اُو۬لٰٓئِكَ الَّذ۪ينَ لَيْسَ لَهُمْ فِي الْاٰخِرَةِ اِلَّا النَّارُۘ وَحَبِطَ مَا صَنَعُوا ف۪يهَا وَبَاطِلٌ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Böylelerinin ahirette ateşten başka bir nasipleri yoktur. Orada tüm yaptıkları boşa gitmiştir. Yapmakta oldukları da batıldır.
(Allah (cc) dünya nimetlerini insan için yarattığını (7/A’râf, 32) insanın da fıtri olarak bu nimetlere düşkün olduğunu (3/Âl-i İmran, 14) belirtmiştir. Buna binaen, dünya sevgisi ve nimetlerinin Allah’tan (cc) olduğunu bilerek onu istemek itikadi ve ahlaki bir sorun değildir. Ancak dünyayı taparcasına sevmek, sadece onun için çalışmak (ayette olduğu gibi), dünya sevgisinin fitne olup Allah’ı (cc) ve kulluğu unutturması (9/Tevbe, 23-24) yalnızca dünya için sevinip öfkelenmek (9/Tevbe, 58-59) itikadi ve ahlaki bir hastalıktır. )
(11/Hûd Suresi, 16)
Böylelerinin ahirette ateşten başka bir nasipleri yoktur. Orada tüm yaptıkları boşa gitmiştir. Yapmakta oldukları da batıldır.
(Allah (cc) dünya nimetlerini insan için yarattığını (7/A’râf, 32) insanın da fıtri olarak bu nimetlere düşkün olduğunu (3/Âl-i İmran, 14) belirtmiştir. Buna binaen, dünya sevgisi ve nimetlerinin Allah’tan (cc) olduğunu bilerek onu istemek itikadi ve ahlaki bir sorun değildir. Ancak dünyayı taparcasına sevmek, sadece onun için çalışmak (ayette olduğu gibi), dünya sevgisinin fitne olup Allah’ı (cc) ve kulluğu unutturması (9/Tevbe, 23-24) yalnızca dünya için sevinip öfkelenmek (9/Tevbe, 58-59) itikadi ve ahlaki bir hastalıktır. )
(11/Hûd Suresi, 16)