Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Makale Düzenden Kazanip Düzeni Yikmaya Çalişanlar

P Çevrimdışı

pasaport kontrol

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
TTürkiye'de etkili olan radikal İslami örgütler, son dönemde sağladıkları ekonomik ayrıcalıklar sayesinde güç kazanmış durumda. Özellikle vakıflar ve tarikatların arkasına saklanarak faaliyetlerini gizleme olanağı bulan bu örgütler, Türkiye'de düzeni silahlı mücadele ile yıkmayı amaçlamaktadır. Bunların arasında ön plana çıkanlardan İslami Hareket Örgütü eylemleriyle hem İran'ın Türkiye'ye devrim ihracına aracılık etti, hem de Türkiye'de giriştikleri kanlı saldırılarla pek çok aydınımızın ölümüne yol açtı. Daha çok Hizbullah'ın şehir terörünü yaratan kolu gibi faaliyet gösteren İslami Hareket Örgütü, faal olduğu dönemde Türkiye'de en büyük otomobil kaçakçılığı şebekesini kurmuştu.
Batman'da Milli Türk Talebe Birliği içinde olan ve radikal İslami örgütlenmede önemli bir yeri bulunan, kitabevi işletmecisi (Can Kitabevi) Ekrem Baytap, Mehmet Ali Bilici, Abdulhakim Özlük ve İhsan Deniz, 1982 yılından sonra İran devrimini örnek alarak çalışmalar yapmaya başladılar. Önce Hizbullah örgütü içinde faaliyet gösteren, hatta yakalanıp sonra serbest kalan kadrolar, 1986 yılında Batman'da ilk toplantılarını yaparak faaliyete geçti.
1989 yılında silahlanma yoluna giden örgüt, İran'da kamp ve eğitim için Mehmet Ali Bilici, İhsan Deniz ve Necmi Aslan'ı İran'a gönderdi. Kum kentindeki kamplarda terörist eğitimin verilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Bu eğitimin sonucunda çok sayıda siyasi cinayet işlendi. Bunlar arasında Turan Dursun, Bahriye Üçok, Çetin Emeç suikastları ön plana çıkmaktadır. Jak Kamhi'ye suikast girişiminde bulunan gruplara istihbarat
çalışması yaparak destek verdiler. Örgütün Uğur Mumcu suikastı sonrasında olaya karıştığı yönünde iddialar ortaya atılsa da, bunlar bir sonuca ulaştırılamadı.
1995-96 yıllarında örgüte yönelik olarak yapılan operasyonlarda Hüsnü Yazgan, Tamer Aslan ve Adil Ateş ile İrfan Çağrıcı yakalanarak cezaevine konuldu. Örgütün önemli tetikçilerinden olan Muzaffer Dalmaz ise halen yakalanabilmiş değildir. Dalmaz'ın Bahriye Üçok'a bombalı paketi gönderen kişi olduğu saptanmıştı. Turan Dursun'un öldürülmesi olayında da adı geçen Dalmaz, uluslararası radikal İslami örgüt bağlantılarını kullanarak saklanmayı başardı. İslami Hareket Örgütü yönetici kadrosu cezaevinde çıkan tartışmalar sonucunda
Ekrem Baytap ve Hüsnü Yazgan grubu olarak ikiye ayrıldı.
Özellikle Baytap'ın eleştirilmesi ayrılığın nedeni oldu.
10 yıllık bir süreç içinde silahlı eylemlerle İslam devleti kurulmasını hedefleyen örgüt, olağanüstü gizlilik yöntemleri (Eşler dahi kocalarının gerçek adlarını bilemiyor) uyguluyor. Uymayanlar öldürülüyor. Örgütün lider kadrosunda bulunan adlar şunlardı: İrfan Çağrıcı (Tutuklu), Hüsnü Yazgan (Tutuklu), Ekrem Baytap (Tutuklu ), Tamer Aslan (Tutuklu), Mehmet Ali Bilici, Mehmet Kaya, Vezir Baş, Şefik Polat, Muzaffer Dalmaz, Zübeyir Gümüş. Örgüt 'Haksöz' adlı dergide görüşlerini yansıtmaktadır. Bu örgütün dışında Türkiye'de faaliyet gösteren diğer örgütler ise şunlar:


