Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bakara süresi 30. ayet ?

E Çevrimdışı

erhans1987

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.


MELEKLER İNSAN OĞLUNUN KAN DÖKECEĞİNİN BİLİGİSİNE NASIL VARMIŞTIR?
 
B Çevrimdışı

BaiTullaH

Üye
İslam-TR Üyesi
Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamdederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti.


MELEKLER İNSAN OĞLUNUN KAN DÖKECEĞİNİN BİLİGİSİNE NASIL VARMIŞTIR?

HZ ALLAH insandan önce cin yarattı ve cinlere akıl vermişti onlar bozgunculuk yaptı bunu melekler görmüştür mutlaka ondan çünkü

akıl bazen ALLAHın dediklerini inkar eder kan döker vb...
 
E Çevrimdışı

erhans1987

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
lafı dolandırmış, alakası olmayan ve insanı tatmin etmeyen şeyler söylemiş bunu kim kabul edebilir,
adamın demek istediği halife kelimesi kan dökecek biri anlamına geliyor, acaba kendi söylediğine kendi inanıyor mu
 
KHaYR Çevrimdışı

KHaYR

Üye
İslam-TR Üyesi
Surenin devamında olduğu gibi Adem a.s kendisinden önceki yaratılmış varlıklar gibi değil Allah'ın kendisine öğrettiği ilimler doğrultusun da halifelik yapacaktır denilmek istenen şayet bu ilimlerle hareket etmeyip bir başkanlık yarışı olursa hayvanlar gibi birbirlerine girme olur...

Sadece 30. ayete bakılmaması gerekir, 30 - 31 - 32 - 33. ayetlerin tefsire bakarsanız daha iyi anlaşılıyor inşaAllah.
Fizilal'il Kuran (Seyyid Kutub):
30- Hani Rabb'in, meleklere "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti.
- Melekler "Ya Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kantar dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz" dediler. Allah meleklere "Ben sizin bilmediklerinizi bilirim' dedi.
Demek ki, Allah'ın yüce iradesi şu yeryüzünün dizginlerini kâinatın bu yeni varlığına teslim etmek, burayı onun eline vermek istiyor. Yani yüce Allah yaratıp, düzene koyduğu şu yeryüzüne kendi temsilcisi sıfatıyla gönderdiği insana; buradaki varlıklardan yararlanma, onların özelliklerini tanıyıp araştırma, onları değiştirme, gizli olan yönlerini bulup açığa çıkarma, çeşitli yeraltı kaynaklarını bulup günsüzüne çıkarma ve bütün bunları yaparken de Allah'ın halifeliği gibi son derece ağır bir görevi yerine getirirken yeryüzünün bütün imkânlarını onun hizmetine sunma kararındadır.
Yine demek ki yüce Allah kendi dileğini gerçekleştirme görevi verdiği ve "insan" ünvanına layık gördüğü bu yeni varlığı, yaşamı boyunca karşı karşıya geleceği yeryüzünün çeşitli güç kaynaklarına (enerji, hammadde-doğa kanunları vs.) denk gelecek, onlarla baş edebilecek derecede gizli güçlerle donatmıştır.
Buna göre, yeryüzüne ve evrenin tümüne hükmeden temel kanunlarla, bu yeni varlığa, onun çeşitli güç kaynakları ve enerjilerine hükmeden temel kanunlar arasında sıkı bir uyum, ahenkli bir birlik vardır. Böyle olduğundan dolayıdır ki, bu iki kanun arasında, herhangi bir çatışma olmamakta ve insan enerjisi şu koca kâinat kayasına çarpıp paramparça olmaktan kurtulmaktadır.
O halde şu uçsuz-bucaksız yeryüzündeki varlık düzeni içinde sözünü ettiğimiz insanın mevkii, rolü son derece önemlidir ve bu onurlu statüyü onun için, kerem sahibi olan yaratıcısı dilemiş, uygun görmüştür.
Yüce Allah'ın "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" ilahî buyruğunu, yeryüzünde halife olarak bulunan insanoğlunun bugün gerçekleştirdiği büyük işlerin ışığında gören bir göz ve idrak eden bir kalple değerlendirdiğimiz zaman bütün bunların ilahî iradenin sadece bir kısmı olduğunu görebiliriz.
30/b- Melekler "Ya Rabbi sen yeryüzünde kargaşalık çıkaracak, kantar dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz seni överek tesbih ediyor, takdis ediyoruz" dediler.
Meleklerin bu sözleri bize şunları düşündürüyor. Melekler ya sezgilerine ya yeryüzünde yaşanmış eski tecrübelere veya basiretlerinin sağladığı ilhama dayanarak "insan" adı verilen bu yeni varlığın yaratılışı veya yeryüzünde geçireceği hayat hakkında bazı bilgi kırıntılarına sahiptiler ve bu bilgi kırıntılarına dayanarak insanoğlunun yeryüzünde kargaşa çıkaracağını ve kan dökeceğini öngörüyor, ya da bekliyorlardı. Bunun yanında onların, salt iyilikten ve yaygın barıştan başka hiçbir şey düşünmeyen masum meleklik yapılarının normal bir gereği olarak, Allah'ı överek tesbih etmeyi; O'nu her türlü noksanlıklardan tenzih etmeyi varlıkların tek gayesi, yaratılışın biricik gerekçesi saydıkları ve bu amacı da kendi varlıkları ile gerçekleşmiş gördükleri anlaşılıyor. Öyle ya onlar, Allah'ı överek-kendisine hamdediyor, O'nu her türlü noksanlıktan tenzih ediyor, hep O'na ibadet ediyor, bu ibadetten bir an bile geri durmuyorlardı.
Fakat melekler, yüce Allah'ın yeryüzündeki bu halifesi eli ile dünyayı inşa ve imar etme, oradaki hayatı geliştirip çeşitlendirme dileğinin hikmetinden habersizdiler. Bu konuda hiçbir bilgileri yoktu. Kimi zaman kargaşa çıkaracak ve kimi zaman da kan dökecek olan insan, görünürdeki bu kısmi kötülüklerin yanında onlardan daha büyük ve geniş kapsamlı iyilikler yapacaktı. Sürekli gelişme, kesintisiz ilerleme, yapıcı sonuçlara ulaştıran yıkıcı hareket, ısrarlı girişim, aralıksız araştırmacılık, bu dünyayı azimle değiştirme ve daha iyi düzeye çıkarma çabası onun eli ile gerçekleşecek iyiliklerdi.
Bunun üzerine her şeyi bilen ve her şeyin akıbetinden haberdar olan yüce Allah kararını meleklere bildirdi:
31- Allah, Adem'e bütün isimleri öğretti. Sonra bütün nesneleri meleklere göstererek, "Haydi, eğer davanızda haklı iseniz, bunların isimlerini bana söyleyin " dedi.
32- Melekler "Ya Rabbi, sen yücesin, bizim senin bize öğrettiklerin dışında hiçbir bilgimiz yoktur, hiç şüphesiz sen herşeyi bilirsin ve her yaptığın yerindedir" dediler.
33- Allah, Adem'e "Ey Adem, bunlara o nesnelerin adlarını bildir" dedi. Adem, meleklere bütün nesnelerin isimlerini bildirince Allah, onlara "Ben size, `göklerin ve yerin bütün gizliliklerini, ayrıca sizin bütün açığa vurduklarınız ve içinizde sakladıklarınızı bilirim' dememiş miydim?" dedi.
Şu anda biz basiretimizin gözlerini yüce doruklardan sızan parıltılara dikmiş, "Mele-i Alâ'da", ruhlar aleminde meleklerin gördüklerini görüyoruz: Şu anda biz, yüce Allah'ın insan denen bu varlığa yeryüzü halifeliği görevini teslim ederken kendisine sunduğu sırrın bir bölümünü görüyoruz. Nesnelere isimler verme yolu ile onları sembolize etme gücünün sırrını, şahısları ve nesneleri isimlendirme yeteneğinin sırrını... O isimler ki, dille ifade edilen birtakım kelimeleri şahısların ve somut nesnelerin sembolleri, simgeleri haline getiriyor.
Bu işlem, insanın yeryüzündeki hayatı açısından çok önemli bir güçtür. Bu gücün olağanüstü önemini kavrayabilmek için, insanın nesnelere isim takma yeteneğinden yoksun bırakıldığını varsayalım: İnsanlar, herhangi bir nesne hakkında aralarında anlaşma sağlayabilmek için, mutlaka o nesnenin karşılarında bulunması gerekecek. Bunun sonucunda karşılaşılacak büyük güçlüklerin, anlaşma ve ortak yaşamı ne kadar zorlaştıracağını düşünmek bile ürküntü veriyor insana. Mesela, iki insan bir hurma ağacı hakkında konuşmak istediklerinde bu anlaşmayı sağlamanın tek yolu o hurma ağacını yanlarına getirmek ya da onun yanına gitmek olurdu. Ya da sözkonusu olan şey bir dağ ise bu konuda birbiriyle konuşmak isteyenlerin o dağın yanına gitmekten başka çaresi kalmazdı. Yahut, bir insan hakkında ortak anlayışa varabilmek için o insanı diyalog yerine getirtmekten başka bir yol kalmazdı onlar için. Bu durum ise hayatı yaşanmaz kılacak korkunç bir zorluk oluştururdu. Başka bir deyimle eğer Allah insan denen bu varlığa nesneleri isimlerle sembolize etme yeteneğini bağışlamamış olsaydı, yeryüzündeki hayat gelişemez, son derece ilkel düzeyde kalırdı.
Meleklere gelince onların böyle bir yeteneğe ihtiyaçları yoktu. Çünkü görevleri, böyle bir yeteneği gerektirmiyordu. Bu yüzden de onlara böyle bir güç verilmemişti.
Yüce Allah bu sırrı Hz. Adem'e öğrettikten sonra meleklerin karşısına bir takım nesneleri getirince onlar bu nesnelerin isimlerini bilemediler. Nesnelere ve şahıslara sözlü semboller takma işlemini nasıl yapacaklarını öğrenmemişlerdi çünkü. Bu yetersizlikleri ortaya çıkınca yüce Allah'ı her türlü noksanlıktan tenzih ederek ve yalnız Allah'ın bildirdiğinden ibaret olan bilgilerinin sınırlı olduğunu ikrar ederek acizliklerini açıkça itiraf ettiler. Oysa Hz. Adem önüne gelen nesnelerin isimlerini söyleyebildi. Bunun hemen arkasından melekleri, yüce Allah'ın her şeyi iyi bildiğini ve her yaptığının yerinde olduğunu iyice kavramaya çağıran şu ilâhî cevapla karşılaşıyoruz:
"Allah meleklere "Ben size dememiş miydim ki, ben göklerin ve yerin bütün gizliliklerini, ayrıca sizin bütün açığa vurduklarınız ile içinizde sakladıklarınızı bilirim" dedi."
 
