İslamın ilk dönemlerinde muslumanların sayısının az ve gücünün zayıf olduğu dönemlerde kâfirlerle savaşta Allah'ın yardımının daha çok, muslumanların kâfirlerin karşısında savaştan kaçmaları daha zor şrtlarda mumkun kılınmıştı. Muslumanlar güçlendikten sonra bu oran daha da azaltılmıştır.
"Ey Peygamber, mûminleri savaşa teşvik et. Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi çıkarsa iki yüz kişiye gâlib gelir. Eğer sizden yüz kişi olsa, kâfirlerden bin kişiye gâlib gelir. Çünkü onlar, anlamayan bir kavimdir." - "Şimdi ise Allah, yükünüzü hafifletti. Çünkü içinizde zaaf bulunduğunu biliyordu. Bundan böyle İçinizden sabırlı yüz kişi çıksa, ikiyüz kişiye gâlib gelir. Eğer sizden bin kişi olsa, Allah'ın izniyle iki bin kişiye gâlib gelir. Allah, sabredenlerle beraberdir." (Enfal 65 - 66)
İlk âyet-i kerime, bir mûminin, on kâfire bedel olacağını bildirmekte, sebeb olarak ta, kâfirlerin, savaşırken herhangi bir sevab elde etme inancından yoksun olmalarını göstermekte bu nedenle savaşta metanetli olmayacaklarına, dünyalıklarını kaybedecekleri korkusuyla savaşta korkak davranacaklarına dikkati çekmektedir.
Fakat bir sonraki âyet-i kerime hakkında Abdullahb. Abbas (r.anhuma) diyorki:
"Eğer içinizden sabırlı yirmi kişi çıkarsa iki yüz kişiye gâlib gelir..." ayeti nazil olunca, bir müslümanın on düşman karşısında direnmesi farz kılınmıştır. Bu ise Müslümanlara çok zor geldi. Bunun üzerine bu âyet nâzil oldu. Ve Müslümanların yükünü hafifletti. Ancak, Allah teala, karşı konacak düşman sayısını eksilttiği nisbette müminlerin sabrını da eksiltti". (Buharî, K. Tefsir el-Kur'an, bab: 6; Ebu Davud K. el-Cihad, bab: 114, Hadis no: 2646)
Taberi diyor ki: "Âyet-i kerime'de, her ne kadar ifâde emir şeklinde değilse de mâna itibariyle emirdir. Yani, bir Müslüman en az iki düşman karşısında savaşmak farzdır.
Abdullah b. Abbas, İkrime, Hasan-ı Basri ve Suddi'den nakledilen bir görüşe göre bu âyet, bundan önce gelen âyetin hükmünü neshetmiştir. Artık bir mûminin on kâfirle savaşma mecburiyeti kalmamıştır. Ancak bir mûminin iki kafire karşı savaşması farzdır. Onların önünden kaçması haramdır. Taberi de bu âyetin bundan önceki âyeti neshettiğini söylemiş ve ayetlerin emir mahiyetinde olduğunu söylemiştir.
Mucahid diyor ki: "Bir mûmin'in on kâfire karşı savaşması hükmü, Bedir savaşına katılan sahabiler içindi. Bu durum onlara ağır geldi. Bunun üzerine, bir mûmin'in iki kâfirle savaşması hükmü geldi."
Abduah b. Abbas da diyor ki: "Bir mûminin on kâfir karşısında on mûminin de yüz kâfir karşısında savaşıb sabretmesi emri, müslümanlannın sayılarının az olduğu zamanda idi, Müslümanlar çoğalınca Allah onların yüklerini hafifletti. Bir mûminin iki kâfir karşısında, on mûminin de yirmi kâfir karşısında savaşmaları emredildi. (Taberi tfs)