Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Haber Doktor Kanas

İSTİŞHAD Çevrimdışı

İSTİŞHAD

الله لا ينسى أحداً ، هذا أمر كاف ليطمئن قلبك
Admin


2013 yılının ilk günleriydi. Doktor arkadaşlarla beraber öğle molasında haberleri izliyordum. Haberde uçaktan atılan varil bombası sonucu parçalanan çocuğunu kucağına alan Babasının feryadı vardı. Babasının ağlamaya bile mecali kalmamıştı. Aklını yitirmişçesine bağırıyordu. Hayatım boyunca sayısız ameliyat yapmıştım. Fakat böylesine acı veren bir durum ilk defa karşılaşmıştım. Severken bile incitirim diye kıyamadığı evladının paramparça olmuş cesedi vardı artık kucağında. İçimden bir ses yazık bu çocuklara derken başka bir ses de sadece yazık demekle olmaz diyordu. O gün bitin psikolojim bozuldu. Eve gitmek istemedim bir türlü. Yürüyemiyordum. Hastaneden çıkamadım. Sabaha kadar masamda oturup düşündüm. Unutmak istiyordum. Fakat bir türlü aklımdan çıkmıyordu. Bir şeyler yapmalıydım dedim kendi kendime. Nihayet sabah olduğunda ilk işim, üyesi olduğum doktor kuruluşunu aramak oldu. Onlarda yakın bir zamanda Afrika ülkelerinden gelmişlerdi. Suriye için bir kafile olup olmadığını sordum. 1 hafta sonra bir kafilenin yola çıkacağını söylediler. İçimi buruk bir sevinç kaplamıştı. Yüzlerce kez konferans, eğitim ve ameliyatlar için yurt dışına gitmeme rağmen bu sefer içimde çok farklı bir his vardı. İlk defa işe yarayacağımı düşünmeye başladım. 1 hafta nasıl geçti hatırlamıyorum bile. Bütün hazırlıklar bitmişti. Sabah ilk uçakla Gaziantep'e gidecektik. Bu benim İstanbul’u son görüşümdü. Doğup büyüdüğüm bir şehri bırakıp giderken bir daha dönmeyeceğimi nereden bilebilirdim ki ? Havaalanı'na indikten 1 saat sonra sınır kapısına gelmiştik. İlk defa bu kadar Suriyeliyi bir arada görmüştüm. Bir müddet sonra sınır kapısından geçiş yaparak Suriye'ye girmiştik. Çok az imkanlarla hastaneye çevrilen bir binanın önüne geldiğimizde yaralıları görünce kendimiz birden hastaların başında bulduk. Bir müddet önce okula düşen bir havan mermisi onlarca insanın yaralanmasına sebep olmuştu. Önceliğimiz acil durumda olan çocuklar ve yaşlılardı. Fakat o kadar çok ağır yaralılar geliyordu ki göz doktoru arkadaşım bile cerrahi ameliyata girmek zorunda kalıyordu. Hiç hijyenik olmayan ve Tıbbi cihazların olmadığı adına hastane denen yerde hem ameliyat hem de insanları tedavi etmek durumunda kalmıştım. Bazen yetişemediğimiz için ölen insanları gördükçe daha da kötü oluyordum. Dışarıda sanki uçan kuş bile vuruluyordu. O kadar çok ölü ve yaralı geliyordu ki oturmak için bir an bile boş kalamıyordum. Kadın,çocuk,yaşlı,genç onlarca yaralı geliyordu. İlk defa kendi ülkemde hiç sorun yaşamadan kullandığım Tıbbi malzemelerin ne kadar önemi olduğunu fark ettim. Narkoz yerine dişlerinin arasına sıkıştırılan tahta parçalarından tutunda, gazlı bez yerine kağıt kullanmak zorunda kalmıştım. Allah’ım bu nasıl bir kıyımdı? Artık kan ve parçalanmış bedenleri görmekten ilk defa bir cerrah olarak rahatsız olmaya başlamıştım. Artık dayanacak gücüm de kalmamıştı.
......

Suriye'ye gelişimin 14. günü olmuştu. O gün Suriye’de geçireceğim son geceydi. Mevsim kış olmasına rağmen bahar havası vardı o gün. İçimde değişik bir sevinç vardı. Belki de ülkeme dönecek olmamın sevinciydi bu. Hatta o gün normal hastalar dışında hiç yaralı gelmemişti ve çok sevinmiştim. Sabah erken yola çıkacağımız için biraz erken yattım. Gece saat 2 gibi dışarıda bütün köyden duyulacak ses de bir çığlık ile uyandım. Ekibin en tecrübeli doktoru ben olduğum için önce beni kaldırdılar. Hemen hazırlanıp sedyelerin olduğu yere gittim. Hayatımda bu kadar yüksek sesle ağlayan bir insan görmemiştim. Sedye üstünde yatan kadının yaralı olduğunu düşünerek hastayı kontrol etmeye başladım. 2 kez sakinleştirici yapılmış olmasına bir türlü sakinleşmiyordu. Fakat kontrol ettiğimde hiçbir yara göremedim. Benim dışımda herkes elini başının arasına almış ağlıyordu. Sorduğum kimse cevapta vermiyordu. Tercümanlık yapan gence sorduğumda ise kadının durumunu anlattığında dizlerimin bağı çözülmüştü. Konuşamamıştım, nutkum tutulmuştu. Sedye de yatan kadının üzerinde ki et parçalarına baktıkça gözlerimdeki yaşlar artıyordu. Hele saçlarının arasında gördüğüm küçük bir serçe parmağını gördüğümde benim için hayat durmuştu. Elimi süremiyordum artık. İlk başta fark etmediğim et parçaları 7 aylık bir bebeğe ait olduğunu öğrendiğimde beni çok büyük bir öfke kaplamıştı. Kadıncağız yolda aracı ile bombalanan köyünden kaçarken aracına uçak füze atmış ve bebeği paramparça olmuştu. Bebeğinin parçalanan cesedi kadının üzerine yapışmıştı. Kadına hiç bir şey olmaması ise bir mucizeydi. Fakat kimse kadının yaşıyor olmasına sevinemiyordu. O gece benim için hayat son bulmuştu. Artık ben yaşayan bir cesed olmuştum. Hiç birşey yapamadan odama çekildim. Hıçkırıklarla ağlıyordum. Elimi onlarca kez yıkamama rağmen bir türlü unutamıyordum. Ellerimle temizlemeye çalıştığım et parçaları 7 aylık bir bebeğe aitti. O gece hayatımın en önemli kararını vermiştim. Bir daha doktor önlüğünü giyip elime neşter almayacaktım. Sabah olup kafile yola çıkmaya hazırlandığında onları yolcu etmek için kapıya çıktım. Beni hazırlanmamış gördüklerinde hepsi merakla ne olduğunu soruyordu. Tek bir cümle söyledim. "Doktor öldü". Her ne kadar ısrar etseler de artık doktor olmadığımı ve o çocuğun intikamını almak için burada kalacağımı söyledim.

Ben artık hastaları tedavi eden bir doktor değil, bir avcı olmaya karar vermiştim. O gün ilk işim kanas eğitimi alabileceğim bir yer bulmaktı. Suriye'de ki en iyi kanasçıyı bulup ondan aylarca eğitim aldım. Eğitim bittikten sonra silahımın ilk şarjöründen bir mermi çıkarıp cebime koydum. O mermiyi binlerce insanı katleden Beşşar Esed için saklıyorum. Bugüne kadar yüzlerce Esed askerini 2. mermiyi kullanmadan avladım. Bugün ilk defa bu yazıyı yazarak sizleri de Doktor Kanas ile tanıştırdım. Bugünden sonrada vakit buldukça yazmaya da devam edeceğim. Ta ki o son mermi sahibini bulana kadar.

Şimdilik Allah'a emanet olun.

Doktor Kanas
18/06/2015 – 03:00

İdlib/Suriye

Kaynak: doktorkanas.blogspot.com.tr
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Insanı okurken bile bu denli etkileyen bir olayı birebir yaşamak... Bir anne için dayanılacak gibi değil... Rabbim o annenin üstüne sabır yağdırsın...

