Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Çözüldü Cem-i Tehir ve Takdimin Şartları, Niyetin Vakti?

A Çevrimdışı

akilli55

Aktif Üye
İslam-TR Üyesi
Cem-i tehir = öğle ile ikindinin ikindi namazı vak*tinde, akşam ile yatsının da yatsı namazı vaktinde kılınmasıdır.
Şartları seferilik, hastalık vs gibi.

Cem-i tehir yaparken şartlarından birisi de Niyeti birleştirilecek ilk namazın vakti içerisinde yapmanın Şart olduğunu görüyoruz. Bu 4 mezhebe görede böyle hüküm veriliyor. İlgili konu ile ilgili hadisler zikredildikten sonra bakıyorum ki;

Niyeti ilk namazın vakitleri içerisinde yapmanın delili yazmamışlar. Burada cem-i tehir yaparken Niyeti ilk namazın vakitlerinde kılmanın Şart olmasının Delili nedir?
 
Abdulmuizz Fida Çevrimdışı

Abdulmuizz Fida

فَاسْتَقِمْ كَمَا أُمِرْتَ
Admin
Namazı Cem Ederken Niyetin Vakti :

Cem-i takdîm yapılacaksa, meselâ öğle ile ikindi, öğlenin vaktinde birlikte kılınacaksa, öğle namazına başlarken cem yapmaya niyet etmek gerekir. Kimilerine göre, birinci namazı bitirmedikçe de niyet edilebilir.

Cem-i tehîrde ise, birinci namazın vakti içerisinde cem yapmaya niyet etmek gerekir. Aksi takdirde, namazı vaktinden sonraya ertelemiş olur ki bu haramdır.

Bu konuyla (Cem-i tehir ve takdimde niyetin vakti) ilgili hadis yoktur. Bu kaideler alimlerin namazların vakit ve bütünlüğüyle ilgili "kıyas"larıdır.

Cem-i tehir edilecek namazın vakti çıkmadan niyet edilmemesi durumunda, namazın vaktinin (kaza) kaçırılması söz konusudur.
Cem-i takdim edilecek namazı, kendisinden önce normal vaktinde kılınacak namazla birlikte cem-i takdime niyet ederek, cem olunacak namazlara niyet (kalben) etmesi, cem-i takdim olacak olan namazın sıhhati için gerekli görülmüştür.




Cem-i Takdimin Altı Şartı Vardır:

1 - Namazları birleştirmeye niyet etmek:
Bu niyet birinci namaza başlarken yapılır. Azhar olan görüşe göre namaz arasında da niyet edilebilir. Hatta selâmla birlikte edilse de olur.

2 - Tertibe riayet etmek, yani önce birinci vaktin namazını kılmak:
Bu da önce birinci vaktin namazını, sonra ikinci vaktin namazını kılmakla olur. Çünkü vakit, birinci namaza aittir. İkinci namaz ise birinciye bağlı olarak kılınmaktadır. Metbu' durumundaki birinci namazı öne almak gerekir. Bir kimse iki namazı birleştirerek kıldıktan sonra, birinci namazın bir şartı yahut rüknü bulunmaması sebebiyle bozulduğu ortaya çıkarsa, ikinci namaz da bozulur. Çünkü birinci namazdan başlama şartı bulunmamıştır. Ancak ikinci namaz, sahih olan görüşe göre, nafile yerine geçer.

3 - İki namazı peşpeşe kılmak, aralarında uzun bir fasıla bulunmamak:
Çünkü birleştirme işi bu iki namazı tek namaz gibi yapmıştır. Namazın rekâtlarında olduğu gibi, peşpeşe kılınması, aralarının ayrılmaması vacibdir. Nitekim bir tek namazın rekâtları arasında fasıla vermek caiz değildir. Eğer bu iki namazın arasına uzun bir fasıla girerse, hatta bu fasıla yanılmak, bayılmak gibi bir özür sebebiyle de olsa cem batıl olur ve ikinci namazı asıl vaktine tehir etmek vacib olur. Çünkü cem'in şartı bulunmamıştır. Eğer iki namaz arası kısa bir fasıla ile ayrılırsa bu zarar vermez.
Meselâ, ezan, kamet, taharet gibi işlerle ayırmak gibi. Bunun dayandığı delil Buharî ile Muslim'de Usame'den rivayet edilen şu hadisi şeriftir:
"Peygamber (a.s.) Nemre'de iki namazı birleştirdiği zaman ikisi arasında kaamet getirmiştir."

İki namaz arasındaki fasılanın uzunluğu örf ile bilinir. Çünkü bu fasılanın ne lugatte, ne de şeriatte bir kaidesi vardır.
Sahih olan görüşe göre, teyemmumlü kişi de abdestli kişi gibi iki namazı birleştirebilir. Suyu aramak için araya kısa bir zamanın girmesi zarar vermez. Çünkü bu namazın yararınadır, namaz için kamet getirmeye benzer. Belki bunu yapmak daha da iyidir. Çünkü namaz için su şart, kamet değildir.
Bu üç şart, yani cem'e niyet etmek, tertibe riayet etmek ve peşpeşe kılmak sahih olan görüşe göre, cem-i tehirde vacib değildir.

4 - İkinci namaz için iftitah tekbiri alıncaya kadar seferîliğin devam etmesi şarttır.
İkinci namazı kılarken seferfliği kesilirse de zarar vermez. Fakat, ikinci namaza başlamadan önce seferîliği kesilirse, cem yapması sahih değildir. Çünkü sebeb ortadan kalkmıştır.

5 - İkinci namaza başlayıncaya kadar birinci namazın vaktinin kesin olarak devam etmesi, çıkmamış bulunması da şarttır.

6 - Birinci namazın sahih olduğuna inanmak:
Meselâ bir kimse ihtiyaç yokken cuma namazının bir kaç ayrı camide kılındığı bir yerde cuma namazı ile ikindi namazını birleştirecek olsa ve hangi mescitteki cuma namazının daha önce veya beraber kılındığı hususunda şubheye düşse, ikindi namazını Cumua namazı ile beraber cem-i takdim ile birleştirmesi sahih değildir.

Cem-i Tehirin Sadece İki Şartı Vardır:

1 - Birinci namazın vakti çıkmadan önce onu tehir ederek kılmaya niyet etmek:
Bir rekât miktarı da olsa, yani başladığı takdirde eda olabilecek bir zaman içinde bile niyetlense sahihtir. Eğer bu niyeti yapmadan birinci namazın vakti çıkarsa hem günahkâr olur, hem de bu namaz kazaya kalmış olur. Niyet etmenin şart olduğunun delili şudur:
Bir kimse namazı bazen birleştirme niyeti ile, bazen de başka sebeblerle meselâ, tenbellik göstererek tehir edebilir. Bu sebeble diğerlerinden ayrılacak bir niyyet yapmak gerekir. Yani meşru tehir ile meşru olmayanı birbirinden ayıracak bir niyet gereklidir.

2 - İkinci namazı tamamlayıncaya kadar seferîliğin devam etmesi şarttır:
Eğer namaz esnasında ikamete niyetlenmek suretiyle seferilik sona ererse birinci namaz, yani öğle veya akşam namazları kazaya kalmış olur. Çünkü birinci namazlar mazeretten dolayı eda etmede ikincilere bağlıdır. Oysa ikinci namaz tamamlanmadan bu özür ortadan kalkmıştır.

Cem-i tehirde tertib vacib değildir. Çünkü ikinci namazın vakti aynı zamanda birinci namazın da vaktidir. Dolayısıyla dilediğinden başlaması caizdir. İki namazın cem-i tehirde peşpeşe kılınması da yine vacib değildir. Birinci namazın ikinci namazla birlikte kılınması, hazırdaki namazla beraber kazaya kalan namazın kılınması gibidir. Aralarını ayırmak caizdir. İki namazın tertibli kılınması ve peş peşe kılınması ise sünnettir, şart değildir.

Sunnet Namazlara Gelince:
Bir kimse öğle ile ikindi namazını birleştirince, öğle namazından önceki sünneti daha önce kılar, tehir de edebilir. İster cem-i takdim yapsın, ister cem-i tehir yapsın hüküm değişmez. Eğer cem-i tehir yapmışsa iki namazın arasına almak da caizdir, bu cem-i tehir durumunda öğle yahut ikindiden hangisini önce kılarsa kılsın.
Bir kimse, akşam namazı ile yatsı namazını birleştirirse, bunların sünnetlerini sona bırakır. Eğer cem-i tehir yapmış ve akşamı önce kılmışsa akşamın sünnetini araya alabilir. Eğer cem-i tehir yapmış ve yatsıyı önce kıl-mışsa yatsı namazının sünnetini ortaya almak caizdir. Bundan başka şekiller yasaklanmıştır.

Hanbelî'lere göre: (Keşşâfu'l-Kınâ; II, 3-8; el-Mugnî, E, 273-281.)
Sekiz durumda namazları hem cem-i takdim, hem de cem-i tehir tarzında birleştirerek kılmak caizdir:

1 - Dört rekâtlı namazların kısaltılmasını mubah kılacak ölçüde uzun bir yolculuk yapmak.
Bununla beraber bu yolculuğun haram ve mekruh bir yolculuk olmaması ve en az iki günlük bir mesafe olması gerekir. Çünkü namazları birleştirmek, yolculukta sıkıntıyı gidermek için sabit olan bir ruhsattır. Namazları kısaltmak ve üç gün mestler üzerine mesh etmekte olduğu gibi, uzun yolculuklara tahsis edilmiştir.

2 - Namazları birleştirmeyi terkedince zorluk ve zafiyete düşecek derecede hasta olmak.
Çünkü " Peygamber (a.s.) korku durumu ile yağmur dışında da namazları birleştirerek kılmıştır"
Bir rivayette: "Korku ve yolculuk dışında."
(Bu iki hadisi Muslim Ibnî Abbas'tan rivayet etmiştir) denilmektedir.

Yolculuk, korku durumları ile hastalıktan başkası özür değildir. İmam Ahmed, özür olma konusunda hastalık durumunun yolculuktan daha kuvvetli olduğunu delil olarak ileri sürmüştür.
Seferîde olduğu gibi, hasta olan kişi namazları birleştirirken öne almakta yahut tehir etmekte serbesttir. Her iki durum da hasta bakımından eşit olursa, tehir ederek birleştirmek daha iyidir.

3 - Çocuk emzirmek:
Çocuk emziren anne için namazları birleştirerek kılmak caizdir. Çünkü çocuk emzirme müddetinde her namaz için pislikleri temizleme durumu zorluk meydana getirmektedir. Çocuk emziren kadın aynen hasta gibidir.

4 - Her namaz için su ile yahut teyemmum yaparak temizlenmekten âciz olmak:
Her iki şekilde temizlenmekten âciz olan kimseler için namazları birleştirerek kılmak, zorluğu gidermek için caizdir. Çünkü bu kişi yolcu ile hasta gibidir.

5 - Vakti bilmekten âciz olmak:
Kör insanlarda olduğu gibi, vakti bilmekten âciz olan kimseler için namazları birleştirmek caizdir.

6 - İstihaze (özür kanı) ve benzeri durumlar:
Özür kara gelen kadınlann, idrar ve mezisini tutamayan yahut daimî burun kanaması ve benzeri durumlarla karşılaşan kimselerin de namazlarını birleştirerek kılmaları caizdir. Çünkü daha önce de geçmiş bulunan Hamne hadisinde, Hamne Peygamber (a.s.)'e istihaze kanı konusunda soru sormuş, Peygamber (a.s.) de ona şöyle cevab vermişti:
"Eğer öğle namazını tehir edip ikindiyi öne almakla kendinde bir güç bulur da yıkanırsan ve böylece iki namazı birleştirebilirsen yap."
(Ahmed, Ebu Dâvud ve Tirmizî rivayet etmiş olup, Tirmizî sahih demiştir)

Sidiğini tutamama ve benzeri durumlarla karşılaşmak da bunun manasına dahildir.

7-8- Özürlü olmak yahut meşgul olmak:
Meşgul olan yahut cuma ve cemaati terketmeyi mubah kılacak bir özrü bulunan kimselerin namazlarını birleştirerek kılmaları caizdir. Canına kasdedilmesinden yahut ırzına yahut malına bir zarar gelmesinden korkmak yahut namazlan birleştirmeyi terkettiği takdirde geçimi için muhtaç olduğu bir şeyi kaybederek zarara uğramak gibi. Bu hüküm, işçilerin ve ziraatle uğraşanların sulama vakitlerinde nöbetleşe çalışmalarında sığınacakları bir açık kapıdır.

Malikî mezhebinde olduğu gibi, yağmurlu zamanlarda akşam namazı ile yatsı namazlarını birleştirerek kılmak caizdir.
Çünkü Ebu Seleme b. Abdurrahman şöyle demiştir: "Yağmurlu gün olunca, akşam ile yatsı namazlarını birleştirmek sünnettir," (Esrem rivayet etmiştir.)
Mutlak manada sünnet Peygamber (a.s.)'in sünnetine hamledilir.
Yağmurlu günlerde öğle ile ikindi namazlarını birleştirmek caiz değildir. Yukarda geçtiği gibi Ebu Seleme, bu sünnet sadece akşam namazı ile yatsı namazları için söz konusudur, demiştir. Yağmurlu günde birinci namazın vaktinde birleştirilir. Çünkü selef böyle yapmıştır. Ayrıca birinci namazı ikinci namazın vaktine tehir etmek zorluklara ve karanlıkta dışarı çıkmaya yahut yatsı namazı girinceye kadar mescidde uzun süre bekleme zorluğuna sebeptir. Fakat, eğer cemaat bu namazları cem-i tehir ile birleştirmeyi, yani akşam namazını yatsı vaktine tehir ederek birleştirmeyi tercih ederse bu da caizdir. Namazları birleştirmeyi mubah kılan yağmur hâli elbiseyi ıslatacak ve bu durumda mescide çıkmakla kişiye zorluk verecek kadar çok olmalıdır.
Kar yağması ve şiddetli soğuk da bu konularda aynen yağmur gibidir. Hafif yağmur, eğer elbiseyi iyice ıslatmıyorsa namazları birleştirmeyi mubah kılmaz. Esah olan görüşe göre, cıvık çamur tek başına cem için özürdür. Çünkü bu tür çamurun bulunduğu zamanlarda hem ayakkabılara hem de elbiseye bulaşarak zorluk meydana gelmesi söz konusudur.
Çünkü cıvık çamur yağmurda olduğu gibi hem elbiseyi hem de ayakkabıyı kirletir, insanın kaymasına sebep olur, dolayısıyla hem kendisi, hem de elbisesi bundan zarar görür, pislenir. Bunun verdiği eziyet yağmurun verdiği eziyetten daha büyüktür.

Karanlık ve soğuk gecelerde şiddetli rüzgâr durumu, esah olan görüşe göre namazları birleştirerek kılmayı mubah kılar. Çünkü bu durum cuma namazı ile cemaate gitmemek için özür kabul edilmiştir. Nâfi'in de İbni Ömer'den rivayet ettiğine göre:
"Rasulullah (a.s.) yağmurlu yahut rüzgârlı soğuk gecelerde dellâlına şöyle seslendirirdi: Namazlarınızı evlerinizde kılın."

(İbni Mace rivayet etmiştir)

Yukarıda sayılan bütün özürler, namazların cem-i takdim yahut cem-i tehir ile birleştirilerek kılınmasını, evinde kılanlar için yahut mescidde kılanlar için (mescidin çatısı bulunsa da), mescid ve mescide bir kaç adımlık yakın yerlerde kalanlar için, çok az bir zorluk dahi olsa namazları birleştirmeyi mubah kılarlar. Mescide yakın yerde oturanlar, mescid ile oturduğu yer arasında sadece bir kaç adımlık mesafe bulunan kimselerdir.

Kişi için, cem-i takdim yahut cem-i tehirden hangisi durumuna uygun ise, bunu yapmak daha uygun olur. Çünkü daha önce geçen Muaz hadisi, takdim ile tehir arasında serbestliğin ihtiyaca göre olduğu hususunu içerir. (Bu hadisi Ahmed, Ebu Dâvud ve Tirmizî rivayet etmişlerdir. Şafiî ile Ahmed bu hadisin bir benzerini İbni Abbas'tan rivayet etmişlerdir. Neylu'l-Evtâr, III, 213)

İmam Malik Muaz b. Cebel'den şu hadisi rivayet etmektedir:
"Peygamber (a.s.) bir gün Tebûk gazasında namazını tehir etmiş, sonra çıkıp öğle ile ikindi namazlarını birleştirerek kıldırmıştı. Sonra çadırına girdi, sonra çıkıp akşam ile yatsı namazlarını yine birleştirerek kıldırdı."

(İbni Abdulber bu isnadı sabit bir hadistir, demiştir.)

Eğer iki namazı tehir yahut takdim etmek, kişi yanında eşit ise, tehir ederek birleştirmek daha faziletlidir. Çünkü böyle yapmak ihtiyata daha uygundur. Aynı zamanda böyle yapılınca ihtilâftan çıkılmış ve bütün hadisler ile de amel edilmiş olur.

Hac esnasında namazların birleştirilmesi, Arafat'ta öğle ile ikindi namazını öğle vaktinde cem-i takdim olarak, akşam ile yatsı namazlarını ise, yatsı vaktinde Muzdelife'de cem-i tehir olarak olur. Çünkü bu namazları Peygamber (a.s.) bu şekilde kıldırmışür. Çünkü Arefe günü Arafat'ta kişi, duayla akşam vaktinde de Muzdelife'ye gitmekle meşguldür.

Hanbelî mezhebine göre, namazları cem-i takdim ve cem-i tehir tarzında birleştirerek kılmanın şartı, namazlar arasında terbite riayet etmektir. Birinci namaz ikinci namazdan önce kılınmakdır. Mezhebte sahih olan görüşe göre unutulmak tertip suretiyle düşmez burada.

Hanbelî mezhebine göre, yine cem-i takdimin dört şartı daha vardır.

1 - .... maktadır.

2 - İki namazı peşeşe kılmak:
Birleştirilen iki namaz arasında, kamet getirecek ve çabukça abdest alınacak kadar bir zaman aralığı bulunabilir. Çünkü namazları birleştirmenin manası, arka arkaya, birbirine yakın aralıkla kılmaktır. Bu durum, uzun zaman aralığı olunca ihlâl edilmiş olur. Fakat az bir zaman aralığı affedilir. Zaten kamet ve abdest de namaza ait hususlardandır.

3 - Namazları birleştirmeyi mubah kılan yolculuk, hastalık ve benzeri durumların, birleştirilen namazların iftitah tekbiri alınırken , bir de birinci namazın selâmı verilirken var olması gerekir.
Çünkü birinci namazın iftitahı niyet ve niyetin tamamlanması yeridir, ikinci namazın iftitahı ise birleştirme yeridir. Hatta birinci namazı kılarken yağmur kesilse ve yağmur kesildikten sonra cıvık çamur bulunmasa, ikinci namaza başlanılmamışsa, cem işi batıl olur.

