Çevrimdışı
Bugün okuduğum kitap kalbe tesir eden cümleler dile getirmiş. Okudum ve etkilendim... Sonra şunu dedim kendime; benim kalbim imana gebe, daha iman doğmamış kalbime... Çünkü kalbim secde etmemiş... Çünkü manayı dile getirdiklerimi kalbim tefekkür etmemiş... Çünkü yerçekimine maruz kalıp dünyaya çivilenen bedenim gibi kalbimde yeryüzüne çivilenmiş...
Değerli dostlar; ibn kayyim kalbin üç çeşit olduğunu söyler. Bunlardan ilkini diri bir kalp olarak ele alır. İkinci olarak ölü kalbi ele alır. Son olarakta hastalıklı kalbi ele alır. Evet, durdum düşündüm; ey kalbim sen hangisisin? Sonra kendi kendime hastalıklı bir kalp olduğumu dile getirdim. Eve gelirken yol boyunca bu durumumu kınadım... Öyle ki Rahman'dan kalbimin durmasını dile getirecektim... Henüz eve gelmemin üzerinden 1 saat geçmemişken halime şükrediyorum. Elhamdulillah...
Bir haber okudum... 2 tane kalbi ölü cani Suriye'li hamile bir bayanı kaçırıp, ırzına geçmiş ve kafasına taşla vurarak öldürmüşler. Buda yetmezmiş gibi yanındaki 10 aylık bebeğinide boğarak öldürmüşler. SubhanAllah... Hanginiz bunların bir kalbe sahip olduğunu inandırabilir siniz? Evet vallahi bunlar sizinde düşündüğünüz kalbe sahipler. Yani tıpta kanı pompalamaya yarayan o organ bunlarda var, var ki yaşıyorlar... Peki diğeri var mı? Yani hisseden, düşünen, tefekkür eden, şükreden bir kalp var mı? Vallahi beni buna inandıramazsınız! Bunu barındıran bir beden bu kadar acizleşemez... Bu kadar canileşemez...
Değerli kardeşler; bu olay Suriye'de zalim rejim tarafından yahut o çok sözünü ettiğimiz zalim ABD'nin bir vilayetinde meydana gelmedi. Dış ülkelerde Müslüman ülkelerin başını çeken Türkiye'nin muhafazakâr bir ilinde meydana geldi... Yani bizlerin yaşadığı topraklarda...
Evet, şimdi hamdediyorum ki bende hastalıklı bir kalp var. Kalbi ölü olanın yanında ne büyük bir nimet değil mi? Düşünün kardeşim, düşünün... Bu dünyadaki en büyük yoksunluk olan ölü kalbi düşünün... İşte bunu düşünüp yukaridaki örnekle bağdaştırdığımızda hastalıklı kalbin, ölü kalp yanında ne kadar da üstün olduğunu anlıyoruz. Şimdi hep beraber tefekkür ederek, istiğfar çekerek, Allah'ı anarak hastalıklı kalplerimize şifa arayalım... Şifa arayalım ki fatihasını okumayalım...
7.7.2017/İstanbul
Değerli dostlar; ibn kayyim kalbin üç çeşit olduğunu söyler. Bunlardan ilkini diri bir kalp olarak ele alır. İkinci olarak ölü kalbi ele alır. Son olarakta hastalıklı kalbi ele alır. Evet, durdum düşündüm; ey kalbim sen hangisisin? Sonra kendi kendime hastalıklı bir kalp olduğumu dile getirdim. Eve gelirken yol boyunca bu durumumu kınadım... Öyle ki Rahman'dan kalbimin durmasını dile getirecektim... Henüz eve gelmemin üzerinden 1 saat geçmemişken halime şükrediyorum. Elhamdulillah...
Bir haber okudum... 2 tane kalbi ölü cani Suriye'li hamile bir bayanı kaçırıp, ırzına geçmiş ve kafasına taşla vurarak öldürmüşler. Buda yetmezmiş gibi yanındaki 10 aylık bebeğinide boğarak öldürmüşler. SubhanAllah... Hanginiz bunların bir kalbe sahip olduğunu inandırabilir siniz? Evet vallahi bunlar sizinde düşündüğünüz kalbe sahipler. Yani tıpta kanı pompalamaya yarayan o organ bunlarda var, var ki yaşıyorlar... Peki diğeri var mı? Yani hisseden, düşünen, tefekkür eden, şükreden bir kalp var mı? Vallahi beni buna inandıramazsınız! Bunu barındıran bir beden bu kadar acizleşemez... Bu kadar canileşemez...
Değerli kardeşler; bu olay Suriye'de zalim rejim tarafından yahut o çok sözünü ettiğimiz zalim ABD'nin bir vilayetinde meydana gelmedi. Dış ülkelerde Müslüman ülkelerin başını çeken Türkiye'nin muhafazakâr bir ilinde meydana geldi... Yani bizlerin yaşadığı topraklarda...
Evet, şimdi hamdediyorum ki bende hastalıklı bir kalp var. Kalbi ölü olanın yanında ne büyük bir nimet değil mi? Düşünün kardeşim, düşünün... Bu dünyadaki en büyük yoksunluk olan ölü kalbi düşünün... İşte bunu düşünüp yukaridaki örnekle bağdaştırdığımızda hastalıklı kalbin, ölü kalp yanında ne kadar da üstün olduğunu anlıyoruz. Şimdi hep beraber tefekkür ederek, istiğfar çekerek, Allah'ı anarak hastalıklı kalplerimize şifa arayalım... Şifa arayalım ki fatihasını okumayalım...
7.7.2017/İstanbul