[SIZE=+1]İSLAMİ HAREKET SÜRECİ
Bu örgüt İran destekli ve özellikle Caferilik inancı üzerine kurulmuştur. İngiltere'de etkin
olan İslami çevrelerin etki alanındadır. Valide Sultan Camisi örgütün ilk kuruluş çalışmalarının yapıldığı yerdir. Örgüt Türkiye'yi savaş alanı olarak görmektedir.

[SIZE=+1]TEKFİR
1960 yılında Mısır'da İhvanı Müslümin (Müslüman Kardeşler) adlı örgütten kopan Şükrü Mustafa, cezaevinde tutuklu kaldığı süre içerisinde örgüt militanlarına gönderdiği yazılarla çok evlilik ve başka ülkelere giderek (Hicret) çalışılması konusunda talimat verdi.
Türkiye'ye gelip Çapa Tıp Fakültesinde öğrencilik yapan örgütün lideri Cemal Molaz Awwad 1984 yılında İstanbul ve Bursa da örgüte taban oluşturmak için çalışmalar başlattı (Tebliğ faaliyeti) Örgüt kendi öğretileri dışında Türkiye gibi Darül Harp olduğuna inanılan ülkelerde başka hiçbir şeye inanmıyor. Cuma namazı kılmıyor. Büyük savaşın en önemli alametlerinden biri olan Hicret'i de savaş zamanının iyice yaklaştığına dair bir gerekçe olarak görüyor. Örgütün yöneticileri Cemil Melaz Awwad, Vahit Metin, Ahmet Yalap, Namık Kemal Koyulmuş, Azimet Akyüz. Silahlı mücadele konusunda eğitim alan bu grubun militanlarının ellerinde çok sayıda silah bulundu. Özellikle pompalı tüfek sayısındaki fazlalık dikkat çekici.

[SIZE=+1]MÜSLÜMAN GENÇLİK
Müslüman Gençlik Örgütü, 1978 yılından itibaren, türban, Afganistan, İran devrimi, Cezayir, Halepçe katliamı, Kudüs'ün kurtuluşu, Humeyni'nin ölüm yıldönümü, Şeytan Ayetleri ve Salman Rüşdi, Bosna-Hersek, PKK ve Güneydoğu'daki gelişmeler, ABD ve İsrail emperyalizmi, Azerbaycan gibi konularda görüşlerini dile getiriyor.
1991 yılında çıkarmaya başladıkları Sinan Aktaş'ın idaresindeki Müslüman Genç adlı dergi (şimdi çıkmıyor) ilk görüşlerin dile getirildiği yer oldu. İran Devrimi'nden etkilenen örgüt, 1992 yılından bu yana silahlı eylem taraftarı olan HAMAS (Filistin İslami Direniş Örgütü) yanlısı bir yol izlemektedir. Açık tebliğ, gizli teşkilat yöntemi geçerlidir. Son aşamada ise silahlı unsurlarla düzen yıkılacak ve İslam devleti kurulacaktır. Tahir Gül'ün liderliğinde üniversitelerde oluşturulan grup, türbanlı öğrencilerin okula alınmamasına karşı yapılan gösteriler sırasında ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki faaliyetlerinden dolayı 'Yıldız Grubu' olarak da adlandırılmaktadır. Örgütün yönetici kadroları: Tahir Gül, Muhammet Şerbetçi, Kadir Tıngıroğlu, Hüseyin Sağır, Sinan Yılmaz ve Ender Gül.

[SIZE=+1]TEVHİDİ ÇEKİRDEK
Grubun lideri Muhammet Fatih Ergün'dür. 1990 yılında Zonguldak'ta yayın hayatına başlayan Tevhidi Çekirdek dergisi ile kendilerini tanıttılar. Dergi 1991 yılında kapanmıştır. Türkiye'deki bütün kurum ve kurallar İslam dışı olarak nitelendirilmektedir. Bu çerçevede nüfus cüzdanı taşımak, sistemin mahkemelerine başvurmak, resmi nikâh yapmak büyük suç sayılmaktadır. Gizli tebliğ yolunu benimseyen grup, gizli teşkilatlanmayı savunuyor.
Ortadoğu kökenli Şeyh Muhamet El Masumi, Mevdudi, Seyit Kutup ve İbni Teymiye gibi yazarların kitapları ana öğreti kaynaklarını oluşturuyor. Ayrıca bazı gıda maddelerinin yenmesi grup tarafından yasaklanmıştır.

[SIZE=+1]YERYÜZÜ GRUBU
Hizbullahi gruplardan biri olarak tanınmaktadır. Ülkücü ve solcu bir tabandan ayrılanlarla ilişkiler yürütülmektedir. Bir süre önce maddi olanaksızlıklar yüzünden yayın hayatına son verilen Yeryüzü dergisinin etrafında toplanılmıştır. Burhan Kavuncu, gruba önderlik etmektedir.

[SIZE=+1]VAHDET GRUBU
Diyarbakır'da Vahdet Kitabevi çevresinde oluşmuştur. Abdulvahap Ekinci'ye ait bu kitabevindeki faaliyetlere daha sonra Hizbullah'ın İlim ve Menzil gruplarının liderleri olan M. Fidan Güngör ile Hüseyin Velioğlu da katılmıştır. Zaman içerisinde Vahdet Kitabevi çevresindeki oluşumdan kopmalar oldu. Vahdet grubu şu anda merkezdeki Vahdet Vakfı ve diğer illerdeki şubeleri ile yine Diyarbakır'da bulunan Abdülkadir Geylani Vakfı çevresinde etkinlik göstermektedir. Vahdet ve Nida isimli dergiler çıkartılıyor. Grubun önde gelen adları Abdulvahap Ekinci, Abdülillah Yıkılmaz, Recep Çelik ve Ahmet Varol'dur.

[SIZE=+1]TEVHİD GRUBU
Tevhid dergisinin içerisinde faaliyet gösteren grup, daha sonra Selam gazetesi etrafında toplandı. İran ve Lübnan Hizbullahının etkisi altında bulunuyorlar. Üst düzey yöneticilerinden bazıları eski solculardır. Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kılıç önde gelen adlardır. Doğu sporlarının yapıldığı salonlarda etkinlik kazanmak istemektedirler. Tevhid ve Selam Vakfı bu grubun etkin olduğu kurumlardır. Hasan Mezarcı da bu grubun önemli adlarındandı.

[SIZE=+1]CEYŞULLAH (SELEFİLİK)
Suudi Arabistan etkisindeki bir harekettir. Selefilik inancını yaymak için her yıl Suudi Arabistan'da eğitim gören Türk öğrenciler bulunmaktadır. Ceyşullah Örgütü adı altında faaliyet gösteriyorlar. Şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için mücadele ediyorlar. Ceyşullah'ın kelime anlamı Allah'ın askerleri anlamına gelmektedir. Fatih'teki Manisalı Mehmet Paşa Camii çevresinde Abdurrahman Gökmen liderliğinde kurulan Fatih Ceyşullah Örgütü etkin kollarından biridir. Önde gelen adlar Ahmet Kahraman, Muhammed Emin Eryılmaz, Murat Cingöz, Sülemyan Yeten, Abdurrahman Güngör, Mehmet Ballıoğlu, İbrahim Saka ve Ömer Ustahüseyinoğlu'dur. İşadamı Sami Manisa'nın 16 yaşındaki oğlu İshak Manisa'nın kaçırılması olayını gerçekleştiren örgüt militanları, polisle girdikleri çatışmadan sonra sığındıkları Sütlüce'deki bir eve düzenlenen operasyonla ele geçirildi.
Evde bomba yapımında kullanılan elektronik aletler ve malzeme ile örgütsel dokümanlar da bulundu. Ellerinde önemli miktarda silah bulunduğu biliniyor.

