Aleykum selam we rahmetullah kardeşim,
Zuhr-i ahir, "Son öğle" manasındadır. Zuhr-i ahir namazı da Son öğle namazı manasına geldiği gibi bazı alimler tarafından, Cumua namazının sahih olmaması (şubhe) ihtimali üzerine, ihtiyaten kılınması gerektiği zikredilen, o günkü öğle namazı yerinedir.
Cumua'nın sıhhat şartlarındaki ihtilaf dolayısıyla, Cumua namazının geçerli olmaması ihtimalinden hareketle, kılınan Cumua namazının farzından sonra, zuhr-i ahir namazının kılınmasının zorunluluğunu ileri sürenler olduğu gibi, bu düşünceye muhalif olanlar da çıkmıştır.
Cumua Namazından Sonra, Zuhr-i Ahir Namazı Şarttır Diyenlerin Delilleri
Cumua namazının farzından sonra o günün aynı vakti olan Zuhr-i ahir namazının da kılınması gerektiğini ileri sürenlerin delilleri; her hangibir yerleşim bölgesinde birden fazla camide, Cumua namazının sahih olmaması ihtimalidir.
Bu görüşe göre, bir mecburiyet olmadıkça bir yerleşim yerinde tek bir yerde Cumua namazı kılınmalıdır. Luzumu yokken, birden fazla yerde Cumua namazının kılınması durumunda, Cumua namazına ilk (önce) kılmaya başlayanların Cumua namazları sahih olur, sonraki kılanların Cumuası kabul olmadığından öğle namazını kılmaları gerekir.
"Cumua namazını hangi camiide önce kılındığının belirlenememesi üzerine, ihtiyaten bütün camilerde öğle namazının (zuhr-i ahir) kılmaları gerekir" denmiştir. Bu görüşe delil olarak da, Cumua namazının toplanmak ve hutbe irat etmek için meşru kılındığı gerekçesine ve Hz. Peygamber ve hulefa-i raşidin döneminde sadece bir yerde Cumua namazı kılındığına dayandırmaktadırlar.
(Şirbînî, Muğnî’l-Muhtâc, I / 544; Nevevî, el-Mecmu’, IV / 451-452; Sahnun, el-Mudevvene, I / 277-278; İbn Kudâme, el-Muğnî, III / 212; Hurâşî, Şerhu Muhtasari Halîl, II / 74-75; Şurunbillali ve Ebu’l-Zeyd eş-Şiblî. el-Miftâh Şerhu Nuru’l-İzah. s. 98)
Cumua Namazından Sonra, Zuhr-i Ahir Namazı Kılınmaz Diyenlerin Delilleri
Cumua günü, cumuua namazından sonra aynı vakitte zuhr-i ahir namazı kılınmalı diyenlere karşı çıkanlar şöyle demektedirler:
"Şubheyle yapılan ibadet, geçerli olmaz" düşüncesinden hareketle, böyle bir namazın kılınmaması gerektiğini söylemişlerdir.
Bu düşüncedekiler, şubheyle ibadet makbul değildir, bu sebeble “belki Cumua namazı sahih olmamıştır” vesvesesiyle aynı anda zuhr-i ahir namazı kılmak isabetli olmaz. Ayrıca zuhr-i ahir namazı kılınması gerektiğini ileri sürünce, halkın aklına, Cumua namazı farz değil, öğle namazının farz olduğu ya da, aynı vakitte ikisinin de farz olduğu düşüncesini getirir. İbn Nuceym, Alau’d-din Haskefî, Cemaleddin el-Kasimî, Mehmet Zihni Efendi gibi bilginler bu görüştedirler. (İbn Nuceym, el-Bahru’r-Râik, II/154-155; İbn Abidîn, Reddu’l-Muhtâr, I/536; Cemalettin el-Kasımî, İslahu’l-Mesâcid, s.50; Mehmet Zihni Efendi, Nimet-i İslâm, 439-440)
Cumua namazının bir yerleşim beldesinde birden fazla camii'de kılınması konusunda ise İmam Muhammed, bir rivâyete göre İmam-ı Âzam’ın görüşlerinden hareket eden daha sonraki ulemâdan İmam Serahsî başta olmak üzere birçok âlim, Cumua namazının bir şehirde bulunan her câmide kılınabileceğine dâir fetva vermişlerdir. (el-Feteva’l-Hindiyye, 1: 145)
Bu konuda İmam Serahsî şöyle der: “Ebu Hanife’nin mezhebinden sahih rivâyete göre, bir şehrin bir veya daha fazla mescidinde Cumua namazını kılmak câizdir. Biz bununla amel ederiz.”
İbni Âbidin’in ise şöyledir: “Cumua namazının muhakkak surette, sadece bir yerde kılınması lazımdır denilirse, bunda açık güçlük vardır. Çünkü bu durumda Cumua’ya gelenlerin pek çoğunun uzun yol yürümesini gerektirir. Halbuki, çeşitli yerlerde Cumua namazının kılınamayacağına dair delil yoktur. Bilakis zaruret meselesi böyle bir şartın bulunmamasını gerektirir. Hususan şehir büyük olursa böyle bir şart bahis mevzuu olamaz.” (İbn Abidin, Reddu'l Muhtar , 1: 541)
Bazı alimler de, Hz. Peygamber (s.a.v.), sahabe ve tabiin döneminde zuhr-i ahir diye bir namaz olmayıp, bilinmediğinden, zuhr-i ahir namazı kılmak bid'at görülmüştür. (Nevevî, Mecmu, IV / 452; Şirbînî, Muğni’l-Muhtâc, I / 544)
Bu mesele hakkında anladığımız şudur ki ; esas itibariyle Cumua namazından ayrı olarak aynı vakitte zuhr-i ahir diye bir namazın kılınması gereksizdir.
Buna rağmen "Allâh bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar" (Bakara,286), "Allâh dinde üzerinize hiçbir güçlük yüklemedi." (Hac, 78) ayetleri ve Rasulullah'ın (s.a.v.) buyurduğu "Ben kulumun benim hakkımdaki zannına göre muamele ederim" (Kudsi Hadis, Muslim, Zikir, 1; Tirmizî, Zuhd, 51) ve "Ameller niyetlere göredir" (Buharî, Bed'u'l-vahy, 1) hadislerini ve bu mesele hakkındaki ictihad farklılığını da göz önüne alarak Cumua namazından sonra zuhr-i ahir olarak 4 rekat daha namaz kılmaktadırlar. Bu sebeble kılanları eleştirip fitneye sebeb olacak hareketlerden kaçınmalıyız.