Es selamu aleykum kardeşlerim,
Bugün nelere şahid oldum, bir bakın:
Whatsapp'taki öneri kanallar arasında İslami çizgide komik paylaşımlar yapan bir kanal üst sırada karşıma çıktı ve ilgimi çekti, takip ettim. Kanal 1 ay süre içinde 70 bin takipçiye ulaşmış. Ve henüz ben takip edeli 12 saat bile olmadan tam şu an 75 bin takipçi olmuşlar. Sayfa şu ana kadar sadece komik paylaşım, ve bir gıda sayfasının nadir reklamlarına sahipti. Az önce tekrar bakayım dedim ve ne göreyim: Tevhid içerikli iki gönderi. Bir kanala özel, tanıtım maksatlı.
Ve, o tanıtımı yapılan diğer kanalda:
1. Tevhidin temel tanımları var, güzel.
2. Ancak hitaplarda üstü örtük tekfir seziliyordu, misal "Tevhid ehline bayram mübarek olsun"
3. Biraz daha yukarı çıkınca sipariş için sunulduğunu gördüğüm kitaplar aşırı tekfirci olarak bilinen bir zatın kitaplarıydı. Ki bu, işte net üzdü. Ve bu kanal şu an 2 bin küsür takipçiye sahip. Ve ben, şu an sadece şunu düşünüyorum:
O komik kanal, bunların mıydı?
Eğer öyleyse, 1 ayda 75 bin'e ulaşacak ve kendilerine ait ilgi çekici bir kanal kurmak, doğrusu çok akıllıca. (Keşke içerikleri de aşırılık içinde olmasaydı.)
Kanal ismi vermiyorum, çünkü aralarındaki bağlantıdan emin değilim. Bununla birlikte, mizah denilip küçümsenen, çoğu kişinin buralarda/internette kaçınıp, ancak aile ve arkadaş arasında muhakkak yaptığı bu şeyin kısa sürede ulaşabildiği kişi sayısını görebiliyor musunuz? (Ve akıllıca kullanılırsa vesile olabilecek yönlerini). Ki, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabı da, yalan ve korkutmadan uzak, caiz şekilde espri yapar, şakalaşırdı. (Dozunu tartışmıyorum)
Ve, sonuç olarak, hiç reddetmeyin: İnsan fıtratı bu. Herkes aynı derecede hoşlanmayabilir, kiminin hayatında hiç düzeyindedir; ancak kimisi için hayatta nefes alma yoludur, bir soluklanmadır. Herkes farklıdır ve bizler, herkesi kendimize benzetmekle değil "caiz olduğu sürece" birbirimizin seçimlerine saygı duymakla sorumluyuz.
Öyle ki:
Ben bugün belki nefsimle olan savaşımda belli bir seviyeye gelmişimdir ve bunlar bana boş geliyor olabilir. Ama "bugün" boş geliyordur; ya geçmişim?
Ve, herhangi biri, bugün, tam da benim geçmişimdeki halimi yaşıyordur; onun bugünü budur. Ben bugün, yıllar içinde olduğum o hale, o kişiyi zorla davet ederken, onu uçurarak mı getireceğim? Benim adım adım yürüdüğüm o yolu, o ışık hızıyla mı katetsin?
Şunu kabul edelim: herkesin yolculuğu kendincedir, kendi hızındadır, kendi hayatına göredir. "Haram/Şirk/Küfür" olmayan hiçbir konuda, "bu daha takvalı" diye, insanları zorlamayalım. Nitekim, bu saydıklarımı terk etmek herkese farzdır. Ancak bunun da ötesinde, daha iyi diye "helâlleri de terk etmek" kişinin sadece kendi nefsi için alabileceği bir karardır. Hazır olmayan kimseye, bunlar dayatılamaz. Dayatılırsa ne olur? İnsanları uzaklaştırırsınız; hem kendinizden, hem de istemeseniz de takva yolundan...
Çünkü takva yolu, zorla değil, gönüllü yürünen bir yoldur. Siz ışık olun, önce kendi yolunuzu aydınlatın ve bırakın sizin ışığınız parlayarak diğerlerini sizin yolunuza çeksin. Siz zorlamayın. Çünkü zorlayınca: olmuyor...
