F
Çevrimdışı
Yapılan bazı önemli testler gösteriyor ki, yalnız yapılan çalışmalar eğer yardımlaşarak yapıldığı taktirde çok daha verimli olabilir. Bu verimi aile bireylerine somutlaştırmak için birkaç program organize edebilirsiniz:
1- Çocuklarınızdan ayakkabı bağlarını tek elle bağlamalarını isteyip bekleyiniz. Kendileri için de zor olacağını veya yapamayacaklarını göreceklerdir. Daha sonra ailenin diğer bireylerinden çocuklara yardım etmelerini isteyiniz. Yardımlaşarak yapılan bir işin çok daha rahat olacağını anlayıp göreceklerdir. Dolayısıyla grupsal yaptıkları çalışmalarında, bireysel yapılan çalışmalarından çok daha başarılı olacaklarını göreceklerdir.
2- a. Çocuklara kırmaları için birer ince tahta parçası verip bekleyin. Bu ince tahta parçalarını rahatça kırmaları mümkündür. Ama birde, her birine dörtlü veya beşli tahta parçaları verip bekleyiniz. Büyük bir ihtimalle kıramayacaklardır. Bu misalle aile bireylerine, bir arada olmalarından güç ve kuvvetin doğacağını göstermiş olacaksınız.
b. Aile bireylerinin yapabilecekleri yardımların bir listesini hazırlayınız.
c. Çocuklardan bir poster bulmalarını veya tabaklara yemek koymalarını isteyiniz.
d. Aile bireylerinden kendi yeteneklerini sergilemeleri için bir program düzenleyiniz.
e. Aile bireylerinin görüş ve düşüncelerini alıp analiz etmek için onlara sorular veya önerilerde bulanabilir; bu metotla da onları, kendileri bu sorunları halletmek zorundaymış hissini vererek yardımlaşmaya ve çözüm üretmeye yönlendirmiş olacaksınız.
Dur, Düşün ve Seç
Eğer aile bireyleri bir anlık heyecana kapılıp olumsuz tepki göstereceklerine, kendi derin içsel değerlerini dikkate alarak davransalar, ailede ki yapı değişecek ve daha da iyiye doğru gidecektir. Mesut bir insan o kimsedir ki, ümitsizliğe kapıldığı bir anda, içsel eğilimlerini değerlendirmek ve analiz etmek için duran, kaba davranışlardan uzaklaşan, her zaman için sabırlı ve kendine hâkim olabilecek kıvama gelen kimsedir. Bu durum onu problemler karşısında güçlendirecek ve problemlerin göründüğü kadar büyük olmadığı kanaatine vardıracaktır. Dolayısıyla karamsarlıktan, zorbalıktan, tahakkümden, haksızlıktan ve dengesizlikten de uzaklaşacaktır. Dur düğmesi, aile bireylerine, kavga ve kargaşalıkta ilk adım olmaktan sakındırmayı ve aile için en önemli şeyin ne olduğunu düşünme fırsatını verecektir. Bunun somut bir örneğini de aile bağları güçlü, mutlu insanlarda görebiliriz.
İçsel yaşanan kargaşalıklar aile için dış baskı ve zararlardan çok daha yıkıcıdır. Evde yıkıcı olmak, birileriyle yarışmak, haksızlık yapmak en küçük şeyler de bencillik yapmak ancak ayrılıklara sebep olmakta ve sizleri evliliğin verdiği o mutlu yaşamdan mahrum etmektedir.
Çocuklarınızı oldukları gibi kabul edip onlara gereken sevgi ve değeri verdiğiniz takdirde, onları iyiye yönlendirmiş olursunuz. Aksi halde kendilerini kullanılmış ve itilmiş hissedeceklerdir. Sevginizle onları özgür bırakmış, kendilerini korumak için harcadıkları enerjilerini, düşünmeye harcayıp kendilerinde var olan rüştü filizlendireceklerdir.
Goethe şöyle diyor: “Bir insanı olduğu gibi kabul edin ve ona göre davranın; zira o olduğu gibi kalacaktır. Bir insana da olabileceği gibi davranın ki o, o anı yakalayabilsin.”
Küçükte olsa şefkat göstermek, bağlılıkla birlikte sevgiye giden en uzun yolları kısalmaktadır. Çocuğun ihtiyaç duyduğu şey günde bir iki defa da olsa başının okşanmasıdır. Elbette bu yalnız baş okşamakla değil söz veya davranışla da hissettirilebilir. Şefkatin önemli aşamalarından biri, teşvik ve temcit-övgü ve çok çabuk öğrenilmesi gereken diğer aşama, onlara karşı yapılan hatalarda özür dilemek ve diğeri de bağışlama duygusunu yerleştirmek ve güçlendirmektir.
