Çevrimdışı
Aynı Fotoğrafta Görünmemek
Birileriyle aynı fotoğraf karesinde görünmek veya görünmemek, günümüz insanının çok dikkat ettiği ve hassas davrandığı bir husustur. Olumsuz anlamda üzerine projektörlerin çevrildiği, suçlanan kişilerden uzak durmak, hatta daha önceleri aralarında az çok bir merhabaları olduğu halde, böylesi günlerde onlara yaklaşmamak, bir arada görünmemek, insanımızın çoğu zaman sergileye geldiği bir davranıştır.
İnsanlar bazen de, birileriyle aynı fotoğrafta yer almak için can atarlar. Yıldızının parladığına inandığı, ikbal basamaklarına tırmandığını zannettiği kişilerle bir defacık bile olsa aynı fotoğraf karesinde yer almak onlar için çok önemlidir.
Bu anlamda herkesin kafasında kendisine göre iki ayrı listesi vardır;
Birincisi, kendileriyle aynı karede görünmemek için gereken dikkati gösterdiği kişiler listesi.
İkincisi ise; elden geldiği kadar kendileriyle aynı fotoğraf karesinde yer almaya çalıştığı kişiler.
İnsanların böyle bir tutum içerisinde olması tamamen yanlış bir şey değildir. Yeter ki bu liste hakkani ölçülerle hazırlanmış olsun. Bizim eleştirimiz, dünyevi küçük menfaatler göz önünde bulundurularak sergilenen tavırlardır.
İyice dikkat ederseniz Kur"an-ı Kerim bizim gözlerimize çok canlı fotoğraflar sunar, bu fotoğrafların içinde kesinlikle yer almamamızı, birileriyle asla aynı fotoğrafta görünmememizi ister.
Mesela; “Allah Teala"nın ayetlerinin inkar edildiği veya alaya alındığı” bir fotoğraf karesi. Ya derhal terk edilecek, ya gündem değiştirilecek.
Allah"a ve ahiret gününe iman edenlerin, Allah ve Rasûlüne düşmanlık edenlerle aynı fotoğraf karesi içerisinde birbirlerini sever durumda bulunmaması …
Müslüman zulme şahitlik edemez, engel olamıyorsa derhal orayı terk etmelidir. Bu da İslam"ın gözlere sunduğu müthiş bir fotoğraf karesidir.
İşte şunlar da, içinde yer almamız gereken, birileriyle kesinlikle birlikte görünmemiz gereken fotoğraflar:
“Ey iman edenler! Allah"tan korkun ve sadıklarla beraber olun!” (9/119)
“Kim, kendisi için doğru yol apaçık belli olduktan sonra Rasûl"e karşı gelir ve müminlerin yöneldiği yoldan başka bir yola yönelirse, biz onu döndüğü yola yöneltiriz ve cehenneme sokarız. Varılacak ne kötü bir yoldur orası?” (4/115)
Ve Nebevi bir fotoğraf karesi: “Mümin, mümini asla terk edemez!”
Sıkıntılı günlerinde müminlerin birbirlerinden uzak durmaları, onlarla aynı fotoğrafta görünmek istememeleri, müminler adına gerçekten üzücü bir durumdur.
Müslümanlar, bu konuda ufak hesapların adamı olmamalıdırlar diye düşünüyorum.
Birileri müslümanları acı günlerinde terk etmelerini bir de kitabına uydurmuşlar. Geçenlerde birisi kulağıma eğildi ve yavaşça
El içinde düşmanımsın sen benim,
Tenhalarda sen benimsin ben senin, dedi.
Buna da şükür dedim, ya bir de tenhalarda da düşman olsa ne diyebilirdim ki.
Bütün bunları niçin yazıyorum biliyor musunuz? Nisan ayının sonunda düzenlenen operasyonlarda, erkeklerin yanı sıra Elazığ ve Malatya"da birer hanım kızımız da üç gün göz altına alındılar. Bu iki şehrimizde İslam adına faaliyet yürüten, dersler yapan diğer bayan dernek ve kuruluşlarından bir defacık olsun teselli ziyaretine gelen olmamış.
