Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bel’am

E Çevrimdışı

ebuhasanelmakdisi

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Bel’am:

İsrailoğulları zamanında yaşamış ve sonradan irtidat etmiş, Allah’ın gizli olan İsmi Azamını bilen Allah’a ibadet eden alim olan bir kişidir.

Allah (c.c) Kur’an’ı Kerim’inde, verdiği ilimle amel etmeyen, bunu dünyalık basit menfaatlere değişen, şeytana uyup azgınlardan olan ve böylelikle Allah’ın gazabını hak eden din adamları için üzerinde ibretle düşünülmesi gereken bir misal veriyor.

Allah (c.c) şöyle buyuruyor:

“Ey Muhammed! Onlara şu adamın halini anlat. Biz ona ayetlerimizi vermiştik. O, onlardan sıyrılıp çıktı. Şeytan onu peşine taktı. Nihayet azgınlardan oldu. Eğer dileseydik onu bu ayetlerimizle yüceltirdik. Fakat o, ebedi kalacakmış gibi dünyaya sarıldı ve arzularına uydu. Onun hali şu köpeğin durumuna benzer ki; üzerine varsan da dilini sarkıtıp solur, kendi haline bıraksan da dilini sarkıtıp solur. Ayetlerimizi yalanlayan kavmin sıfatı işte budur. Ey Muhammed! Bu kıssayı anlat belki düşünürler. Ayetlerimizi yalanlayan, böylece kendi nefislerine zulmetmiş kavmin sıfatı ne kadar çirkindir.” (A’raf: 175-177)

İbn-i Abbas’dan rivayetle Ali b. Ebu Talha der ki:

“Musa ve yanındakiler zorbaların bulunduğu yere indiklerinde, Bel’am’ın amca oğulları ve kavmi Bel’am’a gelerek: “Muhakkak ki Musa sert bir adamdır. Yanında kalabalık bir ordu var. Eğer o (Musa) bize galip gelirse mahvoluruz. Allah’a dua et de, Musa ve yanındakileri bizden geri çevirsin” dediler.

Alim Bel’am:

“Eğer ben Musa ve yanındakileri geri çevirmesi için Allah’a dua edersem, dünyam ve ahiretim mahvolur, gider” dedi.

Onlar bu isteklerinde devam edince o da Musa ve yanındakilere beddua etti ve Allah da ona verdiklerini çekip aldı.”

İşte Allah (c.c)’nün: “Biz ayetlerimizi vermiştik. O onlardan sıyrılıp çıktı. Şeytan onu peşine taktı. Nihayet azgınlardan oldu.” ayetinin manası budur.

Bel’am, dünyevî çıkar ve hesaplar için Allah’ın dinini tahrif eden bir ilim ve din adamıdır. Küfür sistemlerine ve kâfir yöneticilere yaranmak maksadıyla Allah’ın hükümlerini çiğneyen ve asıl gayesinden saptıran kimseleri temsil etmektedir.

İnsanları Allah (c.c.) adını kullanarak aldatan, hevâ ve heveslerini tatmin için Tevhid akîdesini tahrip eden Bel’am’ın etkisi korkunçtur. İslâm topraklarında; kâfirlerin istilâsını hazırlayan güç, Bel’am’dır.

Allah (c.c.)’ın indirdiği hükümlere karşı ayaklanan ve İslâm’a küfreden yönetimlerle yani Tağûtî güçlerle din adına uzlaşan ve insanları da Allah (c.c.) adını kullanarak aldatan, Kur’ân’daki ifâdeyle “köpek sıfatlı” kimselerin ortak ismi Bel’am’dır. Bu köpek sıfatlı kimseler de; Allah (c.c.)’ın indirdiği hükümlerin bir kısmını kabul, bir kısmını zamanın değişmesi gerekçesiyle sükûtla geçiştirirler. Günümüzde, başta resmî ideolojiyi kabul eden ve İslâm’ı o ideolojiye hizmetçi kılmaya çalışan müesseseler olmak üzere, çok sayıda Bel’am’ın benzerleri vardır. Bunlar “çok dindar” görünmekle birlikte, Tağut’a itikad ve iman etme noktasında titizdirler. “Ulü’l-Emr”i İslâm’a karşı ayaklanan güçlere izâfe ederek, mü’minleri yanıltırlar. İşte bunlar çağdaş Bel’am’lardır.

