildirdiğini söylemişlerdir. Zira Allah teala, henüz mevcut olmayanlara da emir verebilir, mevcud olanlara da. Her ikisine de verdiği emir derhal meydana gelir.

Taberi, âyetin zahirinin genel ifadeli olması sebebiyle bu ikinci görüşü tercih etmiş, âyet-i kerimenin, hem yaratılmak istenenlere hem de yaratılmış olan şeylere Allah'ın emir vermesi halinde o şeylerin derhal meydana geleceğini bildirdiğini söylemiştir


Dünya Neden Altı Günde Yaratıldı?

Evvelâ âlimler bu konuda çeşitli izâhatlar yapmışlar ve bu altı günün, bizim bildiğimiz 24 saatlik bir sürenin 6 kez sürmesi neticesinde altı gün olup olmadığı hakkında da açıklamalarda bulunmuşlardır.
Özetleyecek olursak; dünya yaratılmadan önce gece gündüz diye bir zaman mevhumu olmadığından, buradaki altı sayısını, evre, safha, devre, uzun bir süre, bir kısım da buradaki 6 günün ancak Allah'ın bileceği bir zaman süresi olduğu söylenmiştir.
Allah (c.c.) ol demesiyle neden bir anda dünya meydana gelmedi suali için de çeşitli yorumlar yapmış; bir kısım alimler insanoğlunun aceleci olmaması, davranmaması, misal teşkil etmesi için demiştir. Vayahud Allah (c.c.) altı günde olmasını dileyerek ol dediğinden hemen 6 günde olmuştur, veyahut, Allahın bilebileceği bir hikmet gereği böyle uygun gördüğü açıklamalarda bulunmuşlardır.

"Andolsun ki Biz gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yarattık ve Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı. Ne derlerse sabret sen..." (Kâf 38 - 39)

İbn Cerîr'in Hennâd kanalıyla İbn Abbâs'tan rivayetine göre Yahudiler, Peygamber (s.a.v.)'e gelmişler ve O'na göklerin ve yerin yaratılışını sormuşlar.
Peygamber (s.a.v.): "Allah yeryüzünü Pazar ve Pazartesi günleri, dağları ve onlardaki faydaları Salı günü yarattı. Çarşamba günü de ağacı, suyu, şehirleri, mamur ve harab olan yerleri yarattı ki hepsi dört gün eder.
"De ki: Siz mi, yeri iki günde yaratmış olanı inkâr ediyor ve O'na eşler koşuyorsunuz. İşte O, âlemlerin Rabbı'dır. O, yeryüzüne sabit dağlar yerleştirdi ve orada bereketler yarattı ve onda, arayanlar için dört günde eşit gıdalar takdir buyurdu."
Perşembe günü gökyüzünü yarattı. Cumua günü son üç saatine kadar yıldızları, güneşi, ay'ı ve melekleri yarattı. Kalan bu üç saatin birincisinde ölenlerin kendisinde ölecekleri ecelleri yarattı, ikincisinde insanların istifade edecekleri her şey üzerine bir âfet bıraktı, üçüncüsünde de Adem'i yarattı, onu cennete koydu, İblîs'e, ona secde etmesini emretti, ve son saatte de onu cennetten çıkardı." buyurdu.

Sonra Yahudiler: "Peki ey Muhammed sonra ne oldu?" diye sordular.
O: "Sonra Allah Arş'ı istiva etti." buyurdular. ,
Yahudiler: "Şayet tamamlamış olsan isabet etmiş olacaktın: Sonra istirahat etti." dediler de Peygamber (s.a.v.) şiddetli bir şekilde öfkelendi ve işte bu âyet-i kerime nazil oldu.
(Taberî, Tefsir, XXVI, 111; İbn Kesîr, Tefsiri, VII, 156-157)


Vahidî'deki rivayette ise günler ve yaratılanlar şöyle sıralanıyor:
"Pazar ve pazartesi günleri yeryüzünü, Salı günü dağları, Çarşamba ve Perşembe günleri gökleri, Cumua günü yıldızları, güneşi ve ayı yarattı." (Vahidî, age. s. 282)

Ebu Hurayra anlatıyor:
Peygamber (s.a.v.) elimden tuttu ve şöyle buyurdu: "Allah, toprağı cumartesi yarattı. O toprakta da dağları Pazar günü yarattı. Ağaçları ise pazartesi günü yarattı. Mekruhu Salı günü yarattı. Nuru da Çarşamba günü yarattı. Hayvanları orada Perşembe günü yaydı. Adem'i de Cumua ikindiden sonra, yaratıkların sonunda, Cumua saatlerinden son bir saatinde- ikindi ile gece arasında- yarattı.
(Muslim, Sıfatu'l-Munafıkin 1, -27-; Musned, 2/327)

İmam Munavi, hadiste geçen ve toprak diye tercüme edilen türbe kelimesi ile arzın/yeryüzünün kastedildiğini söyler.


Ezcumle ;
Allah (c.c.)'nın her şeyi ezelde irade etmiş olması, her şeyin aynı anda olmasını gerektirmez. Bu bağlamda Allah'ın iradesi tek tip değildir.

