Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Cevzet Soysal'ın Faili Paralel Örgüt

H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
Cevzet Soysal'ın Faili Paralel Örgüt
GÜNCEL / BATMAN - 15.01.2015 08:50
1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha dönemeyen 6 çocuk babası Cezvet Soysal'ın izi, Sabri Uzun'un kitabındaki bir polis memurunun itirafında çıktı. Soysal o dönemde Batman'da görev yapan ve 17 Aralık sonrası görevden alınan C.C. ve A.A. tarafından kurulan Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi'nce infaz edilmiş.
Batman TPOA'da çalışan Cevzet Soysal (44) 1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha geri dönemedi. Geride yaşları 1,5 ile 17 arasında değişen 6 çocuk kaldı. O gün 15 yaşında Mücahit Soysal'ın babasını bulmak için çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un yeni çıkan İN isimli kitabında itirafları yayınlanan bir polis memuru, kayıp Cevzet Soysal'ın akıbeti ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

BOYNU KIRILARAK ÖLDÜRÜLDÜ

Dönemin Batman Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru, 17 Aralık sonrası görevden alınan paralel yapı mensubu iki polis müdürünün emriyle Cevzet Soysal'ı sabah işe gitmek için evinden çıktığı sırada kendilerine JİTEM süsü vererek kaçırdıklarını anlattı. İtirafçı polis memuru, Cevzet Soysal'ın daha sonra Batman'ın Beşiri ilçesi yakınlarında B. isimli Polis memurunca boynu kırılarak öldürüldüğünü ve Beşiri kırsalına gömüldüğünü itiraf etti.

KENDİSİNİ TANIYORUM

Sabri Uzun'un kitabındaki bilgilere göre bir polis memuru, Paşa Kapısı Cezaevi'nde yatarken paralel yapı tarafından kumpas kurulan ve aynı cezaevinde yatan Emniyet Müdürleri Emin Arslan ve Mustafa Aral'a paralel yapıyla ilgili itiraflarda bulundu. Uzun'un “Kendisini tanıyorum, yazdıklarının doğru olduğuna inanıyorum, yüzde 10'u yalan olabilir' dediği itiraflarda 1999 yılında Batman'da Cevzet Soysal'ın, Sofi Sıddık Öz'ün, Kazım Uysal'ın JİTEM süsü verilerek kaçırıldığı dile getiriliyor.

ÜÇÜMÜZ DE CEMAATÇIYDIK

Kitapta “1-Hizbullah mensubu Cezvet Soysal'ın kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalına gömülmesi” başlığı altında şunlar anlatılıyor: CC ve A.A, Hizbullah'a karşı istihbarattan ve TEM sorgudan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi' koydular. Bu ekipte İstihbarattan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro amiri vardı. O da Fethullahçıydı. TEM sorgudan da Muammer komiser B., C., ve İ., isimli polisler vardı.”

JİTEM SÜSÜ VERİLDİ

“Cevzet Soysal'ı 1999 yılında Pınarbaşı Mahallesi'ndeki evinin önünden çalıştığı TPOA'ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi Jitem görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi C. müdür istiyordu, yasadışı işlerde hep kendimizi Jitemci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser'in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi'nde Polis Cem'in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son C ve A isimli müdürlerin talimatıyla B., tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”

AYNI EKİP ONU DA KAÇIRDI

Aynı polis memurunun Cevzet Soysal'ı öldüren ekibin kaçırdığı ve 30 gün boyunca illegal olarak işkenceyle sorguladığı isimler arasında saydığı Kazım Uysal da Yeni Şafak'a konuştu. Olayı doğrulayan Uysal, “1999 yılı, Haziran ayında Batman Devlet Hastanesi'ne gittim. Hastane çıkışı, yolun karşısında sivil bir araçla polisler önümü kesti ve ifade vermem gerektiğini söyleyerek zorla arabaya bindirdiler. Emniyete doğru ilerlerken farklı bir yöne saptılar. Ellerimi arkadan kelepçeleyip, yüzüme kar maskesi taktılar. Arabada üzerimi kartonla örtüp ayaklarını üzerime uzattılar” dedi.

24 GÜN İŞKENCE ETTİLER

O günden sonra kendisine 24 gün boyunca bir inşaatın zemin katında işkence yaptıklarını anlatan Uysal, “Daha sonra beni bir tarlaya bıraktılar. Orada başka polisler gelip resmi olarak gözaltı işlemi yaptı. 6 sene hapis yattım. O binanın bugünkü Batman Emniyet Müdürlüğü binasının o zamanki inşaatı olduğunu, resmi gözaltı günlerinde kulağıma gelen ezan sesi sayesinde anladım. Beni kaçıranlar Jitem süsü vermek için komutanım, binbaşım diye birbirlerine hitap ediyorlardı. 24 gün boyunca gözüm bağlıydı ve kendimi, Batman ile Diyarbakır arası bir yerde sanıyordum” şeklinde konuştu.

ÜÇ POLİSİ DE TANIRIM

“Ancak işkence yaptıklarını bazı kişilerden de saklıyorlardı” diyen Uysal, “Çünkü birileri gelince beni kuytu bir köşeye götürüyorlardı. 24 gün boyunca gözüm kapalıydı seslerini duydum, konuştuk. O dönem görev yapan polisleri gösterseler beni kaçıran 3 polisi de tanırım. Ben hapisteyken eşim, 7 çocuğumuza su satarak, ayakkabı boyayarak baktı” dedi. Uysal'ın kayıp olduğu günlerde Mazlumder yoğun bir kampanya yaparak ortaya çıkarılmasını sağlamıştı.

4287.jpg


Tehdit edildim

Kitapta yer alan bilgiler üzerine ulaştığımız Cevzet Soysal'ın oğlu Mücahit Soysal, babasıyla ilgili ilk somut bilgiyi 16 yıl sonra Yeni Şafak'tan öğrendi. 16 yıldır babasıyla ilgili en küçük bir bilgiye dahi ulaşamadıklarını belirten Soysal, babasından haber almak için emniyete gittiğinde tehdit edildiğini kaydetti. Soysal, şunları anlattı; “Babam 9 Kasım 1998 günü evimizin önünden bir Toros arabaya bindirilerek kaçırıldı. Bir daha haber alamadık. Bundan 5 yıl önce Batman Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şubesi'ne gittim. Kapıdan içeri dahi alınmadım. Bir gün arka kapıdan girerek müracaat kısmına ulaştım. Babamın 11 yıldır kayıp olduğunu ve bir haber olup olmadığını sordum. Ancak, ‘Bu olayın üzerine çok gitme, sonun baban gibi olmasın' diyerek tehdit edildim. Bana bir daha gelmememi, başımın belaya gireceğini söylediler.” diye konuştu. Cevzet Soysal'ın oğlu Mücahit Soysal, babası kaybolduğunda 1,5 yaşında olan kardeşinin bugün 17-18 yaşlarına geldiğini gözü yaşlı anlattı.

Evet doğru

Sabri Uzun'un kitabında ifadeleri yer alan polis memuruna Yeni Şafak ulaştı. Cevzet Soysal'ı kaçıran, Kazım Uysal'ı bir ay boyunca gözleri kapalı ve bilinmeyen bir yerde sorgulayan polis memurunun verdiği bilgilerle Kazım Uysal'ın aktardığı bilgilerin benzerlik göstermesi dikkat çekti. Kazım Uysal'ın Batman Emniyet Müdürlüğü'nün yeni binasının inşaatında sorgulandığını doğrulayan polis memuru Cevzet Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili olarak “Emniyet içerisindeki paralel yapılanma kendilerini başarılı göstermek için maalesef o hukuksuzluğu yaptılar. Yıl 2015 olmuş. Bu gerçekler 17 - 25 Aralık süreçlerinden sonra sayın Cumhurbaşkanımız söyledikten sonra anlaşıldı.” dedi.
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
cevzet-soysal_1421304575.jpg