Ülkelerinde daha önce İslam kanunları hakimken daha sonra küfür kanunları hakim olunca, kafirlere yardım eden, onlardan korkarak veya kendi rızalarıyla onlara itaat eden, onların isteklerine uyarak Allah’ın hükümlerinin bir kısmını gizleyen veya değiştiren, halka kafir olduğu halde, devlet başkanlarının müslüman olduğunu ve onlara itaat edilmesinin gerektiğini telkin ve vaaz eden, gerçek müslümanları kötüleyip onları halka sapıklar olarak tanıtanlar, insanlara İslami gerçekleri anlatmak yerine kafirlerin anlatılmasını istedikleri şeyleri anlatan din adamları ve alimler de çağımızın bel’amlarıdır.

Artık tağutun tornasından seri imalatla bel'amlar üretilmeye başlanmıştır. Bu bel'amlar kendilerini imal edenlere bağlı kalarak islamın aslını değiştirmiş küfrün aslını yerleştirmiş ve hakkı batılla değiştirmişlerdir. Bel'amların yönlendirdiği halk kitleleri artık, ya müşrik ya kafir yada münafık olarak yetişmiştir. Allah’ın hidayet ettikleri dışındakilerin kalbi adeta kapalı sandığa dönmüştür. Ne içine bir şey koyabilirsin nede içinden bir şey alabilirsin.

İşte tevhid alimleri kendi dönemlerinin fitnesi ne ise bütün enerjisini vaktini bu fitneyi ortadan kaldırmak için kullanmışlardır. Zaten bunu yapmayan, yani zamanının küfrünü ve şirkini ve fitnesini yani tevhidi anlatmayan tevhid alimi olamaz. Olsa olsa tağut alimi olur.

İslam tarihine göz atıldığında fitnelerin zuhuru ve tevhid alimlerinin bunlarla mücadelesi takdire şayandır. Hazreti Ebu Bekir döneminde zekat vermeyenlerin fitnesi ve ashabın bunlara karşı tutumu. Hz Ali döneminde rafizi fitnesi ve Hz Ali'nin onları hendekler kazdırıp ibreti alem olsun diye yakması. Selahaddin Eyyubi döneminde fatimi fitnesi, Batınilerin Mısır’ı istilası fatimilerin içindeki tevhid alimleri ve dışındaki tevhid alimlerinin onlara karşı tutumu. Hatta alimler, namazı tanımadıklarının arkasında kılmamasını çoğunluğun batini olduğunu askerlere tebliğ etmiştir. Ve Selahattin Eyyubinin Mısır’ı fethiyle fitne ortadan kalkmıştır.

Veyine Ahmet bin Hanbel döneminde Kur'an mahluktur fitnesi ve Ahmed bin Hanbele işkence edilmesi ve onlarla olan mücadelesi. İbni Teymiye döneminde Moğol fitnesi vahdeti vucud fitnesi ve onlarla olan mücadelesi. Mustafa Sabri ve Seyyid Kutup dönemlerinde yakın tarih olmasına rağmen teşri ve sulta fitnesi. Ve yine günümüzde devam eden teşri fitnesi. Tağut alimlerinin bunu meşrulaştırma çalışmaları.

Tağut ve yandaşları şayet tevhid alimlerinden haberdar iseler onlara aslı olmayan iftira ve karalama kampanyası başlatır cahil halkın gözünde itibarlarını düşürürler. Her türlü basın ve yayın aracını kullanarak halkın bunlara kanmamasını tağut alimlerine itibar etmesini halka sürekli telkin ederler.
Çünkü bu kafirler biliyorlar ki tevhid alimi olan bir kimse hiçbir zaman küfre ve haram olan bir amele yada söze ve harekete cevaz vermez. Verirse İslamdan çıkacağını bel'am olacağını çok iyi bilirler.

Oysa tağut alimlerini; ya podyumlarda dansözlerle plaket aldığını görürsün, ya baldırı çıplak şarkıcı ve türkücülerle türkü söyleyip onlara istediği fetvayı verdiğini, yada İslamı tamamen Hıristiyanlaştırdıklarını görürsün. Tağut alimleri küfre rıza küfürdür harama rıza haramdır kaidesini bilmelerine rağmen. Bunların küfür ve haramlarına ortak olurlar ve hala kendilerini Müslüman sanırlar. Cahil halkta şayet bunları izlemek yada dinlemek caiz değilse hocalar bu tür programlara katılmaz inancı hakimdir. İşte tağut ve yandaşları haramı ve küfrü meşrulaştırmak, halkın ölgün dinini dahada bozmak İslamı her türlü görüşe saygı duyan bir din haline getirmek için çağın bel'amlarını kullanmakta ve hidayete giden yolu tıkamaya çalışmaktadırlar. Allah bunlara lanet etsin.
 
KavlulFasl Çevrimdışı

KavlulFasl

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
022jc7.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt