B
Çevrimdışı
“Ebu Hanzala ve Ahmet Kalkan arasındaki mülazara”
Aynı şekilde bu kimsenin müslümanları tekfir ettiğini neden gizliyorsun?
Gözünüzde bu derece büyüttüğünüz kişinin ilmi eserleri nelerdir?
Arap şeylerine bıraka durun, daha Ahmet Kalkan'la bile adam akıllı münazara edemeyen birini arap şeyhleriyle kıyas etmeniz cidden çok komik.
Hoş Ahmed Kalkan'a yaptığınız (gizli çekim ve yayılma konusu) da ayrı bir küstahlık ama .....
Kimin taklit edip etmediği çok aşıkar, daha dün sizleri takip edenler, bana özelden gelip,
Şeyh Tartuşiye ithafen acaba askerlik mevzusunuda sorabilir misin demiştir.
Ve benzer konularda mahkemeye küfür deyip
İslam4ever-den alınıtı
Konu kilitli olduğundan dolayı mecburen yeni bir başlık altında tekrar konuyu açmak zorunda kaldım..Kilitli olan bölümdeki tartışmayı okudum...Ve şunu bir kez daha gördüm ki..Taasup dünyadaki en kötü şeylerden biridir...Zaten gerek Mekke putperestleri ve gerekse ehli-kitap hep taasuplarından dolayı hakkı gereği gibi algılayamadılar...Çünkü gerçekleri idrak etmenin önündeki en büyük engel taasuptur,ön yargıdır..
Ebu hanzala kod adlı şahısla Ahmet Kalkan arasındaki tartışmayı daha evvel baştan sona dinlemiştim...Zira İslam.tr de sörf yaparken konuya denk geldim fakat mülazaranın taraflı bakışlar arasında bazı gerçeklerin kaybolduğunu gördüm...Bu sebeple özellikle bazı yönetici arkadaşlarımızın söylediklerine takıldım...ve yukarıya alıntı yaptım...
Ebu Hanzala ve Ahmet Kalkan arasındaki mülazayı objektif dinleyen her müslüman Ahmet Kalkan hocanın inanılmaz çelişkiler içerisinde olduğunu görecektir...Bir ara o mülazayı yazıya dökmeyi düşünmüştüm sonra vaz geçmiştim,lakin şunu görüyorum ki o mülazayı yazıya dökmek artık artık elzem olmuştur....
Ahmet Kalkan hoca çaresiz kalınca insanları önce kemalist ve muhafazakar diye ikiye ayırdı.Mevcut düzenden yana olanlar ve bunlardan razı bir hayat tercih edenler ve laik demokrat rejimini savunanlar evet bunlar kafirdirler hükmünü verdi.
Daha tekrar çaresiz kaldığında bu sefer muhafazakar kesimi ikiye ayırdı.Bunlar diyalogçular,tasavvufçular ve refah partisi yani milli selamet çizgisinde olanlar diyerek bu ayırmış olduğu iki gruptan diyalogçular (Nurcular veya Fetullah Gülenciler eşittir Akparticiler) evet bunları da kafir olarak isimlendirdi ve eledi..
Daha sonra tekrar çaresiz kalınca bu seferde muhatabına evet aslında bende sizin gibi düşünüyorum fakat sizin kullandığınız terimleri kullanmaktan imtina ediyorum dedi..Yani siz onlara müşrik diyorsunuz fakat ben onlara siz şirk işliyorsunuz diyorum aramızdaki fark sadece budur demeye kadar geldi.
Ben bir müslüman olarak yeminlerin en büyüğü olan Allah’a yemin ederim ki Ebu Hanzalayı zerre kadar tanımam...Bende herkes gibi internetteki görüşlerinden kendisini bilirim..Yani taraflı bir gözle bakmam için hiçbir gerekçem yoktur.
Sadece şunu anlatmaya çalışıyorum taasup bizleri hakikatleri görme noktasında o kadar köreltmiştir ki dinlediğimiz şeyleri dahi anlamamaya başladık..
İnşaAllah o münazaranın yazıya dökülmüş halini bu bölümde olduğu gibi yayınlayacağım..Eğer bur da ki yöneticiler adil davranıp bu açtığım bölümü silmezlerse..Oda onların adaletine kalmış bir şey..
Yukarıya alıntı yaptığım yönetici arkadaş soruyor acaba bu zatın, bu kimsenin yayınladığı eserleri nelerdir..Allah aşkına böyle bir yaklaşım olabilir mi? Hak Allah’ın isimlerinden bir sıfattır nerden gelirse alsın alınmak zorundadır..Bugün Yaşar Nuri Öztürklerin Zekiriya Allah yüzünü kara çıkarsın Beyazların nice eserleri vardır..
