Zümer.30. Muhakkak sen de öleceksin, hiç şüphesiz onlar da öleceklerdir.
Zümer.31. Sonra muhakkak sizler kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda muhakeme olacaksınız.
İbn ömer dedi ki: Biz bir süre yaşayıp bu ayet-i kerimenin bizim hakkımızda ve iki kitab ehli (yahudiler ve hristiyanlar) hakkında indiğini kabul ediyorduk.
"Sonra muhakkak sizler kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda muhakeme olacaksınız." Bunun üzerine biz: Bizler peygamberimiz bir, dinimiz bir iken nasıl olur birbirimizden davacı olacağız dedik, Nihayet ben birbirimize karşı kılıç kullandığımızı gördüm, o vakit bu ayetin bizim hakkımızda indiğini anladım.
Ebu Said el-Hudri dedi ki: Rabbimiz bir, dinimiz bir, peygamberimiz bir peki bu davalaşma ne oluyor diyorduk, Sıffin günü olup da birbirimize karşı kılıç kullanınca o vakit, evet işte o budur. dedik.
İbrahim en-Nehai dedi ki: Bu ayet-i kerime inince Resulullah (s.a.v.)'in ashabı: Bizim kendi aramızdaki davalarımız, davalaşmalarımız da ne oluyor; dediler, Osman (r.a) öldürülünce: İşte bizim aramızdaki davalaşmamız budur, dediler.
Bununla birlikte bu buyruk Peygamber (s.a.v.)'e hem kendisinin hem de onların öleceğini haber verdiği bir hitabıdır. Bunun beş anlama gelme ihtimali vardır:
1- Bu buyruk ahiretten sakındırma anlamında olabilir.
2- Amele teşvik olmak için bu hatırlatılmıştır.
3- Ölüme hazırlık olması için hatırlatmıştır.
4- ümmetler başkası hakkında anlaşmazlığa düştükleri şekilde, onun (Peygamberin) ölümü hususunda anlaşmazlığa düşmesinler diye öleceği haber verilmiştir. öyle ki ömer (r.a) Hz. Peygamber'in ölümünü kabul etmeyince, Ebu Bekir (...) ona karşı bu ayeti delil getirince vazgeçmiştir.
5- Yüce Allah başka noktalarda faziletleri farklı farklı olmakla birlikte ölüm hususunda bütün yarattıklarını birbirine eşit kılmıştır; ta ki ölüm noktasında teselli imkanı çokça bulunsun ve bu husustan dolayı duyulacak hasret az olsun.
Kaynak: Kurtubi - El Camiul Ahkamul Kur'an Tefsiri
Zümer.31. Sonra muhakkak sizler kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda muhakeme olacaksınız.
İbn ömer dedi ki: Biz bir süre yaşayıp bu ayet-i kerimenin bizim hakkımızda ve iki kitab ehli (yahudiler ve hristiyanlar) hakkında indiğini kabul ediyorduk.
"Sonra muhakkak sizler kıyamet gününde Rabbinizin huzurunda muhakeme olacaksınız." Bunun üzerine biz: Bizler peygamberimiz bir, dinimiz bir iken nasıl olur birbirimizden davacı olacağız dedik, Nihayet ben birbirimize karşı kılıç kullandığımızı gördüm, o vakit bu ayetin bizim hakkımızda indiğini anladım.
Ebu Said el-Hudri dedi ki: Rabbimiz bir, dinimiz bir, peygamberimiz bir peki bu davalaşma ne oluyor diyorduk, Sıffin günü olup da birbirimize karşı kılıç kullanınca o vakit, evet işte o budur. dedik.
İbrahim en-Nehai dedi ki: Bu ayet-i kerime inince Resulullah (s.a.v.)'in ashabı: Bizim kendi aramızdaki davalarımız, davalaşmalarımız da ne oluyor; dediler, Osman (r.a) öldürülünce: İşte bizim aramızdaki davalaşmamız budur, dediler.
Bununla birlikte bu buyruk Peygamber (s.a.v.)'e hem kendisinin hem de onların öleceğini haber verdiği bir hitabıdır. Bunun beş anlama gelme ihtimali vardır:
1- Bu buyruk ahiretten sakındırma anlamında olabilir.
2- Amele teşvik olmak için bu hatırlatılmıştır.
3- Ölüme hazırlık olması için hatırlatmıştır.
4- ümmetler başkası hakkında anlaşmazlığa düştükleri şekilde, onun (Peygamberin) ölümü hususunda anlaşmazlığa düşmesinler diye öleceği haber verilmiştir. öyle ki ömer (r.a) Hz. Peygamber'in ölümünü kabul etmeyince, Ebu Bekir (...) ona karşı bu ayeti delil getirince vazgeçmiştir.
5- Yüce Allah başka noktalarda faziletleri farklı farklı olmakla birlikte ölüm hususunda bütün yarattıklarını birbirine eşit kılmıştır; ta ki ölüm noktasında teselli imkanı çokça bulunsun ve bu husustan dolayı duyulacak hasret az olsun.
Kaynak: Kurtubi - El Camiul Ahkamul Kur'an Tefsiri