Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Bir Müslümanın Anıları

E Çevrimdışı

Ebu Ubeyde bin Cerrah

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Operasyon ve rıbat bölgesi olan Liramon da Mücahitler ile geçirdiğim bir haftanın ardından kardeşler ile Haritan da bulunan merkez makara geçtim. Mücahitler ile birlikte Makarın önündeki avluda sohbet ediyorduk. En tecrübelilerimiz ve soğuk kanlılarımızdan olan Adanalı H. sessiz ve ani bir şekilde kalkarak kendini makara attı. O kalkdıysa durum ciddidir demektir. Onun ani müdahalesi ile herkes makara koştu. Emir Ebu Muhammed'in yaklaşık 5-6 yaşlarındaki oğlu ne olduğunu anlayamamış olayın şaşkınlığı içerisinde bana bakıyor. İnceden bir sesin bize doğru yaklaştığını hissettim. Çocuğun elinden tuttum , birlikte makarın kapısından atlamamız ve yere yatmamız ile birlikte makarın bütün camları patladı. Her şey on saniye içerisinde gerçekleşi verdi. Geçici bir körlük ve sağırlığın ardından çok yakınımıza varil bombası düştüğünü anladık.
Bir kaç saniyenin ardınan sonra küçük çocuğun dehşet dolu ve anlamlı bakışları bir çok şey anlatıyordu. ''Henüz bebek sayılacak bir yaşdayım. Ölüm, nefret , yıkım , kan ve barut yüklü bu varili kim neden atmak istiyor başıma? Üstelik ben çaresiz , günahsız ve savunmasız bir bebek sayılırım'' diyordu çocuğun bakışları.


Verecek cevap bulamadığım , boğazıma düğümlenen ender anlardan biriydi yavrunun ürkek , çaresiz bakışları. '' Böylesi kin ve nefret dolu bir canavardan ben seni nasıl koruyabilirim, Ey çocuk? Lakin şüphen olmasın ki elimden geleni yapacağım'' La havle vela kuvvete illa billah.

Beraberinde kendimi böylesi çaresiz hissettiğim anlamlı bakışlardan biri de bir kış sabahı çaldı kapı mı. Saat 04.00 da. Hayır olmadığını anlamıştım. Anahtar deliğinden baktığımda Ağır silahlı, hatta balistik kalkanlı onlarca polisin zilimi çaldığını gördüm.

Sadaka Resulullah. Bir insanın korkması gerken bir durum olmasına rağmen içim sevinç ile doldu yüreğim. Çünkü Resulullah ''Ahir zamanda Müslümanların evlerinin basılacağını haber vermişti.'' Bu Resulullah'ın ümmetinin bir ferdi olduğu anlamına geliyordu. En azından ben böyle düşündüm. Eşime korkmamasını ve kardeşlerime haber vermesini söyledim. Eşim ''Direnmememi gaz bombası atmaları halinde bebeğin nefes alamayabileceğini'' hatırlattı.

Evden çıkarken henüz bir kaç aylık kızım ile göz göze geldik. Çakmak gibi ışıl ışıl gözlerinde kendimi gördüm , yolculuğun kısa sürmeyeceğini o an anladım. Bir gece önce gördüğüm rüya tecelli etmişti. Rüyamı uzun bir ayrılığa yormuştum.

Allah iki yılın ardındnan kızım ile tekrar bir araya gelmemizi ihsan buyurdu. Bıraktığım bebek konuşuyor, bırakın yürümeyi koşuyordu, Allah'a hamd olsun. İkinci günümüzde kızımın bana sorduğu bir soru beni dehşete düşürdü. Allah da biliyor ki aramızda şu diyalog geçti.

-Baba neden oturuyorsun?
-Bir şeymi yapmamı istiyorsun yavrum?
-Kılıçlı adama yardım et baba. Çocukları öldürüyorlar ve kimse ona yardım etmiyor. Çocukları kurtar.
- Kızım sen babanı özlemedinmi. Henüz yeni geldim eve.
-Baba seni çok özledim ama çocukları kurtarman lazım.


Henüz iki yaşındaki bir çocuğa bu sözleri kim söyletebilirdi?
Ertesi gün bilgisayarımda Neşid dinlerken kızım yanıma geldi ve ''Baba kılıçlı adama neden yardım etmiyorsun, çocukları öldürüyorlar?'' dedi. ''Kızım kılıçlı adam kim ?'' dedim. Bilgisayar ekranından Şeyh Usame Bin Ladin'i gösterdi ve ''İşte bu baba'' dedi. ''Seni konuşturan ve işimi kolaylaştıran Allah'a hamd olsun kızım, sen istersin de baban gitmezmi bu ne güzel bir istek ve davettir.''

Usame Bin Ladin, Şüphesiz hayatımın dönüm noktalarında ne de çok çıktı karşıma bu adam. İslam'ı araştırmaya karar verdiğim günlerden birinde bir beyanatını izlemiştim.Onun konuşmaları hidayetime vesile olmuştu. Kendisini İslam'a nispet eden yüzlerce farklı görüşlerden sözde alimlerin beyanatlarını dinlememe rağmen beni bir tek bu adamın konuşması etkilemiş ve samimi gelmişti.Onun davet ettiği şeyin hak olduğu konusunda şüphem yoktu.Çünkü okuduğum ayet ve hadisler bu adamın anlattıkları ile bire bir örtüşüyor ve anlam kazanıyordu. ''Onun davet ettiği şeyin sonunun şehadet yada esaret olduğunu söylemiştim'' kendi kendime. Biri gerçekleşti bakalım diğeri ne zaman? Rabbena efrig aleyna sabren ve tevafenna müslimin. Şüphesiz her zorluk ile birlikte bir de kolaylık vardır.


Bir Müslümanın anıları-1 - Muhammed isra
 
Üst Ana Sayfa Alt