Çözüldü Birine Küfür Üzere Ölmesini Dilemek, Beddua Etmek Caiz midir?

كوكهان Çevrimdışı

كوكهان

Üye
İslam-TR Üyesi
Müslüman olsun, gayrimüslim olsun bir kimseye "Allah senin canını küfür üzere alsın." diye beddua etmek ve bir gayrimüslim kimseye "Allah sana iman etmeyi nasip etmesin." diye beddua etmek caiz midir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Müslüman olsun, kâfir olsun, insanlar için dua ve bedduada şer‘î ölçü vardır. Küfür üzere ölmesini istemek Allah’ın sevmediği, radı olmadığı bir şeyi temenni etmektir. Çünkü Allah Teâlâ Kur’ân’da:
Allah kullarının küfre düşmesini istemez, ama şükretmelerinden radı olur. (ZUmer 7)


Kâfirlere Dua / Beddua
Kâfirin Musluman Olması İçin Dua
Peygamberimiz kâfirlerin iman etmesi için dua etmiştir.
عَنْ ابْنِ عُمَرَ، قَالَ: قَالَ رَسُولُ اللهِ ﷺ
«اللَّهُمَّ أَعِزَّ الْإِسْلَامَ بِأَحَبِّ الرَّجُلَيْنِ إِلَيْكَ: بِأَبِي جَهْلِ بْنِ هِشَامٍ، أَوْ بِعُمَرَ بْنِ الْخَطَّابِ»
قَالَ: فَكَانَ أَحَبَّهُمَا إِلَى اللهِ عُمَرُ بْنُ الْخَطَّابِ
İbn Abbâs (r.anhuma)’tan rivâyete göre;
Nebi (s.a.v) şöyle buyurmuştur: “Allah’ım! İslam’ı, Ebû Cehil b. Hişâm veya Ömer b. Hattâb ile kuvvetlendir.
İbn Abbâs (r.anhuma) şöyle demiştir: “Sabah olunca Ömer, Rasûlullah (s.a.v.)’e vardı ve Müslüman oldu.”

(Tirmizî, Menâkıb, 18, Hadis no: 3683; Hakim, Mustedrak, III, 267; isnadı sahih)

Küfür Üzere Kalması İçin Beddua

Peygamberimiz ﷺ’in böyle bir duası hiç nakledilmemiş, aksine, en şiddetli düşmanlarına bile hidayet dilemiştir:
حدثنا عمر بن حفص: حدثنا أبي: حدثنا الأعمش قال: حدثني شقيق: قال عبد الله: كأني أنظر إلى النبي صلى الله عليه وسلم يحكي نبيا من الأنبياء، ضربه قومه فأدموه، وهو يمسح الدم عن وجهه ويقول: اللهم اغفر لقومي فإنهم لا يعلمون
Abdullah dedi ki: "Sanki ben Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'i Nebilerden birisinin durumunu anlatırken görür gibiyim. Kavmi Ona vurmuş ve Onu kanatmışlardı.
O ise yüzünden kanı silerken: Allah'ım, kavmime mağfiret buyur. Çünkü Onlar bilmiyorlar, diyordu.
(Buhârî, Enbiyâ, Bab 54, Hadis no: 3477, 6929; Muslim, Cihad, 105, adis no: 4622; İbn Mâce, 4025)

Müslümana Beddua
Müslümana “Allah seni küfür üzere öldürsün” demek çok ağır ve caiz olmayan bir bedduadır.

وحدثنا يحيى بن يحيى التميمي، ويحيى بن أيوب، وقتيبة بن سعيد، وعلي بن حجر، جميعا عن إسماعيل بن جعفر. قال يحيى بن يحيى: أخبرنا إسماعيل بن جعفر عن عبدالله بن دينار؛ أنه سمع ابن عمر يقول: قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: "أيما امرئ قال لأخيه: يا كافر. فقد باء بها أحدهما. إن كان كما قال. وإلا رجعت عليه
Bize Yahya b. Yahya et-Teymi, Yahya b. Eyyub, Kuteybe b. Said ve Ali b. Huceyr hepsi İsmail b. Cafer'den şöyle dediğini tahdis etti: Yahya b. Yahya dedi ki: Bize İsmail b. Cafer, Abdullah b. Dinar'dan haber verdiğine göre O İbn Ömer'i şöyle derken dinlemiştir:
Rasulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) şöyle buyurdu: "Herhangi bir kimse kardeşine kafir diyecek olursa, O ikisinden birisi onunla döner. Eğer dediği gibi ise (mesele yok) öyle değilse o söz Onun üzerine döner. "
(Buhârî, Edeb, 44; Muslim, Îman, Bab 60, Hadis no: 213 - 212)