Doktor kardeşimizden de Allah svt razı olsun, kalbi ölmemiş ki imanı onu bu yola sokmuş.. Anne için büyük bir imtihan olduğu kadar, bir doktor için de imtihan çünkü maaşını, ünvanını, kariyerini feda etmiş Allah rızası için...
 
muhammed bin ali Çevrimdışı

muhammed bin ali

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Akhiler dualarımızı eksik etmeyelim...
2015-07-03-04-13-19.png
 
عبد الرحمن Çevrimiçi

عبد الرحمن

قُل آمَنتُ بِاللهِ ثُمَّ استَقِم
İslam-TR Üyesi
Unbenannt.png
 
Ümmü Yasir Çevrimdışı

Ümmü Yasir

İşlerimizin hepsini düzelt Allah’ım...
İslam-TR Üyesi
Doktor Kanas – Ümit Erdoğan röportajı


Doktor Kanas Röportaj

– Sizi ilk defa bir blog yazısı ve sosyal medya hesaplarınız ile duyduk.Kendinizden bahseder misiniz ?

— İstanbul’da özel bir hastanede Genel Cerrahi uzmanıydım.Ayrıca buraya gelene kadar Suadiye’de muayenehanem vardı. Aslında dünya telaşı içinde kaybolan eski beni unuttum.O yüzden kendimden çok fazla söz etmeyi istemiyorum.Artık Doktor Kanas olarak yenden hayat buldum.

– Peki bize Doktor Kanas’ı anlatır mısınız ?

— Buraya sadece insani vazifemi yerine getirmek için gelmiştim.Bir nebze vicdanımı rahatlamaktı belki de amacım.Fakat Türkiye’ye dönmeyi planladığımız son gece yaşadığım olay benim için bir dönüm noktası olmuştu. O geceden sonra artık Cerrah Ali gitmişti. Sabaha kadar düşünceler içinde boğulurken son anda gitmekten vazgeçip burada kalmaya karar vermiştim.

– Neden böyle bir karar aldınız ?

— Döneceğimiz gece yarısı bütün köyü inletecek bir çığlıkla uyanmıştım. Koridorda sedye üstünde kulakları sağır edecek yükseklikte bir sesle ağlayan bir kadın görmüştüm. Muayene etmek için yanına yaklaştığımda herhangi bir yara görememiştim.Fakat üstünde et parçaları vardı.Kanlar içinde kalmıştı. Temizlemeye çalışırken saçlarının arasında küçük bir parmağı elime aldığımda dizlerim tutmaz olmuştu. Ellerim titremeye başladı. Bir cerrahın başına gelebilecek nadir bir olaydır ellerinin titremesi. Fakat kadına ve avuçlarımın arasında duran küçük parmağa baktıkça nefretim artıyor,sabrım tükeniyordu. Sedyenin yanı başında dizleri üstüne çökmüştüm. Kadıncağız rejim veya Rus uçakları köyünü bombalarken araçla kaçmaya çalışırken uçak aracını füze ile vurmuş. Allah’ın takdiri kadına bir şey olmamıştı.Ama 7 aylık bebeği paramparça olmuştu. Benim gördüğüm sahneyi gözünüzde bir canlandırın.O vakit vicdan sahibi bir insanın ayakta durması mümkün değil. Ömrüm boyunca unutamayacağım bir olaya ve acıya şahitlik etmek beni derinden etkilemişti.İşte o gece Doktor Kanas’ın doğduğu gece olmuştu. Sabaha karşı bütün cerrahi malzemelerimi bırakarak bir yemin ettim. Çocuklara,masumlara ve zalimlere bir söz verdim. Bu anneye yaşatılan acının hesabını soracaktım.Yapılanların hesabı hem bu dünya da hem de ahirette elbette sorulacaktır.

– O günden sonra ne yaptınız ?

— Günlerce kendime gelemedim. İçimde sönmeyen bir ateş o gece alev almıştı.O günden sonra o yangın hiç sönmeden her gün daha da alevlenerek büyüdü. Suriye’de ki en iyi kanas eğitimcisini bularak ondan aylarca eğitim aldım.Eğitimin bittiği gün tüfeğimin içinden bir adet mermi alıp cebime koydum.Bu mermiyi de bütün bu katliamların emrini verenlerden biri olan Beşşar Esed için saklıyorum.Her gün sakladığım bu merminin sahibini bulması için de Rabbime dua ediyorum.

– Kendinize kimseyi rakip görüyor musunuz ? Şimdiye kadar kaç kişiyi öldürdünüz ?

