Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale BİR HADİS, BİR YORUM

Necati Koçkesen Çevrimdışı

Necati Koçkesen

İyi Bilinen Üye
İslam-tr Yazar
BİR HADİS, BİR YORUM

Ebû Hüreyre radıyallahu anh' den rivayet edildiğine göre, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:

"Kim gazâ etmeden ve gönlünde gazâ etme arzusu taşımadan vefat ederse, bir tür nifak üzere ölür." (Müslim, İmâre 158. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Cihâd 18; Nesâî, Cihâd 2)

Hadisin Açıklaması

Kim ki cihad etmeye (savaşmaya) gücü yettiği halde, cihad etmemiş ve içinde cihad etme arzusu olmadığı bir halde eceli ona gelmişse bunun anlamı, o erkek cihad etmek için istekli olmamış demektir. O kişide nifaktan bir şey var demektir. Cihat etmeye istekli olmanın belirgin işaretlerinden biri de savaş aletini hazırlamaktır. Allah Teâlâ şöyle buyuruyor:

Eğer savaşa çıkmak isteselerdi elbette bunun için bir hazırlık yaparlardı.” (Tevbe Suresi: 46. Ayet)

«Nifaktan bir şube üzere ölmüş olur.» Sözü; yani kim bu hal üzere ölürse, münafıklara ve savaştan geri kalanlara daha çok benzer demektir. Kim bir topluluğa benzerse o kimse onlardandır. Her Müminin üzerine düşen cihad yapmaya niyet etmesidir.

Yukardaki hadis bize, Müslümanların her halde cihad yapmaları gerektiğini, cihad yapma imkanlarının olmadığı durumlarda da en azından bu niyetlerini devamlı olarak kalblerinde tutmaları gerektiğini beyan etmektedir. Hele hele islamın hâkim olmadığı, küfür sistemlerinin hâkim, Müslümanların ise mahkûm oldukları yerlerde bu hadis daha da önemli hâle gelmektedir.

Peki, bu hadisten yola çıkarak kendi durumumuzu sorgularsak bizler ne hal üzereyiz? Cihada hazırlık adına ne yaptık veya ne yapıyoruz? Bırakın cihada hazırlık yapmayı, kalblerimizde hiç cihad niyeti var mı?

Sanal âlemlerde Müslümanların sık sık şu duâyı yaptıklarını okuruz:

“Yâ Rabbi, bizlere islamın hâkimiyeti altında yaşamayı ve islâmın hâkimiyeti altında can vermeyi nâsip eyle!”

Bu duâ çok güzel bir duâdır. Ama unutmayalım ki duâ dilde kaldığı, fiil ile desteklenmediği müddetçe bir fayda getirmez. Zîra Allah bizlerden duâmızın kabulü için gerekli şartları hazırlamamızı ve bize düşenleri de yapmamızı emretmektedir. Eğer öyle olmasaydı sık sık, “Allah yolunda mallarınızla ve canlarınızla cihad edin” der miydi?

Bugün bırakın cihad etmeyi, cihad eden Müslümanları terörist olarak gören, şeriata karşı olan, “şeriat gelsin de bu devirde kafa kol mu kessin” diyen sözde namaz kılan, hacca giden Müslümanlar(!) var. Vallâhi böyleleri hacca gitseler, kâbenin yanında tavaf ederlerken ecel gelip ölseler Müslüman olarak ölmüş olmazlar. Hem Müslüman olduğunu iddiâ edeceksin hem şerîatı istemeyeceksin, hem Müslüman olduğunu iddiâ edeceksin hem de şeriat uygulanacak diye ülkeyi terkedeceksin (bugünkü ülkeden kaçan Afganlılar gibi), böyle bir îman, böyle bir islam yoktur.
 
Üst Ana Sayfa Alt