Bursa: "Ey Mısır Senle Ölüme Varız!"
Bursa'da ordunun Mısır halkına yaptığı katliamlar protesto edildi.
Mısır halkına hunharca yapılan katliam üstüne katliama sessiz kalamayan Bursa’daki müslümanlar ve vicdan sahipleri Özgür-Der, İHH, Asır-Der, Busey-Der ve Gül-Der’den oluşan Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu yönetiminde akşam namazını müteakip Fomara Meydanı’nda toplanarak gür sesleriyle hakkı haykırdılar.
“Ey Mısır, Senle Ölüme Varız!”, “Ey Gazze Senle Ölüme Varız!” “Suriye’ye, Mısır’a, Direnişe Bin Selâm!”, “Direniş Hayattır, Hayat İslâm’dır”, “Kahrolsun Katiller, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler!”, “Bursa’dan Mısır’a, Direnişe Bin Selâm!”, “Bursa Uyuma, Kardeşine Sahip Çık!”, “Kahrolsun Sisi, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler!" sloganlarını atarak bütün mazlum halklara sahip çıkan Bursa halkı tekbirlerle Bursa’yı inletti.
“Ey Doğu, Ey Batı, Ey İnsan! Allah Var, Gam Yok, Korku Yok Yüreğimizde! Direndik, Direneceğiz Düşmana! Baş Eğmedik, Baş Eğmeyeceğiz Zorbaya!” diye seslerini yükselten Bursa halkı, bütün onurlu direniş sergileyen mazlum halkların yanında olduğunu da haykırdı.
Serdar Taybova’nın yönettiği program, Cibutili bir öğrencinin Kur’ân tilavetiyle başladı. Ardından Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu adına yazılan basın bildirisini okuyan Aziz Avar’ın sesi sık sık sloganlarla ve tekbirlerle desteklendi. Avar’ın okuduğu bildiriden hemen sonra Hasan el-Benna’nın hayatını ve mücadelesini anlatan bir belgesel izletildi. Büyük coşku yaratan belgeselin ardından İHH adına selâmlama konuşmasını yapan Halil Asa Bursa’daki müslümanlara Mısır, Suriye, Gazze, Arakan, Somali ve diğer mazlum halklara yaptıkları yardımlar için teşekkür etti.
Programda izletilen Mursi ve Mısır halkı belgeseli ile Gazze belgeselindeki görüntülere yüreği dayanamayan Bursa halkı sık sık tekbir getirerek katillere lanet okudu.
Özgür-Der’den Gülsüm Alpay, Busey-Der’den Burhanettin Ayanoğlu, İpek Yolu Uluslar Arası Öğrenci Derneği’nden Ebubekir Armağan’ın da selâmlama konuşması yaptığı program Asr Derneği’nden Zekeriya Turunç’un yaptığı duâ ve Bursa halkının “âmin”leriyle son buldu.
Programı yöneten Serdar Taybova’nın Bursa halkından aldığı meydanları terk etmeme sözüyle mazlum halkların yanında olan Bursa halkı tekbirlerle dağıldı.
Haksöz-Haber / Cengiz Acar
Foto Galeri İçin Tıklayınız...
Foto Galeri İçin Tıklayınız...
Basın bildirisinin tam metni:
Kardeşler,
Bu akşam, Mısır direnişi için buradayız.
Yalnız Mısır için değil özellikle Suriye, Arakan, Doğu Türkistan, Afganistan ve dünyanın birçok yerinde katledilen, zulme uğrayan kardeşlerimize sesimizi ulaştırmak için buradayız. Coğrafî, kavmî, mezhebî, siyasî sınırlara karşın mazlumların, mustazafların sesi olmak için buradayız.
Seslerimiz ve duâlarımız aynı zamanda kardeşliğimizin tekrar vurgulanması ve ıspat edilmesi hâlidir.
Yukarıda saydığımız coğrafyalardaki bu zulmleri BM, AB, insan halkları örgütleri, Arab Birliği, İslâm Konferansı Teşkilatı görmese de, yok saysa da biz bunun farkındayız. Ve bu farkındalığı en yüksek sesle haykıracağız. Bunun yanında emperyalizmin bölgedeki uşakları darbe olur olmaz darbecilere 5 milyar dolar yardım gönderen Suud, Ürdün Krallığı ve Körfez Şehyliklerine karşı haykırışlarımız ve darbe olur olmaz “siyasal İslâm’ın sonu” diye sevinç çığlıkları atan katil Beşşar Esad ve destekçilerine rağmen direnişimiz sürecek.
Bizler yüce Allah yolunun, resullerinin takipçisiyiz. Onlarsa şeytanın ve firavunların, tağutların takipçileri... Bizler Şehid Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve Abdulkadir Udehlerin öğrencileri, onlarsa Cemâl Abdulnasır, Enver Sedat, Mübarek gibi zalimlerin öğrencileri…
Öyle bir firavunluk ki Darbeci Sisi, Suud Kralı Hain Abdullah, Ürdün Kralı Alçak Hasan, Zelil Körfez Emirleri ve yüz binlerce kardeşimizin katili zalim Esad’ı bir araya getiriyor! Ve bu meyanda, Esad’ı kayıtsız şartsız destekleyenlerin yeri nereye düşüyor? Hesabı kendilerine bırakıyoruz!
