Çevrimdışı
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Amerikan İstihbarat Örgütü CIA ile Libya devrik lideri Muammer Kaddafi'nin "işkence" konusunda yaptığı işbirliğini belgelerle ortaya koydu.
ABD’nin New York kenti merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Amerikan İstihbarat Örgütü CIA ile Libya devrik lideri Muammer Kaddafi'nin "işkence" konusunda yaptığı işbirliğini belgelerle ortaya koydu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Libya'daki eski rejimin arşivlerinden ele geçirdiği belgelere göre, Amerikan İstihbarat Örgütü CIA, Kaddafi döneminde, Libyalı muhalifleri iade etmeden önce Asya ve Afrika'daki bazı ülkelerdeki gizli hapishanelerinde işkenceden geçiriyordu.
Bush yönetimi, suda boğulma hissi yaratan "waterboarding" işkence yöntemini sadece üç El Kaide üyesi üzerinde denediğini itiraf etmişti. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, CIA ve Libya'daki devrik rejimin üst düzey bürokratları arasındaki gizli yazışmaları ele geçirdi. CIA ve Kaddafi rejiminin, Libyalı muhaliflere karşı yürüttüğü operasyonlara İngiliz istihbarat birimleri MI5 ve MI6'in de katıldığı belirtildi.
KUSA'NIN BÜROSUNDAKİ BELGELER
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün ele geçirdiği belgelerin bazıları Kaddafi'nin istihbarat şefliğini ve dışişleri bakanlığını da yapan Musa Kusa'nın ofisinde bulundu. Belgelerde, Afganistan'daki ABD operasyonlarında yakalanan muhaliflerin isimleri yer alıyor. Söz konusu militanlar, Kaddafi rejimine teslim edilirken, CIA, MI5 ve MI6 yöneticilerinin imzaları bulunuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu belgelerin, Kaddafi rejimi ile Batılı servislerin yoğun işbirliği içinde olduğunu ortaya koyduğunu savunuyor.
İşkence kurbanlarından Halid El Şerif 2005’de Kaddafi rejimine teslim edilmeden önce iki yıl boyunca Afganistan’da, CIA tarafından yönetilen bir cezaevinde tutulduğunu söyledi.
ABD'nin Kaddafi rejimiyle "işkence" konusunda işbirliği yaptığının İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından belgelerle ortaya çıkarılmasının ardından açıklama yapan CIA basın sözcüsü Jennifer Youngblood, "CIA’in tek amacı ABD’yi tehtidlerden korumaktır. Bunu sağlamak ve korumak için kurulan ortaklıklar kimseyi şaşırtmamalı. Bu konuyla ilgili yaptığımız çalışmalar sayesinde 2004'te Libya’nın kitle imha silahları programını ve ABD karşıtı İslami terörü durdurma yolunda büyük adımlar attık" dedi.
İNGİLTERE İŞKENCEYİ KABUL ETMİYOR
Amerikan istihbarat örgütü CIA’in aksine işkence iddialarını tamamen reddeden İngiliz Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise, "Hükümetimiz katı bir şekilde insanlık dışı uygulamalara ve işkenceye karşıdır. Açıkça belirtilmelidir ki İngiltere işkence yapmamış ve başka kimseden de işkence yapmasını istememiştir" açıklamasını yaptı.
ABD 3 VAKAYI KABUL EDİYOR
ABD suda boğulma hissi veren ‘’waterboarding’’ işkence yönteminin sadece üç El Kaide militanına uygulandığını resmi olarak kabul ediyor. ABD Afganistan'da bu işkenceye maruz kalanların isimlerini ise, Ebu Zubeydi, Halid Muhammed ve Rahim El Nasiri olarak açıkladı.
ABD Adalet Bakanlığı geçtiğimiz günlerde ağır sorgulama teknikleri kullanan CIA çalışanlarının herhangi bir şekilde suçlanmayacağını açıklamıştı. Müfettişler, sorguları yürüten kişilerin Bush yönetiminin hazırladığı çerçevenin dışına çıktığına dair ellerinde bir kanıt olmadığını belirtmişti.
İnsan hakları aktivistleri ve Obama yönetiminden bazı yetkililer ise çerçeve dahilindeki tekniklerin bazılarının da işkence olarak değerlendirilebileceğini savunmuştu.