4 - İkinci namaz bitirilinceye kadar, hastalık ve sefer özürlerinin devam etmiş olması da şarttır.
İkinci namaz bitmeden sefer kesilirse, cem işi batıl olur. Yağmur, kar, şiddetli soğuk gibi özürler sebebiyle namazların cem edilmesi durumunda, eğer çamur meydana gelmişse ikinci namaz bitirilinceye kadar bu özürlerin devam etmiş olması şart değildir.

Hanbelî Mezhebine göre, cem-i tehirin iki şartı vardır:

1 - Vakit dar değilse, birinci namazın vaktinde cem etmeye niyet etmek:
Eğer birinci namazın vakti, namaz kılınamayacak kadar dar ise cem etmek sahih değildir. Çünkü bu namazı kılınamıyacak kadar dar bir vakte tehir etmek haram olup bunu yapan kişi günahkâr olur.

2 - İkinci namazın vakti girinceye kadar özrün devam etmesi.
Zira cem etmeyi caiz kılan özürdür. Özür devam etmezse cemin caiz olmaması gerekir. Çünkü gerekçe ortadan kalkmıştır.
Meselâ hasta insanın iyileşmesi yahut yolcu kişinin memleketine geri dönmesi, yağmurun kesilmesi gibi. Fakat ikinci namazın vakti girdikten sonra özrün kesilmesinin her hangi bir tesiri yoktur. Çünkü bu iki namaz kişinin zimmetinde vacib olmuşlardır. Bu namazları mutlaka birleştirerek kılmak gerekir.

İki çeşit cem yapılırken, daha önce de belirttiğimiz gibi tertibe riayet etmek şarttır. Ancak cem-i tehirde peşpeşe yapmak şartı yoktur. Cem-i tehirde iki namaz arasında nafile namaz kılmakta bir beis yoktur. Bunun gibi ikinci namazda cem etmeye niyet etmek de şart değildir. Çünkü ikinci namaz zaten vaktinde kılınmaktadır. Bu namaz her halûkârda edadır.
Cem'in her iki şeklinde imam ile cemaatin aynı kimseler olması şart değildir. Meselâ, birleştirilen iki namazda iki ayrı imam olsa yahut iki namazı birleştirmeyenlere imamlık yapmaya niyetlense, bu durumdaki cem sahihtir. Çünkü her namaz kendi başına bir hüküm taşımakta, niyet olarak diğerinden ayrılmaktadır. Cem ettikten sonra her hangi bir rüknünü unutarak terketmek yahut benzer bir sebeple birincisinin batıl olduğu ortaya çıkarsa, hem birinci namaz hem de ikinci namazı batıl olur.

Namazların birleştirilmesinde sünnetler:

Bir kimse, birinci namazın vaktinde iki namazı birleştirirse bu namazlardan ikincisinin sünnetlerini bu namazlardan ikincisinin sünnetini vakti girmeden önce kılabilir, vitir de yapabilir.
Çünkü ikinci namazın sünneti ikinci namaza bağlıdır, kılınması ve vakti bakımından da ona bağlıdır. Vitir namazının vakti ise, yatsı namazı ile sabah namazı arasıdır. Bu kişi ise yatsı namazını kılmıştır, o hâlde vitir namazının vakti de girmiş demektir.

312320_2.jpg

Prof. Dr. Vehbe Zuhayli : Risale yay., İslam Fıkhı Ans., C:2; S: 413- 451





İlgili Konu:

Seferilik , Namazların Kısaltılması ve Cem edilmesi

https://www.islam-tr.org/konu/seferilik-namazlarin-kisaltilmasi-ve-cem-edilmesi.10863/
 
Üst Ana Sayfa Alt