[SIZE=+1]VASAT
Vasat örgütü adını kanlı bir eylemle gündeme getirdi. 14 Eylül 1988'de Gaziantep'te fuar alanında patlayan bomba, örgütün en kanlı eylemi oldu. Ali Özdemir adlı dört yaşındaki çocuk öldü, 21 kişi yaralandı. Sanayi Fuarı içinde İncil sattığı gerekçesiyle bombalanan kitapçı olayının ardından örgüte yönelik bir dizi operasyon başlatıldı. Örgüt lideri Şahımerdan Sarı, Adana'da saklandığı evde yakalandı. Sarı'nın itirafları üzerine örgüte el bombalarını getiren polis memuru Halil Yıldız ile örgütün üç sorumlusu Yakup Eraslan, Murat Kartal ve Kadir Karadere ele geçirildi. Örgüt eylem nedeniyle toplu olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıyor.
[SIZE=+1]Yeni Batıniler
Türkiye ve dünyadaki radikal İslami örgütlerin etkilendiği önemli akımlardan biri Batınilik. Batinilerde gizlilik ve takiye esastı. Hedefleri için yalan söylemekten çekinmezlerdi. Gizliliği ihlal ölüm gerekçesiydi. Takiye konusunda ilk uygulama Batınilere aittir.
Batinilerden Hassan Sabbah, Alamut Kalesi'nde topladığı militanlarıyla birlikte ilk terörist eylemleri gerçekleştirdi. Bu eylemlerin çoğu intihar komandosu şeklinde yetiştirilen militanlara yaptırılıyordu. Haşhaşiler olarak da adlandırılan grup, cennet, vadi ve haşhaş ile kandırıldıktan sonra, siyasi amaç için kullanılıyordu.
Özellikle Selçuklu Türkleri bu eylemlerden çok zarar gördü.
Vezir Nizamül Mülk, Hassan Sabbah'ın teröristlerince öldürüldü. Sultan Sencer'in yatak odasına bir hançere sarılı olarak yere saplanmış şekilde bırakılan 'Ey sultan, bu hançer kalbine de saplanabilir' mesajı önemlidir. İslam araştırmalarıyla tanınan yazar İsmail Nacar'a göre tarikatlar, yeni bir Batınilik yaratmaya ve onların politikalarını yüceltmeye çalışıyorlar. Tarikatları neo-Batıniler olarak adlandıran Nacar, "Çığ gibi büyüyen bu tehlike karşısında başta siyasal kadrolar, herkesin yeniden düşünmesi gerekiyor" diyor.
 