selsebil Çevrimdışı

selsebil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Tabii Allah-u Teàlâ Hazretleri meleklerine, daha yaratılmamış bir varlıktan bahsediyor, anlatıyor. Onlar da o yaratılmamış mahlûkun yeryüzünde, istikbalde yapacağı fesat çıkartmak, kanlar dökmek meselesini söylüyorlar ve taaccüb ediyorlar bu şeye... Neden?..
Çünkü Allah-u Teàlâ Hazretleri, onlara bazı şeyleri bildirdi. O yaratılmışların istikbalde yapacağı şeyleri meleklere bildirdiği için, melekler de o bildirme üzerine, bildikleri kadarıyla hayretlerini ifade ettiler. Hikmetini anlamak için böyle bir söz söylediler.


İbn-i Abbas RA rivayet etmiş ki... O da tabii Peygamber Efendimiz'in sevdiği âlim gençlerden birisiydi, Peygamber Efendimiz'in sağlığında. Amcazâdesi, Kur'an-ı Kerim'i çok iyi bilen bir kimse. O konuştuğu zaman, her halde bir yere, bir belgeye, bir bilgiye dayanarak konuşur. Ondan, yâni Hazret-i Abbas'ın oğlu Abdullah'tan rivayet olunmuş ki:

(İnne evvele men sekenel-arda el-cin) "Allah dünyayı yarattığı zaman, yeryüzüne ilk önce cinleri, cin taifesini iskân etmiş." Cin ne demekti?.. Görünmeyen varlıklar. Bu görünmeyen varlıkların çeşitleri var tabii. Cinlerin mü'minleri var, kâfirleri var. "O cinler, (feefsedû fîhâ) yeryüzünde bozgunculuk, fesat çıkarttılar, (ve sefekû fîhed-dimâ') yeryüzünde kanlar döktüler, (ve katele ba'duküm ba'dà) birbirlerini öldürdüler."



Demek ki, bu ifadeden anlıyoruz ki; yeryüzüne insanların iskânından evvel görünmez cin taifesi iskân edilmiş ama, onların kâfir olanları bir takım böyle itaatsizlik, isyan, zulüm, günah olan işler yaptıklarından, Allah-u Teàlâ Hazretleri buyurmuş oluyor ki: (İnnî a'lemu mâ lâ ta'lemûn.) "Ey melekler, siz, 'Biz hep tesbih ediyoruz, tenzih ediyoruz.' diyorsunuz ama, ben sizin bilmediğiniz şeyleri biliyorum."
Meselâ:


(Kâne minel-cinni ve fesaka an emri rabbihî) "İblis de cinlerden, cin taifesinden bir çeşit idi. Ama Allah'ın emrine âsi oldu." (Kehf: 50) Bak hepiniz itaatli değilsiniz. İçinizden sizin taifenizden böyleleri var. Sonra işte o yeryüzüne gönderilmiş olanlar da böyle fesatlar çıkarttılar. Onun için, başkaları fesat yapmış olduğu için, ifadeniz gerçeği tamamiyle ifade etmiyor.
Allah-u Teàlâ Hazretleri, (İnnî a'lemu mâ lâ ta'lemûn.) "Sizin bilmediğiniz şeyleri ben biliyorum." buyuruyor.
Rivayetler arasında, Ebûl-Âliye'den şöyle bir nakil var:

"Allah-u Teàlâ Hazretleri önce melekleri yarattı, sonra cinleri yarattı, sonra Adem AS'ı yarattı. Cinler yeryüzünde fitne fesat çıkarttılar. Kanlar dökünce, melekler onları terhib için inip cezalandırdılar. Bu yaratılan insanlar da öyle yapar diye, bunun için, (E tec'alü fîhâ men yüfsidu fîhâ ve yesfiküddimâe) 'Böyle fesat çıkartacak, kanlar dökecek yeni bir mahluk mu yaratacaksın?' dediler."

(khayr kardeş açıklamş zaten sağolsun,biraz geç kaldık ama yazmış olduk artık:)esad coşan hocanın tefsir dersinden...anlaşılır ve kısa olsun diye kırptım biraz)
 
E Çevrimdışı

erhans1987

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
insalardan önce cinler yaratılmıştı diyorsunuz,

Allah(c.c) başında peygamber olmadan ümmet yaratır mı?

Hz Muhammed (s.a.v) ve diğer peygamberler hem insanların hem cinlerin peygamberiydi

Hz Adem' den öncekilerin tabi oldukları kimdi?
 
selsebil Çevrimdışı

selsebil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
insalardan önce cinler yaratılmıştı diyorsunuz,

Allah(c.c) başında peygamber olmadan ümmet yaratır mı?

Hz Muhammed (s.a.v) ve diğer peygamberler hem insanların hem cinlerin peygamberiydi

Hz Adem' den öncekilerin tabi oldukları kimdi?
cinlerin insandan evvel yaratılmadığını mı söylemek istiyosunuz?
''Cinleri de daha önce insan vücudunun gözeneklerinden geçebilen güçlü bir ateşten yarattık.''hicr suresi 27.ayet
"Rabbin meleklere demişti ki: 'Ben muhakkak çamurdan bir insan yaratacağım. Onu tamamlayıp, içine de ruhumdan üfürdüğüm zaman, derhal ona secdeye kapanın!' Bütün melekler toptan secde ettiler. Yalnız İblis secde etmedi. O, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. Allah, 'Ey İblis! İki elimle yarattığıma secde etmekten seni men eden nedir? Böbürlendin mi, yoksa yücelerden misin?' dedi. İblis, 'Ben ondan hayırlıyım! Beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın', dedi." hicr suresi 28.ayet

27.ayette 'cinleri daha önce..''diye geçiyo.ayrıca iblisi de cin olarak kabul edersek 28.ayette de insanı yaratmadan önce iblisin/cinin varlığından söz ediliyo.yani insandan önce cin yaratıldı,bu kesin.daha önce yazdığım mesajda da anlattığım gibi...melekler cinlerin çıkardıkları bozgunculuğa şahit oldukları için insanların da aynı şeyi yapacaklarını düşünmüşlerdir...ha cinlerin o zaman peygamberleri var mıydı orasını bilmiyorum.bu iddia sizin,siz biliyosunuzdur...
 
E Çevrimdışı

erhans1987

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
muhakkak bildiklerimiz var ama insanların kafasını karıştırmaya lüzüm yok, çünü dünyanın yaşı hesaplanınca 2 milyar küsür sene çıkıyor. araştırıyoruz Allahın izniyle ne kadar öğrenebilirsek kardır. Sizin de bu konuda bildiklerinizden faydalanmak istedim
 
selsebil Çevrimdışı

selsebil

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
muhakkak bildiklerimiz var ama insanların kafasını karıştırmaya lüzüm yok, çünü dünyanın yaşı hesaplanınca 2 milyar küsür sene çıkıyor. araştırıyoruz Allahın izniyle ne kadar öğrenebilirsek kardır. Sizin de bu konuda bildiklerinizden faydalanmak istedim
iyi yapmışsınız kardeşim...de siz de madem biliyosunuz şu cinlerin peygamberi meselesini açıklayın...biz de sizden faydalanmış olalım...
 
H Çevrimdışı

Habibullah

İyi Bilinen Üye
Site Emektarı
bilmedigimiz konular olabilir dogru yaklasim herseyin aciklanmasidir kafamiz karismaz merak etmeyin...
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt