Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bana Değil Ey Anam, Şu Kara Güne Ağla - Şeyh Muhammed El-makdisi

ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Bana değil ey anam, şu kara güne ağla,
Ağlayanı kalmamış yaralı dine ağla.
Şu karanlık zindanlar diz çöktüremez bana,
Ben ki, tüm hayatımı adamışım Rahman’a.
Hapishane dediğin daha evla zilletten,
... ...
Zillete boyun eğen, diz çökmüş bir milletten.
Benim yüce davamı zindanlar hapsedemez,
Onun sönmez nurunu hiç bir güç söndüremez.
Bak yine özgürüm ben zincirler arasında,
Ruhumu kamçılayan, hizmete Hak uğrunda
Ben özgürüm anacığım! Zincir, pranga neymiş,
Sen sakla gözyaşını, halkıma boyun eğmiş...
Selam senin üzerine olsun anacığım…”
Sana bu yolun mahiyetini, rasullerin, onlara tabi olanların ve dostlarının yolu olduğunu açıklamaya çalıştım. Öyleyse bu ağlayışlar neden…? Neden bu gözyaşın…?
Şeyh Muhammed el-Makdisi​
 
Muhammed Yusuf Çevrimdışı

Muhammed Yusuf

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Selam sana ey anacığım


Unutmak mı? Asla Tutuklandığımdan beri döktüğün gözyaşlarını asla unutmayacağım...



Ve beni ziyaret ettiğin her defada zindanın parmaklıkları önünde daha da artan gözyaşlarını… Seni her görüşümde yüzümden eksik olmayan gülümsememe rağmen…

Anacığım bir an bile, bir an bile gözyaşlarının benim nazarımda önemsiz ve değersiz olduğunu aklından geçirme… Asla…

Sana olan sevgimi ve hürmetimi uzak yakın herkes bilir…

Ancak sana defalarca söylemiştim ya anacığım… Allah’ın dini bizim için her şeyden daha değerlidir… Ve Allah’ın tevhidi bize herkesten daha sevgili Eğer üzüntünün ve göz yaşlarının artmasına sebep olduysam bil ki mazeretim budur anacığım Sabret Sana daha önce tekrar tekrar söylediğim gibi zindanda oluşumun sebebi yüce bir amaç uğrunadır O da Allah’ın dini ve tevhididir

Bu onur payesini alnında gururla taşı anacığım

Zaman zaman uzun mesafeler katlederek beni ziyaret ediyorsun Zindanın duvarları ardında görüşme vaktinin gelmesini beklerken başka annelerin konuşmalarını duyuyorsundur Çocuklarının, eşlerinin, kardeşlerinin suçları ile ilgili Çoğunluğu hırsızlık, tecavüz, gasp, uyuştururcu, cinayet vb suçlardır Düşünsene dünya hayatı uğruna, faillerini yıllar yılı zindan duvarları ardına kilitleyen bu suçlar ne kadar onur kırıcı ve utanç verici Akrabalar arasındaki bağların kopmasına sebep olan, dostlukları bozan, büyük fitnelere sebep olan suçlar… Üstelik fani dünya uğruna… Alçaltan ve utanç veren bir şehvet uğruna

Ama biz anacığım Daha önceleri de sana defalarca anlattığım gibi biz, insanların çoğunun Allah’ın dinine yardım etmekten yüz çevirdiği bir zamanda bizce çok değerli ve gurur veren bir suçla suçlanıyoruz… İnsanlar tağutun darbelerine boyun eğmiş, zillet içinde bir hayata razı olmuşlar… Kendilerini bu yolda sıkıntılardan kurtaracak bir sessizliği seçmişler… Allah’ın bize layık görmüş olduğu bu değerli armağandan dolayı gurur duymalı ve mağrur olmalısın Ve O’ndan bu yolda sebat edip bu yolda hayatımızı sonlandırmasını istemelisin… Davamızın (suçumuzun) “La İlahe İllallah” demek olduğunu sana anlatmıştım Artık bundan öteye söyleyecek sözümüz yok

Bunu anlatmak için çok uğraşıyoruz Hücremizin kapılarına, zindandaki notlarımıza ve kartlarımıza hep bunu yazıyoruz Bunu bilmeyenler için bir başlangıç, bir giriş olur ümidi ile… Ne zaman bunu haykırsak zindandaki gardiyanlar “La İlahe İllallah demek de suç mu olurmuş” diyerek bizi küçümsüyorlar

