Ayetlerin Inis Sebebine Göre Degil,
Genele Göre Anlam Almalari
بسم الله الرحمن الرحيم
Bu kaide hakkinda degerli alim Seyh Abdurrahman es-Sa'di (rahimehullah) söyle dedi:
"Bu oldukca yararli bir kaidedir. Onun sayesinde büyük fayda ve ilim elde edildigi gibi ihmal edildiginde de bircok ilimden mahrum olunur ve büyük hatalar yapilir. Bu kaide üzerinde bir cok usülcü alim ittifak etmistir. Bu kaideye gerektigi sekilde riayet edilirse, müfessirlerin nuzül sebebi icin ortaya koymus olduklari aciklamalarin sadece bazi lafizlari aciklamak icin birer misal oldugu ve kelime ve ayetlerin anlamlarinin bunlardan ibaret olmadigi anlasilir. Mesela müfessirlerin "falan ayet, su veya bu olay hakkinda indi" demelerinin anlami, "mezkur olayda inen ayetin anlami kapsamindadir, fakat tüm anlam ondan ibaret degildir" demektir. Cünkü gectigi gibi Kur'an, ümmetin basina da sonuna da hidayet icin indirilmistir.
Allah bizlere Kur'an'i tefekkür etmeyi ve üzerinde düsünmeyi emretmistir. Kur'an'daki genel lafizlari düsündügümüz zaman, onlarin bircok anlama geldiklerini görürüz. Durum bu olunca bu lafizlarin icerdigi anlam alanini daraltmanin ne gerekcesi olabilir? Bundan dolayi olacak ki Ibn Mes'ud, "Kur'an'daki 'Ey iman edenler!' hitablarini dikkatle dinle. Ya hayirli bir seyi emretmekte, veyahut da bir kötülügü nehyetmektedir!" demektedir. Allah'in sifat, isim ve yüceligini beyan edip, O'nu noksan sifatlardan tenzih eden ayetlere dikkat et. Allah'i Kur'an'da gecen sifatlarla an. Onu tenzih eden sifatlardan da tenzih et. Keza, peygamberleri, kitablari ve ahiret gününü Kur'an'da gectigi sekliyle ögren, onlari hakiki anlamlariyla yad et. Onlar hak ve dogrulugun zirvesindedirler.
وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللّهِ قِيلاً
Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir ki? [ Nisa, 122 ]
Kur'an'daki emir ile ilgili bir ayet görürsen ayni emrin kapsamina giren ve girmeyen yönlerini, emir ve yasaklarin ümmetin tamamina hitab ettigini düsün. Allah'in indirdiklerini bilmek her hayir ve kurulusun temeli oldugu gibi onlardan habersiz kalmak tüm kötülük ve zararlarin basidir.
Bu kaideye riayet etmek, Allah'in peygamberine indirdigi vahyin sinirlarini bilmek konusunda cok yardimci olacaktir. Kur'an en güzel ve en dogru manalari, en acik ve en güzel kelimelerle ifade etmistir.
وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا
Onlarin sana getirdigi her misale karsi mutlaka biz sana gercegi ve en güzel aciklamayi getiririz. [ Furkan, 33 ]
Kur'an bunu aciklar ve ona giden yollari beyan eder."
[ El-Kavaidu'l-Hisan el-Mute'allikatu bi Tefsir'l-Kur'an, 2. kaide ]
Seyh Abdurrahman b. Hasan (rahimehullah) söyle dedi:
" 'Allah (Subhanehu ve Teala)'nin kur'an'da gecen sözleri ile Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sünnetinde gecen sözler, yalnizca nüzul olunduklari hadiseler icin gecerlidir, baska degil.' seklindeki bir sözü, seriat ve onun ahkamlari hakkinda en cahil ve ahmak olan kimseler dahi söylemez. Kasten hatali argümanlar kullanarak münakasa edenler dahi cehalet ve sapiklikla itham olunma korkusundan dolayi böyle bir sözü söylemekten cekinirler. Cünkü böylesi bir söz, kisinin yanlis yolda ve cahil oldugunu apacik sekilde gösterir. Bu sözün kacinilmaz sonucu, seriat'i hükümsüz kilmak ve sahabelerin (ra) amelleri hakkinda süpheye düsmektir."