Cevzet Soysal'ın Faili Paralel Örgüt
GÜNCEL / BATMAN - 15.01.2015 08:50
1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha dönemeyen 6 çocuk babası Cezvet Soysal'ın izi, Sabri Uzun'un kitabındaki bir polis memurunun itirafında çıktı. Soysal o dönemde Batman'da görev yapan ve 17 Aralık sonrası görevden alınan C.C. ve A.A. tarafından kurulan Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi'nce infaz edilmiş.
Batman TPOA'da çalışan Cevzet Soysal (44) 1998 yılında işe gitmek için çıktığı evine bir daha geri dönemedi. Geride yaşları 1,5 ile 17 arasında değişen 6 çocuk kaldı. O gün 15 yaşında Mücahit Soysal'ın babasını bulmak için çaldığı tüm kapılar yüzüne kapandı. Emniyet İstihbarat Daire Başkanı Sabri Uzun'un yeni çıkan İN isimli kitabında itirafları yayınlanan bir polis memuru, kayıp Cevzet Soysal'ın akıbeti ile ilgili çarpıcı bilgiler verdi.

BOYNU KIRILARAK ÖLDÜRÜLDÜ

Dönemin Batman Emniyet Müdürlüğü'nde görev yapan polis memuru, 17 Aralık sonrası görevden alınan paralel yapı mensubu iki polis müdürünün emriyle Cevzet Soysal'ı sabah işe gitmek için evinden çıktığı sırada kendilerine JİTEM süsü vererek kaçırdıklarını anlattı. İtirafçı polis memuru, Cevzet Soysal'ın daha sonra Batman'ın Beşiri ilçesi yakınlarında B. isimli Polis memurunca boynu kırılarak öldürüldüğünü ve Beşiri kırsalına gömüldüğünü itiraf etti.

KENDİSİNİ TANIYORUM

Sabri Uzun'un kitabındaki bilgilere göre bir polis memuru, Paşa Kapısı Cezaevi'nde yatarken paralel yapı tarafından kumpas kurulan ve aynı cezaevinde yatan Emniyet Müdürleri Emin Arslan ve Mustafa Aral'a paralel yapıyla ilgili itiraflarda bulundu. Uzun'un “Kendisini tanıyorum, yazdıklarının doğru olduğuna inanıyorum, yüzde 10'u yalan olabilir' dediği itiraflarda 1999 yılında Batman'da Cevzet Soysal'ın, Sofi Sıddık Öz'ün, Kazım Uysal'ın JİTEM süsü verilerek kaçırıldığı dile getiriliyor.

ÜÇÜMÜZ DE CEMAATÇIYDIK

Kitapta “1-Hizbullah mensubu Cezvet Soysal'ın kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalına gömülmesi” başlığı altında şunlar anlatılıyor: CC ve A.A, Hizbullah'a karşı istihbarattan ve TEM sorgudan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi' koydular. Bu ekipte İstihbarattan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro amiri vardı. O da Fethullahçıydı. TEM sorgudan da Muammer komiser B., C., ve İ., isimli polisler vardı.”

JİTEM SÜSÜ VERİLDİ

“Cevzet Soysal'ı 1999 yılında Pınarbaşı Mahallesi'ndeki evinin önünden çalıştığı TPOA'ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi Jitem görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi C. müdür istiyordu, yasadışı işlerde hep kendimizi Jitemci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser'in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi'nde Polis Cem'in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son C ve A isimli müdürlerin talimatıyla B., tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”

AYNI EKİP ONU DA KAÇIRDI

Aynı polis memurunun Cevzet Soysal'ı öldüren ekibin kaçırdığı ve 30 gün boyunca illegal olarak işkenceyle sorguladığı isimler arasında saydığı Kazım Uysal da Yeni Şafak'a konuştu. Olayı doğrulayan Uysal, “1999 yılı, Haziran ayında Batman Devlet Hastanesi'ne gittim. Hastane çıkışı, yolun karşısında sivil bir araçla polisler önümü kesti ve ifade vermem gerektiğini söyleyerek zorla arabaya bindirdiler. Emniyete doğru ilerlerken farklı bir yöne saptılar. Ellerimi arkadan kelepçeleyip, yüzüme kar maskesi taktılar. Arabada üzerimi kartonla örtüp ayaklarını üzerime uzattılar” dedi.

