S
Çevrimdışı
Tüm bir mevzu kişinin kendine ve Tanrıya olan inancı ile alakalı. Bunu kırmak adına her türlü yola başvuracaklar. Sürekli olarak yalan söyleyecekler. Kişinin kendini sorgulaması, kötü,, çaresiz, sevgisiz, kimsesiz, hissetmesi onların tek silahı çünkü bir kişiyi etki altına alabilmek için öncelikle o kişinin kendine ve dünyaya olan inancının sarsılması akabinde çaresiz hissetmesi işlerine geliyor. Biraz vaziyeti açıkladıktan sonra anladığım kadarıyla yöntemlerini anlatacağım.
En temelinde adeta telepatik bir yöntemle iletişim kurdukları için kişinin kendiyle dahi baş başa kalamadığı bu uzun soluklu maratonda; Kişinin doğru düşünme yetisini kaybetmesi ve tedaviye adım atamaması nihai gayeleri diyebilirim.
Bu mahlukatları bi bataklık gibi düşünüyorum ben. Ne kadar fazla hata yapar ve onların oyunlarına düşerseniz. Daha güçlü, sık ve yüksek bi sesle iletişime geçiyorlar. Bu tuzaklarında ki temel amaç musallat olunan kişinin tüm değerlerini sorgulamasını sağlamak ve kendine olan inancını kaybetmesini sağlamak. Bu eylemleri madde madde olarak neyi? niye? prensibinde açıklamaya çalışacağım.
1- Seni ve sevdiklerini ölümle korkutmak. ( En temel korkumuz)
2- Seni geçmiş günahların ve gafil avlandığın zamanlarda ki hatalarınla akılları sıra kötü hissettirmeye çalışacaklar. ( Sürekli hakarete maruz kaldığınızı düşünün. )
3- Seni överek tekrardan onlarla iletişime geçmeni sağlamak ve adeta bir seçilmiş kişi algısı yaratarak. Bu dostane havayla beraber kendini bize bırak yalanını
söyleyecekler. Bu dostane tavır daha öncelerinde de pek çok kez başvurdukları gibi Seni sevdik, evleneceğiz yalanıyla da oldu ve olabilir. ( Eğer korkmazsanız bu yöntemi tercih ediyorlar. )
4- Asla bu durum bitmeyecek diyerek seni çaresiz hissetmeni sağlayacaklar. ( Nasıl olsa kurtuluşum yok bari razı geleyim demeniz için. )
5- Vesvese ile saçma düşüncelerin aniden akılda belirmesi ve onların adeta bunlar senin düşüncenmiş gibi dalga geçmeleri. ( Madde 2 ile bağlantılı tüm amaç değerlerinizi yerle bir etmek. )
6- Abartısız olarak belki altı aylık bir süre içerisinde aynı yalanın binlerce kez tekrarı ile kişinin bu yalana manipülasyon ile ikna edilmesi ( Sanki Goebbels’in torunu pezevenkler, en temelinde yalanın sürekli tekrarıyla beynin inandırılması prensibine dayanıyor. )
7- Her anında ama her bir anında misal oyun oynarken, film izlerken dışarıda biriyle sohbet ederken, tuvalette, duşta, şehirler arası yolculukta ve rüyalarda yani gerçekten her anda sürekli olarak konuşarak kişinin doğru düşünmesine engel olmak. ( Yine manipülasyon için sürekli olarak etki altında kalmasını sağlamak ve doğru düşünüp doğru adımları atmasına engel olmak. )
8- Günahlarla bağlantılı olarak veya seni başka insanlardan uzaklaştırmak adına kendilerini başka kişilerin sesleriyle ( Arkadaşında kalırken onun diğer odadan gelen seni çekiştirme sesi veya çarşıda yanından geçen kişi gibi ) göstererek kişinin insanlardan ve toplumdan kopmasını sağlamak. ( Kimsesiz kalın ki yardım almayın. )
9- Değerler konusunu açacak olursak: Ailen, eşin, dostun, eski sevgilin, hayallerin, işin, gücün, yani inandığın her bi değer konusunda saçma sapan düşüncelerle senin sana düşman etmek ( Kişinin kendinde kusur araması hedef. )
10- Genel olarak en çok sevdikleri korku yöntemi “Soru işareti” yöntemi diyebilirim. Sürekli olarak bir bilinmez ile yaratılan bu korkuda amaçlanan insanoğlunun en temel korkusu olan bilinmeze oynamak.
Ayrıca bu bilinmezi yaratırken aralarında şu tür oyunlar da oynayabiliyorlar
( Bu yöntem yaratıcılıktan bi hayli uzak olan bu tür için çok kullanışlı ve bizlere çok uygun sık sık tercih ediyorlar. Hayal gücünüzü sizin aleyhinize kullanıyorlar )
11- Hiç bir şey yapmasalar bile sadece çok sıkıcı olarak ( IMDB'de 2.1 puan almış bir komedi filminin sinema versiyonu çekimini izlemek gibi ) sizi hayattan bezdirmek.
( Maide'nin Altın Günü adeta bir baş yapıt gibi gelir öyle bir sıkıcılık )
12- İlginizi çekmek adına aralarında adeta bir iyi polis kötü polis oyunu oynamaları. Biri seni korurken ( Yalan ) diğer yok şöyle öldüreyim yok tutmayın beni gibi şeyler söyleyecek. Burada amaç hem yalana kanmanız hem de ilginizi çekebilmek.
13- Bu musallatın sebebi olarak sizi suçlayacaklar. Hatta her konuda sizi suçlayacaklar. Her şey senin suçun algısıyla kişinin kendinde kusur aramasını sağlamak.
Cinleri biraz özetleyecek olursam: Her zaman Tanrı'nın tezatları sevdiğini düşünmüşümdür. En büyük tezatları şudur: Onlar 10 yaşındaki bir çocuğun aklına sahipken sizin düşüncenizi okuyabiliyorlar; Okudukları bu düşünceler onlara bariz bi şekilde gösteriyor ki bizden çok daha aptallar. Bunu görüyor olmak fesatlığa, fesatlık eyleme dönüşüyor. Amaçları biraz daha zeki hissedebilmek lakin düşüncenizi okuya bilmelerine rağmen ne kadar aptal olduklarına inanamazsınız!
( Asla cinlere inanmayın!)
Bu insanoğluyla cinler arasında ruhani bi savaş. Kendine güvenle ve inançla alakalı. Siz kendinizden emin oldukça, iyi hissettikçe onların ellerindeki güçler azalacak ve zamanla yok olacaklar. Asla onlara inanmayın! Her bir eylemlerinde başka bir gaye, kötücül bir düşünce ya da çocukça bir aptallık vardır.
İnsanlardan yardım istemekten çekinmeyin çünkü insan böyle bi şey yaşarken aman bana deli derler diyerek çekine biliyor. Sakın bu duruma düşmeyin ve durumunuzu size yakın kişilerle paylaşın. Bırakın deli desinler. Deli olsanız bunu takmazsınız zaten. Siz hala kendinizi düzgün bir şekilde ifade edebiliyorken bu durumu görmeyip size deli diyenlerin zaten size bir faydası olmaz.
Tarihsel olarak çeşitli coğrafyalardan ve kadim hikayelerden günümüze kadar gelmiş hikayelerin çok fazla ortak noktada buluşmasını şimdi daha iyi anlıyorum, boşuna değilmiş.
Bilimsel olarak sicim teorisiyle yani aynı dünya üzerinde çeşitli başka boyutların var olabileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Ben ettim ve ben bu durumları yaşamadan önce kati suretle varlıklarına inanmayan koyu bi materyalistim. Tüm cin hikayelerinin tedavi edilmemiş şizofreni vakaları olduğuna canı gönülden inanıyor ve diğer tüm ihtimalleri safsata olarak nitelendiriyordum; fakat yaşadığım olaylara keşke şizofreni olsam diye baktığım zamanlar benden pekte uzakta değilmiş. Üç başka arkadaşımın da gözüyle ve kulağıyla şahit olduğu durumlar içinde bulunduğum vahim vaziyetin bir beyin problemi olmadığını gösterdi bana. Zaten delirsem beynimin içindeki sesler bu kadar aptal ve sıkıcı olamazlardı.
Henüz bu musallat durumundan kurtulmuş değilim fakat altı aydır yaşadığım bu süreçte onlarla alakalı gözlemlerimi yazıya dökmek istedim bunu yapmamdaki temel amaçsa ilk başlarda internette yaptığım aramalarda bu mahlukatların musallatı ve kullandıkları taktiklerle alakalı yeterince bilgi bulumadım. En azından benden sonraki bir kişi arama yaptığında benim düştüğüm hatalara belki düşmez. Bir ışık olabilirim.
Bu konuyu açtıktan sonra tahmin ediyorum ki çok fazla negatif yorum gelecektir açıkçası bu yorumları okuyup kendimi kötü hissetmek istemiyorum. Eğer bu durumlar üzerine bilgi sahibiyseniz ve yardım etmek istiyorsanız bana. Özel mesaj ile ulaşmanızı rica ediyorum.
( Unutmayın zihin bedenden bağımsız değil. İyi beslenmeniz ve uykunuzu iyi almanız da tuzaklara düşmemeniz kadar önemli ! )
En temelinde adeta telepatik bir yöntemle iletişim kurdukları için kişinin kendiyle dahi baş başa kalamadığı bu uzun soluklu maratonda; Kişinin doğru düşünme yetisini kaybetmesi ve tedaviye adım atamaması nihai gayeleri diyebilirim.
Bu mahlukatları bi bataklık gibi düşünüyorum ben. Ne kadar fazla hata yapar ve onların oyunlarına düşerseniz. Daha güçlü, sık ve yüksek bi sesle iletişime geçiyorlar. Bu tuzaklarında ki temel amaç musallat olunan kişinin tüm değerlerini sorgulamasını sağlamak ve kendine olan inancını kaybetmesini sağlamak. Bu eylemleri madde madde olarak neyi? niye? prensibinde açıklamaya çalışacağım.
1- Seni ve sevdiklerini ölümle korkutmak. ( En temel korkumuz)
2- Seni geçmiş günahların ve gafil avlandığın zamanlarda ki hatalarınla akılları sıra kötü hissettirmeye çalışacaklar. ( Sürekli hakarete maruz kaldığınızı düşünün. )
3- Seni överek tekrardan onlarla iletişime geçmeni sağlamak ve adeta bir seçilmiş kişi algısı yaratarak. Bu dostane havayla beraber kendini bize bırak yalanını
söyleyecekler. Bu dostane tavır daha öncelerinde de pek çok kez başvurdukları gibi Seni sevdik, evleneceğiz yalanıyla da oldu ve olabilir. ( Eğer korkmazsanız bu yöntemi tercih ediyorlar. )
4- Asla bu durum bitmeyecek diyerek seni çaresiz hissetmeni sağlayacaklar. ( Nasıl olsa kurtuluşum yok bari razı geleyim demeniz için. )
5- Vesvese ile saçma düşüncelerin aniden akılda belirmesi ve onların adeta bunlar senin düşüncenmiş gibi dalga geçmeleri. ( Madde 2 ile bağlantılı tüm amaç değerlerinizi yerle bir etmek. )
6- Abartısız olarak belki altı aylık bir süre içerisinde aynı yalanın binlerce kez tekrarı ile kişinin bu yalana manipülasyon ile ikna edilmesi ( Sanki Goebbels’in torunu pezevenkler, en temelinde yalanın sürekli tekrarıyla beynin inandırılması prensibine dayanıyor. )
7- Her anında ama her bir anında misal oyun oynarken, film izlerken dışarıda biriyle sohbet ederken, tuvalette, duşta, şehirler arası yolculukta ve rüyalarda yani gerçekten her anda sürekli olarak konuşarak kişinin doğru düşünmesine engel olmak. ( Yine manipülasyon için sürekli olarak etki altında kalmasını sağlamak ve doğru düşünüp doğru adımları atmasına engel olmak. )
8- Günahlarla bağlantılı olarak veya seni başka insanlardan uzaklaştırmak adına kendilerini başka kişilerin sesleriyle ( Arkadaşında kalırken onun diğer odadan gelen seni çekiştirme sesi veya çarşıda yanından geçen kişi gibi ) göstererek kişinin insanlardan ve toplumdan kopmasını sağlamak. ( Kimsesiz kalın ki yardım almayın. )
9- Değerler konusunu açacak olursak: Ailen, eşin, dostun, eski sevgilin, hayallerin, işin, gücün, yani inandığın her bi değer konusunda saçma sapan düşüncelerle senin sana düşman etmek ( Kişinin kendinde kusur araması hedef. )
10- Genel olarak en çok sevdikleri korku yöntemi “Soru işareti” yöntemi diyebilirim. Sürekli olarak bir bilinmez ile yaratılan bu korkuda amaçlanan insanoğlunun en temel korkusu olan bilinmeze oynamak.
- Hakkındaki gerçeği duysan şok olursun!
- Yazık ne bilsin çocuk
Ayrıca bu bilinmezi yaratırken aralarında şu tür oyunlar da oynayabiliyorlar
- Sus sus duymasın…
- Bak hakkındaki gerçeği duymak istiyor musun? İşte gerçek şu…
( Bu yöntem yaratıcılıktan bi hayli uzak olan bu tür için çok kullanışlı ve bizlere çok uygun sık sık tercih ediyorlar. Hayal gücünüzü sizin aleyhinize kullanıyorlar )
11- Hiç bir şey yapmasalar bile sadece çok sıkıcı olarak ( IMDB'de 2.1 puan almış bir komedi filminin sinema versiyonu çekimini izlemek gibi ) sizi hayattan bezdirmek.
( Maide'nin Altın Günü adeta bir baş yapıt gibi gelir öyle bir sıkıcılık )
12- İlginizi çekmek adına aralarında adeta bir iyi polis kötü polis oyunu oynamaları. Biri seni korurken ( Yalan ) diğer yok şöyle öldüreyim yok tutmayın beni gibi şeyler söyleyecek. Burada amaç hem yalana kanmanız hem de ilginizi çekebilmek.
13- Bu musallatın sebebi olarak sizi suçlayacaklar. Hatta her konuda sizi suçlayacaklar. Her şey senin suçun algısıyla kişinin kendinde kusur aramasını sağlamak.
Cinleri biraz özetleyecek olursam: Her zaman Tanrı'nın tezatları sevdiğini düşünmüşümdür. En büyük tezatları şudur: Onlar 10 yaşındaki bir çocuğun aklına sahipken sizin düşüncenizi okuyabiliyorlar; Okudukları bu düşünceler onlara bariz bi şekilde gösteriyor ki bizden çok daha aptallar. Bunu görüyor olmak fesatlığa, fesatlık eyleme dönüşüyor. Amaçları biraz daha zeki hissedebilmek lakin düşüncenizi okuya bilmelerine rağmen ne kadar aptal olduklarına inanamazsınız!
( Asla cinlere inanmayın!)
Bu insanoğluyla cinler arasında ruhani bi savaş. Kendine güvenle ve inançla alakalı. Siz kendinizden emin oldukça, iyi hissettikçe onların ellerindeki güçler azalacak ve zamanla yok olacaklar. Asla onlara inanmayın! Her bir eylemlerinde başka bir gaye, kötücül bir düşünce ya da çocukça bir aptallık vardır.
İnsanlardan yardım istemekten çekinmeyin çünkü insan böyle bi şey yaşarken aman bana deli derler diyerek çekine biliyor. Sakın bu duruma düşmeyin ve durumunuzu size yakın kişilerle paylaşın. Bırakın deli desinler. Deli olsanız bunu takmazsınız zaten. Siz hala kendinizi düzgün bir şekilde ifade edebiliyorken bu durumu görmeyip size deli diyenlerin zaten size bir faydası olmaz.
Tarihsel olarak çeşitli coğrafyalardan ve kadim hikayelerden günümüze kadar gelmiş hikayelerin çok fazla ortak noktada buluşmasını şimdi daha iyi anlıyorum, boşuna değilmiş.
Bilimsel olarak sicim teorisiyle yani aynı dünya üzerinde çeşitli başka boyutların var olabileceği gerçeğini göz ardı etmemek gerek. Ben ettim ve ben bu durumları yaşamadan önce kati suretle varlıklarına inanmayan koyu bi materyalistim. Tüm cin hikayelerinin tedavi edilmemiş şizofreni vakaları olduğuna canı gönülden inanıyor ve diğer tüm ihtimalleri safsata olarak nitelendiriyordum; fakat yaşadığım olaylara keşke şizofreni olsam diye baktığım zamanlar benden pekte uzakta değilmiş. Üç başka arkadaşımın da gözüyle ve kulağıyla şahit olduğu durumlar içinde bulunduğum vahim vaziyetin bir beyin problemi olmadığını gösterdi bana. Zaten delirsem beynimin içindeki sesler bu kadar aptal ve sıkıcı olamazlardı.
Henüz bu musallat durumundan kurtulmuş değilim fakat altı aydır yaşadığım bu süreçte onlarla alakalı gözlemlerimi yazıya dökmek istedim bunu yapmamdaki temel amaçsa ilk başlarda internette yaptığım aramalarda bu mahlukatların musallatı ve kullandıkları taktiklerle alakalı yeterince bilgi bulumadım. En azından benden sonraki bir kişi arama yaptığında benim düştüğüm hatalara belki düşmez. Bir ışık olabilirim.
Bu konuyu açtıktan sonra tahmin ediyorum ki çok fazla negatif yorum gelecektir açıkçası bu yorumları okuyup kendimi kötü hissetmek istemiyorum. Eğer bu durumlar üzerine bilgi sahibiyseniz ve yardım etmek istiyorsanız bana. Özel mesaj ile ulaşmanızı rica ediyorum.
( Unutmayın zihin bedenden bağımsız değil. İyi beslenmeniz ve uykunuzu iyi almanız da tuzaklara düşmemeniz kadar önemli ! )