Bunlar Kur’an ayetlerini de hıfz etmişlerdir..Lakin İslam dinine verdikleri zarar ve ziyanın haddi hesabı belli değildir..Yıllardır onlar ve onların çizgilerinde olan nice prof.lar ergenekoncuların da rüzgarını arkalarına alarak insanların İslam dininin berraklığına ulaşma noktasında önündeki en büyük engeller olarak durmaktadıylar...Eğer kitap telif etmek ölçü olsaydı o halde bu zatlarda ölçü olurlardı.
Müslümanların ölçüleri meseleleri analiz etme kriterleri illaki eser şerh etmek midir...Muhammed Bakır (r.a) alimlerin alimidir acaba kaç tene eser bırakmıştır.Nice İsimleri fazla duyulmamış ilim ehli alimler vardır tarihte Allah hepsine rahmet eylesin..Bunlar eser telif etmediler diye onlardan alimlik vasfı kalkmış mı olur.? Ki Ebu Hanzala kod adlı kişinin öyle alimlik mertebesi falanda yok konuştuklarında bunu herkes anlayabilir. Burada mesele bizlerin olaylara hangi gözle ve hangi kriterlerle baktığımızıdır.
O zaman yapmamız gereken şey önce adil olmak sonra taasupla herhangi İslami bir konuya yönelmemek sonrada İddia ettiğimiz fikirlerimize delil sunmak...
Ses kaydında Ahmet Hoca bunu yapamamıştır.Kendisinin bile büyük şirk ve büyük küfür işleyenlerin Kur’an’daki tanımları kafir ve müşrik olduğunu söylediği halde bunu toplumlara haml etmekten çekinmiştir..Her ne kadar dolaylı yollardan haml etmiş olsada.
Müşşahas tekfirde hüccetin ikame edilip edilmeyeceği meselesinden tutunda birçok meseleye kadar daha evvel söyledikleriyle hep çelişkiler içerisinde kalmıştır..O ses kaydının yazılı şeklini asacağım zaman bunu tüm okuyucular göreceklerdir...
Selam ve dua ile kalınız.
Aynı şekilde bu kimsenin müslümanları tekfir ettiğini neden gizliyorsun?
Gözünüzde bu derece büyüttüğünüz kişinin ilmi eserleri nelerdir?
Arap şeylerine bıraka durun, daha Ahmet Kalkan'la bile adam akıllı münazara edemeyen birini arap şeyhleriyle kıyas etmeniz cidden çok komik.
Hoş Ahmed Kalkan'a yaptığınız (gizli çekim ve yayılma konusu) da ayrı bir küstahlık ama .....
Kimin taklit edip etmediği çok aşıkar, daha dün sizleri takip edenler, bana özelden gelip,
Şeyh Tartuşiye ithafen acaba askerlik mevzusunuda sorabilir misin demiştir.
Ve benzer konularda mahkemeye küfür deyip
İslam4ever-den alınıtı
Konu kilitli olduğundan dolayı mecburen yeni bir başlık altında tekrar konuyu açmak zorunda kaldım..Kilitli olan bölümdeki tartışmayı okudum...Ve şunu bir kez daha gördüm ki..Taasup dünyadaki en kötü şeylerden biridir...Zaten gerek Mekke putperestleri ve gerekse ehli-kitap hep taasuplarından dolayı hakkı gereği gibi algılayamadılar...Çünkü gerçekleri idrak etmenin önündeki en büyük engel taasuptur,ön yargıdır..
Ebu hanzala kod adlı şahısla Ahmet Kalkan arasındaki tartışmayı daha evvel baştan sona dinlemiştim...Zira İslam.tr de sörf yaparken konuya denk geldim fakat mülazaranın taraflı bakışlar arasında bazı gerçeklerin kaybolduğunu gördüm...Bu sebeple özellikle bazı yönetici arkadaşlarımızın söylediklerine takıldım...ve yukarıya alıntı yaptım...
Ebu Hanzala ve Ahmet Kalkan arasındaki mülazayı objektif dinleyen her müslüman Ahmet Kalkan hocanın inanılmaz çelişkiler içerisinde olduğunu görecektir...Bir ara o mülazayı yazıya dökmeyi düşünmüştüm sonra vaz geçmiştim,lakin şunu görüyorum ki o mülazayı yazıya dökmek artık artık elzem olmuştur....