24 GÜN İŞKENCE ETTİLER

O günden sonra kendisine 24 gün boyunca bir inşaatın zemin katında işkence yaptıklarını anlatan Uysal, “Daha sonra beni bir tarlaya bıraktılar. Orada başka polisler gelip resmi olarak gözaltı işlemi yaptı. 6 sene hapis yattım. O binanın bugünkü Batman Emniyet Müdürlüğü binasının o zamanki inşaatı olduğunu, resmi gözaltı günlerinde kulağıma gelen ezan sesi sayesinde anladım. Beni kaçıranlar Jitem süsü vermek için komutanım, binbaşım diye birbirlerine hitap ediyorlardı. 24 gün boyunca gözüm bağlıydı ve kendimi, Batman ile Diyarbakır arası bir yerde sanıyordum” şeklinde konuştu.

ÜÇ POLİSİ DE TANIRIM

“Ancak işkence yaptıklarını bazı kişilerden de saklıyorlardı” diyen Uysal, “Çünkü birileri gelince beni kuytu bir köşeye götürüyorlardı. 24 gün boyunca gözüm kapalıydı seslerini duydum, konuştuk. O dönem görev yapan polisleri gösterseler beni kaçıran 3 polisi de tanırım. Ben hapisteyken eşim, 7 çocuğumuza su satarak, ayakkabı boyayarak baktı” dedi. Uysal'ın kayıp olduğu günlerde Mazlumder yoğun bir kampanya yaparak ortaya çıkarılmasını sağlamıştı.

4287.jpg


Tehdit edildim

Kitapta yer alan bilgiler üzerine ulaştığımız Cevzet Soysal'ın oğlu Mücahit Soysal, babasıyla ilgili ilk somut bilgiyi 16 yıl sonra Yeni Şafak'tan öğrendi. 16 yıldır babasıyla ilgili en küçük bir bilgiye dahi ulaşamadıklarını belirten Soysal, babasından haber almak için emniyete gittiğinde tehdit edildiğini kaydetti. Soysal, şunları anlattı; “Babam 9 Kasım 1998 günü evimizin önünden bir Toros arabaya bindirilerek kaçırıldı. Bir daha haber alamadık. Bundan 5 yıl önce Batman Emniyet Müdürlüğü, Terörle Mücadele Şubesi'ne gittim. Kapıdan içeri dahi alınmadım. Bir gün arka kapıdan girerek müracaat kısmına ulaştım. Babamın 11 yıldır kayıp olduğunu ve bir haber olup olmadığını sordum. Ancak, ‘Bu olayın üzerine çok gitme, sonun baban gibi olmasın' diyerek tehdit edildim. Bana bir daha gelmememi, başımın belaya gireceğini söylediler.” diye konuştu. Cevzet Soysal'ın oğlu Mücahit Soysal, babası kaybolduğunda 1,5 yaşında olan kardeşinin bugün 17-18 yaşlarına geldiğini gözü yaşlı anlattı.

Evet doğru

Sabri Uzun'un kitabında ifadeleri yer alan polis memuruna Yeni Şafak ulaştı. Cevzet Soysal'ı kaçıran, Kazım Uysal'ı bir ay boyunca gözleri kapalı ve bilinmeyen bir yerde sorgulayan polis memurunun verdiği bilgilerle Kazım Uysal'ın aktardığı bilgilerin benzerlik göstermesi dikkat çekti. Kazım Uysal'ın Batman Emniyet Müdürlüğü'nün yeni binasının inşaatında sorgulandığını doğrulayan polis memuru Cevzet Soysal'ın öldürülmesiyle ilgili olarak “Emniyet içerisindeki paralel yapılanma kendilerini başarılı göstermek için maalesef o hukuksuzluğu yaptılar. Yıl 2015 olmuş. Bu gerçekler 17 - 25 Aralık süreçlerinden sonra sayın Cumhurbaşkanımız söyledikten sonra anlaşıldı.” dedi.
Allah svt böyle vicdansız köpeklerin eline düşürmesin Ümmeti Muhammed'i sav.
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
15562_fransa-krikatur-silahli-saldiri-fethulvahset-m.jpg


Paralel Vahşet'in Hizbullahi Katliamı


Bunların hizmetten anladığı insanları boyunlarını kırarak infaz etmekmiş meğer...

17 Ocak 2000 Tarihinde derin güçlerin öncülüğünde yapılan bir operasyon sonucu, Hizbullah Cemaati Rehberi Hüseyin Velioğlu vahşice infaz edilmişti. Düşenin dostu olmaz misali, her taraftan, her kesimden ahlaksızca, hayâsızca ve insafsızca saldırılar başlamıştı.