T Çevrimdışı

Tagut Düsmani

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
TTürkiye'de etkili olan radikal İslami örgütler, son dönemde sağladıkları ekonomik ayrıcalıklar sayesinde güç kazanmış durumda. Özellikle vakıflar ve tarikatların arkasına saklanarak faaliyetlerini gizleme olanağı bulan bu örgütler, Türkiye'de düzeni silahlı mücadele ile yıkmayı amaçlamaktadır. Bunların arasında ön plana çıkanlardan İslami Hareket Örgütü eylemleriyle hem İran'ın Türkiye'ye devrim ihracına aracılık etti, hem de Türkiye'de giriştikleri kanlı saldırılarla pek çok aydınımızın ölümüne yol açtı. Daha çok Hizbullah'ın şehir terörünü yaratan kolu gibi faaliyet gösteren İslami Hareket Örgütü, faal olduğu dönemde Türkiye'de en büyük otomobil kaçakçılığı şebekesini kurmuştu.
Batman'da Milli Türk Talebe Birliği içinde olan ve radikal İslami örgütlenmede önemli bir yeri bulunan, kitabevi işletmecisi (Can Kitabevi) Ekrem Baytap, Mehmet Ali Bilici, Abdulhakim Özlük ve İhsan Deniz, 1982 yılından sonra İran devrimini örnek alarak çalışmalar yapmaya başladılar. Önce Hizbullah örgütü içinde faaliyet gösteren, hatta yakalanıp sonra serbest kalan kadrolar, 1986 yılında Batman'da ilk toplantılarını yaparak faaliyete geçti.
1989 yılında silahlanma yoluna giden örgüt, İran'da kamp ve eğitim için Mehmet Ali Bilici, İhsan Deniz ve Necmi Aslan'ı İran'a gönderdi. Kum kentindeki kamplarda terörist eğitimin verilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Bu eğitimin sonucunda çok sayıda siyasi cinayet işlendi. Bunlar arasında Turan Dursun, Bahriye Üçok, Çetin Emeç suikastları ön plana çıkmaktadır. Jak Kamhi'ye suikast girişiminde bulunan gruplara istihbarat
çalışması yaparak destek verdiler. Örgütün Uğur Mumcu suikastı sonrasında olaya karıştığı yönünde iddialar ortaya atılsa da, bunlar bir sonuca ulaştırılamadı.
1995-96 yıllarında örgüte yönelik olarak yapılan operasyonlarda Hüsnü Yazgan, Tamer Aslan ve Adil Ateş ile İrfan Çağrıcı yakalanarak cezaevine konuldu. Örgütün önemli tetikçilerinden olan Muzaffer Dalmaz ise halen yakalanabilmiş değildir. Dalmaz'ın Bahriye Üçok'a bombalı paketi gönderen kişi olduğu saptanmıştı. Turan Dursun'un öldürülmesi olayında da adı geçen Dalmaz, uluslararası radikal İslami örgüt bağlantılarını kullanarak saklanmayı başardı. İslami Hareket Örgütü yönetici kadrosu cezaevinde çıkan tartışmalar sonucunda
Ekrem Baytap ve Hüsnü Yazgan grubu olarak ikiye ayrıldı.
Özellikle Baytap'ın eleştirilmesi ayrılığın nedeni oldu.
10 yıllık bir süreç içinde silahlı eylemlerle İslam devleti kurulmasını hedefleyen örgüt, olağanüstü gizlilik yöntemleri (Eşler dahi kocalarının gerçek adlarını bilemiyor) uyguluyor. Uymayanlar öldürülüyor. Örgütün lider kadrosunda bulunan adlar şunlardı: İrfan Çağrıcı (Tutuklu), Hüsnü Yazgan (Tutuklu), Ekrem Baytap (Tutuklu ), Tamer Aslan (Tutuklu), Mehmet Ali Bilici, Mehmet Kaya, Vezir Baş, Şefik Polat, Muzaffer Dalmaz, Zübeyir Gümüş. Örgüt 'Haksöz' adlı dergide görüşlerini yansıtmaktadır. Bu örgütün dışında Türkiye'de faaliyet gösteren diğer örgütler ise şunlar:


[SIZE=+1]İSLAMİ HAREKET SÜRECİ
Bu örgüt İran destekli ve özellikle Caferilik inancı üzerine kurulmuştur. İngiltere'de etkin
olan İslami çevrelerin etki alanındadır. Valide Sultan Camisi örgütün ilk kuruluş çalışmalarının yapıldığı yerdir. Örgüt Türkiye'yi savaş alanı olarak görmektedir.

