ABD'nin yeni hedefi Suudi Arabistan
ABD ile Suudi Arabistan'ın müttefik olmasına rağmen yakın bir gelecekte ABD'nin bu bu ülkeyi hedef alabileceği, bu konuda hazırlıklarda bulunduğu öne sürülüyor
ABD ile Suudi Arabistan'ın işbirliğine rağmen Pentagon yetkilileri içerisinde Suudi Arabistan rejimini yok etme planları hazırlandığı öne sürülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Norfolk Askeri Akademisi öğretim görevlisi Prof. Dr. Matthew A. Dooley seminerlerinde açık bir şekilde Suudi rejiminin "terör kaynağı" olduğunu ifade etmiş ve Mekke, Medine şehirlerine karşı hava saldırısı düzenlemeyi teklif etmişti. Uzmanlar ABD ile Suudi Arabistan arasında gerçek dostluğun hiçbir zaman kurulamadığı için bu gibi açıklamaların doğal karşılanması gerektiğini ifade ediyor.
Joint Forces Staff College Askeri Akademisinde seminer veren albay Prof. Dr. Matthew A. Dooley öğrencilerle teröre karşı savaş planını paylaştı ve bu planı "kitlesel savaş" olarak tanımladı. Plana göre ABD, Suudi Arabistan'da açlık yaşanması için profakatif adımlarda bulunacak, Mekke ve Medine imha edilecek, İslam dini ise aşiret dinine dönüştürülecek.
GeorgiaTimes'ta yer alan bir analize göre İslam ve onun mukaddes yerlerinin imha edilmesi ABD'nin stratejik hedefleri arasında yer alıyor, çünkü batı uygarlığı "el-Kaide'yi değil İslam dininin kendisini tehdit olarak görüyor. Bu konuda açıklama ABD silahlı kuvvetlerinin albayı tarafından kurmay subaylara yapmış olduğu seminerde gündeme taşındı. Kurmay subayların önemli bir kısmının onun teklifine olumlu yaklaştığını belirtmekte fayda var.
ABD Askeri Akademisinin seminerleri gizli tutuluyor. Ancak askeri uzmanın açıklamaları Associated Press aracılığıyla basına sızdırıldı. Seminer sonucunda ABD subaylarından birisi profesörün açık bir şekilde dinler arası savaşı teşvik ettiğine dair akademinin güvenlik birimine şikayette bulundu. Yetkililer askeri uzmanı kamuoyundan uzak tutmaya çalıştı. Ancak buna rağmen bu gibi stratejik hedeflerin de bulunduğu gizlenmedi. Bu planların arkasında siyasi kararlar bulunuyor. Nitekim 1973 yılında yaşanan mali kriz döneminde benzer bir teklif dönemin ABD yönetimi tarafından gündeme taşınmıştı. 11 Eylül 2001 olayları, Irak ve Afganistan'da yaşanan başarısızlıklar bu planları tekrar gündeme çıkardı. ABD içerisinde bir grup siyasi, Suudi Arabistan rejiminin yıkılmasını ve yükselen Arap Şii güçlerle işbirliği yapılmasını öneriyor. Arap yarımadasında Amerikalıları sadece petrol ilgilendiriyor. Arap petrolünün önemli bir kısmının Arap şeyhlerinin elinde bulunması ise ABD'li askeri ve siyasi yetkilileri rahatsız ediyor.
Arap baharı sürecinde Obama yönetimi Arap monarşilerin Suriye'de aşırı bir şekilde aktif olmasından rahatsız oldu. Bu aktiflik İran planları konusunda beklenmedik gelişmelerin ortaya çıkabileceği şeklinde yorumlandı. Leon Panetta son dönemde 'İslami radikal grupların' Suriye'de güçlendiğini ve ABD'nin onların nihai hedeflerini öngöremeyeceğini ifade etti. Arap monarşileri tarafından Suriye ve İran'a karşı bağımsız politikanın takip edilmesi ABD yönetimi tarafından engelleniyor. Bölgede yaşanan son gelişmeler konusunda değerlendirmede bulunan Yüksek Ekonomi Okulu'nun Arap ülkeleri uzmanı Leonid İsayev kısa vadede ABD'nin Suudi Arabistan ile çatışmaya girmeyeceğini, çatışmanın her iki ülkenin çıkarlarına uygun olmadığını ifade etti. Ancak İsayev'e göre bu durum değişebilir ve ABD ile Suudi Arabistan işbirliği son bulabilir. Bu durumda Suudi Arabistan'a karşı saldırı düzenlenmesi konusu gündeme taşınabilir.
Dünyabülteni
ABD ile Suudi Arabistan'ın müttefik olmasına rağmen yakın bir gelecekte ABD'nin bu bu ülkeyi hedef alabileceği, bu konuda hazırlıklarda bulunduğu öne sürülüyor
ABD ile Suudi Arabistan'ın işbirliğine rağmen Pentagon yetkilileri içerisinde Suudi Arabistan rejimini yok etme planları hazırlandığı öne sürülüyor.
Geçtiğimiz günlerde Norfolk Askeri Akademisi öğretim görevlisi Prof. Dr. Matthew A. Dooley seminerlerinde açık bir şekilde Suudi rejiminin "terör kaynağı" olduğunu ifade etmiş ve Mekke, Medine şehirlerine karşı hava saldırısı düzenlemeyi teklif etmişti. Uzmanlar ABD ile Suudi Arabistan arasında gerçek dostluğun hiçbir zaman kurulamadığı için bu gibi açıklamaların doğal karşılanması gerektiğini ifade ediyor.
Joint Forces Staff College Askeri Akademisinde seminer veren albay Prof. Dr. Matthew A. Dooley öğrencilerle teröre karşı savaş planını paylaştı ve bu planı "kitlesel savaş" olarak tanımladı. Plana göre ABD, Suudi Arabistan'da açlık yaşanması için profakatif adımlarda bulunacak, Mekke ve Medine imha edilecek, İslam dini ise aşiret dinine dönüştürülecek.
GeorgiaTimes'ta yer alan bir analize göre İslam ve onun mukaddes yerlerinin imha edilmesi ABD'nin stratejik hedefleri arasında yer alıyor, çünkü batı uygarlığı "el-Kaide'yi değil İslam dininin kendisini tehdit olarak görüyor. Bu konuda açıklama ABD silahlı kuvvetlerinin albayı tarafından kurmay subaylara yapmış olduğu seminerde gündeme taşındı. Kurmay subayların önemli bir kısmının onun teklifine olumlu yaklaştığını belirtmekte fayda var.
ABD Askeri Akademisinin seminerleri gizli tutuluyor. Ancak askeri uzmanın açıklamaları Associated Press aracılığıyla basına sızdırıldı. Seminer sonucunda ABD subaylarından birisi profesörün açık bir şekilde dinler arası savaşı teşvik ettiğine dair akademinin güvenlik birimine şikayette bulundu. Yetkililer askeri uzmanı kamuoyundan uzak tutmaya çalıştı. Ancak buna rağmen bu gibi stratejik hedeflerin de bulunduğu gizlenmedi. Bu planların arkasında siyasi kararlar bulunuyor. Nitekim 1973 yılında yaşanan mali kriz döneminde benzer bir teklif dönemin ABD yönetimi tarafından gündeme taşınmıştı. 11 Eylül 2001 olayları, Irak ve Afganistan'da yaşanan başarısızlıklar bu planları tekrar gündeme çıkardı. ABD içerisinde bir grup siyasi, Suudi Arabistan rejiminin yıkılmasını ve yükselen Arap Şii güçlerle işbirliği yapılmasını öneriyor. Arap yarımadasında Amerikalıları sadece petrol ilgilendiriyor. Arap petrolünün önemli bir kısmının Arap şeyhlerinin elinde bulunması ise ABD'li askeri ve siyasi yetkilileri rahatsız ediyor.
Arap baharı sürecinde Obama yönetimi Arap monarşilerin Suriye'de aşırı bir şekilde aktif olmasından rahatsız oldu. Bu aktiflik İran planları konusunda beklenmedik gelişmelerin ortaya çıkabileceği şeklinde yorumlandı. Leon Panetta son dönemde 'İslami radikal grupların' Suriye'de güçlendiğini ve ABD'nin onların nihai hedeflerini öngöremeyeceğini ifade etti. Arap monarşileri tarafından Suriye ve İran'a karşı bağımsız politikanın takip edilmesi ABD yönetimi tarafından engelleniyor. Bölgede yaşanan son gelişmeler konusunda değerlendirmede bulunan Yüksek Ekonomi Okulu'nun Arap ülkeleri uzmanı Leonid İsayev kısa vadede ABD'nin Suudi Arabistan ile çatışmaya girmeyeceğini, çatışmanın her iki ülkenin çıkarlarına uygun olmadığını ifade etti. Ancak İsayev'e göre bu durum değişebilir ve ABD ile Suudi Arabistan işbirliği son bulabilir. Bu durumda Suudi Arabistan'a karşı saldırı düzenlenmesi konusu gündeme taşınabilir.
Dünyabülteni