
Anne/M
Aşinâdır her evlat ta doğuştan sesine
Dil, anne/m dediğinde, harf heceye renk katar.
Esir düşerken bazen, kalp kasvetin ye'sine
Şefkatli kollarıyla, bizi düşerken tutar.
Bedbahtlar bağlasa da sebebe, bahaneye
Anneye sevgi, sığmaz; güne, aya, seneye
Hüznün kokusu siner eksik olan haneye
Ay geceye küs olur; güneş, doğarken batar.
"Yandım anam!" der insan, takılsa ayak taşa
Yâr, tereddüt eder de, o gelir koşa koşa
İsyan etmek bir yana, incitemeyiz, hâşâ
Annenin bedduası, felâket için yeter.
Saçının tek teline değişilmez bir cihân
Öksüz kalan evlâda koca zindandır bu hân
Yapayalnız, mâhzûndur; kalp kan ağlar an-be-an
inciten, "öff" diyenler, ömrünü heder eder.
Uymasa da çoğu kez yeni yetme gencimiz
"Anaya saygı" diyor örfümüz, inancımız.
Şayet üzersek bâzen, geçtiğinde hıncımız
Uzun sürmez nedâmet; yürekler yanar, tüter.
Annenin kaderidir yokuş yukarı çıkmak
Aklına dâhi gelmez vazgeçmek ya da bıkmak
Onlar için en zor şey, elimizi bırakmak
O yüzden son nefeste gözleri açık gider.
Duasıyla aşarız her derdi her kederi
Annelere isyanın cehennemdir ederi
Rabbim! Yazma kimseye, böyle korkunç kaderi
Annesine zulmeden, yaşarken ölür, biter...
Mecit AKTÜRK