Önemli; şeytanın dostlarına tekrar formüle edelim!
ABD, AB, Suud, BAE, Ürdün Krallığı, Beşşar ve destekçileri, Ergenekoncular ve sözcüleri İşçi Partisi hep birlikte Sisi’ye destek veriyor.
Buradan çıkarılması gereken sonuç müslümanların iradelerine ipotek koymak.
Zulmün sürdüğü her yerde bizlerin de iradelerimizi yok etmek.
Dolayısıyla Mısır’da, Suriye’de ve tüm İslâm coğrafyasındaki kardeşlerimizin direnişleri bizlerin de iradelerimizi koruma çabasıdır.
Bunca direnişi ve binlere şehidi bunun için veriyorlar.
Bizler de iradelerimizi onların iradelerine katarak bu kutlu direnişe, bu ibadete sonuna kadar sahip çıkacağız.
Bu duruşumuz yukarıda saydığımız şeytanın dostlarına cevap olurken aynı zamanda buradaki “ama”cılara, komploculara, İslâm adına ahkâm kesip orta yolculuk yapanlara da cevap olur inşallah. Ki onlar hiç âdetleri olmadığı hâlde şehir şehir gezerek İhvan’ın Mısır’daki seçim başarısını ve Suriye’deki direnişi Batı’nın komplosu olarak değerlendirmişlerdi. Bu karalamaları yapanların Allah’a karşı tövbe, direnen Müslümanlara karşı da bir özür borçları olduğunu da buradan onlara hatırlatalım.
Allah’ın izniyle bu direniş ve bu kadar şehidin bereketi ile Mısır’dan başlayan bu kutlu uyanış ümmetin kurtuluşu ile taçlanacaktır.
Nasıl ki Şehid Hasan el-Benna, Seyyid Kutub, Abdulkadir Udehlerin şehadetleri bize dirilme yolunda işaretler olmuşsa Esma gibi, Bedii’nin oğlu Ammar gibi, Hasan el-Benna’nın torunu Halid ve binlerle ifade edilen şehidlerimizin kanı bize yol gösterecek inşallah.
Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu
Bursa'da ordunun Mısır halkına yaptığı katliamlar protesto edildi.
Mısır halkına hunharca yapılan katliam üstüne katliama sessiz kalamayan Bursa’daki müslümanlar ve vicdan sahipleri Özgür-Der, İHH, Asır-Der, Busey-Der ve Gül-Der’den oluşan Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu yönetiminde akşam namazını müteakip Fomara Meydanı’nda toplanarak gür sesleriyle hakkı haykırdılar.
“Ey Mısır, Senle Ölüme Varız!”, “Ey Gazze Senle Ölüme Varız!” “Suriye’ye, Mısır’a, Direnişe Bin Selâm!”, “Direniş Hayattır, Hayat İslâm’dır”, “Kahrolsun Katiller, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler!”, “Bursa’dan Mısır’a, Direnişe Bin Selâm!”, “Bursa Uyuma, Kardeşine Sahip Çık!”, “Kahrolsun Sisi, Kahrolsun İşbirlikçi Hainler!" sloganlarını atarak bütün mazlum halklara sahip çıkan Bursa halkı tekbirlerle Bursa’yı inletti.
“Ey Doğu, Ey Batı, Ey İnsan! Allah Var, Gam Yok, Korku Yok Yüreğimizde! Direndik, Direneceğiz Düşmana! Baş Eğmedik, Baş Eğmeyeceğiz Zorbaya!” diye seslerini yükselten Bursa halkı, bütün onurlu direniş sergileyen mazlum halkların yanında olduğunu da haykırdı.
Serdar Taybova’nın yönettiği program, Cibutili bir öğrencinin Kur’ân tilavetiyle başladı. Ardından Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu adına yazılan basın bildirisini okuyan Aziz Avar’ın sesi sık sık sloganlarla ve tekbirlerle desteklendi. Avar’ın okuduğu bildiriden hemen sonra Hasan el-Benna’nın hayatını ve mücadelesini anlatan bir belgesel izletildi. Büyük coşku yaratan belgeselin ardından İHH adına selâmlama konuşmasını yapan Halil Asa Bursa’daki müslümanlara Mısır, Suriye, Gazze, Arakan, Somali ve diğer mazlum halklara yaptıkları yardımlar için teşekkür etti.
Programda izletilen Mursi ve Mısır halkı belgeseli ile Gazze belgeselindeki görüntülere yüreği dayanamayan Bursa halkı sık sık tekbir getirerek katillere lanet okudu.
Özgür-Der’den Gülsüm Alpay, Busey-Der’den Burhanettin Ayanoğlu, İpek Yolu Uluslar Arası Öğrenci Derneği’nden Ebubekir Armağan’ın da selâmlama konuşması yaptığı program Asr Derneği’nden Zekeriya Turunç’un yaptığı duâ ve Bursa halkının “âmin”leriyle son buldu.
Programı yöneten Serdar Taybova’nın Bursa halkından aldığı meydanları terk etmeme sözüyle mazlum halkların yanında olan Bursa halkı tekbirlerle dağıldı.
Haksöz-Haber / Cengiz Acar
Foto Galeri İçin Tıklayınız...
Foto Galeri İçin Tıklayınız...
Basın bildirisinin tam metni:
Kardeşler,
Bu akşam, Mısır direnişi için buradayız.
Yalnız Mısır için değil özellikle Suriye, Arakan, Doğu Türkistan, Afganistan ve dünyanın birçok yerinde katledilen, zulme uğrayan kardeşlerimize sesimizi ulaştırmak için buradayız. Coğrafî, kavmî, mezhebî, siyasî sınırlara karşın mazlumların, mustazafların sesi olmak için buradayız.
Seslerimiz ve duâlarımız aynı zamanda kardeşliğimizin tekrar vurgulanması ve ıspat edilmesi hâlidir.
Yukarıda saydığımız coğrafyalardaki bu zulmleri BM, AB, insan halkları örgütleri, Arab Birliği, İslâm Konferansı Teşkilatı görmese de, yok saysa da biz bunun farkındayız. Ve bu farkındalığı en yüksek sesle haykıracağız. Bunun yanında emperyalizmin bölgedeki uşakları darbe olur olmaz darbecilere 5 milyar dolar yardım gönderen Suud, Ürdün Krallığı ve Körfez Şehyliklerine karşı haykırışlarımız ve darbe olur olmaz “siyasal İslâm’ın sonu” diye sevinç çığlıkları atan katil Beşşar Esad ve destekçilerine rağmen direnişimiz sürecek.
Bizler yüce Allah yolunun, resullerinin takipçisiyiz. Onlarsa şeytanın ve firavunların, tağutların takipçileri... Bizler Şehid Hasan el-Benna, Seyyid Kutub ve Abdulkadir Udehlerin öğrencileri, onlarsa Cemâl Abdulnasır, Enver Sedat, Mübarek gibi zalimlerin öğrencileri…
Öyle bir firavunluk ki Darbeci Sisi, Suud Kralı Hain Abdullah, Ürdün Kralı Alçak Hasan, Zelil Körfez Emirleri ve yüz binlerce kardeşimizin katili zalim Esad’ı bir araya getiriyor! Ve bu meyanda, Esad’ı kayıtsız şartsız destekleyenlerin yeri nereye düşüyor? Hesabı kendilerine bırakıyoruz!
Önemli; şeytanın dostlarına tekrar formüle edelim!
ABD, AB, Suud, BAE, Ürdün Krallığı, Beşşar ve destekçileri, Ergenekoncular ve sözcüleri İşçi Partisi hep birlikte Sisi’ye destek veriyor.
Buradan çıkarılması gereken sonuç müslümanların iradelerine ipotek koymak.
Zulmün sürdüğü her yerde bizlerin de iradelerimizi yok etmek.
Dolayısıyla Mısır’da, Suriye’de ve tüm İslâm coğrafyasındaki kardeşlerimizin direnişleri bizlerin de iradelerimizi koruma çabasıdır.
Bunca direnişi ve binlere şehidi bunun için veriyorlar.
Bizler de iradelerimizi onların iradelerine katarak bu kutlu direnişe, bu ibadete sonuna kadar sahip çıkacağız.
Bu duruşumuz yukarıda saydığımız şeytanın dostlarına cevap olurken aynı zamanda buradaki “ama”cılara, komploculara, İslâm adına ahkâm kesip orta yolculuk yapanlara da cevap olur inşallah. Ki onlar hiç âdetleri olmadığı hâlde şehir şehir gezerek İhvan’ın Mısır’daki seçim başarısını ve Suriye’deki direnişi Batı’nın komplosu olarak değerlendirmişlerdi. Bu karalamaları yapanların Allah’a karşı tövbe, direnen Müslümanlara karşı da bir özür borçları olduğunu da buradan onlara hatırlatalım.
Allah’ın izniyle bu direniş ve bu kadar şehidin bereketi ile Mısır’dan başlayan bu kutlu uyanış ümmetin kurtuluşu ile taçlanacaktır.
Nasıl ki Şehid Hasan el-Benna, Seyyid Kutub, Abdulkadir Udehlerin şehadetleri bize dirilme yolunda işaretler olmuşsa Esma gibi, Bedii’nin oğlu Ammar gibi, Hasan el-Benna’nın torunu Halid ve binlerle ifade edilen şehidlerimizin kanı bize yol gösterecek inşallah.
Mısır Halkıyla Dayanışma Platformu