“Her birimiz La İlahe İllallah diyoruz” diyorlar Öyle zannediyorlar

Onlara bu sözü söylemenin büyük sorumluluklar gerektirdiğini açıklıyoruz… Bu sözün onu söyleyen kişiye yapması ve yapmaması gereken çok önemli sorumluluklar yüklediğini Meselenin onu söylemekte değil, uygulamakta olduğunu açıklıyoruz

Sonra onlara gece gündüz bu sözü ve onun yüce değerlerini yıkmak için nasıl çalıştıklarını anlatıyoruz Kelime-i tevhidin düşmanlarına nasıl askerlik ettiklerini… Kelime-i tevhide, dostlarına ve ehline savaş açan Bu sözü telaffuz etmelerine rağmen nasıl ona karşı savaş açtıklarını anlatıyoruz…

Bu çok yüce bir sözdür… Bu kelimenin yücelmesi için savaşan, onun uğruna can veren askerleri vardır Ömürlerini onun uğruna tüketen… O yolda eziyetlere katlanan Biz de Allah’ın bizi onlardan kabul etmesini umuyoruz (Allahumme Âmin)

Ve karşı safta… Kelime-i Tevhidin yücelmesi için savaşanlar olduğu gibi, ona düşmanlık edenler… Tevhid kelimesine muhalefet eden, kâfirlerin dinine, tağutların yasalarına yardım edenler…

İşte bu iki saf Allah’ın kainatı yarattığı günden bugüne kadar birbirine karşı savaşan iki saftır İşte bu iki taife… Birbirine düşman iki taife… Her biri Rabbini razı etmek için birbirine düşmanlık eden iki taife…

Bu anlattıklarımızı dinleyip onu kabullenenler de oluyor Acı gerçeği itiraf ediyorlar… Ama sonra rızk, evlat ve buna benzer mazeretler ileri sürüyorlar Uğruna şirk işleyip, müşriklere yardımcı oldukları bu özürlerin hiç birinin geçerli olmadığını söylüyoruz… Bu konuda Allahu Teala şöyle diyerek uyarmıyor mu bizleri

“Ey iman edenler! Eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da vardır Onlardan sakının” (64, Tegabun/14)

Ve yine şöyle demiyor mu Rabbimiz:

“Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi bir ateşten koruyun ki onun yakıtı insanlar ve taşlardır Onun başında gayet katı, şiddetli, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildikleri şeyi yapan melekler vardır” (66, Tahrim/6)

Bazıları da kibirlenerek günahında ve batılında ısrar ediyor Ama biliyoruz ki Allah düşmanlarının hem kendilerini ve hem de rablerini sıkıntıya sokan bu sözlerimize tahammül edememeleri hiçte garip değil

“Böyle iken, Allah bir olarak anıldığı zaman ahirete inanmayanların yürekleri burkulur da, O'ndan başkaları anıldığı zaman derhal yüzleri güler” (39, Zümer/45)

Suçumuzun bu olduğunu anlattığımızda sinirlenmelerinde de, büyüklük taslamalarında şaşılacak bir şey yok Allahu Teala şöyle buyurmuyor mu?

“Çünkü onlar, kendilerine: "Allah'tan başka ilâh yoktur" denildiği zaman kafa tutuyorlardı” (37, Saffat/35)

Selam sana ey anacığım…

Sana bu yolun mahiyetini, Resullerin, onlara tabi olanların ve dostlarının yolu olduğunu açıklamaya çalıştım… Öyleyse bu ağlayışlar ve göz yaşlarına boğuluş neden?

Kurban bayramında bana veda ederken döktüğün gözyaşlarını asla, asla unutmayacağım… Zindanın penceresi ardında… Zannetme ki anacığım ben her zaman gülümsüyorum Zannetmeki senin kederini ve üzüntünü anlayamıyorum Asla… Bu doğru değil…

Aksine ben sana mahkûmiyetimi unutturmak istiyorum Ve bu gözyaşlarını, bu kederini daha yüce değerler için saklamanı istiyorum O gün sana şöyle başlayan bir kaside yazdım:

Bana değil ey anam, şu kara güne ağla,

Ağlayanı kalmamış yaralı dine ağla

Şu karanlık zindanlar diz çöktüremez bana,

Ben ki, tüm hayatımı adamışım Rahman’a

Hapishane dediğin daha evla zilletten,

Zillete boyun eğen, diz çökmüş bir milletten

Benim yüce davamı zindanlar hapsedemez,

Onun sönmez nurunu hiç bir güç söndüremez

Bak yine özgürüm ben zincirler arasında,

Ruhumu kamçılayan, hizmete Hak uğrunda

Ben özgürüm anacığım! Zincir, pranga neymiş,

Sen sakla göz yaşını, halkıma boyun eğmiş

Hapishanede ziyaretin esnasında döktüğün gözyaşlarını hatırlıyorum…

Sana hapishanenin üzüntüsünü unutturmak için oradan buradan sorular soruyorum Kah babamdan ve arkadaşlarımdan, kah çocuklardan ve kavgalarından vs vs… Zaman zaman tağuta sinirlenip onun yandaşları hakkında konuştuğun zaman sessiz olmanı işaret ediyorum… Seni duymasınlar diye!

