Bize Abd b. Humeyd rivayet etli. (Dedi ki) : Bize Ravh b. Ubâde rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Hişam, Eyyub'dan, o da Nâfi'den naklen rivayet etti. Nâfi' şöyle demiş:
İbnû Ömer, Medine yollarından birinde İbnû Sâid'e rastladı da, ona kızdıracak söz söyledi. O da burnunu attı. Hattâ sokağı doldurdu. Muteakiben İbnû Ömer, Hafsa'nın yanına girdi. Bunu o da duymuştu.
Ona: — Allah iyiliğini versin! İbnû Sâid'den ne istedin? Bilmez misin ki, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ; «Bu ancak kişinin kızdığı bir öfke sebebiyle çıkar.» buyurdular.
(Muslim, Fiten, Bab 19, Hadis no: 98- (2932)
Bize Muhammed b. Musennâ rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Huseyn (yâni; İbnû Hasen b. Yesâr) rivayet etti. (Dedi ki) : Bize Nâfi'den rivayet etti. (Demiş ki) : Nâfi', İbnû Sayyâd'ın lâfını ediyordu.
İbnû Ömer dedi ki: Ben ona iki defa rastladım. Bir defa rastladığımda bir zata "Bunun o (Deccal) olduğunu mu konuşuyorsunuz? dedim.
— Hayır vallahi! cevâbını verdi.
— Bana yalan söyledin. Vallahi bana bîriniz haber verdi ki, o sizin hepinizden çok mal ve çocuk sahibi olmadıkça ölmeyecektir.
Söylendiğine göre bugün o da öyledir, dedim. Muteakiben biraz konuştuk, sonra ondan ayrıldim.
İbnû Sayyâd'a başka bir defa daha rastladım. Gözü şişmişti :
— Bu gördüğümü gözün ne zaman yaptı? diye sordum.
— Bilmiyorum! diye cevâb verdi,
— Gözün başında olduğu halde bilmiyorsun ha! dedim.
— Allah dilerse onu senin şu sopanda da halkeder, dedi ve işittiğim en şiddetli eşek anırması gibi anırdı.
Bazı dostlarım onu elimdeki sopayla sopa kırılıncaya kadar dövdüğümü söylediler. Ama ben vallahi hatırlamıyorum, dedi.
Râvî diyor ki, îbnû Ömer gelerek Ummu'l-Mu'minînin yanına girdi ve hâdiseyi ona anlattı.
Ummu'l-Mu'minin (Hafsa) : — Ondan ne istiyorsun? Bilmez misin ki, Rasûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
«Hiç şubhe yok ki, onu insanlar üzerine gönderecek olan ilk şey kızdığı gadab olacaktır.» buyurdular, dedi.
(Muslim, Fiten, Bab 19, Hadis no: 99)
îbnû Sayyâd'ın ismi Sâf'dır. Buna îbni Sâid de denilir. Ulema İbnû Sayyâd kıssasını muşkil saymışlardır. Bu adamın deccallardan biri olduğunda, şubhe yoksa da Mesih nâmındaki meşhur Deccal olub olmadığında şubhe edilmiştir.
Hadîslerin zahirleri bunun meşhur Deccal olduğuna dâir vahy gelmediğini göstermektedir. Peygamber (Sallallahü Aleyhi ve Sellem)'e bildirilen yalnız Deccal'ın sıfatlarıdır. îbnû Sayyâd da ihtimalli karineler görülmüştür. Onun için Peygamber (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), ne bu adamın, ne de başkasının Deccal olduğunu katiyyetle söylememiştir. Ömer (r.anh)'e :
«Eğer bu o Deccal ise senin onu öldürmeye gücün yetmeyecektir.» buyurması bundandır.
Hafsa’nın yaptığı yorumun muhatabı İbn Sayyad’dır. Kardeşi Abdullah bir gün karşılaştığı İbn Sayyad’ı kızdıran sözler söylemiş, bundan haberdar olan Hafsa (r.anha), Abdullah’ı görünce onu azarlamış ve Peygamberin “Onu kızdıran bir söz /davranış ayağa kaldırır (sandırmasına sebeb olur).” manasındaki hadisini hatırlatmıştır.
Rivâyetten anlaşılan, Rasulullah (s.a.v.) genel olarak “Deccalın, kendisini kızdıran bir şeyden ötürü ortaya çıkacağını” bildirmiştir. Ancak Hafsa, halk arasında deccal olarak konuşulan İbn Sayyad hakkında da bu hadisi tatbik etmiştir. Bu şahsın kesin deccal olduğu veya beklenen büyük deccal olduğu konusu tartışmalıdır. (Nevevi, Şerhu Muslim, 18/46-48; İbn Hacer, 13/325)
Hafsa (r.anha), İbn Sayyad’ın kesin olarak deccal olduğunu söylemek istemese de, yaygın bir ihtimalin göz ardı edilmemesini istemiştir. (İbn Hacer, 13/325)