Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Dini Allah’a Halis Kılmak Ve Zıttı Allah’a Ortak Koşmak

samanpan Çevrimdışı

samanpan

.
Site Emektarı
Birinci esas dini hiçbir ortağı sözkonusu olmaksızın bir ve tek olarak Allah’a halis kılmak. Onun zıttı olan Allah’a ortak koşmaya ve Kur’ân-ı Kerim’in çoğunluğunun bu esası avamın en az bilgilisi nin dahi anlayabil eceği ifadelerl e değişik şekillerde açıklamayı ihtiva ettiğini ortaya koymaktır. Ümmetin büyük çoğunluğu bu hale düşünce şeytan bu ümmete ihlası salihleri küçümsemek ve onların haklarına gereken şekilde riayet etmemek. Buna karşılık Allah’a şirk koşmayı da salihleri ve onlara uyanları sevmek suretinde gösterdi.

Yüce Allah’a dini halis kılmanın anlamı şudur: “Kişi yaptığı ibadet ile Allah’a yakınlaşma maksadını ve onun lutuf ve ihsan yurduna ulaşmayı gözetmesi demektir. Bu da kulun gerek maksadında, gerek muhabbeti nde yüce Allah’a ihlasla bağlı olmasını gerektird iği gibi O’nu tazimde de, O’na ihlasla yönelmiş olmalıdır. Gizli ve açık bütün hallerind e Allah’a ihlasla yönelmeli, ibadetind e yüce Allah’ın rızasından başkasını, O’nun lutuf ve ihsan yurdu olan cennete ulaşmaktan başkasını gözetmemelidir. Nitekim yüce Allah şöyle buyurmakt adır:

”De ki: Şüphesiz benim namazım, ibadetler im, hayatım ve ölümüm alemlerin rabbi olan Allah içindir. O’nun hiçbir ortağı yoktur, ben bununla emrolundu m ve ben müslümanların ilkiyim.” (el-En’am, 6/162-163)

“Rabbinize dönün ve O’na teslim olun.” (ez-Zümer, 39/54)

“İlahınız tek bir ilâhtır. O’ndan başka hiçbir ilâh yoktur. O rahmandır, Rahîmdir.” (el-Bakara, 2/163)

“İlahınız bir tek ilâhtır. O halde O’na teslim olun.” (el-Hac, 22/34)

Yüce Allah bütün peygamber lerle bu mesajı göndermiştir. Nitekim şöyle buyurmakt adır:

”Senden önce gönderdiğimiz herbir peygamber e mutlaka şunu vahyederd ik: Benden başka ilâh yoktur. O halde yalnız bana ibadet edin.” (el-Enbiya, 21/25)

Yüce Allah müellifin de dediği şekilde bu hususları “avamın en kıt akıllısının dahi anlayacağı ifadelerl e çeşitli şekillerde” açıklamıştır. Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem da aynı şekilde bunu böylece açıklamıştır. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem tevhidi tahkik, onu halis kılmak, tevhidi her türlü şaibeden arındırmak, bu tevhidde gedik açma sonucunu yahutta onu zayıflatma sonucunu vermesi mümkün olan her türlü yolu kapatmak üzere gelmiştir. Öyle ki bir adam Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’e:

“Allah ve sen dilerseni z” deyince, Peygamber sallallahü aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:

“Sen beni Allah’a eş mi koştun? Aksine bir ve tek olarak Allah dilerse”[23]

Bu sözleriyle Peygamber sallallahü aleyhi vesellem bu adama karşı kendisini n dilemesin i yüce Allah’ın dilemesi ile birlikte ikisinin de dilemesin i eşit görmeyi gerektire cek bir ifade ile kullanmasını reddetmek te ve bunu yüce Allah’a eş koşmak olarak değerlendirmektedir. Aynı şekilde Peygamber sallallahü aleyhi vesellem yüce Allah’tan başkası adına yemin etmeyi haram kılmış ve bunu Allah’a ortak koşmak çeşitlerinden biri olarak değerlendirerek şöyle buyurmuştur:

“Kim Allah’tan başkası adına yemin ederse, o kâfir olur yahut şirk koşmuş olur.”[24]

Çünkü Allah’tan başkası adına yemin etmek, adına yemin edilen varlığı ancak yüce Allah’ın hakettiği bir şekilde tazim etmek demektir. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem’in huzuruna gelen bir heyet:

“Ey Allah’ın Rasûlü bizim en hayırlımız, en hayırlımızın oğlu, efendimiz ve efendimiz in oğlu” deyince, şöyle buyurdu:

“Ey insanlar sizler kendinize ait sözlerinizi söyleyiniz. Sakın şeytan sizi hevalarınızın peşine sürüklemesin. Ben Allah’ın kulu ve rasûlü Muhammed’im. Beni yüce Allah’ın getirmiş olduğu konumun üstüne çıkarmanızı sevmiyoru m.”[25]

Musannıf işte bundan dolayı “Kitabu’t-Tevhid” adlı eserinde şöylece bir başlık açmaktadır: “Mustafa sallallahü aleyhi vesellem’in tevhid alanını koruması ve şirkin yollarını kapatmasına dair gelmiş olan rivayetle r.”

Yüce Allah ihlası açıklamış olduğu gibi, onun zıttı olan şirki de açıklamış bulunmakt adır. Yüce Allah şöyle buyurmakt adır:

“Şüphesiz Allah kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez. Ondan başkasını ise dileyeceğine mağfiret eder.” (en-Nisa, 4/116)

“Allah’a ibadet edin, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.” (en-Nisa, 4/36)

“Andolsun ki biz her ümmet arasında: Allah’a ibadet edin ve tağuttan kaçının diye bir peygamber göndermişizdir.” (en-Nahl, 16/36)

Bu husustaki âyet-i kerimeler pek çoktur. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem da şöyle buyurmakt adır:

“Her kim Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmaksızın O’nun huzuruna çıkarsa cennete girer. Her kim O’na bir şey ortak koşarak huzuruna çıkacak olursa, cehenneme girer.”[26]

Bu hadisi Müslim Hz. Cabir’den rivayet etmiştir.

Şirk iki türlüdür:

1- Kişiyi dinden çıkartan büyük şirk: Bu şariin mutlak olarak zikrettiği ve tevhide mutlak olarak aykırı olan şirk çeşididir. Herhangi bir ibadet çeşidini yüce Allah’tan başkasına yapmak gibi. Mesela Allah’tan başkasına namaz kılmak yahut Allah’tan başkası adına kesmek, Allah’tan başkası adına adakta bulunmak yahut Allah’tan başkasına -bir kabirde yatan kimseye yahut hazır olmayan bir kimseye- dua ederek ancak hazırda bulunan kimsenin güç yetirebil eceği bir işten kendisini kurtarmasını istemesi gibi.

Şirkin çeşitleri ilim ehlinin yazdıkları eserlerde bilinmekt edir.

2- Küçük şirk ise şariin hakkında şirk niteliğini kullandığı kavli ya da fiili her türlü ameldir. Ancak bu nitelik tevhide mutlak bir aykırılık arzetmez. Allah’tan başkası adına yemin etmek gibi. Yüce Allah’tan başkası adına yemin etmekle birlikte, Allah’tan başka herhangi bir varlığın Allah’ın azametine denk bir azamete sahib olduğuna inanmamak la birlikte yemin eden bir kimse küçük şirk koşmuş olur. Aynı şekilde riyakarlık da buna bir örnektir, oldukça tehlikeli dir. Peygamber sallallahü aleyhi vesellem riyakarlık hakkında şöyle buyurmuştur:

“Sizin için en korktuğum şey küçük şirktir.” Ona hangisi olduğu sorulunca, “riyakarlıktır” diye buyurmuştur.”[27]

Bazan riyakarlık büyük şirke de ulaşabilir. İbnu’l-Kayyim Allah ona rahmet etsin küçük şirke az miktardak i riyakarlığı örnek göstermiştir. Bu da çok miktardak i bir riyakarlığın büyük şirke ulaşabileceğine işarettir. Bazı ilim adamları yüce Allah’ın:”Şüphesiz Allah kendisine eş koşulmasını mağfiret etmez.” (en-Nisa, 4/116) buyruğunun küçük dahi olsa hertürlü şirki kapsamına aldığı kanaatind edir. O halde mutlak olarak şirkten kaçınmak gerekir. Çünkü şirkin akıbeti çok vahimdir. Yüce Allah şöyle buyurmakt adır:

“Çünkü kim Allah’a ortak koşarsa, hiç şüphesiz Allah ona cenneti haram kılar. Onun varacağı yer ise ateştir. Zulmedenl erin hiçbir yardımcıları yoktur.” (el-Maide, 5/72)

Cennet Allah’a ortak koşan müşriğe yasak kılındığına göre o kimsenin cehennem ateşinde ebedi olarak kalması sözkonusu olur. Allah’a ortak koşan bir kimse hiç şüphesiz ahireti kaybetmiş bir kimsedir. Çünkü o cehennem ateşinde ebedi kalacaktır. Dünyayı da kaybetmiş olur, çünkü dünya hayatında ona karşı delil ortaya konulmuş ve uyarıcı ona gelmiş bulunmakt adır. Fakat o buna rağmen ziyan etmiş ve dünyadan herhangi bir fayda sağlayamamıştır. Yüce Allah şöyle buyurmakt adır:

“De ki gerçekten zarar edenler kıyamet gününde hem kendileri ni, hem de bağlılarını kaybedenl erdir. Uyanık olun işte bu apaçık hüsranın ta kendisidi r.” (ez-Zümer, 39/15)

Böyle bir kimse kendisini kaybetmiş olacaktır, çünkü kendisind en hiçbir fayda sağlamamış olacaktır. Ayrıca bizzat kendi nefsini ateşe ulaştırmış olacaktır, orası ise varılacak yerlerin en kötüsüdür. Yakınlarını da kaybetmiş olur, çünkü bu yakınları eğer mümin iseler cennette olacaklar dır. Onlardan hiçbir şekilde istifade edemeyece k, zevk alamayaca ktır. Eğer ateşte iseler yine aynı durum sözkonusudur. Çünkü ateşe herbir ümmet girdikçe kendisini bu hale sokan diğer ümmete lanet okuyacaktır.

Şunu bilmek gerekir ki şirk oldukça gizlidir. Halilu’r-Rahman ve hanifleri n imamı (İbrahîm aleyhisse lam) dahi yüce Allah’ın ondan bize aktardığı duasında görüldüğü gibi şirkten koşmuştur: ”Beni ve çocuklarımı putlara tapmaktan uzak tut.” (İbrahîm, 14/35) diye dua etmiştir. Burada onun “uzak tut” demiş olmasına “alıkoy” demediğine dikkat etmek gerekir. Çünkü “beni uzak tut” yani sen beni sana ibadet tarafında bulundur, putlar ise ayrı bir tarafta olsunlar. Bu ifade beni alıkoy ifadesind en daha beliğdir, çünkü kendisi bir tarafta, putlar bir tarafta bulunur iseler onlara ibadetten daha uzak kalır. İbn Ebi Müleyke şöyle demiştir: “Ben Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’ın ashabından otuz kişiye yetiştim, hepsi de kendisi adına münafıklıktan korkardı.”[28]

Müminlerin emiri Ömer b. el-Hattab radıyallahu anh., Huzeyfe b. el-Yeman’e şöyle demiştir: “Allah adına sana and veriyorum . Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem sana münafıkların isimlerin i verirken, benim de ismimi verdi mi?” Halbuki Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem onu cennet ile müjdelemişti. Ancak Rasûlullah sallallahü aleyhi vesellem’in hayatta iken yaptığı işleri gördüğünden ötürü de (kendisi adına münafıklıktan) korkmuş idi. Esasen münafık olmamakta n yana ancak münafık olanlar emin olur. Münafık olmaktan da ancak mümin olanlar korkar. O halde kula düşen ihlasa alabildiğine dikkat etmek ve bu hususta kendi nefsiyle gereken mücadeleyi vermektir . Seleften kimisi şöyle demiştir: “Ben nefsimle ihlas için mücadele ettiğim kadar hiçbir hususta mücadele etmiş değilim.” Çünkü şirk gerçekten zor bir iştir, kolay değildir. Fakat yüce Allah ihlası kula kolaylaştırır. Bu da kulun yüce Allah’ın rızasını hedef gözetmesi, ameliyle Allah’ın rızasına yönelmesi ile mümkündür.
 
Üst Ana Sayfa Alt