“Arap Yarımadası’ndaki El Kaide Örgütü(AYEK)” liderlerinden Ebu Süfyan el Azdi(Said eş Şehri)’nin “Ümmete Nasihatler” başlıklı açıklaması,örgütün bölgede niçin ve kime karşı savaştığı yönünde ciddi bilgiler barındırıyor.Arap Yarımadası’nın Müslümanların kalesi olduğunu belirten el Azdi, bölgeyi batılılara peşkeş çekmekle suçladığı Suudi yönerimine ağır eleştirilerde bulunuyor.
İncanews sitesi tarafından yapılan tercümeyi sitemiz takipçilerine takdim ediyoruz:
“Bismillahirrahmanirrahim
Elhamdulillahi vessalatu vesselamu ala rasulullah ve ala alihi ve sahbihi ve men velahu…
Bundan sonra;
Arap bölgesindeki kardeşlerimize: Esselamu aleykum ve rahmetullahi ve berakatuhu. Konuşmanın çoğu Arap bölgesinin ahkamını ve özelliklerini diğer bölgelerden ayrı kılmıştır. İslam risaletinin doğup yayıldığı yer orasıdır ve orası Müslümanların kalesidir. Allah orada bulunan evini şerefli kılmış ve orayı Müslümanlar için kıble yapmıştır. Orada sadece mü’min ve muvahhid yaşayabilir. Ki Rasulullah s.a.v’in şu hadisi de buna delalet eder: “Orada sadece müslüman bırakıncaya kadar Arap bölgesinden muhakkak ki Yahudi ve Hristiyanları kesinlikle çıkaracağım.”
Allah, İslam ümmetine, işbirlikçi Suud devletini musallat kılarak imtihan etmiştir. O rejim İslamı hiç kimsenin yapamayacağı kadar büyük bir ifsatla ifsat etmiştir. İslamın kalesini haçlılara açarak, orada canlarının istedikleri gibi rahat rahat gezip dolaşmalarını meşru kılmışlardır. Hem de orası onlara, zelil kılınmışlar olarak kendi elleriyle cizye verinceye kadar haram kılınmış olmasına rağmen…
Bu rejim ki iman ve hikmet Yemenindeki iman ehlini katletmek için Haçlıların kuvvet ve ordularına hava sahalarını, uçaklarını serbest bırakmışlardır. Rasulullah s.a.v şöyle buyurmuştur: “Arap yarımadasından müşrikleri çıkarın. “İşbirlikçi (kafirler için) hami Suud üst düzey yetkilileri İslam ehlini öldürmeleri için Haçlılara bu beldeleri açmıştır. Hemde İslam ordularının, doğu ve batının fethi için doğup, güçlendiği, hazırlandığı Arap yarımadasını… Şimdi bugünse bu Arap yarımadası, terörist adı altında İslamla savaş konferanslarının yapıldığı yer haline gelmiştir. Terörle mücadele adı altında son haftalarda bir toplantı (daha) yapmıştır. Bu toplantıdan günler sonra Amerikanın yöneticiliğinde ve ona hizmet için can atan Arap Dışişleri Bakanlarının biraraya gelmesiyle yeni bir toplantı gerçekleşmiştir. Bu toplantılarda Allah yolunda savaşan mücahitlerle savaşmak için paralarını biraraya getiriyorlar. İslamla savaşmak ve ümmeti akidesinden-özünden alıkoymak için müslümanların paralarını harcamak suretiyle servetlerini ortaya döküyorlar… İşte bunu tasdikleyen Alim ve Hakim olan (Allah’ın) sözü: “Şüphe yok ki kafirler, mallarını, insanları Allah’ın yolundan alıkoymak için harcarlar, onlar bunu yine harcayacaklar. “Enfal-36.
(Arap rejimleri, Suud rejimi, Muslümanlardan topladıkları paraları) Batılla mücadele etmek, kafirleri müslümanlardan uzaklaştırmak için cihada saygı duymak yerine heryerde müslümanlarla savaşmak için harcıyorlar paralarını…Yerilmiş ve kötülenmiş Yahudi, Hristiyan ve İslamla savşmak için dünyanın her tarafında onlarla kölelik yapanlarla ittifak eden Suud rejiminin yöneticilerine Hak Teala’nın sözü ile diyoruzki “De ki, kininizle geberin, muhakkak ki Allah sinelerin sözünü en iyi bilendir.” Tevbe 56.
Bu kininizden geri durmayın. Biz Allah’tan zafer veya şehadetten birisini bekliyoruz. Başka birşey de beklemiyoruz. Kalplerinizdeki kin ve kötülüğü artırsın diye sizi Nebi s.a.v in sözü ile müjdeliyoruz. Rahmet ve savaş peygamberi ümmetini müjdeliyor: “Cihad, kıyamete dek devam edecektir.” Muhakkak ki savaşan, düşmanlarına karşı kahredici ve üstün olan bir grup olacaktır. Öyle ki bu gruba muhalefet eden engellemeye çalışan zarar veremeyecek. Onlar Deccalle savaşıp Allah’ın emri gelinceye kadar savaşacaklar. İşte bunun üzerine onlar Allah’ın izniyle yardım olunan taifedir. Sizinle ve sizin dininiz, inancınız üzere olanlarla cihad, Allah’ın kelimesi en yüce olup din bütünüyle Allah’ın oluncaya dek devam edecektir.
Ey Arap Yarımadasındaki kardeşlerim! Beldelerimizi muhafaza etmek diğer insanlardan ziyade bizim üzerimize farzdır. Çünkü buralar Nebimiz s.a.v’in anında vasiyeti ve bizlere emanetidir. İbn Abbas r.a’dan Nebi s.a.v kendisine ölümün isabet ettiği hastalığa yakalanınca şöyle dedi:
“Arap yarımadasından müşrikleri çıkartın.”Allah size merhamet etsin.İyi bilinki bu mübarek topraklar tüm müslümanlara aittir ve bu toprakların özelliklerindendir.İslam (müslümanlar)saldırıya uğradığında bu topraklara yönelip buraya sığınmışlardır.İbn Ömer r.a’dan Rasulullah s.a.v şöyle buyurmuştur: “İslam garip olarak başlamıştır, garip olarak dönecektir.İki mescit (m.haram ile m.nebevi) arasına yılanın yuvasına sığındığı gibi sığınacaktır.”
Amerika’nın hakimliğindeki,onun en büyük kölesi Suud devleti asla asla bu yarımadaya çıkıp ıslah edemez.İşte bunun için bu devletin izale edilip uzaklaştırılması gerekmektedir.İmkan dahilinde olan her bir vesileyi deneyerek gösteri ve eylemlere çıkılmalıdırki bu da Harameyn bölgesinde, devrimin başlangıcı olacak biiznillah…
Ey harameyn bölgesindeki özgürlük kabilelerinin şeyhleri! Vallahi sizin üzerinizde çok büyük sorumluluk vardır. Sakın Suud Devleti, sizi dişi-erkek develerle, önemsiz işlerle uğraşmak suretiyle Allah’ın size vacip kılmış olduğu müslümanların onuru, ırzı, kanını muhafaza edip İslam’a yardım etme görevinizden alıkoyarak aldatmasın… Hatırlayın ki ecdadınız bundan asırlar önce Nebimiz (s.a.v )ve Hulefai Raşidinle (Allah ondan razı olsun) birlikte bu dinin zaferi için çalışmışlardı. Allah’tan korkun ki (bu beldede) Allah’ın şeriatı; Allah’ın helalini haram, haramını da helal sayan kafir B.M’nin küfür kanunlarıyla değiştirildi… Allah’tan korkun ki sizlerin sessizliğinde Amerika’nın uçakları bu topraklarda havalanarak gidip Yemendeki günahı olmayan müslüman kardeşlerinizi öldürüyor… “(o kafirler) mü’minlerden yalnızca Aziz ve Hamid olan Allah’a iman ettikleri için intikam aldılar.”(Buruc-8)
Ey Kabile Şeyhleri! Suud hükümetinin en öncelikli projelerinden olan müslümanların ırzını ifsad meselesinde Allah’tan korkun… Güya şura meclisine bayanları almıyor; fakat onbinlerce bayanı küfür diyarı Amerika’ya, Avrupa’ya ve diğer küfür ülkelerine göndermek suretiyle, müslüman kadının, olması gerektiğinin tam aksi şekilde, dinlerinden uzaklaştırıp onları Batılaştırarak habis projesini uyguluyor…
Müslümanların malları-paraları hususunda Allah’tan korkun ki (Suud devleti) müslüman genç erkek ve kızların akide ve ahlaklarını bozmak için harcıyor. Güneyde ve Hicaz’da uyuşturucu ve içki pazarlayan Hristiyan Etiyopyalı bir grubun Biladi Harameyne girmesini kolaylaştıran Suud Devletidir. Suud Devleti, sanki bu işler hiç kendisini ilgilendirmiyormuş gibi bu tür olayları seyrediyor sadece. Halbuki mücahitlere karşı ayağa kalkıp saldırdığı gibi bu uyuşturucu ve içki tacirlerine de saldırsa ya! Fakat Suud hükümeti, kendi fesadına karşı insanların gafletini artırdığı için hiç ses çıkartmıyor bunlara… Hatta bazen tahtını korumak için yandaşlarına adamlarına, tıpkı bundan önce Kaddafinin göstericileri bastırmak için adamlarına içki-uyuşturucu kullandırttığı gibi, içki-uyuşturucu kullandırtıyor.
