Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

'-'BÖLGESEL DUYARLILAR-''

E Çevrimdışı

ebu Hadid el Kurdi

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
Müminler kardeşti . . . ‘’Mü'minler ancak kardeştir. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin. Ve Allah'a karşı takva sahibi olun. Umulur ki, böylece siz rahmet olunursunuz. ‘’ (hucurat-10) ‘’Mü’minler birbirini sevmede, birbirine acıma ve şefkat gösterme husûsunda bir vücûd gibidir Vücûdun bir uzvu rahatsızlanırsa, diğer uzuvlar da uykusuzluk ve ateş ile onun acısına ortak olurlar ‘’ (Buhârî, Müslim) Bir zamanlar öyleydi yani. Evet evet, iyi bilirim, bir zamanlar duyarlılık duygusu vardı. Merhamet ve şefkat duyguları kirlenmemişti bu kadar. Ya da tarafçılık pisliğine bulaşmamıştı o narin duygular. Hangi şuurlarda taraflı hale geldi duyarlılık içgüdüsü? Nasıl katledildi fıtratın ve akidenin özü? "Sen Hakka yönelerek kendini Allah'ın insanlara yaratılışta (Fıtratallah) verdiği dine ver. Zira Allah'ın yaratmasında değişme olmaz. İşte dosdoğru din budur, fakat insanların çoğu bilmezler" (er-Rûm, 30/30). "Nefse ve onu şekillendirene... Ona bozukluğunu ve korunmasını ilham edene andolsun ki nefsini temizleyen iflâh olmuş, onu kirletip örten ziyana uğramıştır. Semûd, azgınlığından yalanlandı... Rableri de günahları yüzünden azabı başlarına geçirdi, orayı dümdüz etti" (eş-Şems, 91/7-14).
Filistin’e yürüyenler Pakistan’a nasıl sesiz kaldılar? Suriye için meydanları dolduranlar, Afganistan’dan neden bihaber düştüler. Gazze yardım filosunda canlarını tehlikeye atanlar, Yemen’i bilmez tanımaz oldular. Somali, Çeçenistan, Irak, Patani, Eritre . . . Hepsi unutulmuş çoktan. Oysa dava İslam davası değil miydi? Afganistan’daki kardeşlerimiz dua ve ilgi hak etmiyorlar mıydı yoksa? Ümmetin izzeti ve hilafeti için savaşanlara; teşekkürü ve kamuoyu desteğini çok mu gördüler İslami(!) medyacılar? ‘’Müslümanların derdiyle ilgilenmeyen onlardan değildir‘’ (Buhârî, Müslim) Filistin’de öldürülen 5 yaşındaki insanlar çocuktular da, Yemen’dekiler değiller miydi? Şeyh Ahmet Yasin dava önderlerimizdendi de, Enver el Evlaki değil miydi? Suriye’deki direnişçiler, ‘’rabbimiz Allah’tır’’ dedikleri için şehit edildiler de; Şeyh Atiyetullah, Şeyh Ebu Hafs, ve diğerleri öyle değil miydi? Tc.de tutuklu bulunan Suriyeli kardeşlerimiz, yusufi medresenin talebeleriydiler de; Amerika’da tutuku olan Şeyh Ömer Abdurrahman değil miydi? ‘’Hem size ne oluyor da Allah yolunda ve: «Ey bizim Rabbimiz, bizleri halkı zalim olan bu memleketten çıkar, tarafından bize bir sahip gönder ve yine tarafından bize bir yardımcı gönder.» diye yalvarıp duran o ezilmiş erkekler, kadınlar ve yavrular uğrunda çarpışmıyorsunuz? ‘’ (nisa-75)
Suriye için açıklamalar yapıp Adem Özköse ve Hamit ayrancı için 2 günde 2000 ayrılık-hasret şiiri yazanlarla doldu piyasa. Allah kafirlerin elinde bulunan Müslümanlara yardım etsin ve bizim duyarlı(!) halkımıza da biraz adalet nasip etsin. Şu Suriye ve kayıp gazetecilerle alakalı olayları görünce, Afganistan’da şehit düşen kardeşlerimiz aklıma geldi. Türkü, Kürdü, Arabı, Peştusu . . . Orda şehit düşen 21 tane türkiyeli müslüman aklıma geldi. Şimdi Suriye ve gazeteciler için gözyaşları dökenler, basın-yayın organlarına taşımışlar mıydı acaba Afganistan’daki şehitlerin haberlerini? Türkiyeli olanları veya ötekileri . . . Hayır! Peki bu insanlar Pakistan, Yemen, Afganistan, Patani vs… için kaç defa meydanları doldurup basın açıklamaları yaptılar? Hatırlayan var mı? Ayrımcılık yapanlar, şu ayetlere bir daha bakın isterseniz: “O, suratını astı ve uzaklaştı, çünkü kör bir adam ona yaklaşmıştı, nereden bilebilirsin belki de o arınacaktı yahut hakikat hatırlatılacak ve bu hatırlatma kendisine faydalı olacaktı. Amma her şeyi kendine yeterli görene gelince, sen bütün ilgiyi ona gösterdin. Hâlbuki onun arınmaktan geri kalmasının sorumlusu sen değilsin. Ama sana büyük istekle geleni sen görmezden geldin.” (Abese Sûresi, 80/1–9).