Küfrün Öncülerine, Zâlim, Kâfir Tağut Kâfirlere Beddua
وَقَالَ مُوسٰى رَبَّـنَٓا اِنَّكَ اٰتَيْتَ فِرْعَوْنَ وَمَلَاَهُ زٖينَةً وَاَمْوَالاً فِي الْحَيٰوةِ الدُّنْيَاۙ رَبَّـنَا لِيُضِلُّوا عَنْ سَبٖيلِكَۚ رَبَّـنَا اطْمِسْ عَلٰٓى اَمْوَالِهِمْ وَاشْدُدْ عَلٰى قُلُوبِهِمْ فَلَا يُؤْمِنُوا حَتّٰى يَرَوُا الْعَذَابَ الْاَلٖيمَ
قَالَ قَدْ اُجٖيبَتْ دَعْوَتُكُمَا فَاسْتَقٖيمَا وَلَا تَتَّبِعَٓانِّ سَبٖيلَ الَّذٖينَ لَا يَعْلَمُونَ
Mûsâ, “Rabb'imiz!” dedi, “Sen Firavun’a ve adamlarına dünya hayatında ihtişam ve servet verdin; insanları Senin yolundan saptırsınlar diye mi yâ Rabb! Ey Rabb'imiz! Artık Onların servetlerini silip yok et, kalblerine sıkıntı ver; elem veren cezayı görmedikçe iman etmesinler de görsünler!” (Yûnus 88)
Allah şöyle buyurdu: “İkinizin de duası kabul edildi; doğruluktan ayrılmayın ve sakın kendini bilmezlerin yoluna uymayın.(Yûnus 89)


Rasûlullah kendisine şahsi yapılan zulumlere karşı genelde hidayet duası ederdi. Ama çok zulmeden ve ummetine yapılan zulumlere karşı kâfir önderlere de beddua etmiştir:
Yukarıda da zikrettiğim gibi Uhud’da dişleri kırıldığında, önce hidayet duası etmiş; ama Bedir sonrası muşriklerin elebaşları için “Allah’ım, falan falanı, falanı (muşrik önderleri) helak et” diye isim vererek beddua etmiştir.


حدثني عبد الله بن محمد: سمع روح بن عبادة: حدثنا سعيد بن أبي عروبة، عن قتادة قال: ذكر لنا أنس بن مالك، عن أبي طلحة:
أن نبي الله صلى الله عليه وسلم أمر يوم بدر بأربعة وعشرين رجلا من صناديد قريش، فقذفوا في طوى من أطواء بدر خبيث مخبث، وكان إذا ظهر على قوم أقام العرصة ثلاث ليال، فلما كان ببدر اليوم الثالث أمر براحلته فشد عليها رحلها، ثم مشى واتبعه أصحابه وقالوا: ما نرى ينطلق إلا لبعض حاجته، حتى قام على شفة الركي، فجعل يناديهم بأسماء آبائهم:
(يا فلان بن فلان، ويا فلان بن فلان، أيسركم أنكم أطعتم الله ورسوله، فانا قد وجدنا ما وعدنا ربنا حقا، فهل وجدتم ما وعد ربكم حقا). قال عمر: يا رسول الله، ما تكلم من أجساد لا أرواح لها؟ فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: ( والذي نفس محمد بيده، ما أنتم بأسمع لما أقول منهم ).
قال قتادة: أحياهم الله حتى أسمعهم قوله، توبيخا وتصغيرا ونقمة وحسرة وندما
Katade dedi ki: "Enes b. Malik'in bize Ebu Talha'dan naklettiğine göre;
Allah'ın Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Bedir günü verdiği emir ile Kurayş'in ileri gelenlerinden yirmi dört kişi Bedir'deki suyu çekilmiş kuyulardan berbat mı berbat, kötü mü kötü bir kuyuya atıldılar. Allah Rasulü bir topluluğa karşı zafer kazandı mı meydanda 3 gün ikamet ederdi. Bedir'de üçüncü gün olunca de vesinin hazırlanmasını emretti ve devesi üzerine koşu takımları bağlandı. Daha sonra yürüdü.
Ashabı da Onun arkasından gidip şöyle dediler: Görüşümüze göre bir ihtiyacını karşılamak için gidiyor.
Nihayet O kuyunun ağzında durdu. Kuyudakilere kendilerinin ve babalarının isimlerini söyleyerek seslenmeye başladı: Ey filan oğlu filan, ey filan oğlu filan (keşke) Allah'a ve Resulüne itaat etmiş olsaydınız. Bu hal sizi sevindirmez miydi? Şubhesiz biz Rabb'imizin bize vaad ettiğinin bir hak olduğunu gördük. Siz de Rabb'inizin size vaad ettiğinin bir hak olduğunu gördünüz mü?
(Ebu Talha) dedi ki: Bunun üzerine Ömer, ey Allah'ın Rasulu, Sen ancak ruhları olmayan bir takım cesetlere sesleniyorsun, dedi.
Allah Rasulu şöyle buyurdu: Muhammed'in canı elinde olana yemin ederim ki, Sizler benim bu söylediklerimi Onlardan daha iyi işitmiyorsunuz."
Katade dedi ki: Allah Onlara azar olsun, onları küçültsün, azab olsun, hasret ve pişmanlık sebebi olsun diye Allah Rasulünün sözlerini Onlara işittirmek üzere kendilerini diriltmişti.

