şehidler kervanı:
Gecelere sarıyorum hüznümü, buz kesilir hücreler
Ansızın dile gelir kelepçelerim ve taştan kelimeler
Uzar uzar saatler, zaman durur, sabaha düşman geceler
Arar umut gözlerim sitem bulur bitimsizce işkenceler
Prangalar, kelepçeler som demir, kor ateşten mazgallar
Güneşe dönmüş ampul, adım adım voltalar, saniyeler
Radyo istasyonunda dargın dargın yüreğim umut düşlerim
Canlanır gözlerimde kavgalarım, nurlu sabahı beklerim
Bileklerimi bağlamış hasretim, güneş görmez mekanım
Direnişlerle gelir özgürlüğüm Yusufi mahzenlerde
Yorgun düşer gözlerim, bileklerim, bakakalırım göklere
Aşığım İslam’a ben, şehadete, gökteki güvercinlere.