Öyle ki; Söylenen sözler, atılan iftiralar ve sahneye konulan animasyonlar, üst üste yapılan operasyonlar ve akla hayale gelmeyen işkenceler bile atılan iftiralar kadar incitmiyordu Hizbullahilerin yaralı yüreklerini.

İftira kervanına katılanların başında ise bir grup İslami kesim de vardı. Bu kesimlerin en radikali ise Zaman Gazetesi yani Fethullah Gülen Cemaati geliyordu.

Fethullahçı Zaman Gazetesi, o dönemin en ağır manşetini atarak, Hizbullah Cemaati'ni utanmadan sıkılmadan 'Hizbulvahşet' diye nitelendiriyordu.

'Hizbulvahşet' Diyene 'Fethulvahşet' Demek Günah mı?
Dönem öylesine ağır bir dönemdi ki, Hizbullahiler kendilerini savunacak durumda bile değillerdi. Her gün onlarcası gözaltına alınıp tutuklanıyordu. Ülkenin her tarafından operasyon ve şehadet haberleri geliyordu.

O dönemde de yine bu günün paralelcileri vardı Filistin Askı'larının başında. Karanlıkta vahşice işkence ediyorlar, Namaz molası verip yine işkenceye başlıyorlardı. Basın yayın organlarıyla da karalayıp duruyorlardı.

Onları gören, kravatlı Şimr ibni Zil cevşen, Ömer bin Sa'd ya da Sinan bin Enes sanırdı.

Pensilvanya'daki ihanet çadırı daha yeni kurulmuştu. ABD'ye yaranmak için Hizbullahilere her türlü iftira ve yalan atılmaya başlanmıştı…

Hatta olaylar durulduktan sonra da her fırsatta Hizbullah Cemaati'ne bu hayâsızca iftirayı atıp durdular. Örneğin 21 Temmuz 2008'de Zaman Gazetesi'nde yayınlanan haberin başlığı, "Hizbulvahşetin Büyük Hamisi Ergenekon Çıktı" şeklinde idi.

Bütün imkanlarıyla tüm Müslüman Cemaatlere saldıran bu faşist grup, yaptığı dizileri, çevirdiği film ve oluşturduğu karanlık kurullarıyla Hizbullah Müslümanları hep hedefe koyuyordu.

İşleyiş artık rutine binmişti. Önce uzaklardan biri burnunu çeke çeke Müslüman Camialardan birini hedef gösteriyordu. Pusuda yatan senaristler kaleme alıyor karanlık kurul oynuyor, STV yayınlıyor Zaman ise haber yapıyordu.

Dizi biter bitmez de Paralel İhanet Çetesi'nin (P.İ.Ç) polisleri kapıya dayanıyordu.

Bu işletim sistemi en fazla Hizbullahileri mağdur etti. Bu sistem uyarınca gerçekleştirilen operasyonlar sonucu, İstanbul, Konya, Elazığ, Adıyaman ve daha birçok yerde gerçekleştirilen operasyonlar sonucu onlarca Müslüman yüzlerce yıllık cezalara çarptırıldılar.

Paralel çete her gün yeni bir tuzak her gün yeni bir kumpas kuruyordu. 2009'da Gülen'in bir konuşmasında yine Hizbullah Cemaati'ne, "Hizbulvahşet" deniliyordu.

Ve gün geldi, sap döndü, keser döndü. Paralel ilizyonun benzini bir anda bitiverince ortalık pislikten, hayâsızlıktan, ahlaksız CD'lerden, iftiralardan, sahte tapelerden geçilmez oldu.

Daha doğrusu Allah azze ve Celle'nin Mü'minlere va'd ettikleri gerçekleşti. Şu Ayet-i Kerime'ye dikkat edelim lütfen…

'Eğer size bir yara dokunduysa (başınıza bir müsibet geldiyse) muhakkak ki o kavmin de başına aynısı gelmiştir. Biz bu günleri kullar arasında dolaştırıp dururuz ki, Allah iman edenleri bilsin ve sizden şahitler edinsin diye. Muhakkak ki Allah Zalimleri sevmez' (Ali İmran 140)

Amenna. Rabbimiz günleri kullar arasında dolaştırdı, iman edenleri ve zulmedenleri ortaya çıkarıp şahitler edindi. Sevilmeyen zalimler ise şu an için rezil olmuş durumda.