[SIZE=+1]TEKFİR
1960 yılında Mısır'da İhvanı Müslümin (Müslüman Kardeşler) adlı örgütten kopan Şükrü Mustafa, cezaevinde tutuklu kaldığı süre içerisinde örgüt militanlarına gönderdiği yazılarla çok evlilik ve başka ülkelere giderek (Hicret) çalışılması konusunda talimat verdi.
Türkiye'ye gelip Çapa Tıp Fakültesinde öğrencilik yapan örgütün lideri Cemal Molaz Awwad 1984 yılında İstanbul ve Bursa da örgüte taban oluşturmak için çalışmalar başlattı (Tebliğ faaliyeti) Örgüt kendi öğretileri dışında Türkiye gibi Darül Harp olduğuna inanılan ülkelerde başka hiçbir şeye inanmıyor. Cuma namazı kılmıyor. Büyük savaşın en önemli alametlerinden biri olan Hicret'i de savaş zamanının iyice yaklaştığına dair bir gerekçe olarak görüyor. Örgütün yöneticileri Cemil Melaz Awwad, Vahit Metin, Ahmet Yalap, Namık Kemal Koyulmuş, Azimet Akyüz. Silahlı mücadele konusunda eğitim alan bu grubun militanlarının ellerinde çok sayıda silah bulundu. Özellikle pompalı tüfek sayısındaki fazlalık dikkat çekici.

[SIZE=+1]MÜSLÜMAN GENÇLİK
Müslüman Gençlik Örgütü, 1978 yılından itibaren, türban, Afganistan, İran devrimi, Cezayir, Halepçe katliamı, Kudüs'ün kurtuluşu, Humeyni'nin ölüm yıldönümü, Şeytan Ayetleri ve Salman Rüşdi, Bosna-Hersek, PKK ve Güneydoğu'daki gelişmeler, ABD ve İsrail emperyalizmi, Azerbaycan gibi konularda görüşlerini dile getiriyor.
1991 yılında çıkarmaya başladıkları Sinan Aktaş'ın idaresindeki Müslüman Genç adlı dergi (şimdi çıkmıyor) ilk görüşlerin dile getirildiği yer oldu. İran Devrimi'nden etkilenen örgüt, 1992 yılından bu yana silahlı eylem taraftarı olan HAMAS (Filistin İslami Direniş Örgütü) yanlısı bir yol izlemektedir. Açık tebliğ, gizli teşkilat yöntemi geçerlidir. Son aşamada ise silahlı unsurlarla düzen yıkılacak ve İslam devleti kurulacaktır. Tahir Gül'ün liderliğinde üniversitelerde oluşturulan grup, türbanlı öğrencilerin okula alınmamasına karşı yapılan gösteriler sırasında ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki faaliyetlerinden dolayı 'Yıldız Grubu' olarak da adlandırılmaktadır. Örgütün yönetici kadroları: Tahir Gül, Muhammet Şerbetçi, Kadir Tıngıroğlu, Hüseyin Sağır, Sinan Yılmaz ve Ender Gül.

[SIZE=+1]TEVHİDİ ÇEKİRDEK
Grubun lideri Muhammet Fatih Ergün'dür. 1990 yılında Zonguldak'ta yayın hayatına başlayan Tevhidi Çekirdek dergisi ile kendilerini tanıttılar. Dergi 1991 yılında kapanmıştır. Türkiye'deki bütün kurum ve kurallar İslam dışı olarak nitelendirilmektedir. Bu çerçevede nüfus cüzdanı taşımak, sistemin mahkemelerine başvurmak, resmi nikâh yapmak büyük suç sayılmaktadır. Gizli tebliğ yolunu benimseyen grup, gizli teşkilatlanmayı savunuyor.
Ortadoğu kökenli Şeyh Muhamet El Masumi, Mevdudi, Seyit Kutup ve İbni Teymiye gibi yazarların kitapları ana öğreti kaynaklarını oluşturuyor. Ayrıca bazı gıda maddelerinin yenmesi grup tarafından yasaklanmıştır.

