Çevrimdışı
Bu tehditlerin üstesinden gelmek için izlenen stratejinin Obama yönetimi ile askeri kurumlar arasında yıllardır gidip gelmesinden sonra, El Kaide ve müttefiklerini yenmek için "kontra-terörizme" dayalı bir stratejiyi önerenler bu savaşı kazanmış görünüyor.
Afrika’daki, Orta Doğu’daki ve Orta Asya’daki direnişçilerin "kökünü kazımak" için yürütülen kontra-direniş (COİN) çabaları yerini insansız hava araçları ile yapılan saldırlara, sınırlı sayıda özel operasyonlara ve çoğu zaman güvenilir olmayan yerel hükmetler ile işbirliğine bıraktı.
Obama yönetiminin kontra-direniş yerine kontra-terörizm operasyonlarına artarak verdiği öncelik, Thomas Joscelyn ve Bill Roggio’nun Ekim 2009’da Afganistan ile ilgili kaleme aldıkları “El Kaide Cihadist Mızrağın Ucudur” isimli analizlerininin konusuydu.
Bu yeni makalenin başlığı ise “Stratejik geri çekilme”.
Makaleden kısa bir bölüm:
"İnsansız hava araçları gözdağı vermek için yeterli değil. Fakat başkan Obama, ABD ordusunun yerel müttefik güçler oluşturmaya ve bu güçleri yönetmeye dayalı kontra-direniş doktrini yerine insansız hava araçları ve özel kuvvetler gibi daha sınırlı kontra-terörizm uygulamalarını tercih etti. Benzeri taktiklerin daha önce Irak’ta bölgelerin El Kaide’nin kontrolüne geçmesini önlemede başarısız kalması anlaşılan Obama yönetimi için farketmiyor.
El Kaide’nin yenilmesi çok zor. Son on sene içerisinde büyük ölçüde zayıflatıldı. Ama ABD’nin cihad topraklarından geri çekilmesi El Kaide ve müttefiklerini sadece güçlendirecektir. Ve başkan Obama’nın bu dalgınlığını seyredenler sadece onlar değil. İran ve Pakistan gibi terörü destekleyen rejimler, Amerikan kanını akıtmanın önemli bir bedeli olmadığını öğrendiler. Ayrıca bu ülkeler, Amerika’nın düşmanlarıyla savaşma azminin politik kararlar ile ciddi bir şekilde kısıtlandığını öğrendiler.
Obama yönetimi, dost hükümetler ile yaptığı kontra-terörizm ortaklığını methediyor. Müttefikler elbette çok değerlidir. Fakat Arap Baharı bu ilişkilerden bazılarına belirsizlik getirdi. Mısır’da Müslüman Kardeşlerin idaresinde olan bir hükümet, dost Hüsnü Mübarek rejimini değiştirdi. Yemen’de iki yüzlü ama bazen yardımcı olan başkan Ali Abdullah Salih, yerini kaosa ve artan El Kaide direnişine bıraktı. Libya’da zaman zaman kontra-terörizme destek veren gangster terörist Muammer Kaddafi, yerini cihadistlerin de içinde bulunduğu bir koalisyona bıraktı. Mübarek’in, Salih’in ve Kaddafi’nin gitmesine üzülmememiz gerekiyor. Ama şimdi onların gitmesiyle bizler başkan Obama’nın idaresindeki Amerikan hükümetinin, milletinin seçtiği yolu etkilemek istememesinden endişelenmeliyiz."
Pressmedya
