Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bir Mücahid'in annesine yazdığı mektup

Hutve Çevrimdışı

Hutve

Cihadın farz oldğu yerde gözyaşı dğl ter dkmk grkr
İslam-TR Üyesi
Kafkasya'nın özgürlüğü için Rusya ordusuna karşı verdiği mücadelede şehid düşen Muhammed Seyfullah'ın annesine yazdığı mektup:

Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla

Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a aittir. O'na Hamd eder, O'ndan yardım diler, O'ndan mağfiret bekleriz. Nefsimizin ve amellerimizin kötülüklerinden Allah'a sığınırız. Allah'ın doğru yola hidayet ettiğini kimse saptıramaz ve saptırdığına da kimse hidayet edemez. Şehadet ederim ki Allah'tan başka bir ilah yoktur ve Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) O'nun kulu ve elçisidir!

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun

Sevgili anneciğim,

Allah'ın selamı selamı ve esenliği üzerine olsun! Uzun zamandır düşüncelerimi ve duygularımı sana nasıl açacağımı düşünüyordum ve sonunda sana bu mektubu yazmaya karar verdim. Babam bu mektubumun sana hitap ediyor oluşundan rahatsız olmasın. Gayretinin ve özeninin farkındayım, fakat her insana en yakın ve en sevgili olan kişi şüphesiz annesidir! Peygamber (s.a.v) "Cennet annelerin ayakları altındadır" buyurmuştur.

Allah'ın düşmanlarının öfkesini üzerine çekmemek -bunlar değişik sorgularla size saldırmaktan ve polisi çağırmaktan zevk duyacaklardır- ve akrabalarımı onların küfürbaz dillerine düşürmemek için mektubumda isim zikretmeyeceğim.

Benim mutluluğum uğruna, bütün zorlukları atlatarak uzun, yorucu ve sıkıntılı aylara tahammül ederek, sonunda benim iyi bir Müslüman, Mümin olarak ve Allah'tan mağfiret arayan bir Mücahid olarak yetiştirdiğin için sana çok minnettarım. Beni bu dünyaya getirdiğinden beri çektiğin sıkıntılar, zahmetler, uykusuz geceler için Allah seni Cennet bahçeleriyle ödüllendirsin.

Çocukluk çağımdan bu yana bana dindarlığı telkin etmen, eğitimime harcadığın yıllar ve çektiğin meşakkatler sebebiyle hiçbir şeye ihtiyacım olmadı, hiçbir şeyden yoksun kaldığımı hissetmedim. Yüce Allah'ın lutufuyla ve senin çabalarınla çocukluğumda ne yemeğe, ne giysiye ne de barınma konusunda bir eksikliğim oldu. Rızık Allah'tandır evet, ancak senin gayretinle bize verildi. Çocuklar için en önemli olan şey, anne baba şefkati ve sevgisidir, sizin tarafınızdan asla şefkat, ilgi ve sevgi eksikliği hissetmedim. Bunun için Yüce Allah'a ve sana (size) çok minnettarım.

Benim kıymetli annem,

Ömrünüzün önemli bir kısmını insanlara yanlış değerler ve ideallerin sunulduğu komünist bir küffar ülkesinde sarf ettiniz. Kâfirler insanların kalbindeki Allah korkusunu ortadan kaldırmak için ellerinden geleni yaptılar ve bu durum günümüzde de sürmektedir. Fakat Allah'ın nurunu söndürmeyi hiçbir zaman başaramayacaklar ve Allah'a hamd olsun ki O bizi dosdoğru yola hidayet etmiş ve bizleri kelimenin tam manasıyla Müslümanlar kılmıştır!

Şarap ve votkanın haram oluğunu, domuz eti yemenin yasaklandığını doğduğundan beri bilen ve kendilerini Müslüman olarak kabul eden Kabardey, Balkar ve Karaçay'ların nasıl değiştiklerini görmez misin? Bu halkların utanma duygularına ne oldu? İnsanlıklarına ne oldu? Dindarlıklarından geriye ne kaldı?

Buna rağmen sizin nesliniz; onur, büyüklere ve ebeveyne saygı, iffet vb. gibi kavramların mevcut olduğu dönemlere az çok şahit oldu, çünkü sizin anne babanız gizli de olsa namaz kılıyorlar ve çocuklarına dindarlık aşılamaya çalışıyorlardı.

Ben bile kızların başörtüsü olmadan dışarıya çıkmaya utandıkları günleri hatırlıyorum. O günlerde erkekle yalnız görülmek rezalet sayılırdı. Sigara içmek gibi kötü adetlere sahip olan kişiler de bunu büyüklerinden gizlerlerdi, kendi yaşları epeyce büyük olsa da. Küçük büyüğe saygı gösterirdi, yanlarında yemek yemeye bile utanırlardı. Bir insanın hayâsı yoksa imanı da yoktur demektir. Ama kâfirler çok çalıştılar, Allah onları zelil kılsın! Bizim etnik Müslümanlarımızın ve Müslüman kadınlarımızın hayâsından geriye bir şey kalmadı..

Musa Mukojev'in (Allah ona rahmet etsin) Cuma hutbelerinden birinde buyurduğu gibi: "Anne-babalar kızlarını zina yapmaya gönderiyorlar ve bu çocuk, kızımızın buluşmak istediği çocuk olduğu için bunda yanlış olan bir şey yoktur diyorlar!"

Subhanallah! Çocuklarının cehennem ehli olmaları için ne de çok çalışıyorlar! Anne babalar çocuklarını kâfirlerin kanunlarınca idare edilen demokrasilerde büyütüyorlar, üstelik bira ve sigara almaları için de onlara harçlık veriyorlar. Sonra da şöyle diyorlar: "Bunu nasılsa yapacak, en azından başkasından istemesin." Çocuklar anne babalarının huzurunda sigara ve içki içiyorlar ve birlikte müstehcen filmler izliyorlar. Bu ebeveynler sonra da sokaklardaki bu imansızların, utançtan ve vicdandan yoksun acayip yaratıkların nereden çıktığına şaşırıyorlar! Hayır, bu durum hiç şaşırtıcı değil. Bu kâfirlerin açık bir politikasıdır; İslam'ı silmek ve Müslümanları ortadan kaldırmaya çalışmak. Günahkârlığı yaymak istiyorlar ki topraklarımızda küfrün kanunlarını ve şirki hâkim kılabilsinler!

Rus-Kafkas savaşı sırasında kafir ordusuna korku ve panik salan bu Dağlılar, şimdi kafirlere hizmet ediyorlar ve bu pis imansızların (kafirlerin) memnuniyetini kazanmak için Müslümanlara karşı savaşmaya hazırlar.

Daha önceden kâfirler tarafından alçaltılmaya ve hakarete uğramaya hiçbir zaman izin vermeyen bu dağ halkı, bugün bir parça domuz eti için kâfir Rusya'nın hizmetçisi olmuş durumda.

Kâfirlerin rejimini kabul etmeyen ve zilletle yaşamayı reddeden ihlâslı Müslümanlar, bugün kâfir Rus devletinin vatandaşları olmuşlar ve gönüllüce Hıristiyan ve pagan bayramlarını kutluyor, paskalya günlerinde votka içiyorlar.

Bunları benden daha önce defalarca kez işittiniz fakat bir kez daha sizlere söylüyorum ki evimden çıkıp Allah yolunda savaşanlara katılmak istediğimde bunları düşünüyordum. İnşallah beni duyar ve anlarsınız.

Bütün bu söylediklerimi zaten benden pek çok defa duymuştun. Ancak bu düşüncemi söylüyorum şimdi evi terk edip Allah yolunda savaşanlara katıldım, Allah'ın yardımıyla beni duyacak ve anlayacaksın!

Bütün yapmak istediğim şey Allah'ın rızasını elde etmek. Bu mektubu da Allah rızası için yazıyorum, çünkü sizlerin benden yana mutlu olmanızı ve oğlunuzun Allah'ın kelimesini yüceltmek isteyen hizmetçilerinden biri olduğu için gurur duymanızı istiyorum. Bir düşün anne, benden ve diğer mücahidlerden başka gurur duyacağın bir şey var mı?

Bütün çabamız Allah'ın kelimesi yeryüzünde yücelsin diyedir. Allah'ın ayetlerinden ve vaatlerinden daha güzel bir şey olabilir mi? Biz Allah'ın rızasını kazanmak için evlerimizi terk ettik ve bu yola girdik. Böylece Allah'ın izniyle topraklarımız inançsızlıktan ve yalandan temizlenmiş olacak. Böylece torunlarımız kâfirlerin bütün bu ideolojik pisliklerini görmek zorunda kalmayacaklar ve beşikten itibaren Allah'ın dinini özümseyerek Allah'ın kanunları altında yaşayabilecekler!

Siz, benden hep başkalarının önüne geçmememi, iyiliği emretmememi ve kötülüğü nehy etmememi istediniz. Çünkü bu durumda işten atılabilirdim, insanlar benden yüz çevirebilir ve bana radikal, vahhabi vs. diyebilirlerdi. Polis kayıtlarına girebilirdim... Fakat dinimizin temeli "emri bil maruf ve nehy anil münker"dir!

Herkes gibi olmak için benim de içki ve sigara içmem, küfretmem, pis şakalar yapmam, zina etmem, para ve kariyer peşinde koşmam lazım. İyi düşünün, benim de bu zavallı insanlar gibi davranmamı ister miydiniz? Allah onları doğru yola hidayet etsin. Yoksa oğlunuzun amelleri nedeniyle cennetlik olmasını ve Allah yolunda şehitliği elde ederek sevdikleri için şefaat hakkını elde etmesini mi tercih edersiniz?

Bu kirden kurtulmak için başkaları gibi olamam. Ben başkalarına benzemek istemiyorum, ben Müslüman olmak istiyorum! Firdevs cennetlerini istiyorum ben! Yüce Allah tarafından müminlere sonsuz nimetleri olan Cennetler vaat edilmişken, nasıl bu dünyanın servetini ve makamını seçebilirim!

Allah'ın beni çamurdan kurtararak beni gerçek bir Müslüman kılmakla gösterdiği merhameti nasıl inkâr edeyim? Allah'a and olsun ki İslam içersin de geçirdiğim bir gün cahiliye içindeki yıllardan daha değerlidir, tek bir namaz da bu gezegen üzerinde var olan bütün zenginliklerden önemlidir!

Hepinizin anlamanızı isterim ki bugün barışçıl Müslüman diye bir şey olamaz, çünkü kâfirler topraklarımızı işgal etti, değerlerimizi değiştirdiler ve şimdi de bizi dinimizden uzaklaştırmak istiyorlar. İslam'da "Git evinde namaz kıl, insanlardan uzak dur ve evinin dışında da kâfirlerin yasalarına göre yaşa" diye bir kabul asla yoktur.

Allah'a hamd olsun ki bizler Müslüman'ız ve Allah'ın kanunları altında yaşamak zorundayız. Dilediğimiz zaman ve mekânda camiye gideriz, sakal bırakırız ve başımızı örteriz. Açıkça marufu emreder münkerden sakındırırız ve Müslümanlardan aşağıda olmayı kabul eden kâfirlerden de cizye alırız. Dinimizle özgür bir şekilde amel edemediğimizdeyse Allah bizi yolunda savaşmaya çağırmakta ve ve O'nun sözünü yükseltmemizi istemektedir!

Allah yolunda sonuna kadar çalışacağız, Allah'ın sözünün üzerinde hiçbir söz kalmayıncaya ve Allah'ın kanunundan başka bir kanun olmayıncaya kadar! Bu konuda kendi annemin beni desteklememesi beni çok incitiyor. Niçin bizim erdemli atalarımızın yaptıklarını amaç edinmiyorsun, o anneler çocuklarını Cihada gönderirlerdi ve bu yolda gayretli olmaları için onları teşvik ederlerdi?

Allah Kur'an da buyuruyor:

"Mallarınız ve çocuklarınız ancak birer imtihandır. Allah katında ise büyük bir mükâfat vardır."
(Tegâbun, 15)


Cihad için feda edebileceği saçlarından ve bir oğlundan başka hiçbir şeyi olmayan bir kadının hikâyesini hatırlayın. O da saçlarını kesti ve mücahidlere kamçı yapmak için gönderdi, oğlunu da savaşa yolladı! Oğlunun Allah yolunda öldüğünü öğrendiğinde ne kadar da mutlu olmuştu!

Ebu Bekir'in kızı Esma'yı hatırlayın! Yaşlı ve kör bir kadınken oğlundan elbisesindeki zırhını çıkarmasını istemiş ve "Cenneti isteyen biri öyle giyinmez!" demişti. Oğlunu, Allah yolunda öldürülünceye dek savaşmak için zorlamıştı!

Oğulları kâfirlerle yapılan savaşta şehit olduklarını duyunca sevinen ve "Şüphesiz biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz" diyen anneleri hatırlayın.

Ne yazık ki, oğluna duyduğun sevginin üzerinde adım atmazsın ve benim için bunu korursun. Sizler Allah ve Resulü için duyduğunuz sevgiyi oğlunuzun sevgisine tercih etmeli ve benim cihadıma yardım etmelisiniz. Günde beş kez Allah'ın huzurunda durmanıza ve gözyaşı dökmenize rağmen muhtemelen şehid olmam için hiç dua etmemişsinizdir!

İnsanların ne diyecek oluşunun sizin için bu denli önemli oluşu beni üzüyor. Cehalet ve kibir içersinde haktan yüz çevirmeye devam eden kişilerin hem de! Sizin için önemli olan kim, onlar mı yoksa Allah mı?

Benim için biriktirdiğiniz mallar, prestijli bir meslek sahibi olmam ve bu kirli toplumda saygı göreceğim yüksek standartlı bir hayata sahip olmam için gösterdiğiniz o çabaların hepsi boşa gitti! Uyan artık anne! Bizden daha önce yaşayanlar biriktirdikleri mallardan götürebilmişler mi öteye? Orada toplumdaki yüksek konumlar fayda veriyor mu? Allah'a and olsun ki hayır!

Allah'ın kanunlarına göre yaşamak için gayret etmek, namaz kılmak, zekât vermek, sadaka vermek, iyi işler yapmak ve Hüküm Günü tartılarımızı ağır bastıracak işler yapmak, inananlara karşı görevlerimizi yerine getirmek ve Allah yolunda Cihad etmek, bizim yapmak zorunda olduğumuz şeyler bunlardır.


Ben de sizinle yaşamak ve size bakmak, tarımla uğraşmak ve çocuklara İslam dersi vermek ve Allah'a ibadet ederek barışçıl bir hayat sürmek isterdim ama Müslümanların içinde oldukları bu durumda ve topraklarımıza Allah'ın değil de küfrün kanunları hâkimken bunu yapamam.

Allah Kur'an da şöyle söylüyor:

"Fitne kalmayıncaya ve din tamamen Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaşın..."(Enfal, 39)

Senin yararına istiyorum Anne, durumunu yeniden gözden geçir. Cihad'a gittiğim için herkesi suçlamaya son ver, Allah'ın lütfuyla dua etmeye başlarken kardeşlerime ve duamı bitirirken karıma beni anladıkları ve beni destekledikleri için dua ediyorum.

Benim sevgili Annem, her şey için beni affetmeni istiyorum! Hepimiz sadece insanız ve herkes hata yapar, ancak her şey için beni affetmen benim için önemlidir ve beni mutlu eder. Allah'ın huzuruna çıkmadan önce huzurlu bir kalp istiyorum çünkü Allah anne ve baba hakkına çok değer verir.

Ancak sana yalvarıyorum, Ahretimiz için Allah'ın huzuruna çıkmadan önce endişelen, biz sadece Allah'tan korkarız. Hepsinden öte Alemlerin Rabbi söz verdi, eğer evladını, malını, canını ve dünya değerlerini kaybetmekten korkmaz ve korkunu Allah'tan korkmak için harcarsan, Kıyamet Günü'nün korkusunu duymayacaksın ve üzgün olmayacaksın!. Biz Allah'ın hoşnutluğunu aramalıyız ve O'nun yolunda O'nun sözünü yükseltmek için Cihad etmeliyiz.

"Savaş, hoşunuza gitmediği halde, size farz kılındı. Olur ki, bir şey sizin için hayırlı iken, siz onu hoş görmezsiniz. Yine olur ki, bir şey sizin için kötü iken, siz onu seversiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz."
(Bakara, 216)

"Ey iman edenler! Ne oldunuz ki, size "Allah yolunda sefere çıkın" denilince, yere çakılıp kaldınız. Yoksa ahretten vazgeçip dünya hayatını mı seçtiniz? Oysa ahrete göre dünya hayatının yararı, pek az bir şeydir.Eğer Allah yolunda sefere çıkmazsanız, sizi elem dolu bir azap ile cezalandırır ve yerinize sizden başka bir toplum getirir. Siz ise ona hiçbir zarar veremezsiniz. Allah her şeye hakkıyla gücü yetendir."(Tevbe, 38-39)

"O halde, dünya hayatını ahret hayatı karşılığında satanlar Allah yolunda savaşsınlar. Kim Allah yolunda savaşır da öldürülür veya galip gelirse, biz ona büyük bir mükâfat vereceğiz.Size ne oluyor da, Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz! Bizleri halkı zalim olan şu memleketten çıkar, katından bize bir dost ver, bize katından bir yardımcı ver" diye yalvarıp duran zayıf ve zavallı erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz?"
(Nisa, 74-75)


Ben sizin benden razı olduğunuzu işitecek bir konumda değilim. Hakkınızı helal edin. Eğer bunu Allah'a söylerseniz bu benim için yeterli olacaktır.

Her şey için sizden helallik diliyorum, ama bu yolu seçtiğim için pişman değilim. Bilakis beni Firdevs Cennetlerine sevk edecek bir ödül beklemekteyim Allah'tan. Beni kendi yolunda cihada yönelttiği için Allah'a şükrediyorum! Allah kulları arasından en iyilerini seçer ve onları Müslüman kılar! Müslümanlar arasından da en iyilerini seçer ve onları mücahid yapar! Mücahidlerin en iyileri de şehid olurlar.

Sevgili Annem, birileri Müslümanlara saldırdığında veya küçük düşürdüğünde onları görmezden gelme Allah yolu için çabalarını göstermeye gayret eden erkek ve kız kardeşlerimize yardım et. Mücahidlere mallarıyla yardım edenler ve bunun için her çabayı sarf edenler ve gerektiğinde Mücahidleri kâfirlerden saklayanları Allah elbette bu dünyada ve ebedi dünyada başarılı kılacaktır.

Anne, oğlunun şehit olması için ve Allah'ın beni nehirlerin sürekli akacağı Firdevs Cennetlerine göndermesi için Esirgeyen Allah'a dua et! Allah'a bizi ve neslimizi kendi dosdoğru yolunda sabit kılması için ve O'nun yolunda güçlendirmesi ve Şehit olmamız için dua et!

Anneciğim, bu kararı vermenin ve bu yola girmenin ne kadar zor olduğunu biliyorum, ancak Allah tarafından ödüllendirmek her şeyden yücedir ve eğer oğlunun Allah yolunda şehitlik ödülünü kazandığını duyduğunda inşAllah, Kur'an'ın şu ayetini unutma:

"Biz Allah'a aidiz ve O'na döneceğiz"

Allah'ın selam ve bereketi üzerine olsun Anneciğim! Cennete gitmek için sabırsızlanıyorum ve seninle Cennette buluşmayı ümit ediyorum!

Allahu Ekber! Allahu Ekber! Allahu Eker!


Kaynak: Beyaz Minare
 
Son düzenleme:
Hutve Çevrimdışı

Hutve

Cihadın farz oldğu yerde gözyaşı dğl ter dkmk grkr
İslam-TR Üyesi
Bir mücahid annesi/babası mı olmak istersin? Yada bir erkek çocuğun annesi/babası mı?

Bir şehidin kızkardeşi/ablası mı olmak istersin? Yada bir erkek kardeşin kızkardeşi/ablası mı?


Cehennem ateşinden kurtulmak için fidye olarak sunacağın ailenin, o gün sana (Allah'ın izniyle) şefaat etmesini istemez misiniz?
 
Son düzenleme:
Üst Ana Sayfa Alt