Ahmet Kalkan hoca çaresiz kalınca insanları önce kemalist ve muhafazakar diye ikiye ayırdı.Mevcut düzenden yana olanlar ve bunlardan razı bir hayat tercih edenler ve laik demokrat rejimini savunanlar evet bunlar kafirdirler hükmünü verdi.
Daha tekrar çaresiz kaldığında bu sefer muhafazakar kesimi ikiye ayırdı.Bunlar diyalogçular,tasavvufçular ve refah partisi yani milli selamet çizgisinde olanlar diyerek bu ayırmış olduğu iki gruptan diyalogçular (Nurcular veya Fetullah Gülenciler eşittir Akparticiler) evet bunları da kafir olarak isimlendirdi ve eledi..
Daha sonra tekrar çaresiz kalınca bu seferde muhatabına evet aslında bende sizin gibi düşünüyorum fakat sizin kullandığınız terimleri kullanmaktan imtina ediyorum dedi..Yani siz onlara müşrik diyorsunuz fakat ben onlara siz şirk işliyorsunuz diyorum aramızdaki fark sadece budur demeye kadar geldi.
Ben bir müslüman olarak yeminlerin en büyüğü olan Allah’a yemin ederim ki Ebu Hanzalayı zerre kadar tanımam...Bende herkes gibi internetteki görüşlerinden kendisini bilirim..Yani taraflı bir gözle bakmam için hiçbir gerekçem yoktur.
Sadece şunu anlatmaya çalışıyorum taasup bizleri hakikatleri görme noktasında o kadar köreltmiştir ki dinlediğimiz şeyleri dahi anlamamaya başladık..
İnşaAllah o münazaranın yazıya dökülmüş halini bu bölümde olduğu gibi yayınlayacağım..Eğer bur da ki yöneticiler adil davranıp bu açtığım bölümü silmezlerse..Oda onların adaletine kalmış bir şey..
Yukarıya alıntı yaptığım yönetici arkadaş soruyor acaba bu zatın, bu kimsenin yayınladığı eserleri nelerdir..Allah aşkına böyle bir yaklaşım olabilir mi? Hak Allah’ın isimlerinden bir sıfattır nerden gelirse alsın alınmak zorundadır..Bugün Yaşar Nuri Öztürklerin Zekiriya Allah yüzünü kara çıkarsın Beyazların nice eserleri vardır..
Bunlar Kur’an ayetlerini de hıfz etmişlerdir..Lakin İslam dinine verdikleri zarar ve ziyanın haddi hesabı belli değildir..Yıllardır onlar ve onların çizgilerinde olan nice prof.lar ergenekoncuların da rüzgarını arkalarına alarak insanların İslam dininin berraklığına ulaşma noktasında önündeki en büyük engeller olarak durmaktadıylar...Eğer kitap telif etmek ölçü olsaydı o halde bu zatlarda ölçü olurlardı.
Müslümanların ölçüleri meseleleri analiz etme kriterleri illaki eser şerh etmek midir...Muhammed Bakır (r.a) alimlerin alimidir acaba kaç tene eser bırakmıştır.Nice İsimleri fazla duyulmamış ilim ehli alimler vardır tarihte Allah hepsine rahmet eylesin..Bunlar eser telif etmediler diye onlardan alimlik vasfı kalkmış mı olur.? Ki Ebu Hanzala kod adlı kişinin öyle alimlik mertebesi falanda yok konuştuklarında bunu herkes anlayabilir. Burada mesele bizlerin olaylara hangi gözle ve hangi kriterlerle baktığımızıdır.
O zaman yapmamız gereken şey önce adil olmak sonra taasupla herhangi İslami bir konuya yönelmemek sonrada İddia ettiğimiz fikirlerimize delil sunmak...
Ses kaydında Ahmet Hoca bunu yapamamıştır.Kendisinin bile büyük şirk ve büyük küfür işleyenlerin Kur’an’daki tanımları kafir ve müşrik olduğunu söylediği halde bunu toplumlara haml etmekten çekinmiştir..Her ne kadar dolaylı yollardan haml etmiş olsada.
Müşşahas tekfirde hüccetin ikame edilip edilmeyeceği meselesinden tutunda birçok meseleye kadar daha evvel söyledikleriyle hep çelişkiler içerisinde kalmıştır..O ses kaydının yazılı şeklini asacağım zaman bunu tüm okuyucular göreceklerdir...
Selam ve dua ile kalınız.