Duyarlılık bu muydu? Merhamet, kardeşlik, yardımlaşma bu muydu? Taraf dolu duygularımızla(!) egomuzu tatmin ederek mi düzelecek her şey? Küresel literatürde terörist(!) olanları destekleyip risk almak istemeyenler, adaletsizlikle mi sağlama alacaklar kendilerini? A, tabi canım… Afganistan’da terör(!) var. Onlar terörist(korkutan) ‘’…. öyle ki sizi kendilerine karşı sert ve dirençli bulsunlar; ve bilin ki Allah, yolunu Allah ve kitabıyla bulanlarla beraberdir. ‘’ (tevbe-123) Siz onları savunursanız, devlet amcanız size zarar verebilir. Ama Suriye öyle değil. Devrimin yönü her tarafa çekilebildiği için, sorun olmaz. Filistin desen, artık popüler. Hamas demokratik süreçlerde geziniyor, ılımlı… Ama diğerleri başınızı belaya sokabilir…‘’Sakın onlardan korkmayın! Yalnız benden korkun. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu bulasınız. ‘’ (bakara-150). Ha, maslahattı değil mi? Tabi ya, nasıl unutmuşum! Şu sapıklıklara, adaletsizliklere, şirklere, bidatlara kalkan olarak kullanılan maslahat. Kamuflaj aracı olmuş ve tanımı tahrif edilmiş olan maslahat…
Bölgesel duyarlılık duygusuzluğu, insanları içinden çıkılamaz bir taassuba doğru sürüklüyor. Zaten bazı insanların ömrü laklakla geçiyor leylak misali. Ellerini taşın altına uzatamıyorlar. Sanki din Allah’ın dini değilmiş gibi, ihtimaller ve olasılıklar üstünden hareket ediyorlar. Tevekkül etme, risk alma, sığınılacak tek merciye sığınma gibi olgular teoride hep anlatılıyor. ‘’Ömer r.a dan :Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurur : Şayet sizler Allah’a hakkıyla tevekkül etseniz, kuşlara rızık verdiği gibi size de rızık verir ki onlar, aç karınla giderler ve tok karınla dönerler.” Ancak bu olgu ve kavramların, reelde hayat bulduğu pek söylenemez. Meydanlar dolar, insanlar bağırır. Tekbirler, tehditler, pankartlar . . . Sonra bu insanlar cihada davet edilirler. Bin bir dereden su getirilir. ‘’ Yapmayacağınız şeyi söylemeniz, Allah katında bir gazab (konusu olması) bakımından (büyüdükçe) büyüdü (büyük bir suç teşkil etti). ‘’ (saff-3) Nefisle cihad edilir(!); sanki bu, düşmanla cihad ile bir arada olamıyormuş gibi. Mücahidler desteklenir(tabi bu destek genelde bölgeseldir), insanlar teşvik edilir; ama teşvik edicilerde iş yok ki, teşvik edilenler harekete geçsin, dinamik bir kitle oluşsun. Zaten diğer mücahidlere destekten kastım, meydanlarda salt bağırmak değildir. ‘’ Ey iman edenler, yapmayacağınız şeyi neden söylersiniz? ‘’ (saff-2) Onları kamuoyunda duyurmak, desteklemek ve basın açıklamaları düzenlemekle beraber icraat da yapmaktır. Öteki konuşmacı veya bağırmacılar muhatap bile alınmamalıdır…
Bekliyoruz… Ne zaman at gözlükleri çıkacak da en temiz duygulara kadar işleyen tarafçılık zehri sökülüp atılacak? Ne zaman tehditleri gerçekleştirmek için girişimlerde bulunacaklar bu insanlar? Bağıranlar yarın öbür gün ellerini taşın altına uzatabilecekler mi dersiniz? ‘’Taberânî'nin hasen sened ile rivayetinde Resûl-i Ekrem: İnsanlara hayrı (iyiliği) öğretip kendini unutan, başkalarına ışık verip kendisini yakan kandil gibidir.” Amel edilecek mi acaba ağızlardan düşünülmeden çıkarılan o sözler-yeminler-tehditlerle...? ‘’Ancak iman edip SALİH AMEL İŞLEYENLER, birbirlerine hakkı ve sabrı tavsiye edenler müstesna(onlar hüsranda değilerdir)''(asr-3)
Bilmiyoruz… Ama temenni ediyoruz. İnşallah tüm mücahidler, İslami(!) medya tarafından eşit derecede desteklenip dillendirilir. Mazlum insanlar ve izzetli mücahidler, tarafçılık törpüsünün yiyip bitirdiği duygulara(!) kurban olmazlar. Ve inşallah, bu tarafçılık duygusuzluğu, tarafçıların tüm duygularını törpüleyip onları robotlaştırmaz.
İstiyoruz ki, insan; insan olarak kalsın. En azından duygular kirletilmesin, temiz amellerin kalmadığı bu dünyada…‘’Ve şunlar ki, onlardan önce yurdu hazırlayıp imana sahip oldular, kendilerine hicret edenlere sevgi beslerler, onlara verilenlerden nefislerinde bir kaygı duymazlar, kendilerinin ihtiyacı olsa bile onları kendilerine tercih ederler. Her kim de nefsinin hırsından (cimriliğinden) korunursa, işte onlardır o kurtuluş bulanlar! ‘’ (haşr-9)

Not: Yazıları takip etmek isteyenler, ayrıca şu adresten de takip edebilirler: http://www.facebook.com/profile.php?id=100003621051636&ref=tn_tnmn

Ebu Hadid el Kurdi - takvahaber

AAAA.jpg
 
Üst Ana Sayfa Alt