Bunun yanında elhamdülillah bu gözaltıların kendi aralarında daha ciddi bir kenetlenmeye ve kaynaşmaya vesile olduğuna bizzat şahit olduk.
mehmet göktaş
Birileriyle aynı fotoğraf karesinde görünmek veya görünmemek, günümüz insanının çok dikkat ettiği ve hassas davrandığı bir husustur. Olumsuz anlamda üzerine projektörlerin çevrildiği, suçlanan kişilerden uzak durmak, hatta daha önceleri aralarında az çok bir merhabaları olduğu halde, böylesi günlerde onlara yaklaşmamak, bir arada görünmemek, insanımızın çoğu zaman sergileye geldiği bir davranıştır.
İnsanlar bazen de, birileriyle aynı fotoğrafta yer almak için can atarlar. Yıldızının parladığına inandığı, ikbal basamaklarına tırmandığını zannettiği kişilerle bir defacık bile olsa aynı fotoğraf karesinde yer almak onlar için çok önemlidir.
Bu anlamda herkesin kafasında kendisine göre iki ayrı listesi vardır;
Birincisi, kendileriyle aynı karede görünmemek için gereken dikkati gösterdiği kişiler listesi.
İkincisi ise; elden geldiği kadar kendileriyle aynı fotoğraf karesinde yer almaya çalıştığı kişiler.
İnsanların böyle bir tutum içerisinde olması tamamen yanlış bir şey değildir. Yeter ki bu liste hakkani ölçülerle hazırlanmış olsun. Bizim eleştirimiz, dünyevi küçük menfaatler göz önünde bulundurularak sergilenen tavırlardır.
İyice dikkat ederseniz Kur"an-ı Kerim bizim gözlerimize çok canlı fotoğraflar sunar, bu fotoğrafların içinde kesinlikle yer almamamızı, birileriyle asla aynı fotoğrafta görünmememizi ister.
Mesela; “Allah Teala"nın ayetlerinin inkar edildiği veya alaya alındığı” bir fotoğraf karesi. Ya derhal terk edilecek, ya gündem değiştirilecek.
Allah"a ve ahiret gününe iman edenlerin, Allah ve Rasûlüne düşmanlık edenlerle aynı fotoğraf karesi içerisinde birbirlerini sever durumda bulunmaması …
Müslüman zulme şahitlik edemez, engel olamıyorsa derhal orayı terk etmelidir. Bu da İslam"ın gözlere sunduğu müthiş bir fotoğraf karesidir.
İşte şunlar da, içinde yer almamız gereken, birileriyle kesinlikle birlikte görünmemiz gereken fotoğraflar:
“Ey iman edenler! Allah"tan korkun ve sadıklarla beraber olun!” (9/119)
“Kim, kendisi için doğru yol apaçık belli olduktan sonra Rasûl"e karşı gelir ve müminlerin yöneldiği yoldan başka bir yola yönelirse, biz onu döndüğü yola yöneltiriz ve cehenneme sokarız. Varılacak ne kötü bir yoldur orası?” (4/115)
Ve Nebevi bir fotoğraf karesi: “Mümin, mümini asla terk edemez!”
Sıkıntılı günlerinde müminlerin birbirlerinden uzak durmaları, onlarla aynı fotoğrafta görünmek istememeleri, müminler adına gerçekten üzücü bir durumdur.
Müslümanlar, bu konuda ufak hesapların adamı olmamalıdırlar diye düşünüyorum.
Birileri müslümanları acı günlerinde terk etmelerini bir de kitabına uydurmuşlar. Geçenlerde birisi kulağıma eğildi ve yavaşça
El içinde düşmanımsın sen benim,
Tenhalarda sen benimsin ben senin, dedi.
Buna da şükür dedim, ya bir de tenhalarda da düşman olsa ne diyebilirdim ki.
Bütün bunları niçin yazıyorum biliyor musunuz? Nisan ayının sonunda düzenlenen operasyonlarda, erkeklerin yanı sıra Elazığ ve Malatya"da birer hanım kızımız da üç gün göz altına alındılar. Bu iki şehrimizde İslam adına faaliyet yürüten, dersler yapan diğer bayan dernek ve kuruluşlarından bir defacık olsun teselli ziyaretine gelen olmamış.
Bunun yanında elhamdülillah bu gözaltıların kendi aralarında daha ciddi bir kenetlenmeye ve kaynaşmaya vesile olduğuna bizzat şahit olduk.
mehmet göktaş