Sübhanallah, bu ayeti kerime Paralel çeteyi ne kadar da güzel anlatmış.

Evet, Allah azze ve Celle, tuzaklarını bozarak onların aleyhine Şahitlik edecek Şehitler edindi.

Dedik ya Paralel ilizyonun benzini bitince bir anda ortalığı pis kokular kapladı diye…

Bu kokulardan biri de şu anda cinayet ve vahşet olarak ortaya çıkmış durumda. Ortaya çıkan son bilgiler, asıl Vahşi'nin kim olduğunu ortaya koymuş durumda. Zalimlerin perdelerini düşüren Allah'a hamd olsun.

Sabri Uzun isimli istihbaratçı eskisi, yazmış olduğu 'İN' isimli kitapta, Paralel vahşeti açıkça deşifre ediyor.

Sene 1998. Bu Paralelcilerin bitleri daha tam kanlanmamış. Ama Polis içerisinde özelliklede bölgede belli bir etkinlikleri hissediliyor. Batman polisi bünyesinde, Faili meçhulleri araştırmak için çoğunluğunu Gülenistlerin oluşturduğu bir birim kuruluyor.

Kurtlara teslim edilen kuzu misali…

Yer Batman ve sabah saatleri. 44 yaşındaki Cezvet(Cevdet) Soysal, mutat olduğu üzere yine işine gitmek için evinden çıkıyor. O, sokağa çıkar çıkmaz, 90'lı yılların en karanlık makinelerinden biri olan Beyaz bir Toros sokağa giriyor.

Tarih 9 Kasım 1998. O günden bu güne kadar Cevdet SOYSAL'dan haber alınmış değildi. Ta ki, Sabri UZUN yazana kadar.

Sabri Uzun, 'İN' adlı kitabında bu konuyu şöyle anlatıyor: "Dönemin Batman Emniyet Müdürlüğü’nde görev yapan bir polis memuru, 17 Aralık sonrası görevden alınan paralel yapı mensubu iki polis müdürünün emriyle Cevdet Soysal’ı sabah işe gitmek için evinden çıktığı sırada kendilerine JİTEM süsü vererek kaçırdıklarını anlattı. İtirafçı polis memuru, Cevdet Soysal’ın daha sonra Batman’ın Beşiri ilçesi yakınlarında B. isimli Polis memurunca boynu kırılarak öldürüldüğünü ve Beşiri kırsalına gömüldüğünü itiraf etti."

Yeni Şafak Gazetesi'nin haberinde bu durum şöyle ifade ediliyor:

"Kitapta “1-Hizbullah mensubu Cezvet Soysal’ın kaçırılıp infaz edilmesi ve Beşiri kırsalına gömülmesi” başlığı altında şunlar anlatılıyor: C.C ve A.A, Hizbullah örgütüne karşı, istihbarattan ve TEM sorgudan karma bir ekip kurdular. Adını da ‘Faili Meçhulleri Araştırma Ekibi’ koydular. Bu ekipte İstihbarattan ben, Ömer K. ve Aydın M. yer aldık. Üçümüz de aynı zamanda cemaat mensubuyduk. Başımızda C Büro amiri vardı. O da Fethullahçıydı. TEM sorgudan da Muammer komiser B., C., ve İ., isimli polisler vardı.”

“Cevdet Soysal’ı 1999 yılında Pınarbaşı Mahallesi’ndeki evinin önünden çalıştığı TPOA’ya gitmek üzere servis beklerken ben, Ömer ve Aydın kendimizi Jitem görevlisi olarak tanıtarak (Böyle söylememizi C. müdür istiyordu, yasadışı işlerde hep kendimizi Jitemci olarak tanıtmamızı söylüyordu) arabaya bindirip kaçırdık. Kırsal alanda Muammer Komiser’in ekibine teslim ettik. Bahçelievler Mahallesi’nde Polis Cem’in evine götürdüler. Geceleri kırsala götürüp işkenceyle sorguluyorlardı. En son C ve A isimli müdürlerin talimatıyla B., tarafından boynu kırılmak suretiyle infaz edildi ve Beşiri kırsalına gömüldü.”