Ey bu dinin, özelde Harameyn genelde Arap beldelerindeki sadık uleması! Ümmetin emaneti sizin üzerinizdedir. Siz, bu kopkoyu karanlığın ve fitnelerin içinde bir nursunuz. Allah’tan korkun ki O’nun size verdiği nur ile insanları doğru yola yöneltin…
Muhammed(a.s)ın ve hayırlı sahabelerinin, haddi aşmışlara karşılık verip muhafaza etmek için, temiz kanları ile yoğrulmuş olan beldeyi muhafaza hususunda Allah’tan korkun… Ki bu toprakları Allah’ın temiz kelimesinin altında yalnızca temiz-muvahhid-Allah’a şirk koşmayanların yaşayabileceği şekilde muhafaza edilmelidir. Sizin üzerinize İslam ve müslümanlarla yapılan savaş projesini, projelerini deşifre edip hakkı kafaları çatlarcasına ortaya koymak ,vaciptir…
Ve yine insanlara Amerika’nın (bu beldeden) savaş uçaklarını Yemen ve diğer islam beldelerindeki müslümanları öldürmek için havalandırtan kuvvetlerin (hükümetin) hükmünü anlatın.
Bu Arap ülkelerindeki hükümetlerin halini İslam’a göre hükmünü Müslümanlara açıklayın ki Alemlerin Rabbi olan Allah katından bekleyerek, muvahhitlerin gayretleriyle Harameyn bölgesinde bir hareket-kıyama kalkın… Sizin üzerinize, yaslı Harameyn beldesini özgürleştirmeyi savunmanız (ki burada esirler Suud hükümeti ve mücrim avaneleri tarafından işkence ve tacize maruz bırakılıyorlar) bir vecibedir…
Biz Harameyn bölgesindeki kardeşlerimizi, işbirlikçi Rafizi-Maliki hükümetine karşı çıkan Irak’taki kardeşlerini örnek alıp onların yolunda yürümeye teşvik ediyoruz… Ki onların karşı çıkma sebepleri ve taleplerinden en önemlileri şunlardır:
İlk olarak: Müslümanların başına musallat olan Terörle mücadele Kanununun ilga edilmesi.
İkinci olarak: Haçlı Amerika önderliğindeki BM’nin Terörle Mücadele kararıyla tutuklanan müslümanların özgürlüğü. Aslında Irak devleti BM’nin bir üyesidir. Bu da Mecusi-Rafizileri Amerika’yla işbirliği yaparak 100.000 belki de daha fazla ki bu esirlerden yaklaşık 6.000′i iffetli müslüman kadınlardır, esiri elinde tutmaya cesaretlendiriyor-teşvik ediyor.
Suud hükümetine gelince, onlar Terörle Mücadele savaşında kafir BM’nin en azimli üyelerindendir. Bu kanunla Suud’da 30.000 Müslüman onlarca temiz, dindar kadın tutuklandı. Ve bu necis kanunla ehli sünnetin erkeklerini ve temiz iffetli kadınlarını tutuklatan, taciz eden bu kanun halen yürürlüktedir.
İslami basına…Tıpkı basında uydu-tv kanallarında Irak’taki bu müslümanları destekleyen ki onlar bundan dolayı ecir almışlardır İnşaallah, yayınlayan İslami kanallara gönderdiğimiz mesajı yineleyerek Suud bölgesine yönlendiriyoruz onları. Bu kanalların, Harameyn bölgesindeki kardeşlerimizi-bacılarımızı gündeme getirerek desteklemeleri, eylem ve barışçıl gösterilere destek olması gerekir. Onlar, ehli sünnetin liderlerinden, sadık adamlarından, siyasi, askeri, şerî ve diğer alanlarda uzman olan kardeşlerden esir olan mazlumlar için,onların perişan olmasından Allah’tan korkmalıdırlar. Tıpkı dünyanın her tarafındaki kardeşlerimizin, bacılarımızı korumak için, Ehli Şam’ın özgürlüğü için medyanın seferber olduğu gibi, Biladil Harameynin özgürlüğü için de medya seferber olmalı, ayağa kalkmalıdır.