Bugün nelere şahid oldum, bir bakın:
Whatsapp'taki öneri kanallar arasında İslami çizgide komik paylaşımlar yapan bir kanal üst sırada karşıma çıktı ve ilgimi çekti, takip ettim. Kanal 1 ay süre içinde 70 bin takipçiye ulaşmış. Ve henüz ben takip edeli 12 saat bile olmadan tam şu an 75 bin takipçi olmuşlar. Sayfa şu ana kadar sadece komik paylaşım, ve bir gıda sayfasının nadir reklamlarına sahipti. Az önce tekrar bakayım dedim ve ne göreyim: Tevhid içerikli iki gönderi. Bir kanala özel, tanıtım maksatlı.
Ve, o tanıtımı yapılan diğer kanalda:
1. Tevhidin temel tanımları var, güzel.
2. Ancak hitaplarda üstü örtük tekfir seziliyordu, misal "Tevhid ehline bayram mübarek olsun"
3. Biraz daha yukarı çıkınca sipariş için sunulduğunu gördüğüm kitaplar aşırı tekfirci olarak bilinen bir zatın kitaplarıydı. Ki bu, işte net üzdü. Ve bu kanal şu an 2 bin küsür takipçiye sahip. Ve ben, şu an sadece şunu düşünüyorum:
O komik kanal, bunların mıydı?
Eğer öyleyse, 1 ayda 75 bin'e ulaşacak ve kendilerine ait ilgi çekici bir kanal kurmak, doğrusu çok akıllıca. (Keşke içerikleri de aşırılık içinde olmasaydı.)
Kanal ismi vermiyorum, çünkü aralarındaki bağlantıdan emin değilim. Bununla birlikte, mizah denilip küçümsenen, çoğu kişinin buralarda/internette kaçınıp, ancak aile ve arkadaş arasında muhakkak yaptığı bu şeyin kısa sürede ulaşabildiği kişi sayısını görebiliyor musunuz? (Ve akıllıca kullanılırsa vesile olabilecek yönlerini). Ki, Rasulullah (sallallahu aleyhi ve sellem) ve ashabı da, yalan ve korkutmadan uzak, caiz şekilde espri yapar, şakalaşırdı. (Dozunu tartışmıyorum)
Ve, sonuç olarak, hiç reddetmeyin: İnsan fıtratı bu. Herkes aynı derecede hoşlanmayabilir, kiminin hayatında hiç düzeyindedir; ancak kimisi için hayatta nefes alma yoludur, bir soluklanmadır. Herkes farklıdır ve bizler, herkesi kendimize benzetmekle değil "caiz olduğu sürece" birbirimizin seçimlerine saygı duymakla sorumluyuz.
Öyle ki:
Ben bugün belki nefsimle olan savaşımda belli bir seviyeye gelmişimdir ve bunlar bana boş geliyor olabilir. Ama "bugün" boş geliyordur; ya geçmişim?
Ve, herhangi biri, bugün, tam da benim geçmişimdeki halimi yaşıyordur; onun bugünü budur. Ben bugün, yıllar içinde olduğum o hale, o kişiyi zorla davet ederken, onu uçurarak mı getireceğim? Benim adım adım yürüdüğüm o yolu, o ışık hızıyla mı katetsin?
Şunu kabul edelim: herkesin yolculuğu kendincedir, kendi hızındadır, kendi hayatına göredir. "Haram/Şirk/Küfür" olmayan hiçbir konuda, "bu daha takvalı" diye, insanları zorlamayalım. Nitekim, bu saydıklarımı terk etmek herkese farzdır. Ancak bunun da ötesinde, daha iyi diye "helâlleri de terk etmek" kişinin sadece kendi nefsi için alabileceği bir karardır. Hazır olmayan kimseye, bunlar dayatılamaz. Dayatılırsa ne olur? İnsanları uzaklaştırırsınız; hem kendinizden, hem de istemeseniz de takva yolundan...
Çünkü takva yolu, zorla değil, gönüllü yürünen bir yoldur. Siz ışık olun, önce kendi yolunuzu aydınlatın ve bırakın sizin ışığınız parlayarak diğerlerini sizin yolunuza çeksin. Siz zorlamayın. Çünkü zorlayınca: olmuyor...