Neden korkuyoruz anne!

Diyeceğimizi dedik

Sen yine de gülümse,

Gözyaşlarının arasından…

Şu sevgili esir oğlunu,

Bir gün onu sana getirecek olan

Akşamlara emanet et

Suçum Ne Biliyor Musun?

Hapishane karanlığı değil, imanımın nurundan,

Sadece kalbim değil, bütün damarlarımdan…

Davamı kanımla yazıyorum kâğıtlara,

Beni bekleyen yarınlara

Anne Biliyor musun suçum ne?

Neden zindanlardayım?

Neden lime lime ediliyor bedenim?

Davamı yok etmek,

İmanımı sökmek uğruna

Çünkü ben boyun eğmedim tağuta

Ne kırbaçları, ne zindanları

Beni susturamadı

Çünkü itirazım var küfürlerine,

Haykırıyorum uzaklığımı hala,

Onlarla kesişmez yollarım diye

Anne

Zannetmeki heba ettim ömrümü,

Bana Rahman’ın armağanı olan

Küçüğüne acımadıklarını söyleme anne…

Merhametlilerin en merhametlisi,

Rabbidir onu koruyan

Gözlerin ışıldasın…

Ağlama anne…

Oğlun bu şerefli hayattan memnun,

Putların hâkim olduğu,

Bir asra uymaktansa

Bil ki bir gün gelipte biterse çilem,

Yine dostum silahım,

O’dur yoldaşım anne


Ebu Muhammed Asım El Makdisi

İslamdünyası/sayı 1

vahdethaber
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
cezekallahu khayran akhi...insanlar fazla uzun yazıları okumaktan imtina ediyorlar bazen kısa yazılar daha etkili olabiiyor diye en güzel bölümünü yazdım...rabbim bizleri ve islam ümmetini bu alimleri mehcur bıraktığımız için affetsin
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
(MAKDİSİ)
Candan başka bir bedel ka¬bul etmeyen, uğrunda feda olacak adamlar olmadan ilerlemeye¬cek bir dava...
“Mü’minlerden öyle erler vardır ki, ALLAH ile yaptıkları ahide sadakat gösterdiler; böylece onlardan kimi adağını ger¬çekleştirdi. Kimi de beklemektedir...” (33 Ahzab/23)

İbni Kayyim (rahimehullah) şu sözleriyle bu erleri ne ka¬dar da güzel tasvir etmiştir:
“Sevginin ve cennetin bedeli mü’minlerden canlarını ve mallarını satın alan, sevginin ve cennetin sahibi olan ALLAHu Tealâ için canları ve malları feda etmektir. İflas etmiş ve yüz çe¬virmiş bir korkak bu malın ticaretini nasıl yapsın ki. VALLAHi bu mal o kadar ayağa düşmedi ki, iflas edenler onun fiyatını sor¬sun… O kadar değerini yitirmedi ki züğürtler veresiyeyle sa¬tın alsın… Bu mal, arayıp soranların çarşısında pazara çıka¬rıldı. Malın sahibi bedel olarak canları feda etmekten başka bir şeye razı olmamakta… Bu yüzden tembeller geride kaldı da satılan bu mal karşılığında bedel olarak canlarını feda edebile¬cek âşıklar öne çıktılar. Mal bu kimselerin arasında döndü dolaştı ve “müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı izzetli” (5,Mide/54) olanların eline düştü.
 
ibnikayyim Çevrimdışı

ibnikayyim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Şu karanlık zindanlar diz çöktüremez bana,
Ben ki, tüm hayatımı adamışım Rahman’a.
Hapishane dediğin daha evla zilletten,
... ... Zillete boyun eğen, diz çökmüş bir milletten.
Benim yüce davamı zindanlar hapsedemez,
Onun sönmez nurunu hiç bir güç söndüremez.
 
Y Çevrimdışı

Yusuf Culeybib

Online
İslam-TR Üyesi



Şeyhin annesine yazdığı mektub, grup diriliş vakti tarafından ezgi haline getirilmişti.
Ezgiyi okuyan muhammed kasım

(El beka hapishanesi 1418h)
 
Üst Ana Sayfa Alt