Saray Alimlerine de mesajımız var; diyoruz ki onlara: Zalimlere yardım hususunda Allah’tan korkun ve tevbe edin. O zalimler ki yeryüzünde tağutluk yapıyor, fesadı çoğaltıyor, münkeri yayıyor, sadık davetçilerle savaşıyor, ıslah edicileri reddediyor, hapishaneleri bu sadık muhlislerle dolduruyor. İslam beldesinin geniş bir alanını (Suud’un) Yemen ve diğer yerlerdeki müslümanları öldürmek için havalanan uçaklarla dolduran, Amerikan kuvvetlerine açıyor. Müslümanların kanları da işte bu kalkan uçaklarla dökülüyor. Oysa ki şüphesiz müslümanların kanı sizin üzerinizde bir sorumluluktur, kıyamette de bundan dolayı hesaba çekileceksiniz. Sizden kim, terörle mücadele adı
altında bu masum kanların dökülmesine fetva veriyor? Sizin rezil fetvalarınızla kanlar dökülüyor, ırzlar çiğneniyor. İşte bunlardan sonuncusu Suud devletinin ajanlarından darp ve etkisizleştirmek suretiyle müslüman bacılara karşı haddini aşıp, yüzündeki peçeyi çekip yırtmasıyla gerçekleşmiştir.
Tüm bunlar sizin verdiğiniz fetvalarladır. La havle vela kuvvete illa billah. Bundan önce verdiğiniz fetvalardan Allah’a tevbe edin ve Allah’ın hakkını beyan edin. Ve biz geçmişle olacak olan Biladil Harameyn’de akan ve akacak her bir müslümanın temiz kanından sizi sorumlu tutuyoruz. Ki onlar esirlerinin kurtulması için barışçıl bir şekilde bağırarak gösteriye çıkmışlardı. Siz tüm bunlardan Allah’ın katında hesaba çekileceksiniz. Allah Kur’an’da, ulemadan sizin gibi hakkı gizleyenlerin halini şöyle açıklar: “Şüphe yok ki onu insanlara kitapta beyan etmenizden sonra, indirdiğimiz apaçık delilleri ve hidayeti gizleyenler yok mu, işte onlar ki Allah kendilerine lanet eder, lanet ediciler de lanet eder.” Bakara 159.
Sizin gibilerin tevbe etmesi noktasında Allah’ın kelamından örnek alın: “Ancak tevbe edip, halini düzeltenler ve (gizlediklerini) beyan edenler müstesna. İşte onlar varya onların tevberini kabul ederim. Çünkü ben Tevvab ve Rahimim.” Bakara 160.
Sözlerimi daha önce müslümanlara söylemiş olduğum birkaç kelamla noktalıyorum: Arap yarımadasındaki ve diğer yerlerdeki kardeşlerime hitaben izzetin başlangıcı ve İslamın-Müslümanların her tarafta iktidarının adımı demektir. Ümmetin dirilişi, kıyamın Suud’dan bağımsız olamaz-gerçekleşemez. Suud devletinin yöneticileri (bunun için) her yerde konferanslar, toplantılar düzenliyor. İslam ve müslümanlarla savaş için…
Ey alemlerin Rabbi olan Allah’ım! Arap yarımadasını işbirlikçi Suud hükümetinden temizle! Ve orayı Müslümanların beldelerine buradan savaşçıl hazırlık yapan Amerika’nın pisliğinden temizle.
Ey ErhamurRahimin Hayrulttafıgın olan Allah’ım! Harameyn beldesinde esir kardeşlerine yardım için (gösteriye) çıkmış kardeşlerimizi muhafaza et.Allah’ım! Onları döndürmek isteyenleri sen engelle. Onlara eziyet edenlerden intikam al. Onları rezil etmeye çalışanları sen rezil et ey alemlerin Rabbi!
Allah’ım! Ey Aziz, Ey Rahim, bizim sonunun yaklaştığını umduğumuz ve temenni ettiğimiz Suud hükümetini düşür! Allah’ım! Sadık İslam ulemasını hak üzre destekle yardım et onlara. Allahım! Onların delillerini sabit kıl! Onların sözlerini küfre karşı bir siper kıl ve onlara katından yardımcı gönder!
Subhane Rabbike Rabbil izzet Amma yesifun ve selamun alel murselin vel hamdulillahi Rabbil alemin…”
İncanews.com