Bir Yudum Vicdan, Starbucks!

Alketa Çevrimdışı

Alketa

1 Milyoncu : )
İslam-TR Üyesi
Starbucks, uzun yıllardır küresel boykot çağrılarının hedefinde olan bir marka. İlk büyük boykot dalgası 2000’li yılların başında, şirketin İsrail’e dolaylı destek verdiği iddialarıyla gündeme geldi. Eski CEO Howard Schultz’un İsrail’e olan kişisel desteği bu iddiaları güçlendirdi ve evet, bu iddialar temelsiz değildi.

Her ne kadar Starbucks bu tür bağlantıları resmî olarak reddetse de, özellikle Filistin yanlısı aktivistler arasında bu söylem yıllardır devam ediyor.

2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırıları sırasında, Starbucks çalışanlarının sendikası Filistin’e destek paylaşımı yaptı. Şirket ise bu sendikaya dava açtı. Bu olay, yeni bir boykot dalgasını tetikledi. Starbucks’ın tarafsızlık ilkesi büyük bir darbe aldı ve İsrail yanlısı davrandığı yönündeki eleştiriler yeniden gündeme geldi.

Bugün birçok ülkede insanlar, etik duruş ve insani değerler adına Starbucks’a karşı boykot çağrısı yapıyor. Sosyal medya, bu çağrıların örgütlenmesinde büyük rol oynuyor. Markaların toplumsal olaylar karşısındaki duruşlarını sorgulayan yeni bir tüketici bilinci oluşuyor.

Peki, Starbucks bu bağlantıları reddederken, neden Filistin yanlısı aktivistler ısrarla bu iddiaları dile getiriyor?

Çünkü Starbucks’ın eski CEO’su Howard Schultz, İsrail’e verdiği destekle açıkça biliniyor. Amerikalı Yahudi olan Schultz, 1998 yılında Jerusalem Fund of Aish HaTorah tarafından “İsrail’e olağanüstü destek” ödülüne layık görüldü.

Ayrıca bugün Starbucks’ın en büyük hissedarları arasında BlackRock ve Vanguard gibi Yahudi sermayeli dev yatırım fonları yer alıyor.

BlackRock, 1988 yılında New York’ta kurulan, dünyanın en büyük varlık yönetim şirketidir. Vanguard ise 1975 yılında kurulmuş başka bir Amerikalı yatırım devidir.

Bu şirketler yalnızca Starbucks’ı değil; Apple, Microsoft, Google, JP Morgan, Bank of America, Walt Disney, McDonald’s, Chevron, BP, Deutsche Bank gibi yüzlerce küresel markayı da fonlamaktadır.

Starbucks ne derse desin, gerçek ortadadır. Yatırım zinciri bellidir, karar vericiler bellidir ve kime hizmet ettikleri açıktır.

Gazze’de insanlar bir lokma ekmek bulamazken, bombardıman altında çocuklar açlıktan ölürken, küresel şirketlerin bu acılara dolaylı ya da doğrudan katkı sunduğu bir dünyada hâlâ o kahveyi içebilmek…

Bu sadece bir tüketim tercihi değil, bir vicdan, bir insanlık testidir.

O kahve keyfi belki sadece on beş dakika sürüyor, ama o markaya verilen para, bir halkın yetmiş beş yıldır süren acısına göz yummak demek.

Boykot bir iyilik değil, bir insanlık görevidir.

Bu kadar net.
 
Üst