E
Çevrimdışı
Ebu & Dücane
Misafir
Dipnotindar görünerek dini yıkmanın daha kolay olduğu anlaşılmıştır.Ormanı yakan kibrit gibi,ormanı ağacı kesen balta gibi,islamı yıkanlar da müslümanın hızardan veya tornadan geçmiş veya özünü ormanı yaktırmak için ateşe,ağacı kestirmek için sapa adamış kişiler öncülük yapmaktadırlar.Zaten haramlar ve küfürler amelde görünmesede,vicdanda inanmanın yeterli olduğu inancı yerleştirilmiş halde nesli haramlardan daha da kaçamayacak bir hale getirmenin bütün yolları islami kimlik adı altında yapılmakta,bir aşama sonrası sperm bankalarının alt yapısı oluşturulmaktadır.Tepkiler ise çok cılız çıkmakta,demokrasiye kul olmuş halk kitleleri,iktidarı için vardır bir bildikleri deyip,tehlikeyi göre göre olanları görmezlikten gelmektedirler.Aşağıdaki haberde sistme kul olmuş ama şikayet eden kişilerin bir tasviri bulunmaktadır.Şikayet sadece aciz kalmanın bir tezahürüdür.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Anne sütü bankası konusunda bakanlık yanlışta ısrar ediyor, endişeler ve tepkiler artarak sürüyor...
08 Mart 2013 Cuma 08:12
Sağlık Bakanlığı’nın Anne Sütü Bankası projesine İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit kesinlikle karşı çıktı. Avrupa Birliği’ne uyum müktesabatı altyapısıyla toplumun kökünün dinamitlendiğini ve din olgusunun boşaltıldığını belirten Akşit, “Bu proje dini silme projesidir” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın Anne Sütü Bankası projesine İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit sert bir şekilde karşı çıktı. Avrupa Birliği’ne uyum müktesabatı altyapısıyla toplumun kökünün dinamitlendiğini ve din olgusunun boşaltıldığını belirten Akşit, “Bu proje dini silme projesidir” dedi.
Projeye şiddetle karşı çıkan ilahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, Adapazarı’nda başına gelen olayı şöyle naklediyor: “Adam üç çocuktan sonra evlendiği hanımının süt kardeşi olduğunu anlamış ve müftüye gitmiş. Müftü, ‘Boşanmalısın’ diyemediği için bana göndermiş adamı. ‘Ben karımı çok seviyorum, ne yapmalıyım?’ diye sordu. ‘Defol karşımdan, hemen boşan’ dedim. Adam, ‘Boşanmayacağım’ diye tutturdu. Buyurun cenaze namazına. Böyle bir şey vuku bulursa, bunun vebali bu uygulamaya start verenlerindir.”
Sağlık Bakanlığı’nca uygulanmaya çalışılan Anne Sütü Bankası projesinin, Avrupa Birliği’nce Türkiye’ye dayatılan başlıklardan birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Cevat Akşit, “Türkler, İslam’a girdiği günden bu yana Ehli Sünnet itikadında Hanefi mezhebinde olmuşlardır. Kur’an ve Sünnet’e dayalı bir uygulamayı, itikadı gerçekleştirmişlerdir. Batılı bu inancımızda olunca hiçbir zaman önümüzde duramamıştır. Şimdi Müslümanları paramparça edebilmenin sosyolojik projeleri uygulanmaya çalışılıyor. Anne Sütü Bankası projesi de bunlardan birisidir” dedi.
Bu projenin “Modernleşme”, “Batılılaşma” kavramlarıyla toplumun manevi dokusundaki İslam inancını yıkabilmek için devreye sokulduğunu vurgulayan Akşit, “Tanzimatla birlikte batılılar inancımızı boşalttı ve bugün manevi kavramlarımız noktasında kısır bir noktaya getirildik. Bir zamanlar şehit olabilmek için cepheye koşan gençlerimiz, bugün askerden kaçabilmek için binbir türlü numara çekiyorlar. Bütün bunlar, oynanan oyunların bir parçası” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin kapısında 50 senedir bekletilen Türkiye’nin din olgusundan dolayı asla kabul edilmeyeceğini belirten Akşit, “Bizim tarihten gelen, İslam’dan gelen mayamız var. Bunu bozmadan kesinlikle almak istemiyorlar. Şimdi bunlardan birisi de Süt Bankası meselesi. Avrupa kanunlarında Süt Kardeşle evlenilemez diye bir şey yok. Bizim medeni kanunumuzda da yok. Ama biz 75 milyon Müslümanız. İnsanlar sarhoş olsalar, günahkar olsalar bile mayasında ehli sünnet inancı var, Allah inancı var. Bir itirazı yok. İşte bu duvarı yıkmak istiyorlar. Bizim inancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez, sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez, bir ay iki üç ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse süt kızı. Süt oğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, evlenemez yani. Bir annenin öz oğlu, öz kızı kiminle evlenemezse, süt çocuğu da onunla evlenemez. Süt emmek yasak değildir, emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilincek şekilde tesbit etmek lazım” açıklamasını yaptı. “Bu tesbitin yapılacağını söylüyorlar, olabilir mi?” şeklindeki sorumuza ise Akşit, “Kesinlikle yapamazlar. Mümkün değil. Ben yıllarca avukatlık yaptım. Hastaneye gidiyoruz, kanımızı test edin diyoruz, başka bir şey çıkıyor. Adam erkek, laboratuardan, “Hamilesin” sonucu çıkıyor. Bizim tesbitlerimiz bu kadar gevşek. Adam yorgun akşama kadar uğraşmış, fark edemiyor. Biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyetinde din sorulmaz, iman sorulmaz. Eskiden nüfus kağıtlarında İslam diye yazıyordu. Kaldırdılar. Şimdi inançsız insanlar da var, inanç düşmanı insanlar da var, memur olabiliyorlar. Hemşire oluyor, doktor oluyor. Bu adam da kasten bunu karıştırabilir. Bu olmadı diyelim, adam yorgun “Bu çocuk bu kadını emdi?”, “Süt verdik” diye nasıl tesbit edecek. Nasıl bunun önüne geçecekler. Banka kuracaklarmış. Kadınların sütünü burada toplayacaklar, hangisinin kime verildiğini nasıl tesbit edecekler? Hangi kadından emdiği nasıl bilinecek? Bu nasıl unutulmayacak? Kardeşi kardeşle evlendirecekler. Bizim kökümüze dinamit koymaktır. Geçen günlerde Avrupa Birliği Komisyonundan birisi geldi ve dedi ki, “Kadın konusunda çok gerisiniz”. Bu halinizle almayız diyor” açıklamasını yaptı.
Akşit, Adapazarı’nda başına gelen bir olayı da şu şekilde nakletti: “Adam müftülüğe gitmiş. Süt emdiği annenin kızlarından birisiyle evlendiğini yıllar sonra fark ettiğini söylemiş. Müftü, “Boşanın” diyememiş, bana göndermiş. “Benim üç çocuğum var, üç çocuktan sonra, seneler sonra, karımın süt kardeşim olduğunu anladım” dedi. “Defol” git şurdan dedim, derhal ayrılacaksın. Adam dedi ki, “Ben karımı çok seviyorum, ayrılmayacağım”. Buyurun cenaze namazına” Bu adam Müslüman, bana soruyor, Allah’tan korkuyor, bunu nasıl çözeceğimi soruyor. Bu bizi yıkar, içimizi boşaltır. Yapamayacağı şeyi niye söylüyorsun. Eğer bunu yaparsa, o çığırdan gelen bütün yanlışların günahını omuzlanır” Kim kötü bir çığır açarsa, kıyamete kadar bütün pislikler onun vebalidir. Peygamberimizin düsturu budur”
“Sütler karışırsa felaket olur ve telafisi olmaz”
Yolava Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil, “İslam fıkhının 5 temel özelliğinden bir tanesi nesli koruma altına almaktır. İslam dini anne sütüne ve sütkardeşliğine çok önem vermiştir. Eğer anne sütleri karışırsa bu bir felaket olur ve telafisi olmaz. Çünkü çocuğun midesinden anne sütünden bir başka süt geçtiği an İslâm hukuku devreye girer ve o kaideler uygulanır. Çocuğun sütanneleri karışmış olur” dedi.
Gözler İzmir’de
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bugün sabah partisinin il yönetimi ve ilçe başkanlarıyla İzmir Gaziemir’de kahvaltı yapacak. Bakan Müezzinoğlu, kahvaltı sonrası Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde Süt Bankası’nın açılışını da yapmayı planlıyor. Gelen tepkileri kulak arkası eden Müezzinoğlu, son dakikada geri adım atmazsa yakın tarihin en önemli ifsad çalışmasına da imza atmış olacak.
MİLLİ GAZETE
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Anne sütü bankası konusunda bakanlık yanlışta ısrar ediyor, endişeler ve tepkiler artarak sürüyor...
08 Mart 2013 Cuma 08:12
Sağlık Bakanlığı’nın Anne Sütü Bankası projesine İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit kesinlikle karşı çıktı. Avrupa Birliği’ne uyum müktesabatı altyapısıyla toplumun kökünün dinamitlendiğini ve din olgusunun boşaltıldığını belirten Akşit, “Bu proje dini silme projesidir” dedi.
Sağlık Bakanlığı’nın Anne Sütü Bankası projesine İlahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit sert bir şekilde karşı çıktı. Avrupa Birliği’ne uyum müktesabatı altyapısıyla toplumun kökünün dinamitlendiğini ve din olgusunun boşaltıldığını belirten Akşit, “Bu proje dini silme projesidir” dedi.
Projeye şiddetle karşı çıkan ilahiyatçı Prof. Dr. Cevat Akşit, Adapazarı’nda başına gelen olayı şöyle naklediyor: “Adam üç çocuktan sonra evlendiği hanımının süt kardeşi olduğunu anlamış ve müftüye gitmiş. Müftü, ‘Boşanmalısın’ diyemediği için bana göndermiş adamı. ‘Ben karımı çok seviyorum, ne yapmalıyım?’ diye sordu. ‘Defol karşımdan, hemen boşan’ dedim. Adam, ‘Boşanmayacağım’ diye tutturdu. Buyurun cenaze namazına. Böyle bir şey vuku bulursa, bunun vebali bu uygulamaya start verenlerindir.”
Sağlık Bakanlığı’nca uygulanmaya çalışılan Anne Sütü Bankası projesinin, Avrupa Birliği’nce Türkiye’ye dayatılan başlıklardan birisi olduğunu belirten Prof. Dr. Cevat Akşit, “Türkler, İslam’a girdiği günden bu yana Ehli Sünnet itikadında Hanefi mezhebinde olmuşlardır. Kur’an ve Sünnet’e dayalı bir uygulamayı, itikadı gerçekleştirmişlerdir. Batılı bu inancımızda olunca hiçbir zaman önümüzde duramamıştır. Şimdi Müslümanları paramparça edebilmenin sosyolojik projeleri uygulanmaya çalışılıyor. Anne Sütü Bankası projesi de bunlardan birisidir” dedi.
Bu projenin “Modernleşme”, “Batılılaşma” kavramlarıyla toplumun manevi dokusundaki İslam inancını yıkabilmek için devreye sokulduğunu vurgulayan Akşit, “Tanzimatla birlikte batılılar inancımızı boşalttı ve bugün manevi kavramlarımız noktasında kısır bir noktaya getirildik. Bir zamanlar şehit olabilmek için cepheye koşan gençlerimiz, bugün askerden kaçabilmek için binbir türlü numara çekiyorlar. Bütün bunlar, oynanan oyunların bir parçası” diye konuştu.
Avrupa Birliği’nin kapısında 50 senedir bekletilen Türkiye’nin din olgusundan dolayı asla kabul edilmeyeceğini belirten Akşit, “Bizim tarihten gelen, İslam’dan gelen mayamız var. Bunu bozmadan kesinlikle almak istemiyorlar. Şimdi bunlardan birisi de Süt Bankası meselesi. Avrupa kanunlarında Süt Kardeşle evlenilemez diye bir şey yok. Bizim medeni kanunumuzda da yok. Ama biz 75 milyon Müslümanız. İnsanlar sarhoş olsalar, günahkar olsalar bile mayasında ehli sünnet inancı var, Allah inancı var. Bir itirazı yok. İşte bu duvarı yıkmak istiyorlar. Bizim inancımıza göre bir çocuk iki yaşını doldurmadığı zaman bir kadının sütünü bir yudum bile içerse öz çocuğu gibi olur. Bu sütü memesinden emmesi fark etmez, sağdılar şişeye çocuk içti fark etmez, bir ay iki üç ay buzdolabına koydular fark etmez. Bir yudum bile içse süt kızı. Süt oğlu olur. Yani, inancımıza göre o kadının diğer çocuklarıyla kardeş olur, evlenemez yani. Bir annenin öz oğlu, öz kızı kiminle evlenemezse, süt çocuğu da onunla evlenemez. Süt emmek yasak değildir, emzirmek yasak değildir. Kimin sütünü emdi, ne zaman emdi? Hiç karışmayacak şekilde kesin bilincek şekilde tesbit etmek lazım” açıklamasını yaptı. “Bu tesbitin yapılacağını söylüyorlar, olabilir mi?” şeklindeki sorumuza ise Akşit, “Kesinlikle yapamazlar. Mümkün değil. Ben yıllarca avukatlık yaptım. Hastaneye gidiyoruz, kanımızı test edin diyoruz, başka bir şey çıkıyor. Adam erkek, laboratuardan, “Hamilesin” sonucu çıkıyor. Bizim tesbitlerimiz bu kadar gevşek. Adam yorgun akşama kadar uğraşmış, fark edemiyor. Biliyorsunuz Türkiye Cumhuriyetinde din sorulmaz, iman sorulmaz. Eskiden nüfus kağıtlarında İslam diye yazıyordu. Kaldırdılar. Şimdi inançsız insanlar da var, inanç düşmanı insanlar da var, memur olabiliyorlar. Hemşire oluyor, doktor oluyor. Bu adam da kasten bunu karıştırabilir. Bu olmadı diyelim, adam yorgun “Bu çocuk bu kadını emdi?”, “Süt verdik” diye nasıl tesbit edecek. Nasıl bunun önüne geçecekler. Banka kuracaklarmış. Kadınların sütünü burada toplayacaklar, hangisinin kime verildiğini nasıl tesbit edecekler? Hangi kadından emdiği nasıl bilinecek? Bu nasıl unutulmayacak? Kardeşi kardeşle evlendirecekler. Bizim kökümüze dinamit koymaktır. Geçen günlerde Avrupa Birliği Komisyonundan birisi geldi ve dedi ki, “Kadın konusunda çok gerisiniz”. Bu halinizle almayız diyor” açıklamasını yaptı.
Akşit, Adapazarı’nda başına gelen bir olayı da şu şekilde nakletti: “Adam müftülüğe gitmiş. Süt emdiği annenin kızlarından birisiyle evlendiğini yıllar sonra fark ettiğini söylemiş. Müftü, “Boşanın” diyememiş, bana göndermiş. “Benim üç çocuğum var, üç çocuktan sonra, seneler sonra, karımın süt kardeşim olduğunu anladım” dedi. “Defol” git şurdan dedim, derhal ayrılacaksın. Adam dedi ki, “Ben karımı çok seviyorum, ayrılmayacağım”. Buyurun cenaze namazına” Bu adam Müslüman, bana soruyor, Allah’tan korkuyor, bunu nasıl çözeceğimi soruyor. Bu bizi yıkar, içimizi boşaltır. Yapamayacağı şeyi niye söylüyorsun. Eğer bunu yaparsa, o çığırdan gelen bütün yanlışların günahını omuzlanır” Kim kötü bir çığır açarsa, kıyamete kadar bütün pislikler onun vebalidir. Peygamberimizin düsturu budur”
“Sütler karışırsa felaket olur ve telafisi olmaz”
Yolava Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Ebubekir Sifil, “İslam fıkhının 5 temel özelliğinden bir tanesi nesli koruma altına almaktır. İslam dini anne sütüne ve sütkardeşliğine çok önem vermiştir. Eğer anne sütleri karışırsa bu bir felaket olur ve telafisi olmaz. Çünkü çocuğun midesinden anne sütünden bir başka süt geçtiği an İslâm hukuku devreye girer ve o kaideler uygulanır. Çocuğun sütanneleri karışmış olur” dedi.
Gözler İzmir’de
Sağlık Bakanı Mehmet Müezzinoğlu, bugün sabah partisinin il yönetimi ve ilçe başkanlarıyla İzmir Gaziemir’de kahvaltı yapacak. Bakan Müezzinoğlu, kahvaltı sonrası Dr. Behçet Uz Çocuk Hastanesi’nde Süt Bankası’nın açılışını da yapmayı planlıyor. Gelen tepkileri kulak arkası eden Müezzinoğlu, son dakikada geri adım atmazsa yakın tarihin en önemli ifsad çalışmasına da imza atmış olacak.
MİLLİ GAZETE