Kitapta geçen bu kan dondurucu bilgilerden sonra, şimdi sormak lazım.

Hizbullah Cemaati'nin kaçırılan ve kendilerinden halen haber alınmayan diğer mensupları da bu "Paralel Jitem" tarafından mı kaçırıldı?

Kan damlayan eller…

Acaba kim Vahşi, kim Vahşet…

Doğrusu şimdiye kadar, Karanlık Kurul'un sadece Dizilerde olduğunu düşünüyorduk. Demek ki, diziler gerçeğin yansımasıymış.

Anlaşılan o ki; bu camiada paralelcilik hastalık haline gelmiş, Paralel Devlet, Paralel KCK ve şimdi de Paralel Jitem…

Görelim bakalım daha ne pislikleri ve vahşilikleri çıkacak ortaya.

Yıllarca kendilerine, Hizmet diyenlerin millete sundukları Hizmet demek ki, kaçırıp boynunu kırarak vahşet uygulamakmış.

Tuzak kuranların en hayırlısı olan Allah Azze ve Celle tuzaklarını bir kez daha yüzlerine çarptı.

Şunu gördük ki; Paralelciler, kimi neyle suçlamışlarsa onun aynısını yapmışlar. Hani derler ya "kişi karşısındakini de kendi gibi bilirmiş" diye. Hesap o hesap işte…

Vahşet mi dediniz? Alın size vahşet.

Aslında bu olay bile tek başına Hizbullah Cemaati'nin ne kadar mağdur edildiğinin ve iddiaların iftira olduğunun ispatı için yeterlidir.

Bir çok olayı HİZBULLAH CEMAATİ'nin üzerine yıkmaya çalışanlar hatta daha da ileri giderek kimi Hizbullahilerin, kendi cemaatleri tarafından katledildiğini iddia edenler ortaya çıkan bu haberle cevaplarını almışlardır umarım.

Cevdet Soysal'ın yetim kalan 6 çocuğunun elleri Batman'dan ta Pensilvanya'ya kadar hepsinin yakasında olacaktır hem de paralel değil gerçek, öz ve hakiki olarak yapışacaktır o yetim kalmış eller yakalarına ve savuracaktır esfeles safiline, narın en derin yerine…

Selam ve Dua ile…
 
H Çevrimdışı

Hattab Amedi

İslam-tr Mudâvimi
İslam-TR Üyesi
“Çocuklarım babalarının bir mezarı olsun istiyorlar”

Batman'da 16 yıl önce kaçırılıp işkenceyle katledilen Cevzet Soysal'ın eşi Kaside Soysal, kocasının sadece kemikleri bile olsa cenazesini istediklerini söyledi.
Bundan tam 16 yıl önce Batman'da kaçırılıp Beşiri kırsalında işkenceyle katledilen Cevzet Soysal'ın eşi Kaside Soysal, 16 yıl boyunca sabırla eşinin dönüşünü beklediğini, ama son gelen haberlerden sonra yıkıldıklarını belirterek kocasının sadece kemikleri bile olsa bulunup kendilerine teslim edilmesini istedi.

Katillerin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirten Kaside Soysal, “Cevzet'i şehit edenler şunu bilsinler ki ben, oğlum ve bütün ailem Allah'ın davası uğruna öldürülsek de davamızdan dönmeyiz. Genç yaşımda dul kaldım. Çocuklarım küçüktüler. Çok acı çektik. Çok sıkıntı çektik. Allah'tan dileğim aynı acıyı katillerin de çekmesidir.” dedi.

“Eşim gömüldüğü yerden çıkarılıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız”

Katillerin bulunmasına, eşinin gömüldüğü yerden çıkarılmasına kadar bu olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Kaside Soysal, “ Eşimin kemiklerini istiyoruz. Eşimin üzerinde Fatiha okuyacağımız bir mezarı olsun istiyoruz. Çocuklarım babalarının bir mezarı olsun istiyorlar, bu onların en doğal hakkıdır. Eşimi sadece Müslüman olduğu, Allah'ın yolunu sürdürdüğü için şehit ettiler. Tekrar söylüyorum, katiller bulununcaya ve eşim gömüldüğü yerden çıkarılıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız.” ifadelerinde bulundu.

