Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Cedel Ve Münazara

M Çevrimdışı

morueqq

لا إله إلا الله
İslam-TR Üyesi
CEDEL - MÜNAZARA

“Sen insanları Allah yoluna hikmetle, güzel ve makul öğütlerle davet et, gerektiği zaman da onlarla en güzel tarzda mücadele et. Rabbin, elbette, yolundan sapanları en iyi bildiği gibi kimlerin doğru yola geleceğini de pekiyi bilir.” Nahl 125

Müslümanların dinlerinden kaynaklanan bir ahlakları olmalıdır vardır da. Önemli olan bu ahlakın ne kadar sahiplenip uygulandığıdır. Mesela Müslümanların tartışma ahlakı nasıl olmalıdır, hangi boyutta seyretmektedir?
Bu konu üzerinde durmakta yarar görüyorum ve şu iki kavrama dikkatinizi çekerim; cedel ve münazara.
Cedel; mücadele ile aynı köktendir: tartışmalarda kavga etmek, düşmanlık, çekişmek/niza etmek anlamındadır. Münazara ise; beraber düşünelim/tartışalım anlamı taşır. Kök olarak nazara dayanır bu da düşünce demektir.
Cedel de, tartışılan konunun önceden doğruluğu kabullenmiş bir ön yargı/peşin hüküm vardır. Bu nedenle cedelcinin amacı gerçeği bulmak ve kabullenmekten ziyade karşısındakini alt edip, galip gelmektir. Hırslı ve öfkelidir, kelime oyunlarına başvurmakta mahirdir. Gıybet, küçümseme, hoşgörüsüzlük ve riya temel kalkış noktasıdır. Cedelden maksat hakkı izhar olmayıp, hasmını ilzamdır. Cedel bir fikir güreşidir, kimin pazusu kuvvetli ise haklı olanda odur.
Münazarada ise, amaç; doğruyu ortaya koyabilmektir. Ön bir kabulden ziyade hakkın anlaşılması için çabanın sarf edilmesi var. Kişiler anlayışlı olup, karşılıklı deliller ile nazariyatlarını/tezlerini ortaya dökerler. Tez ve Antitez’lerden ziyade bir Senteze ulaşmanın derdindeler. Burada hırs ve öfkeye yer yok, inceleme ve yardımlaşmaya yer vardır. Münazarada müşavere, olgunluk ve kemal vardır. Yitik bir malın bulunma çabası önceliklidir.Münazara bir tür tartışma sanatı ile ilim elde etme yöntemidir.
İmam Ebu Hanife ile oğlu Hammad arasında geçen şu hikâye aslında bize cedel ve münazaranın farkını daha iyi anlatıyor:
İmam-ı Azam oğlunu tartışma ortamlarına girmemesi konusunda uyarınca, oğlu “Babacığım bana yasakladığın şeyi senin yaptığını görüyorum” demiş. İmam “Evladım! Bizler münazarada biri ile konuşurken, arkadaşımızın ayağının hak yoldan kayması endişesiyle birbirimizin başı üstünde uçmasından korktuğumuz bir kuş varmış gibi davranırdık, ona göre hesaplı konuşurduk. Hâlbuki sizler konuşurken her biriniz arkadaşınızın ayağının kaymasını istiyorsunuz. Bu, arkadaşının kâfir olmasını istemek gibidir. Kim arkadaşının kâfir olmasını isterse, arkadaşı kâfir olmadan kendisi kâfir olur. Mantık ve benzeri ilimlerle meşgul olmaktaki ölçüde böyledir.”
Tartışma ahlakımızın ana ilkelerin de şunlar olmalıdır:

  1. Allah’ı anarak, O’nu gözeterek tartışılmalı. Ta-Ha 42
  2. Tartışılan konu hakkında bilgi sahibi olunmalı. İsra 36
  3. Mekân ve zamanı gözeterek konuşulmalı. En’am 74-79
  4. İddialar delillendirilmeli fakat karşı tarafın delili uygunsa hemen kabullenmeli ve tartışmaya son verilmeli. Enbiya 24
  5. Öfke kontrolünde bulunulmalı. Al-i İmran 134
  6. Alay, küçümseme ve benzeri kişisel zaaflardan uzak durulmalı. Nisa 140
  7. Hikmetle, güzel ve yumuşak söz ile tartışılmalı. Nahl 125
  8. Sözün hakkını vererek, gereksiz ve bıktırıcı laflardan uzak kalınmalı. En’am 111
  9. Karşı tarafın dinlenilmesi bilinmeli. Tevbe 6
  10. Tartışılan mevzu da anlaşılamıyorsa daha iyi araştırmak için tartışmaya son verilmeli. Araf 143
  11. Cedelci tiplerle tartışmaktan kaçınmalı. Zira onların amacı ihlâs değil, laf ebeliği yapmaktır. Hac 68-69
“Dediler ki: "Bizim ilahlarımız mı daha hayırlı, yoksa o mu(İsa mı)?" Onu yalnızca bir tartışma konusu olsun diye (örnek) verdiler. Hayır, onlar `tartışmacı ve düşman` bir kavimdir” Zuhruf 58
Maddeleri çoğaltmak mümkün olsa da bunların yeterli olduğunu zan ediyorum.

Unutmamak gerekir ki tartışmalarımız; kin, nefret, hased, çekememezlik, gurur, kibir vb kötü yollara bizi götürüyorsa bundan kaçınmalıyız. Fakat bizi arkadaşlıklara, dostluklara, hak ve hukuka riayete veya araştırma ve incelemeye sevk ediyorsa bu tür münazaralarımızı devam ettirmeliyiz.
Ne mutlu haddini/sınırını bilip ona göre davrananlara…

kendime bir hatırlatma...
 
Mukim Çevrimdışı

Mukim

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Sen resmen bir bidat uydurmuşsun "tartışma kuralları" diye ve onuda gelip burada dikte etmişsin. O ayetlerinin bir çoğunun alakası yok sıraladığın düsturlarla. Git araştır dikkatle bak alakası var mı. Ve ayrıca Selef ve Ulema birbirleri ile nasıl konuşurdu - tartışırdı ondan da bihabersin o kesin. Bu dediklerin sahih ise Cabir r.a. namaz ile alakalı bir konuda birisine ahmak derken günah işledi, haşa cedel-ahlak kurallarına uymadı ve tevazu göstermedi haşa. Bence ilmi gelişmemiş arkadaşlar konuşmasa daha iyi ederler.
 

Benzer konular

Üst Ana Sayfa Alt