(Buhârî, Megâzî, Bab 8, Hadis no: 3976)


حدثنا محمد: أخبرنا الفزاري وعبدة، عن إسماعيل بن أبي خالد قال: سمعت عبد الله بن أبي أوفى رضي الله عنهما يقول:
دعا رسول الله صلى الله عليه وسلم على الأحزاب فقال: اللهم منزل الكتاب، سريع الحساب، اهزم الأحزاب، اللهم اهزمهم وزلزلهم
)
Abdullah b. Ebi Evfa (r.anh) dedi ki:
"Rasulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem, Ahzaba beddua ederek şöyle buyurdu:

اللهم منزل الكتاب، سريع الحساب، اهزم الأحزاب، اللهم اهزمهم وزلزلهم
Ey kitabı indiren, hesabı pek çabuk gören Allah'ım! Ahzab'ı bozguna uğrat! Allah'ım, Onları bozguna uğrat ve Onları sarstıkça sars!"
(Buhari, Kitab'ul Meğazi, Bab 29, Hadis no: 4115)


حدثنا إسحاق: حدثنا روح: حدثنا هشام، عن محمد، عن عبيدة، عن علي رضي الله عنه،
عن النبي صلى الله عليه وسلم: أنه قال يوم الخندق: ملأ الله عليهم بيوتهم وقبورهم نارا، كما شغلونا عن صلاة الوسطى حتى غابت الشمس
Ali (r.anh) Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Hendek günü şöyle buyurduğunu nakletti: "Güneş batıncaya kadar bizi meşgul ederek vusta namazını kılmamıza fırsat vermedikleri için Allah da onların üzerine evlerini ve kabirlerini ateşle doldursun."
(Buhari, Kitab'ul Meğazi, Bab 29, Hadis no: 4111)



Ebû Zekeriyyâ Yahyâ b. Şeref b. Murî en-Nevevî (İmam Nevevî): “Kâfirin hidayeti için dua etmek mustehabdır. Küfür üzere kalması için beddua etmek mekruh ve munkerdir. Eğer Müslümanlara şiddetle zulmediyorsa, Onun helaki için dua etmek caizdir.(Şerhu Sahîh-i Muslim, C. 16, Sf: 52)

Ebu’l-Abbâs Takıyyuddîn Ahmed b. Abdilhalîm b. Mecdiddîn Abdisselâm el-Harrânî (Şeyhu'l İbn Teymiyye): "Kâfirin hidayetine dua edilir. Küfrünün artması veya küfürde ölmesi için dua etmek caiz değildir. Çünkü Allah iman ve hidayeti sever. Zâlim kâfirin ölmesi için dua câizdir; çünkü Onun varlığı fitnedir. Ama sıradan kâfir için asıl olan hidayetini dilemektir.” (İbn Teymiyye, Mecmû‘u’l-Fetâvâ, C. 28, Sf: 207-208)
 
Üst