Çözüldü "Çekirge Denizdeki Bir Balığın Hapşırığıdır" Hadisini Nasıl Anlamalıyız?

مراد Çevrimdışı

مراد

Üye
İslam-TR Üyesi
Selamun Aleykum.

"Resulullah (aleyhissalâtu vesselâm) çekirgelere beddua etti ve dedi ki:

"Allah'ım! Çekirgeleri helak et, büyüklerini öldür, küçüklerini helak et, nesillerini kes, ağızlarını geçimliğimiz ve rızkımızdan (uzak) tut. Sen duaları işitensin." (Orada bulunan) bir adam:

"Ey Allah'ın Resûlü! Çekirgelere nasıl böyle beddua ediyorsunuz, onlar ki Allah'ın ordularından bir ordudur." dedi. Aleyhissalâtu vesselâm da cevaben:

"Çekirge, denizdeki bir balığın hapşırığıdır." buyurdular." [Tirmizî, Et'ime 23, (1824); İbnu Mâce, Sayd 9, (3221).]
 
Abdulmuizz Fida Çevrimiçi

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Âleykum selam we rahmetullah;
حدثنا محمود بن غيلان حدثنا أبو النضر هاشم بن القاسم قال حدثنا زياد بن عبد الله بن علاثة عن موسى بن محمد بن إبراهيم التيمي عن أبيه عن جابر بن عبد الله وأنس بن مالك قالا كان رسول الله صلى الله عليه وسلم إذا دعا على الجراد قال اللهم أهلك الجراد اقتل كباره وأهلك صغاره وأفسد بيضه وأقطع دابره وخذ بأفواههم عن معاشنا وأرزاقنا إنك سميع الدعاء قال فقال رجل يا رسول الله كيف تدعو على جند من أجناد الله بقطع دابره قال فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم إنها نثرة حوت في البحر
قال أبو عيسى هذا حديث غريب لا نعرفه إلا من هذا الوجه وموسى بن محمد بن إبراهيم التيمي قد تكلم فيه وهو كثير الغرائب والمناكير وأبوه محمد بن إبراهيم ثقة وهو مدني
Câbir b. Abdullah ve Enes b. Mâlik (r.anhuma)’dan rivâyete göre, şöyle demişlerdir:
Rasûlullah (s.a.v.) çekirgelerin aleyhine dua ettiği zaman şöyle derdi: Allah’ım büyüklerini öldür küçüklerini helak et, yumurtalarını boz, kökünü kes, geçimliğimiz olan ürün ve rızıklardan onların ağzını uzak tut şubhesiz Sen duayı işitensin.
Bir adam; Ey Allah’ın Rasûlu! Allah’ın ordularından bir ordu olan çekirgeler ordusunun kökünün kesilmesine nasıl dua edersin? Deyince

Rasûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Çekirge balıkların denizde yaydığı bir yaratıktır.
(Tirmizî, Et'ime, Bab 23, Hadis no: 1823)
Tirmizî: Bu hadis garib olup sadece bu şekliyle bilmekteyiz. Hadisin râvîlerinden Musa b. Muhammed b. İbrahim et Teymî hakkında hadisçiler söz etmişlerdir. Çok garib ve munker = hoş karşılanmayan rivâyetleri olan bir kimsedir.
Babası Muhammed b. İbrahim güvenilir bir kimse olup Medîne'lidir.


Bu dua, çekirgelerin tarıma ve rızka verdiği zarardan korunmak için yapılmıştır. Burada zararlı hale gelen hayvanların (haşeratın) yok edilmesi için dua edilmesinin meşruiyeti sabit olmaktadır. Benzer şekilde, Nuh (a.s.) da tufandan önce kavmi hakkında şöyle dua etmiştir:
"Rabb'im! Yeryüzünde kâfirlerden hiç kimseyi bırakma!" (Nuh , 26)
Ayrıca Rasûlullah (s.a.v.), başka rivayetlerde de zararlı mahlûkatın yok edilmesi için dua etmiş ve Onlara karşı mucadele edilmesini meşru görmüştür. Misal;
Beş zararlı hayvan vardır ki, ihramlı iken de öldürülür: karga, çaylak, akrep, fare ve kuduz köpek.
(Buhârî, Hac, 72; Muslim, Hac, 67)
Zararlı hayvanları öldürmek caizdir, dua etmek de meşrudur. Bu hem duayla tedbir alma, hem de fiilî tedbir anlamında geçerlidir. Bu hadiste geçen dua, çekirgelerin birey olarak değil zararlı istilacı topluluk hâlindeki haline karşıdır.

Sahabî, çekirgelerin Kur’ân’da Allah’ın ordularından biri olarak zikredilmesini gerekçe göstererek Rasûlullah’ın bu duasına şaşırmıştır. Gerçekten de çekirgeler Kur’an’da şöyle geçer:
"Biz de Onlar (Firavun ve kavmi) üzerine tufan, çekirgeler, bitler, kurbağalar ve kan gönderdik. Bunlar apaçık mucizelerdi." (A'râf 133)
Bu ayette çekirgeler, Allah’ın azab araçlarından biri olarak gönderilmiştir. Yani “ordularından bir ordu” deyimi buradan kaynaklanmaktadır. Fakat Rasûlullah (s.a.v.), bu ifadeyle çekirgenin tabiatının vahiy ve hikmetle yönetildiğini, ancak faydasız ve zararlı hale geldiğinde Ondan Allah’a sığınmanın meşru olduğunu ifade etmek istemiştir.


"Çekirge, balığın denizde saçtığı bir yaratıktır"
Rasulullah'ın bu cevabı, çekirgenin yaratılışındaki ilginçliğe işaret etmektedir. Çekirge yaratılış itibariyle Allah’ın kudretinin bir eseridir, ancak zarar verdiğinde Onun ortadan kaldırılması da yine Allah’ın emriyle meşrudur. Allah’ın ordusu olması, Ona karşı önlem alınmayacağı anlamına gelmez.

Zararlı olan canlıların yok edilmesi için dua etmek hem sünnette hem Kur’an’da sabittir. “Allah’ın ordusu” olması, çekirgenin dokunulmaz olduğu anlamına gelmez. Her mahluk yaratılış gayesine uygun davranmalı, aksi hâlde onunla mucadele meşru olur. Bu hadis, duanın mahiyeti, zararın def’i, Allah’ın ordusu kavramı ve yaratılış hikmeti açısından zengin bir metindir.



حدّثنا هارُونُ بْنُ عَبْدِ اللهِ الْحَمَّالُ. حدّثنا هَاشِمُ بْنُ الْقَاسِمِ. حدّثنا زِيَادُ بْنُ عَبْدِ اللهِ ابْنِ عُلاَثَةَ عَنْ مُوسى بْنِ مُحَمَّدِ بْنِ إِبْرَاهِيمَ، عَنْ أَبِيهِ، عَنْ جَابِرٍ وَأَنَسِ بْنِ مَالِكٍ؛ أَنَّ النَّبِيَّ صلى الله عليه وسلم كَانَ، إِذَا دَعَا عَلَى الْجَرَادِ، قَالَ ((اللّهُمَّ أَهْلِكْ كِبَارَهُ. وَاقْتُلْ صِغَارَهُ. وَأَفْسِدْ بَيْضَهُ. وَاقْطَعْ دَابِرَهُ. وَخُذْ بِأَفْوَاهِهَا عَنْ مَعَايِشِنَا وَأَرْزَاقِنَا. إِنَّكَ سَمِيعُ الدُّعَاءِ )) فَقَالَ رَجُلٌ: يَا رَسُولَ اللهِ! كَيْفَ تَدْعُو عَلَى جُنْدٍ مِنْ أَجْنَادِ اللهِ بِقَطْعِ دَابِرِهِ؟ قَالَ (( إِنَّ الْجَرَادَ نَثْرَةُ الْحُوتِ فِي الْبَحْرِ)). قَالَ هَاشِمٌ: قَالَ زِيَادٌ: فَحَدَّثَنِي مَنْ رَأَى الْحُوتَ يَنْثُرُهُ. قَالَ الدميريّ: هو مما انفرد به المصنف، ولم يذكره صاحب الزوائد
Câbir ve Enes bin Mâlik (r.anh)'dan rivayet edildiğine göre;
Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) çekirge aleyhinde beddua ettiği zaman: Allah'ım! Çekirgenin büyüklerini helak et, küçüklerini öldür, yumurtalarını boz, sonunu kes ve ağızlarını maişetlerimizden ve rızıklarımızdan tutup bağla. Şubhesiz Sen duayı işiticisin, buyururdu.

Bir adam : Yâ Resûlallah! Allah'ın askerlerinden biri (olan çekirge) aleyhinde sonunun kesilmesi (yâni türünün yok edilmesi) için nasıl duâ edersin? diye (bunun hikmetini) sordu.
Rasûl-u Ekram (Sallallahu Aleyhi ve Sellem): Çekirge, balığın denizde saçtığı bir yaratıktır, buyurdu.

(Râvî) Hâşim demiş ki: (Râvî) Ziyâd dedi ki: Balığın çekirgeyi saçtığını gören bir adam bana durumu anlattı.
Not: Ed-Dumeyri demiş ki : Zevaid yazarı bu hadisi Zevaid hadisler arasında anmamış ise de bu hadis, yalnız İbn-i Maceh'in rivayet ettiği hadislerdendir.


Zevaid nevinden olan bu hadiste Rasul-u Ekram (s.a.v.) çekirge belasının def'i için duada bulunmuştur. Soru sahibine verdiği cevabla ilgili olarak Sindi: Yani çekirge aslında bir deniz hayvanıdır. Buyurulan duadan maksad çekirgenin karadan temizlenmesidir. Doğrusunu Allah daha iyi bilir, der.
Bu hadisin sırrını ancak ehli bilir. Ben ancak şunu ifade edebileyim. Çekirgenin tahribatına mustehak olan topluluklara ibret dersini vermek üzere Allah Teala bu askeri gönderir. Müslümanlar, bu cezanın kaldırılmasını Allah'tan dileyebilirler. Bu vesile ile tevbe ve istiğfar ederler. Anılan cezanın verilmesine sebeb olan hatalardan da rucû ederler. Rasul-u Ekram (s.a.v.), buyurduğu dua ile müslümanlara rehberlik ederek dua şeklini beyan buyurmuş olabilir.


حَدَّثَنَا نَصْرُ بْنُ عَلِيٍّ وَعَلِيُّ بْنُ عَبْدِ اللَّهِ قَالَا حَدَّثَنَا زَكَرِيَّا بْنُ يَحْيَى بْنِ عُمَارَةَ عَنْ أَبِي الْعَوَّامِ الْجَزَّارِ عَنْ أَبِي عُثْمَانَ النَّهْدِيِّ عَنْ سَلْمَانَ أَنَّ رَسُولَ اللَّهِ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ سُئِلَ فَقَالَ مِثْلَهُ فَقَالَ أَكْثَرُ جُنْدِ اللَّهِ قَالَ عَلِيٌّ اسْمُهُ فَائِدٌ يَعْنِي أَبَا الْعَوَّامِ
قَالَ أَبُو دَاوُد رَوَاهُ حَمَّادُ بْنُ سَلَمَةَ عَنْ أَبِي الْعَوَّامِ عَنْ أَبِي عُثْمَانَ عَنْ النَّبِيِّ صَلَّى اللَّهُ عَلَيْهِ وَسَلَّمَ لَمْ يَذْكُرْ سَلْمَانَ
Selmân (r.anh)'dan rivayet olunduğuna göre;
Rasûlullah (s.a.v.)'e (çekirgenin yenilip yenilmeyeceği) sorulmuş : "(Çekirge) Allah ordularının en çoğu(nu) oluşturmaktadır" demiş.
(Ebu Davud, Et'ime, Bab 23, Hadis no: 3814)
(Musannif Ebû Davud'un şeyhi)
Ali (b. Abdillah) dedi ki: Ebû Avvâm'ın (ismi) Fâid'dir.
Ebû Dâvûd dedi ki: Bu hadis'i (bir de) Hammâd b. Seleme, Ebû’l-Avvâm'dan, O Ebû Osman'an, O da Nebi (s.a.v.)'den rivayet etti. (Hammâd bu rivayetinde) Selmân'ı anmadı.


Cerâd: Çekirge cinsidir. Tekili cerâde gelir. Cerâde kelimesi hem erkek, hem de dişi çekirge için kullanılır.
Bu böcekler vardıkları yerde ekin ve ot adına ne varsa yiyip bitirdikleri ve orayı ekin ve ottan soyup çırılçıplak bıraktıkları için bu ismi aldıkları söylenmektedir.
Kur'an-ı Kerim'de, "
كَاَنَّهُمْ جَرَادٌ مُنْتَشِرٌۙ .... " "...Etrafa yayılan çekirgeler gibi" [Kamer 7] âyet-i kerimesinde onların bu özelliğine işaret buyurulmaktadır.

Çekirge Yemenin Hükmü
İmam Nevevî şöyle diyor:
"Müslümanlar çekirge yemenin helâl olduğunda ihtilâf etmişlerdir.
İmam Şafiî île İmam Ebû Hanîfe ve ulemanın büyük çoğunluğu, çekirge yemenin helâl olduğunu, bu hususta çekirgenin kesilerek başının koparılıp koparılmaması arasında bir fark olmadığı gibi kendi kendine ölmüş olması veya bir müslüman ya da bir mecûsi tarafından avlanmış olmasının önemli olmadığını söylemişlerdir. Kendi kendine veya bir sebebten dolayı ölmüş olması da bu hükmü değiştirmez.

İmam Mâlik'in meşhur olan kavline ve Ahmed b. Hanbel'den gelen bir kavle göre; bir tarafı koparılıp haşlanmış veya diri iken ateşe atılmak gibi bir sebeble ölen çekirgeyi yemek caizdir. Kendi kendine ölen bir çekirgeyi yemekse helâl değildir.

Hanefî ulemasından el-Aynî'nin açıklamasına göre; Mâlikî uleması çekirgenin helâl olabilmesi için kesilmiş olmasını şart koşmuşlardır.

Ayrıca çekirgenin nasıl kesileceği de Mâlikîler arasında ihtilaflıdır. Bazılarına göre Onun kesilmesi başının koparılmasından ibarettir. İbn Vehb, "Onun kesilmesi yakalanmasıdır" demiştir. İmam Mâlik'e göre ise yakalanıp başının koparılması ya da haşlanması veya kızartılması onun kesilmesi demektir. [Aynî, Umdetu'l-Kârî, C. XXI, Sf: 109]
Mâliki ulemasından İbnu'I-Arabî, Endülüs çekirgelerinin zararlı oldukları için yenilmelerinin câiz olmadığını söylemiştir.
Nebi'in, "Ben onu yemem" (Ebu Davud, Et'ime, Bab 23, Hadis no: 3813) buyurması şer'î bir sakınca olduğu için yemediğini ifade etmez. Çünkü eğer çekirge yemede şer'î bir sakınca bulunsaydı ummetini de bundan nehyetmesi gerekirdi.
Bu bakımdan Nebi'in çekirge etini yemekten çekinmesinin şer'î bir sakıncadan dolayı değil de şahsî yaratılışından ileri gelen çekirgeye karşı duyduğu isteksizlik ve tiksintiden doğduğunu kabul etmek gerekir.
Her ne kadar bu hadis bazen Selmân atlanarak mursel olarak rivayet edilmişse de tabiînin murselleri makbul olduğundan bunun önemi yoktur.
Nebi'in, "Çekirgeler Allah'ın ordularının sayıca en çok olanlarıdır" mealindeki sözüne gelince; gerçekten "Rabb'inin ordularını ancak kendi bilir." [Muddessir 31] âyet-i kerimesinde de açıklandığı gibi Allah'ın orduları sayılamayacak kadar çoktur. Gadab ettiği milletler üzerine bu ordularını göndererek Onlardan intikamını alır. Çekirgeler de Allah'ın ordularındandır. Allah gadab ettiği kavimler üzerine çekirgeleri göndermek suretiyle Onları açlık ve kıtlığa mahkum eder. Ancak sahih hadislerde açıklandığına göre Allah'ın yaratıkları arasında sayıca en çok olanı melekler olduğundan mevzumuzu teşkil eden hadis-i şerifte geçen "Çekirgeler Allah'ın sayıca en çok olan ordularıdır" sözünü, "Allah'ın ordularından olan çekirgeler yine Allah'ın ordularından olan kuşlardan daha çokturlar" şeklinde anlamak gerekir.


 
Üst