— Benim böyle bir iddiam da amacım da olmadı. Ben yaptığım şeylerden zevk almıyorum. Ya da Irak’ta,Afganistan’da,Filistin’de,Kafkaslarda Müslümanların kanını döken Amerikalı,İsrailli,Rus katiller gibi değilim. Müslümanlar kimsenin ülkesini işgal etmedikleri gibi kendilerine saldırmayan hiçbir insanı da öldürmezler. Benim burada bulunma sebebim sakladığım son merminin sahibini bulduğu gün son bulacaktır.O yüzden Allah ne zaman nasib ederse o zaman burada işim biter. Şimdiye kadar hiç saymadım ve saymayı da düşünmüyorum. Her ne kadar avladıklarım zalim de olsa onları bir sayı olarak görmedim. Bugün İslam coğrafyasında oluk oluk Müslüman kanı akarken bile maalesef İslam alemi kendi kardeşleri için bile sayı hesabına girmişken ben böyle bir hesap içinde olamam.

– Suriye’de birkaç yıldır bulunmanıza rağmen neden şimdi Sosyal medya ?

— Sadece sosyal medya’da değil,Müslümanlar birçok alanda kendilerini hep geride tuttular. Düşman her alanda bize saldırırken biz neden ona gerektiği cevap vermiyoruz diye düşündüm. Zaten hali hazırda devam eden bir mücadelemi sosyal medya aracılığı ile de insanlara aktarmak istedim. Burada yaşanan zulmü herkesin görmesi ve bilmesi gerekiyordu. Burada üzerine her gün onlarca bomba atılan,kendi devleti tarafından katledilen bir halkın mücadelesi var. Bu mücadele hak ile batılın mücadelesidir.Hakkın tarafında olanlar her ne kadar fiziki olarak zayıf olsalar da kazanacak olan taraf hakkın tarafında olanlar olduğu için burada olmaktan ve onlarla olmaktan dolayı mutluyum.

– Suriye’de yüzlerce ayrı grup var.Siz herhangi bir gruba bağlı mısınız ? İhtiyaçlarınızı nasıl gideriyorsunuz ?

— Evet. Suriye’de ki grupların sayısının çok olduğu doğrudur. Grupların birbirleri arasında çok az denecek kadar problem olduğunu özellikle ifade etmek istiyorum. Düşman üzerlerine geldiğinde hepsi iki elin parmaklarının birbirine kenetlendiği gibi düşmana topyekun verilmesi gereken cevabı veriyorlar.İşte bu yüzden Müslümanlar doğru haber kaynaklarından Suriye mücadelesini takip etmek zorundadır.

Elbette her insan gibi benimde gıda ve teçhizat ihtiyacım oluyor.Dünyanın dört bir yanında yaşayan Müslüman veya gayrı Müslim herkesi rızıklandıran Rabbim beni de rızıklandırıyor. Çok büyük beklentiler içinde değilim.Bazen bir kuru ekmek bazen çeşit çeşit yemek yediğim oluyor.Benim burada bulunma amacım zaten belli.O yüzden yemek yemekten, boş işlerle uğraşmaktan daha önemli işlerim var.Küçük hesaplarla,basit işlerle zaman kaybedemem. Burada dünya savaşlarının büyük aktörleri ile mücadele ediyoruz.O yüzden herkes attığı ve atacağı adımlara dikkat etmeli. Bazı operasyonlarda diğer gruplarla birlikte hareket ediyorum. Birçok silah ve teçhizatım var. Gerektiği yerde ve zamanda ne gerekliyse onu kullanıyorum. Herhangi bir ihtiyacım yok. Suriyeli ensarlar,Türkiyeli muhacir kardeşlerine her türlü desteği veriyorlar.

– Neden tek başınızdasınız ? Neden operasyonların video ve resimlerini çekmiyorsunuz ?