“Babam İslami kimliğinden ötürü kaçırıldı”

Babasının İslami kimliğinden dolayı, İslami değerlere bağlılığından dolayı zalimler tarafından kaçırıldığını belirten Cevzet Soysal'ın kızı Hicran Güneş ise “Babam herkesi sever, onlara değer verirdi. Fikir ayırımı gözetmeksizin herkesin yardımına koşardı. Çevresinde sevilen, sayılan bir insandı. Topluma faydalı, insanların dertleriyle derlenen biriydi. Kaçırılmasının tek nedeni İslami kimliğidir. Bizi çok sever, sürekli bizimle şakalaşır, ilgilenirdi. Onun ayrılığı bize çok acı verdi. Yoksa o şehitliği zaten arzulayan, şehit olmak için sürekli dua eden biriydi. ‘Rabim yatağımda ölmeyi bana nasip etmesin' diye dua ederdi. Babam şehadete layık biriydi.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
cevzet-soysal_1421765244.jpg

“Çocuklarım babalarının bir mezarı olsun istiyorlar”

Batman'da 16 yıl önce kaçırılıp işkenceyle katledilen Cevzet Soysal'ın eşi Kaside Soysal, kocasının sadece kemikleri bile olsa cenazesini istediklerini söyledi.
Bundan tam 16 yıl önce Batman'da kaçırılıp Beşiri kırsalında işkenceyle katledilen Cevzet Soysal'ın eşi Kaside Soysal, 16 yıl boyunca sabırla eşinin dönüşünü beklediğini, ama son gelen haberlerden sonra yıkıldıklarını belirterek kocasının sadece kemikleri bile olsa bulunup kendilerine teslim edilmesini istedi.

Katillerin mutlaka cezalandırılması gerektiğini belirten Kaside Soysal, “Cevzet'i şehit edenler şunu bilsinler ki ben, oğlum ve bütün ailem Allah'ın davası uğruna öldürülsek de davamızdan dönmeyiz. Genç yaşımda dul kaldım. Çocuklarım küçüktüler. Çok acı çektik. Çok sıkıntı çektik. Allah'tan dileğim aynı acıyı katillerin de çekmesidir.” dedi.

“Eşim gömüldüğü yerden çıkarılıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız”

Katillerin bulunmasına, eşinin gömüldüğü yerden çıkarılmasına kadar bu olayın peşini bırakmayacaklarını söyleyen Kaside Soysal, “ Eşimin kemiklerini istiyoruz. Eşimin üzerinde Fatiha okuyacağımız bir mezarı olsun istiyoruz. Çocuklarım babalarının bir mezarı olsun istiyorlar, bu onların en doğal hakkıdır. Eşimi sadece Müslüman olduğu, Allah'ın yolunu sürdürdüğü için şehit ettiler. Tekrar söylüyorum, katiller bulununcaya ve eşim gömüldüğü yerden çıkarılıncaya kadar bu işin peşini bırakmayacağız.” ifadelerinde bulundu.

“Babam İslami kimliğinden ötürü kaçırıldı”

Babasının İslami kimliğinden dolayı, İslami değerlere bağlılığından dolayı zalimler tarafından kaçırıldığını belirten Cevzet Soysal'ın kızı Hicran Güneş ise “Babam herkesi sever, onlara değer verirdi. Fikir ayırımı gözetmeksizin herkesin yardımına koşardı. Çevresinde sevilen, sayılan bir insandı. Topluma faydalı, insanların dertleriyle derlenen biriydi. Kaçırılmasının tek nedeni İslami kimliğidir. Bizi çok sever, sürekli bizimle şakalaşır, ilgilenirdi. Onun ayrılığı bize çok acı verdi. Yoksa o şehitliği zaten arzulayan, şehit olmak için sürekli dua eden biriydi. ‘Rabim yatağımda ölmeyi bana nasip etmesin' diye dua ederdi. Babam şehadete layık biriydi.” şeklinde konuştu. (İLKHA)
Allah cc şehadetini kabul etsin inşaAllah. Ve bu güzel ailenin de yardımcısı olsun
 
Üst Ana Sayfa Alt