Allah'ın (c.c.) "Ol" demesi, dediği şeyin türüne göre hemen olup bitmiş de olabilir, Olma sürecinin başlaması da olabilir. Yâni Dünya'nın 6 günde olması için Ol demiştir ve Altı günde olmuştur şeklinde anlaşılabilir.

Allah'ın bir şey'in şöyle olup da böyle olmamasını dilemesi; her şey'i dilediği gibi tayin ve tesbit etmesi demektir. Allah Teâlâ kâmil bir irâde sahibidir. Bu kâinatı ezelî olan irâdesine uygun olarak yaratmıştır. Bu kâinatta olmuş ve olacak her şey Allah'ın dilemesi ve irâde etmesiyle olmuş veya olacaktır. O'nun her dilediği mutlaka olur, dilemediği de asla vucûd bulmaz. Bu hususta Kur'an'da:

"Allah dilediğini yaratır. Bir işe hükmederse (yani onu dilerse) ona ancak 'ol' der, o da oluverir" (Âl-i İmrân, 47) buyrulur.

Rasulullah (s.a.v.) : "Allah'ın dilediği oldu, dilemediği de olmadı" demiştir.


Kur'an-ı Kerîm'den anlaşıldığına göre; Allah'ın irade sıfatı iki şekilde olur:

a- Tekvinî İrade: Bir şeye taalluk edince hemen vuku bulur.
"Allah bir şeyi dilediği zaman, onun buyruğu sadece o şeye "ol " demektir; o da hemen olur" (Yâsin, 82);
"Rabbin dilediğini yaratır ve seçer" (Kasas, 68);
"Şubhe yok ki Allah dilediğine hükmeder"
(Mâide, 1)
"Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona sözümüz sadece "ol" dememizdir. Hemen oluverir" (Nahl 40)

b- Teşriî irade: Teşrîî (yasama ile ilgili) iradeye dinî irade de denir. Yüce Allah'ın bir şeyi sevmesi ve ondan hoşnut (muhabbet ve rıdası) olması, onu emretmesi demektir. Allah'ın bu mânadaki bir irade ile bir şeyi dilemiş olması, o şeyin meydana gelmesini gerekli kılmaz. Bu manada Allah'ın irade etmiş olduğu şeyin meydana gelmesi vâcib değildir.
"Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez" (Bakara, 185)
"Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor (irade ediyor)..." (Nahl 90)

Allah Teâla, bu manadaki iradesini ilâhi bir lutfu olarak kullarının iradesine bağlamıştır. Kul neyi dilerse Allah onu irâde edip kulun isteğine uygun olarak yaratır. Kul da yaptığı şeyleri kendi hür iradesiyle yaptığı için sorumlu olur.
Allah Teâlâ, kulun isteğine ve çalışmasına göre hayra da irade eder, şerri de. Fakat hayrı rıdası var iken; şerre rıdası yoktur
(Nureddin es-Sâbûnî, Maturidiyye Akaidi, terc. Bekir Topaloğlu, s. 105, 106)
 
why not Çevrimdışı

why not

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Allah'ın Yeri Ve Gökleri Hemen Yaratmayıp, Altı Günde Yaratmasının Sebebi?
Öncelikle verdiğiniz cevap için teşekkür ederim. Fakat benim sorum tam olarak bu değildi. Yani ben Allah neden Altı günde yaratmıştır diye sormadım. benim sorum
6 günde yaratıldığını mı yoksa ol dediği gün olduğunu mu?
anlamalıyız şeklindeydi. Sizin cevabınızdan anladığıma göre siz altı günde yaratıldığını açıklıyorsunuz. O halde
Enam-73. Ayeti kerime meali: O'dur gökleri ve yeri hak ile yaratan. O'nun; ol, dediği gün; hemen olur. O'nun sözü haktır... ayetinde
ol dediği gün hemen olur deniliyor. yani bu ayete göre altı günde değil ol dediği gün de hemen olmuş gibi anlaşılıyor. Bu konuyu da açıklar mısınız. Allah razı olsun.
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Asında konuda "Dünya Neden "Ol" Deyince Hemen Olmadı da, Altı Günde Yaratıldı?" başlık altında açıklama yapıldı. Ayrıyetten ben de şöyle açayım; Allah'ın (c.c.) Ol demesi, dediği şeyin türüne göre hemen olup bitmiş de olabilir, Olma sürecinin başlaması da olabilir. Yâni Dünya'nın 6 günde olması için Ol demiştir ve Altı günde olmuştur şeklinde anlaşılabilir.
 
K Çevrimdışı

Kuşçu

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bunu şuna da benzetebiliriz: Allah insana ol der ancak insan 20 yıllık bir süreçte tamamen olur yani yetişkin hale gelir. Nasıl ki Allah bizim için büyümede bir hikmet yapmışsa yerlerin ve göklerin altı günde de yaratılmasında aynı hikmetler vardır.
 
Üst Ana Sayfa Alt