Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale ‘cihadın Asıl Yahudileri Kimlerdir?’ -analiz-

Nurettin Zengi Çevrimdışı

Nurettin Zengi

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
IŞİD’in yayın organı Dabıq Dergisin’de Taliban ve El Kaide’yi hedef alan ‘Cihadın Yahudileri: Zevahiri’nin El Kaide’si’ başlıklı bir makale yayınlanmış, IŞİD üyeleri tarafından oldukça beğeni toplamıştı.

Yazı, IŞİD’in Amerikalı üyesi ve Dabıq Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Ebu Meysere El Şami’nin El Kaide’yi hedef alan yazılarından en önemlisi olarak değerlendirilebilir; çünkü Ebu Meysere’nin El Kaide’ye yönelttiği eleştirilerinin dayanağı olan iddiaların gerçekliği bilinmemesi halinde Ebu Meysere tarafından ustaca kurgulanmış iddialar, ‘doğruyu arayanlar için’ bir kılavuz olarak kabul edilebilirdi.

Suriye savaşı ve El Kaide ile ilgili yazdığı analizlerle tanınan Ahmed El Hamdan, ‘Cihadın Asıl Yahudileri Kimlerdir?’ başlıklı yazısıyla IŞİD’in Amerikalı yazarına cevap verdi.

Ebu Meysere’nin iddiaları ve Ahmed El Hamdan’ın karşı cevabı, Suriye savaşıyla başlayan ve küresel cihat anlayışının evrimine neden olmasından endişe edilen sürecin özeti olarak görülebilir.

Dr. Eymen Ez Zevahiri’nin son konuşması ‘Veziristan Şehitleri; Şehidin Silahını Taşı’başlıklı açıklamada da özellikle vurgulanan ‘cihat yanlılarının İslam Ümmetinin değerlerini korumak için savaşan, Müslümanların evlatları olduğu’ yönündeki anlayışın IŞİD’in ortaya çıkışıyla ‘altın çağını’ yaşayan ‘tekfircilik’ zihniyetine dönüşmesinden korkuluyor.

IŞİD’in hızla zayıflamasıyla ‘tekfircilik’ anlayışının da yeniden çöküşe geçtiği söylenebilse de IŞİD’i ortaya çıkaran dinamiklerin varlığını sürdürdüğü gerçeği ise bir tehdit olarak kalmaya devam ediyor.

Ahmed El Hamdan’ın ‘Cihadın Asıl Yahudileri Kimlerdir?’ başlıklı yazısını okurlarımızın ilgisine sunarız:

“IŞİD Medyasının ön plana çıkardığı Ebu Meysere El Şami,* ‘Cihadın Yahudileri’ isimli makalesinde şöyle diyor: ‘El Kaide kendileri ile bağdaşan bir hale gelsin diye, Hilafete sızmak ve onun menhecini içeriden saptırmak istiyor, ve başarılı olamadıkları takdirde ise, içimize sızmış köstebekler bizden ayrılarak Hilafet doğru yoldan sapmıştır diyeceklermiş’. Bu işin nasıl gerçekleştiğini anlatmak için ise, Yemen’deki İslam Devleti emirlerine itaat etmekten kaçınan bir grubu örnek göstermiş.

Ve kendisinin tüm bu mefhumları Ebu İyad El Tunusi (Tunus Ensar El Şeria lideri) tarafından Dr. Eymen El Zevahiri’ye yazılan mektup üzerine inşa edilmiştir. Mektubun içeriğinde İslam Devletine biat ve menheclerini içeriden düzeltmek öneriliyor.

Ebu Meysere’nin makalesinin amacı, kendilerinden ayrılmaya ve ya onların menhec ve yönetim bozukluğunu eleştirmeye gayret edecek kişileri önceden hedef göstermek ve bakın, Hilafetin imajını bozmak ve içimizde fitne çıkarmak için bu adamlar El Kaide’nin yatırdığı planları uyguluyorlar demeleri içindir, başka da bir şey için değil.

Aslında ise bu mefhumla kendileri tağut rejimlere benzemiş oluyorlar, hakkını talep eden ve ya onların politikasını eleştiren vatandaşına karşı, bu şahıs dış güçlerin ajanıdır imajını vuran rejimlere. Ve şahısa ajan yaftası vurarak gözden düşürüp, otomatik olarak insanlar arasında taleplerini görmezden gelmeyi sağlıyorsun. Aynen sözde de denildiği gibi: ‘Eğer şahsı gözden düşürürsen, sözü de gözden düşmüş olar’.

Diktatör rejimler çoğu zaman halkın dikkatini reformcu liderlerin ortaya koyduğu taleplerden başka tarafa yönelterek, onları yabancı ülkelerin ajanı olmakla suçluyor ve onlara itibar suikastı yaparak halkın arasındaki itibarlarını sarsmış oluyorlar. Ve böylece halk onları haklı taleplerinde desteklemiyor, kendilerine kuşku ile bakarak, hakikati bile söyleseler onların kötüyü aradığını zannediyorlar. İşte makalenin amacı da budur.

Fakat işin komik tarafı ise, kendilerinin bu anlayışı uygulamış olmalarıdır. Örneğin, komutan Ebu Zer El Iraki tövbe ederek IŞİD saflarından ayrıldığını ve Nusret Cephesi’ne katıldığını iddia etmiş! Ve kendisi bunu Nusret Cephesi’nin gayri resmi medya kolu Sharqiyya (Doğu) tarafından yayımlanan ‘Haqaa’iq Min Ad Daakhil’ (içeriden tanıklık) isimli video serisinde görüntülenirken söylemiş. Fakat aradan biraz geçer geçmez bu şahıs tekrar ana örgütüne geri dönmüş ve IŞİD’in medya kolu ‘Ubuwa Laasiqa’ tarafından görüntülenerek Nusret Cephesi’ne saldırmış ve aslında IŞİD saflarından ayrılmadığını ve hala onları desteklediğini söylemiştir..!!!(1)

Bu yüzden eğer Cihadın Yahudileri gruplara sızarak onları saptırmak ve başarılı olamadıkları takdirde ise, onlardan ayrılıp ilk baştaki örgütlerine geri dönerek sızmaya çalıştıkları grupları karalamak ise, o zaman bu husus kendisini IŞİD’de göstermiş. Bunun kanıtı ise az önce yukarıda sunulmuştur.

Fakat, önemli soru şu: Gerçekten El Kaide öneriyi uygulamış mıdır?

Ebu Meysere El Şami kanıt olarak öneriden başka bir şey olmayan Ebu İyad’ın mektubunu kullanmış ve arkasından sanki öneri uygulanmış gibi muamele yapmış. Fakat durum gerçekten böyle midir? Mektubta Ebu İyad, Dr. Eymen El Zevahiri’ye İslam Devleti’ne biat etmeyi teklif ediyor! Peki, El Kaide ve kendisine bağlı gruplar IŞİD’e biat etmiş midir? Hayır. Yani El Kaide Ebu İyad’ın önerisini uygulamamıştır.

Ve diğer husus ise, eğer Ebu Meysere El Şami, İslami Mağrib El Kaidesi’nin mektup arşivinden haberdar ise, neden o zaman Ebu İyad’ın ikinci mektubunu önemsememiş? Ebu İyad aslında bir ay sonra bir mektup daha yazarak şöyle demiş: “Olaylar geliştikce sana önerdiğim hususta hata yaptığımı anladım ve bu mektubu yazarak hatamı düzeltmeyi umuyorum ve de senden hiç böyle bir teklif ve öneri sunulmamış gibi muamele bekliyorum. Ve sanıyorum hak ehline en yakışır olan, onlardan beri olmak, aşırı görüşlerini açığa vurmak, onları meşru görmemek, akabinde Ümmete fayda sağlayacak ve ıslah edecek konularla uğraşmaktır.” İşte öneri sunan adam öneriyi geri çekmiş, öneri sunulan kişi ise öneriyi uygulamamış.

Ve son olarak Ebu Meysere El Şami’nin makalesinde zikredilen Yemen’li grup reddiye ile onun tüm argümanlarını çürütmüş, ve grup liderlerinden Şuayb El Evlaki kendi telegram hesabından Mubahale (Allah’ın lanetini yalancıya istemek) istemiş. Fakat dokuz ayı aşkın süre geçmesine rağmen Ebu Meysere bu isteğe karşılık vermemiştir.

Görüldüğü gibi El Kaide böyle bir kavramı ne kabul etmiş ne de uygulamış, aslında IŞİD kendisi bu kavramı uygulamış ve bu yüzden kendileri ‘Cihadın Yahudileri’ tanımını daha çok hak ediyorlar. Ve Ebu Meysere tarafından kanıt olarak sunulmuş tüm açıklamalar kendisine ve kendi grubuna uygulanabilir.

Ve dualarımızın sonu alemlerin Rabbi Allah’a hamd etmektir.”

Ahmed Al Hamdan

Ocak 2017

Alıntı: Asya’nın Sesi Haber Merkezi
 
Üst Ana Sayfa Alt