1- Çocuklarınızdan ayakkabı bağlarını tek elle bağlamalarını isteyip bekleyiniz. Kendileri için de zor olacağını veya yapamayacaklarını göreceklerdir. Daha sonra ailenin diğer bireylerinden çocuklara yardım etmelerini isteyiniz. Yardımlaşarak yapılan bir işin çok daha rahat olacağını anlayıp göreceklerdir. Dolayısıyla grupsal yaptıkları çalışmalarında, bireysel yapılan çalışmalarından çok daha başarılı olacaklarını göreceklerdir.
2- a. Çocuklara kırmaları için birer ince tahta parçası verip bekleyin. Bu ince tahta parçalarını rahatça kırmaları mümkündür. Ama birde, her birine dörtlü veya beşli tahta parçaları verip bekleyiniz. Büyük bir ihtimalle kıramayacaklardır. Bu misalle aile bireylerine, bir arada olmalarından güç ve kuvvetin doğacağını göstermiş olacaksınız.
b. Aile bireylerinin yapabilecekleri yardımların bir listesini hazırlayınız.
c. Çocuklardan bir poster bulmalarını veya tabaklara yemek koymalarını isteyiniz.
d. Aile bireylerinden kendi yeteneklerini sergilemeleri için bir program düzenleyiniz.
e. Aile bireylerinin görüş ve düşüncelerini alıp analiz etmek için onlara sorular veya önerilerde bulanabilir; bu metotla da onları, kendileri bu sorunları halletmek zorundaymış hissini vererek yardımlaşmaya ve çözüm üretmeye yönlendirmiş olacaksınız.
Dur, Düşün ve Seç
Eğer aile bireyleri bir anlık heyecana kapılıp olumsuz tepki göstereceklerine, kendi derin içsel değerlerini dikkate alarak davransalar, ailede ki yapı değişecek ve daha da iyiye doğru gidecektir. Mesut bir insan o kimsedir ki, ümitsizliğe kapıldığı bir anda, içsel eğilimlerini değerlendirmek ve analiz etmek için duran, kaba davranışlardan uzaklaşan, her zaman için sabırlı ve kendine hâkim olabilecek kıvama gelen kimsedir. Bu durum onu problemler karşısında güçlendirecek ve problemlerin göründüğü kadar büyük olmadığı kanaatine vardıracaktır. Dolayısıyla karamsarlıktan, zorbalıktan, tahakkümden, haksızlıktan ve dengesizlikten de uzaklaşacaktır. Dur düğmesi, aile bireylerine, kavga ve kargaşalıkta ilk adım olmaktan sakındırmayı ve aile için en önemli şeyin ne olduğunu düşünme fırsatını verecektir. Bunun somut bir örneğini de aile bağları güçlü, mutlu insanlarda görebiliriz.
İçsel yaşanan kargaşalıklar aile için dış baskı ve zararlardan çok daha yıkıcıdır. Evde yıkıcı olmak, birileriyle yarışmak, haksızlık yapmak en küçük şeyler de bencillik yapmak ancak ayrılıklara sebep olmakta ve sizleri evliliğin verdiği o mutlu yaşamdan mahrum etmektedir.
Çocuklarınızı oldukları gibi kabul edip onlara gereken sevgi ve değeri verdiğiniz takdirde, onları iyiye yönlendirmiş olursunuz. Aksi halde kendilerini kullanılmış ve itilmiş hissedeceklerdir. Sevginizle onları özgür bırakmış, kendilerini korumak için harcadıkları enerjilerini, düşünmeye harcayıp kendilerinde var olan rüştü filizlendireceklerdir.
Goethe şöyle diyor: “Bir insanı olduğu gibi kabul edin ve ona göre davranın; zira o olduğu gibi kalacaktır. Bir insana da olabileceği gibi davranın ki o, o anı yakalayabilsin.”
Küçükte olsa şefkat göstermek, bağlılıkla birlikte sevgiye giden en uzun yolları kısalmaktadır. Çocuğun ihtiyaç duyduğu şey günde bir iki defa da olsa başının okşanmasıdır. Elbette bu yalnız baş okşamakla değil söz veya davranışla da hissettirilebilir. Şefkatin önemli aşamalarından biri, teşvik ve temcit-övgü ve çok çabuk öğrenilmesi gereken diğer aşama, onlara karşı yapılan hatalarda özür dilemek ve diğeri de bağışlama duygusunu yerleştirmek ve güçlendirmektir.