— Kimsenin benim yüzümden ölmesini kabul edemem.Bu riski göze almak istemiyorum. Sırf bu yüzden burada hiçbir gruba tabi olmadım. Kendimden başka birinin sorumluluğunu üzerime almak istemiyorum. Bir anne babanın daha evlat acısı ile yüreğinin yanmasını kabul edemem. Dediğim gibi ben buraya kendimi ispatlamak için veya düşmanın yaptığı gibi yapmak için gelmedim.Müslümanların dualarında bir parça yer edinebilirsem,yanan yürekleri biraz serinletebilirsem benden daha mutlu biri olamaz. Yoksa bir değil bin kişi de ölse o annenin evlat acısını dindiremez. Görüntü çekip yayınlayan gruplar var. Bu onların kendi düşüncesidir. Ama ben prensip olarak kendi adıma böyle bir hareket içinde olmadım ve olmayacağım da. Bazen beni ve buraları merak edenler için bölgenin veya biten operasyonlar ile ilgili resim veya videoları sosyal medya hesapları üzerinden paylaşıyorum.

– IŞİD veya diğer muhalif gruplara karşı herhangi bir operasyona katıldınız mı ?

— Benim mermilerim hiçbir zaman Müslüman’a doğru hareket etmedi,etmeyecekte Allahın izni ile. Kardeş katili olarak Rabbimin huzuruna çıkmaktan haya ederim. Benim için öncelikli ve tek hedef zalimlerdir. Düşman dururken kendi kardeşlerimle hatalı bile olsa uğraşmam.O yüzden böyle bir operasyon olursa buna destek vermem ve uzak dururum. Allah onların ABD,İsrail, Rusya,Çin, İran,Hizbuşşeytan ve Esed’e karşı atışlarını isabetli kılsın.

– Verdiğiniz cevaplar için teşekkür ederim. Eklemek istediğiniz bir şeyler var mı?

— Aslında ümmetin yüzyıllardır yorgunluğu var üstümde.Çok şey var söylenecek.Çok derdimiz, çok acımız var. Çok yükümüz var. Ümmet olarak çok acılar yaşadık. Elbet bir gün rüzgar yeniden bizim yönümüzden esecek. Hiçbir ihanet,hiçbir zalim cezasız kalmadı,kalmayacaktır. Ya bu dünya da ya da ahirette yaptıklarının karşılığını alacaktır. Kardeşlerim artık birbirinizle uğraşmayı bırakın. Aynı safta omuz omuza kıyama durduğun,aynı kıbleye yönelip beraber düşmana karşı mücadele ettiğin kardeşini incitmekten uzak dur artık.Düşman birlik içinde iken zaten paramparça olan birliğimizi birde sen bölme. Yatan oturana,oturan yürüyene,yürüyen koşana yardım etsin. Yardım etmeyecekse de Allah için sussun. Zaten düşmanın silahı ve sözleri bize yetiyor. Kardeşlerimizin sözleri bizleri daha çok yaralar. Biz düşmana hak ettiği cevabı burada ve dünyanın dört bir yanında veriyoruz. Ümmet kalbini ferah tutsun.

Türkiye halkından ensarlığın hakkını vermesini, Suriyeli misafirlerinde muhacirin ağırlığını taşımasını,Hükümetin de gerçek dost ve düşmanını görmesini ve kardeşlerinin yanında daha fazla yer almasını rica ediyorum.

Doktor Kanas’ın Sosyal Medya Hesapları :

http://doktorkanas.blogspot.com.tr/

https://twitter.com/doktorkanas

https://www.facebook.com/doktorkanas

https://plus.google.com/107902307606359354844

02/10/2015 14:53

Ümit ERDOĞAN – Adalet Terazisi dergisi
 
Moderatör tarafında düzenlendi:
sifatus safua Çevrimdışı

sifatus safua

الحمدلله انا مسلمة
İslam-TR Üyesi
farkındayız Çevrimdışı

farkındayız

İyi Bilinen Üye
İslam-TR Üyesi
Ummetin her mücahidi bir kahraman iken boyle bişey hile ise, gerek yok. Birileri kendi kafasına göre bişeyler yapıyor. Ben halen itibar etmiyorum. Sözde bugün röportaj yayınlandı. Rusya ne zaman suriyede bombalamaya başladı? Röportajın baslarini okudum.
birgün bunun kurgu olduğu ortaya çıkar ise, bu defa gerçek olan her mesele kurgu diye ilan edilebilir.bu sorumluluğu nasıl ve neye göre kim almış?
.
"Zandan kaçının, çün-kü zan sözlerin en yalanıdır..."
Buhari.Muslim.
 
Üst Ana Sayfa Alt