Çocuklar, Allah'ın insana bir hediyesidir, insan onları görünce yüzü güler, gönlü rahatlar ve içi coşar. Onlarla konuşunca zevk ve sevinç duyar. Onlar, bu dünyanın çiçeğidir. Şu ayet-i kerîmeler bunu ifade eder: "Nefsânî arzulara; kadınlara, oğullara, yığın yığın biriktirilmiş altın ve gümüşe, salma atlara, sağmal hayvanlara ve ekinlere karşı düşkünlük insanlara çekici kılındı."(ÂI-ilmran,3/116)
"Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Ölümsüz olan salih ameller ise Rabbinin katında hem sevap bakımından, hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır."(ÂI-i İmran,3/14)
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir övünme, bir mal ve evlat çoğaltma yarışıdır."(Kehf, 18/46)
Küfür ve sefalet içinde olanların bu süse aldandıklannı, buna bağlı olarak da kendi aralarında çocuklarla övünmeye başladıklarını görüyoruz. Onlar, çok evlat vermesi sebebiyle Allah'ın kendilerinden râzî olduğunu da düşünmektedirler. Bütün bunlarla da mü'minlere karşı üstünlük tasladılar. Ama ayetler, onların bu çürümüş fikirlerini ve cahiliyye döneminin kalıntısı olan övünmelerini hoş karşılamamakta ve mü'minlere de bütün bunların onlara asla fayda vermeyeceğini ve Allah'ın nezdinde hiçbir kıymet taşımayacağını ifade etmektedir:
"İnkarcılara malları da, evlatları da Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar cehennemliklerdir; onlar orada ebedi kalacaklardır."(Hadid, 57/20)
"(Ey Muhammed!) Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla, dünya hayatında onların azabını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor."(Al-i İmran, 3/116)
"(Ey münafıklar!) Siz de, sizden öncekiler gibisiniz. Onlar, sizden daha kuvvetli, mal ve çocukları daha çok idiler. Onlar (dünya malından) paylarına düşenden faydalandılar. Sizden öncekiler, nasıl paylarına düşenden fay- dalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve batıla dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleri dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar zarara bizzat uğrayanlardır."(Tevbe, 9/55)
"Onları, kendilerine servet ve oğullar vermekle iyilik ve fayda sağlamak için can attığımızı mı sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller."(Mü'minûn, 23/55-56)
"Onlar, biz mal ve evlat bakımından daha çoğuz ve biz azaba uğratılacak değiliz, derlerdi. De ki: Rabbim dilediğine bol rızik verir ve (dilediğinden de) kısar. Fakat insanların çoğu bilmezler. Sizi bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de evlatlarınızdır. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onların yaptıklarına karşılık mükafatları kat kattır. Onlar (cennet) çardaklarında emniyet içindedirler."(Sebe’, 34/35-37)
Kur'an ayetleri, evlat imtihanı konusunda insanların uyanık olmasını öğütlemektedir. İlahî emirleri çiğneyecek kadar çocuk sevgisinde haddi aşmak ve onların, Allah'ın buğz ve gadabına sebep olmaları hususu Kur'an'ın insanları sakındırdığı şeylerdendir:
"Bilin ki, servetleriniz ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir ve büyük mükafat Allah'ın katındandır."(Enfâl, 8/28)
"Ey iman edenleri eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da olur. Onlardan sakının. Ama siz affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve suçlarını bağışlarsanız, bilin ki, Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. Servetleriniz ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Büyük mükâfat ise Allah'ın katındadır."(Teğâbün, 64/14-15)
"Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evladı, ne evladın babası namına birşey ödeyemeyeceği günden korkun. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın ve şeytan, (Allah'ın affına güvendirerek) sizi kandırmasın."(Lukmân, 31/33)
Şu ayet-i kerîme de bu konuda bir tehdit ifade etmektedir:
"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabalarınız, kazandığınız servetler, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler size Allah'tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğuna hidayet etmez."(Tevbe, 9/24)
Çocuğun, imandan uzak bir yol seçmesi ve fasıklann gidişatına uyması durumunda -ki Allah, bu nevi çocuklardan bizi korusun yapılacak iş, ondan ruhen ve bedenen ayrılma olacaktır:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun, -babaları, oğulları, kardeşleri veya hısım ve akrabaları da olsa Allah'a ve Rasûlüne düşman olanlara sevgi beslediğini göremezsin, işte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak ve orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzî olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır, işte onlar, Allah'tan yana olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecek olanlar sadece Allah'tan yana olanlardır."(Mücadele, 58/22)
Huzeyfe'den rivayet edilen şu hadis namaz, oruç, emir bi'1-ma'rûf ve nehiy an'il-münker'in, bir imtihan vesilesi olan çocuktan dolayı işlenen günahları örteceğini bildirmektedir:
"Eş, çocuk, mal ve komşu, insan için birer imtihan vesileleridir. Oruç, namaz, sadaka (zekat), emir bi'1-ma'rûf ve nehiy ani'l-münker, (imtihan esnasında meydana gelen) günahları örter; bağışlanmasına sebep olur."(Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ibn Mace, Ahmed b. Hanbel)
"Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür. Ölümsüz olan salih ameller ise Rabbinin katında hem sevap bakımından, hem de ümit bağlama bakımından daha hayırlıdır."(ÂI-i İmran,3/14)
"Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, bir eğlence, bir süs, aranızda bir övünme, bir mal ve evlat çoğaltma yarışıdır."(Kehf, 18/46)
Küfür ve sefalet içinde olanların bu süse aldandıklannı, buna bağlı olarak da kendi aralarında çocuklarla övünmeye başladıklarını görüyoruz. Onlar, çok evlat vermesi sebebiyle Allah'ın kendilerinden râzî olduğunu da düşünmektedirler. Bütün bunlarla da mü'minlere karşı üstünlük tasladılar. Ama ayetler, onların bu çürümüş fikirlerini ve cahiliyye döneminin kalıntısı olan övünmelerini hoş karşılamamakta ve mü'minlere de bütün bunların onlara asla fayda vermeyeceğini ve Allah'ın nezdinde hiçbir kıymet taşımayacağını ifade etmektedir:
"İnkarcılara malları da, evlatları da Allah'a karşı hiçbir fayda sağlamayacaktır. İşte onlar cehennemliklerdir; onlar orada ebedi kalacaklardır."(Hadid, 57/20)
"(Ey Muhammed!) Artık onların malları ve çocukları seni imrendirmesin. Allah bunlarla, dünya hayatında onların azabını çoğaltmayı ve onların kâfir olarak canlarının çıkmasını istiyor."(Al-i İmran, 3/116)
"(Ey münafıklar!) Siz de, sizden öncekiler gibisiniz. Onlar, sizden daha kuvvetli, mal ve çocukları daha çok idiler. Onlar (dünya malından) paylarına düşenden faydalandılar. Sizden öncekiler, nasıl paylarına düşenden fay- dalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve batıla dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleri dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar zarara bizzat uğrayanlardır."(Tevbe, 9/55)
"Onları, kendilerine servet ve oğullar vermekle iyilik ve fayda sağlamak için can attığımızı mı sanıyorlar? Hayır, onlar işin farkında değiller."(Mü'minûn, 23/55-56)
"Onlar, biz mal ve evlat bakımından daha çoğuz ve biz azaba uğratılacak değiliz, derlerdi. De ki: Rabbim dilediğine bol rızik verir ve (dilediğinden de) kısar. Fakat insanların çoğu bilmezler. Sizi bana yaklaştıracak olan ne mallarınız ve ne de evlatlarınızdır. İman edip iyi amelde bulunanlar müstesna; onların yaptıklarına karşılık mükafatları kat kattır. Onlar (cennet) çardaklarında emniyet içindedirler."(Sebe’, 34/35-37)
Kur'an ayetleri, evlat imtihanı konusunda insanların uyanık olmasını öğütlemektedir. İlahî emirleri çiğneyecek kadar çocuk sevgisinde haddi aşmak ve onların, Allah'ın buğz ve gadabına sebep olmaları hususu Kur'an'ın insanları sakındırdığı şeylerdendir:
"Bilin ki, servetleriniz ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir ve büyük mükafat Allah'ın katındandır."(Enfâl, 8/28)
"Ey iman edenleri eşlerinizden ve çocuklarınızdan size düşman olanlar da olur. Onlardan sakının. Ama siz affeder, kusurlarını başlarına kakmaz ve suçlarını bağışlarsanız, bilin ki, Allah çok bağışlayan ve çok esirgeyendir. Servetleriniz ve çocuklarınız birer imtihan vesilesidir. Büyük mükâfat ise Allah'ın katındadır."(Teğâbün, 64/14-15)
"Ey İnsanlar! Rabbinize karşı gelmekten sakının. Ne babanın evladı, ne evladın babası namına birşey ödeyemeyeceği günden korkun. Bilin ki, Allah'ın verdiği söz gerçektir. Dünya hayatı sakın sizi aldatmasın ve şeytan, (Allah'ın affına güvendirerek) sizi kandırmasın."(Lukmân, 31/33)
Şu ayet-i kerîme de bu konuda bir tehdit ifade etmektedir:
"De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım ve akrabalarınız, kazandığınız servetler, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız evler size Allah'tan, Rasûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fasıklar topluluğuna hidayet etmez."(Tevbe, 9/24)
Çocuğun, imandan uzak bir yol seçmesi ve fasıklann gidişatına uyması durumunda -ki Allah, bu nevi çocuklardan bizi korusun yapılacak iş, ondan ruhen ve bedenen ayrılma olacaktır:
"Allah'a ve ahiret gününe inanan bir toplumun, -babaları, oğulları, kardeşleri veya hısım ve akrabaları da olsa Allah'a ve Rasûlüne düşman olanlara sevgi beslediğini göremezsin, işte onların kalbine Allah, iman yazmış ve katından bir ruh ile onları desteklemiştir. Onları, içlerinden ırmaklar akan cennetlere koyacak ve orada ebedî kalacaklardır. Allah onlardan râzî olmuş, onlar da Allah'tan hoşnut olmuşlardır, işte onlar, Allah'tan yana olanlardır. İyi bilin ki, kurtuluşa erecek olanlar sadece Allah'tan yana olanlardır."(Mücadele, 58/22)
Huzeyfe'den rivayet edilen şu hadis namaz, oruç, emir bi'1-ma'rûf ve nehiy an'il-münker'in, bir imtihan vesilesi olan çocuktan dolayı işlenen günahları örteceğini bildirmektedir:
"Eş, çocuk, mal ve komşu, insan için birer imtihan vesileleridir. Oruç, namaz, sadaka (zekat), emir bi'1-ma'rûf ve nehiy ani'l-münker, (imtihan esnasında meydana gelen) günahları örter; bağışlanmasına sebep olur."(Buhârî, Müslim, Tirmizî, Ibn Mace, Ahmed b. Hanbel)