[ Ed-Dureru-s Seniyye, Cihad cildi, s. 89 ]
Genele Göre Anlam Almalari
بسم الله الرحمن الرحيم
Bu kaide hakkinda degerli alim Seyh Abdurrahman es-Sa'di (rahimehullah) söyle dedi:
"Bu oldukca yararli bir kaidedir. Onun sayesinde büyük fayda ve ilim elde edildigi gibi ihmal edildiginde de bircok ilimden mahrum olunur ve büyük hatalar yapilir. Bu kaide üzerinde bir cok usülcü alim ittifak etmistir. Bu kaideye gerektigi sekilde riayet edilirse, müfessirlerin nuzül sebebi icin ortaya koymus olduklari aciklamalarin sadece bazi lafizlari aciklamak icin birer misal oldugu ve kelime ve ayetlerin anlamlarinin bunlardan ibaret olmadigi anlasilir. Mesela müfessirlerin "falan ayet, su veya bu olay hakkinda indi" demelerinin anlami, "mezkur olayda inen ayetin anlami kapsamindadir, fakat tüm anlam ondan ibaret degildir" demektir. Cünkü gectigi gibi Kur'an, ümmetin basina da sonuna da hidayet icin indirilmistir.
Allah bizlere Kur'an'i tefekkür etmeyi ve üzerinde düsünmeyi emretmistir. Kur'an'daki genel lafizlari düsündügümüz zaman, onlarin bircok anlama geldiklerini görürüz. Durum bu olunca bu lafizlarin icerdigi anlam alanini daraltmanin ne gerekcesi olabilir? Bundan dolayi olacak ki Ibn Mes'ud, "Kur'an'daki 'Ey iman edenler!' hitablarini dikkatle dinle. Ya hayirli bir seyi emretmekte, veyahut da bir kötülügü nehyetmektedir!" demektedir. Allah'in sifat, isim ve yüceligini beyan edip, O'nu noksan sifatlardan tenzih eden ayetlere dikkat et. Allah'i Kur'an'da gecen sifatlarla an. Onu tenzih eden sifatlardan da tenzih et. Keza, peygamberleri, kitablari ve ahiret gününü Kur'an'da gectigi sekliyle ögren, onlari hakiki anlamlariyla yad et. Onlar hak ve dogrulugun zirvesindedirler.
وَمَنْ أَصْدَقُ مِنَ اللّهِ قِيلاً
Allah'tan daha dogru sözlü kim olabilir ki? [ Nisa, 122 ]
Kur'an'daki emir ile ilgili bir ayet görürsen ayni emrin kapsamina giren ve girmeyen yönlerini, emir ve yasaklarin ümmetin tamamina hitab ettigini düsün. Allah'in indirdiklerini bilmek her hayir ve kurulusun temeli oldugu gibi onlardan habersiz kalmak tüm kötülük ve zararlarin basidir.
Bu kaideye riayet etmek, Allah'in peygamberine indirdigi vahyin sinirlarini bilmek konusunda cok yardimci olacaktir. Kur'an en güzel ve en dogru manalari, en acik ve en güzel kelimelerle ifade etmistir.
وَلَا يَأْتُونَكَ بِمَثَلٍ إِلَّا جِئْنَاكَ بِالْحَقِّ وَأَحْسَنَ تَفْسِيرًا
Onlarin sana getirdigi her misale karsi mutlaka biz sana gercegi ve en güzel aciklamayi getiririz. [ Furkan, 33 ]
Kur'an bunu aciklar ve ona giden yollari beyan eder."
[ El-Kavaidu'l-Hisan el-Mute'allikatu bi Tefsir'l-Kur'an, 2. kaide ]
Seyh Abdurrahman b. Hasan (rahimehullah) söyle dedi:
" 'Allah (Subhanehu ve Teala)'nin kur'an'da gecen sözleri ile Peygamber (sallallahu aleyhi ve sellem)'in sünnetinde gecen sözler, yalnizca nüzul olunduklari hadiseler icin gecerlidir, baska degil.' seklindeki bir sözü, seriat ve onun ahkamlari hakkinda en cahil ve ahmak olan kimseler dahi söylemez. Kasten hatali argümanlar kullanarak münakasa edenler dahi cehalet ve sapiklikla itham olunma korkusundan dolayi böyle bir sözü söylemekten cekinirler. Cünkü böylesi bir söz, kisinin yanlis yolda ve cahil oldugunu apacik sekilde gösterir. Bu sözün kacinilmaz sonucu, seriat'i hükümsüz kilmak ve sahabelerin (ra) amelleri hakkinda süpheye düsmektir."
[ Ed-Dureru-s Seniyye, Cihad cildi, s. 89 ]