Cihad 2020: El-Kaide’nin 20 Yıllık Planını Değerlendirmek
Aaron Zelin’in Washington Institute için yazdığı bu analizi Ekrem Yılmaz Küresel Haber için tercüme etti.
CİHAD 2020: EL KAİDE’NİN 20 YILLIK PLANINI DEĞERLENDİRMEK
Aaron Zelin
İki buçuk yıl önce Arap Baharı başladığından beri küresel cihad hareketi Arap dünyasında çeşitli yeni bölgelere yayıldı: Suriye, Libya, Tunus ve Sina bunların en güncel olanlarıdır. Bu ayaklanmalar çoğu insanı şaşırtmıssa da El Kaide hadiselerin nasıl bir şekil alacağını 2005 yılında açığa çıkan 20 yıllık planında (2000-2020) çoktan öngörmüştü. Bu taslak cihadilerin kendi çabalarından çok dış etkenler ve yapısal güçlerin etkisiyle de olsa şu ana kadar planlandığı gibi gitti. Bunun neticesinde El Kaide hareketi gelişmelerden faydalanmak için iyi pozisyon almış durumdadır.
Fuad Hüseyin “El Zerkavi: El Kaide’nin 2. Nesli” isimli kitabında El Kaide’nin 7 aşamalı olan 20 yıllık planını detaylı olarak açıklıyor, bu planda 2013 yılı 5. aşamanın başlangıcına denk gelmektedir. Aşağıda Hüseyin’e planı sızdıran El Kaide’nin bu aşamalar hakkında düşündüklerini bulacaksınız.
Birinci Aşama: Uyanış 2000-2003: 9/11 saldırılarının amacı Amerika’yı İslam dünyasına savaş ilan etmesi için tahrik ederek Müslümanları uyandırmaktı. Ayrıca El Kaide saldırıların mesajını dünyadaki Müslüman kitleye ileteceğini düşündü. Bu Şubat ayında Tunus’ta saha araştırması yaparken cihadi grup Ensaru’ş Şeria üyelerinin bu döneme işaret ederek şu duyguyu dile getirdiğine şahit oldum: “Çoğu insan bu alanda daha eğitimli hale geldi. Sempatizanlar kaybettiysek de yeni destekçiler kazandık”.
İkinci Aşama: Gözlerin Açılması 2003-2006: Bu dönemde El Kaide kendisini daha küresel bir harekete dönüştürmek ve destek tabanını diğer Arap ülkelerine yaymayı amaçladı. Irak ileriki cihad sahaları için kadrolar hazırlamada merkez olarak kullanılacaktı.Bu aşamanın da meyve verdiğinin işaretleri vardır. Cihad grubu Tevhid ve’l Cihad Cemaati 2004 yılında İki Nehrin Topraklarının El Kaidesi (Irak) adını aldı. İki yıl sonra hapishaneden kaçan bir grup mahkum El Kaide’nin Yemen kolunu kurdu, daha sonra 2009’da Suud kolu ile birleşerek Arap Yarımadası El Kaidesi adını aldı. 2007 başlarında Cezayir merkezli cihadi organizasyon Savaş ve Nasihat için Selefi Hareketi de Usame bin Ladin’e biat ederek ismini İslami Magrib El Kaidesi olarak değiştirdi.
Üçüncü Aşama: Meydana Çıkma ve Ayağa Kalkma 2007-2010: Levant bölgesine, özellikle de Suriye’ye daha fazla odaklanıldığı görülen, İsrail ve Ürdün’e de saldırıların yapıldığı bu aşama tamamıyla başarısız oldu. İsrail’e bazı roketler fırlatıldı ancak az hasar verdi, hatta Gazze’deki cihadçılar Hamas tarafından sert şekilde bastırıldı. Ürdün’de ise 2005 Amman düğün bombalaması sonrasında insanlar cihad davasından soğudu ve hareketin çoğu önemli üyesi hapsedildi. Aynı zamanda Suriye’de Esad rejimine karşı dusuk şiddetli bir savaş çabucak kontrol altına alındı ve maglup edildi.
Dördüncü Aşama: 2010-2013: El Kaide bu dönemin zalim Arap rejimlerinin yıkıldığı ve Amerika’ya siber saldırıların yapıldığı bir dönem olacağını öngördü.Muhtemelen şanslı bir şekilde El Kaide Arap rejimlerinin sürdürülemezliği konusunda oldukça ileri görüşlü ve feraset sahibiydi. Cihadiler Suriye’deki savaşa giden yolda Tunus, Trablus, Kahire ve Sana’daki rejimlerin devrilmesinde bir rol oynamadılar ancak hareket ayaklanmalardan büyük ölçüde faydalanmayı başardı. Ülkelerde açılan dava (tebliğ çalışması) programlarıyla –Kuzey Afrika’da yeni kurulan Ensaru’ş Şeria da dahil- cihadiler mesajlarını yaymayı ve destek tabanlarını akıncı bir güçten sosyal bir harekete dönüştürmeyi başardılar.Cihad hareketi Irak’taki başarısızlıklarından dersler çıkardığını da gösterdi. Suriye gibi savaş bölgelerinde sosyal hizmetler sağlayarak destek toplamaya çalıştı. Ayrıca aşırı şiddet kullanarak Sünni halkı yabancılaştırmaktan kaçındı ve askeri güçler ile Sünni olmayanları hedef aldı.Bir aşama geç olsa da küresel cihad hareketi Suriye’de cephe açtı ve bölgedeki operasyonları kolaylaştıracak bir lojistik üs kazandı. Kuzey Sina’da İsrail’i hedef alan ve güçlenmekte olan cihadi grubu kurdu. Yeniden ayağa kalkan bir Irak El Kaidesi ise Ürdün’deki Selefilerle yakın bağlarını korumaya devam etmektedir. Böylece hareket planın gelecek aşamalarını uygulamak için kendisini iyi konumlandırmış durumdadır.
Beşinci Aşama: 2013-2016: Gelecek üç yıl içerisinde El Kaide İslam dünyasında sönmekte olan Batı etkisi ve zayıflayan İsrail sayesinde bir İslami devlet veya hilafet kurmayı hedeflemektedir. Amerika ve Batı’nın Mısır ve Suriye’deki hadiselere yön vermedeki iktidarsızlığı Batı etkisinin gerçekten azaldığını göstermektedir. Bununla birlikte Amerika halen büyük bir askeri varlığa sahiptir ve Arap rejimleri ile bağlarını korumaktadır. Ayrıca bölgedeki istikrarsızlık dolayısıyla İsrail’in sözel olarak eskiye göre daha fazla askeri avantaja sahip olduğu söylenebilir.
Altıncı Aşama: Topyekün Savaş 2016-2020: El Kaide bu dönemde kafirlerle topyekün bir savaşın meydana gelerek 2020’de kafirlerin mağlubiyeti ve Hilafetin zaferi ile neticelenecek 7. Aşama olan “Kesin Zafer” dönemine varılacağını görmektedir.
El Kaide’nin yolundaki büyük engeller dolayısıyla bu son iki aşama biraz hayali gözükmektedir. Birincisi, Batı ekonomik zorluklar yaşıyor olsa ve göreceli olarak etkisi azalmışsa da El Kaide’nin düşündüğü gibi bir varolma savaşı içinde değildir. İsrail de. İkincisi, cihadilerin idari sicil kayıtları zayıftır, özellikle kendi dar Şeriat yorumlarını uygulamaya başladıkları zaman yerel halkın pratiğinden çok daha muhafazakar olan sosyal normlar ve acımasızlıklarından dolayı Afganistan, Irak, Somali, Yemen ve Mali’de başarısız olmuşlardır. Bu sebeple Suriye veya başka yerlerde Şeriat projesine tepkiler olacaktır. (Batılı yazarın kendi görüşüdür- Çeviren).
Ancak bölgede genişleyen istikrarsızlık çevik ve geçmiş tecrübelerden ders alan bir cihadi hareketin taraftar bulmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Cihadilerin kesin bir zafere ulaşıp tüm Müslüman nüfusu kapsayan bir hilafet kurmaları ise mümkün değildir. Fakat El Kaide hiçbiryere gitmiyor. Stratejik planın son aşamaları biraz zorlama olsa da hareket on yıllarca varlığını sürdürmesi muhtemel olan bir realitedir.Aaron Zelin’in Washington Institute için yazdığı bu analizi Ekrem Yılmaz Küresel Haber için tercüme etti.
Aaron Zelin’in Washington Institute için yazdığı bu analizi Ekrem Yılmaz Küresel Haber için tercüme etti.
CİHAD 2020: EL KAİDE’NİN 20 YILLIK PLANINI DEĞERLENDİRMEK
Aaron Zelin
İki buçuk yıl önce Arap Baharı başladığından beri küresel cihad hareketi Arap dünyasında çeşitli yeni bölgelere yayıldı: Suriye, Libya, Tunus ve Sina bunların en güncel olanlarıdır. Bu ayaklanmalar çoğu insanı şaşırtmıssa da El Kaide hadiselerin nasıl bir şekil alacağını 2005 yılında açığa çıkan 20 yıllık planında (2000-2020) çoktan öngörmüştü. Bu taslak cihadilerin kendi çabalarından çok dış etkenler ve yapısal güçlerin etkisiyle de olsa şu ana kadar planlandığı gibi gitti. Bunun neticesinde El Kaide hareketi gelişmelerden faydalanmak için iyi pozisyon almış durumdadır.
Fuad Hüseyin “El Zerkavi: El Kaide’nin 2. Nesli” isimli kitabında El Kaide’nin 7 aşamalı olan 20 yıllık planını detaylı olarak açıklıyor, bu planda 2013 yılı 5. aşamanın başlangıcına denk gelmektedir. Aşağıda Hüseyin’e planı sızdıran El Kaide’nin bu aşamalar hakkında düşündüklerini bulacaksınız.
Birinci Aşama: Uyanış 2000-2003: 9/11 saldırılarının amacı Amerika’yı İslam dünyasına savaş ilan etmesi için tahrik ederek Müslümanları uyandırmaktı. Ayrıca El Kaide saldırıların mesajını dünyadaki Müslüman kitleye ileteceğini düşündü. Bu Şubat ayında Tunus’ta saha araştırması yaparken cihadi grup Ensaru’ş Şeria üyelerinin bu döneme işaret ederek şu duyguyu dile getirdiğine şahit oldum: “Çoğu insan bu alanda daha eğitimli hale geldi. Sempatizanlar kaybettiysek de yeni destekçiler kazandık”.
İkinci Aşama: Gözlerin Açılması 2003-2006: Bu dönemde El Kaide kendisini daha küresel bir harekete dönüştürmek ve destek tabanını diğer Arap ülkelerine yaymayı amaçladı. Irak ileriki cihad sahaları için kadrolar hazırlamada merkez olarak kullanılacaktı.Bu aşamanın da meyve verdiğinin işaretleri vardır. Cihad grubu Tevhid ve’l Cihad Cemaati 2004 yılında İki Nehrin Topraklarının El Kaidesi (Irak) adını aldı. İki yıl sonra hapishaneden kaçan bir grup mahkum El Kaide’nin Yemen kolunu kurdu, daha sonra 2009’da Suud kolu ile birleşerek Arap Yarımadası El Kaidesi adını aldı. 2007 başlarında Cezayir merkezli cihadi organizasyon Savaş ve Nasihat için Selefi Hareketi de Usame bin Ladin’e biat ederek ismini İslami Magrib El Kaidesi olarak değiştirdi.
Üçüncü Aşama: Meydana Çıkma ve Ayağa Kalkma 2007-2010: Levant bölgesine, özellikle de Suriye’ye daha fazla odaklanıldığı görülen, İsrail ve Ürdün’e de saldırıların yapıldığı bu aşama tamamıyla başarısız oldu. İsrail’e bazı roketler fırlatıldı ancak az hasar verdi, hatta Gazze’deki cihadçılar Hamas tarafından sert şekilde bastırıldı. Ürdün’de ise 2005 Amman düğün bombalaması sonrasında insanlar cihad davasından soğudu ve hareketin çoğu önemli üyesi hapsedildi. Aynı zamanda Suriye’de Esad rejimine karşı dusuk şiddetli bir savaş çabucak kontrol altına alındı ve maglup edildi.
Dördüncü Aşama: 2010-2013: El Kaide bu dönemin zalim Arap rejimlerinin yıkıldığı ve Amerika’ya siber saldırıların yapıldığı bir dönem olacağını öngördü.Muhtemelen şanslı bir şekilde El Kaide Arap rejimlerinin sürdürülemezliği konusunda oldukça ileri görüşlü ve feraset sahibiydi. Cihadiler Suriye’deki savaşa giden yolda Tunus, Trablus, Kahire ve Sana’daki rejimlerin devrilmesinde bir rol oynamadılar ancak hareket ayaklanmalardan büyük ölçüde faydalanmayı başardı. Ülkelerde açılan dava (tebliğ çalışması) programlarıyla –Kuzey Afrika’da yeni kurulan Ensaru’ş Şeria da dahil- cihadiler mesajlarını yaymayı ve destek tabanlarını akıncı bir güçten sosyal bir harekete dönüştürmeyi başardılar.Cihad hareketi Irak’taki başarısızlıklarından dersler çıkardığını da gösterdi. Suriye gibi savaş bölgelerinde sosyal hizmetler sağlayarak destek toplamaya çalıştı. Ayrıca aşırı şiddet kullanarak Sünni halkı yabancılaştırmaktan kaçındı ve askeri güçler ile Sünni olmayanları hedef aldı.Bir aşama geç olsa da küresel cihad hareketi Suriye’de cephe açtı ve bölgedeki operasyonları kolaylaştıracak bir lojistik üs kazandı. Kuzey Sina’da İsrail’i hedef alan ve güçlenmekte olan cihadi grubu kurdu. Yeniden ayağa kalkan bir Irak El Kaidesi ise Ürdün’deki Selefilerle yakın bağlarını korumaya devam etmektedir. Böylece hareket planın gelecek aşamalarını uygulamak için kendisini iyi konumlandırmış durumdadır.
Beşinci Aşama: 2013-2016: Gelecek üç yıl içerisinde El Kaide İslam dünyasında sönmekte olan Batı etkisi ve zayıflayan İsrail sayesinde bir İslami devlet veya hilafet kurmayı hedeflemektedir. Amerika ve Batı’nın Mısır ve Suriye’deki hadiselere yön vermedeki iktidarsızlığı Batı etkisinin gerçekten azaldığını göstermektedir. Bununla birlikte Amerika halen büyük bir askeri varlığa sahiptir ve Arap rejimleri ile bağlarını korumaktadır. Ayrıca bölgedeki istikrarsızlık dolayısıyla İsrail’in sözel olarak eskiye göre daha fazla askeri avantaja sahip olduğu söylenebilir.
Altıncı Aşama: Topyekün Savaş 2016-2020: El Kaide bu dönemde kafirlerle topyekün bir savaşın meydana gelerek 2020’de kafirlerin mağlubiyeti ve Hilafetin zaferi ile neticelenecek 7. Aşama olan “Kesin Zafer” dönemine varılacağını görmektedir.
El Kaide’nin yolundaki büyük engeller dolayısıyla bu son iki aşama biraz hayali gözükmektedir. Birincisi, Batı ekonomik zorluklar yaşıyor olsa ve göreceli olarak etkisi azalmışsa da El Kaide’nin düşündüğü gibi bir varolma savaşı içinde değildir. İsrail de. İkincisi, cihadilerin idari sicil kayıtları zayıftır, özellikle kendi dar Şeriat yorumlarını uygulamaya başladıkları zaman yerel halkın pratiğinden çok daha muhafazakar olan sosyal normlar ve acımasızlıklarından dolayı Afganistan, Irak, Somali, Yemen ve Mali’de başarısız olmuşlardır. Bu sebeple Suriye veya başka yerlerde Şeriat projesine tepkiler olacaktır. (Batılı yazarın kendi görüşüdür- Çeviren).
Ancak bölgede genişleyen istikrarsızlık çevik ve geçmiş tecrübelerden ders alan bir cihadi hareketin taraftar bulmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Cihadilerin kesin bir zafere ulaşıp tüm Müslüman nüfusu kapsayan bir hilafet kurmaları ise mümkün değildir. Fakat El Kaide hiçbiryere gitmiyor. Stratejik planın son aşamaları biraz zorlama olsa da hareket on yıllarca varlığını sürdürmesi muhtemel olan bir realitedir.Aaron Zelin’in Washington Institute için yazdığı bu analizi Ekrem Yılmaz Küresel Haber için tercüme etti.