KAYNAK: Küresel Bülten
ABD’nin New York kenti merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), Amerikan İstihbarat Örgütü CIA ile Libya devrik lideri Muammer Kaddafi'nin "işkence" konusunda yaptığı işbirliğini belgelerle ortaya koydu.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, Libya'daki eski rejimin arşivlerinden ele geçirdiği belgelere göre, Amerikan İstihbarat Örgütü CIA, Kaddafi döneminde, Libyalı muhalifleri iade etmeden önce Asya ve Afrika'daki bazı ülkelerdeki gizli hapishanelerinde işkenceden geçiriyordu.
Bush yönetimi, suda boğulma hissi yaratan "waterboarding" işkence yöntemini sadece üç El Kaide üyesi üzerinde denediğini itiraf etmişti. Ancak İnsan Hakları İzleme Örgütü, CIA ve Libya'daki devrik rejimin üst düzey bürokratları arasındaki gizli yazışmaları ele geçirdi. CIA ve Kaddafi rejiminin, Libyalı muhaliflere karşı yürüttüğü operasyonlara İngiliz istihbarat birimleri MI5 ve MI6'in de katıldığı belirtildi.
KUSA'NIN BÜROSUNDAKİ BELGELER
İnsan Hakları İzleme Örgütü'nün ele geçirdiği belgelerin bazıları Kaddafi'nin istihbarat şefliğini ve dışişleri bakanlığını da yapan Musa Kusa'nın ofisinde bulundu. Belgelerde, Afganistan'daki ABD operasyonlarında yakalanan muhaliflerin isimleri yer alıyor. Söz konusu militanlar, Kaddafi rejimine teslim edilirken, CIA, MI5 ve MI6 yöneticilerinin imzaları bulunuyor. İnsan Hakları İzleme Örgütü, bu belgelerin, Kaddafi rejimi ile Batılı servislerin yoğun işbirliği içinde olduğunu ortaya koyduğunu savunuyor.
İşkence kurbanlarından Halid El Şerif 2005’de Kaddafi rejimine teslim edilmeden önce iki yıl boyunca Afganistan’da, CIA tarafından yönetilen bir cezaevinde tutulduğunu söyledi.
ABD'nin Kaddafi rejimiyle "işkence" konusunda işbirliği yaptığının İnsan Hakları İzleme Örgütü tarafından belgelerle ortaya çıkarılmasının ardından açıklama yapan CIA basın sözcüsü Jennifer Youngblood, "CIA’in tek amacı ABD’yi tehtidlerden korumaktır. Bunu sağlamak ve korumak için kurulan ortaklıklar kimseyi şaşırtmamalı. Bu konuyla ilgili yaptığımız çalışmalar sayesinde 2004'te Libya’nın kitle imha silahları programını ve ABD karşıtı İslami terörü durdurma yolunda büyük adımlar attık" dedi.
İNGİLTERE İŞKENCEYİ KABUL ETMİYOR
Amerikan istihbarat örgütü CIA’in aksine işkence iddialarını tamamen reddeden İngiliz Dışişleri Bakanlığı sözcüsü ise, "Hükümetimiz katı bir şekilde insanlık dışı uygulamalara ve işkenceye karşıdır. Açıkça belirtilmelidir ki İngiltere işkence yapmamış ve başka kimseden de işkence yapmasını istememiştir" açıklamasını yaptı.
ABD 3 VAKAYI KABUL EDİYOR
ABD suda boğulma hissi veren ‘’waterboarding’’ işkence yönteminin sadece üç El Kaide militanına uygulandığını resmi olarak kabul ediyor. ABD Afganistan'da bu işkenceye maruz kalanların isimlerini ise, Ebu Zubeydi, Halid Muhammed ve Rahim El Nasiri olarak açıkladı.
ABD Adalet Bakanlığı geçtiğimiz günlerde ağır sorgulama teknikleri kullanan CIA çalışanlarının herhangi bir şekilde suçlanmayacağını açıklamıştı. Müfettişler, sorguları yürüten kişilerin Bush yönetiminin hazırladığı çerçevenin dışına çıktığına dair ellerinde bir kanıt olmadığını belirtmişti.
İnsan hakları aktivistleri ve Obama yönetiminden bazı yetkililer ise çerçeve dahilindeki tekniklerin bazılarının da işkence olarak değerlendirilebileceğini savunmuştu.
KAYNAK: Küresel Bülten