[SIZE=+1]YERYÜZÜ GRUBU
Hizbullahi gruplardan biri olarak tanınmaktadır. Ülkücü ve solcu bir tabandan ayrılanlarla ilişkiler yürütülmektedir. Bir süre önce maddi olanaksızlıklar yüzünden yayın hayatına son verilen Yeryüzü dergisinin etrafında toplanılmıştır. Burhan Kavuncu, gruba önderlik etmektedir.

[SIZE=+1]VAHDET GRUBU
Diyarbakır'da Vahdet Kitabevi çevresinde oluşmuştur. Abdulvahap Ekinci'ye ait bu kitabevindeki faaliyetlere daha sonra Hizbullah'ın İlim ve Menzil gruplarının liderleri olan M. Fidan Güngör ile Hüseyin Velioğlu da katılmıştır. Zaman içerisinde Vahdet Kitabevi çevresindeki oluşumdan kopmalar oldu. Vahdet grubu şu anda merkezdeki Vahdet Vakfı ve diğer illerdeki şubeleri ile yine Diyarbakır'da bulunan Abdülkadir Geylani Vakfı çevresinde etkinlik göstermektedir. Vahdet ve Nida isimli dergiler çıkartılıyor. Grubun önde gelen adları Abdulvahap Ekinci, Abdülillah Yıkılmaz, Recep Çelik ve Ahmet Varol'dur.

[SIZE=+1]TEVHİD GRUBU
Tevhid dergisinin içerisinde faaliyet gösteren grup, daha sonra Selam gazetesi etrafında toplandı. İran ve Lübnan Hizbullahının etkisi altında bulunuyorlar. Üst düzey yöneticilerinden bazıları eski solculardır. Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kılıç önde gelen adlardır. Doğu sporlarının yapıldığı salonlarda etkinlik kazanmak istemektedirler. Tevhid ve Selam Vakfı bu grubun etkin olduğu kurumlardır. Hasan Mezarcı da bu grubun önemli adlarındandı.

[SIZE=+1]CEYŞULLAH (SELEFİLİK)
Suudi Arabistan etkisindeki bir harekettir. Selefilik inancını yaymak için her yıl Suudi Arabistan'da eğitim gören Türk öğrenciler bulunmaktadır. Ceyşullah Örgütü adı altında faaliyet gösteriyorlar. Şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için mücadele ediyorlar. Ceyşullah'ın kelime anlamı Allah'ın askerleri anlamına gelmektedir. Fatih'teki Manisalı Mehmet Paşa Camii çevresinde Abdurrahman Gökmen liderliğinde kurulan Fatih Ceyşullah Örgütü etkin kollarından biridir. Önde gelen adlar Ahmet Kahraman, Muhammed Emin Eryılmaz, Murat Cingöz, Sülemyan Yeten, Abdurrahman Güngör, Mehmet Ballıoğlu, İbrahim Saka ve Ömer Ustahüseyinoğlu'dur. İşadamı Sami Manisa'nın 16 yaşındaki oğlu İshak Manisa'nın kaçırılması olayını gerçekleştiren örgüt militanları, polisle girdikleri çatışmadan sonra sığındıkları Sütlüce'deki bir eve düzenlenen operasyonla ele geçirildi.
Evde bomba yapımında kullanılan elektronik aletler ve malzeme ile örgütsel dokümanlar da bulundu. Ellerinde önemli miktarda silah bulunduğu biliniyor.

[SIZE=+1]VASAT
Vasat örgütü adını kanlı bir eylemle gündeme getirdi. 14 Eylül 1988'de Gaziantep'te fuar alanında patlayan bomba, örgütün en kanlı eylemi oldu. Ali Özdemir adlı dört yaşındaki çocuk öldü, 21 kişi yaralandı. Sanayi Fuarı içinde İncil sattığı gerekçesiyle bombalanan kitapçı olayının ardından örgüte yönelik bir dizi operasyon başlatıldı. Örgüt lideri Şahımerdan Sarı, Adana'da saklandığı evde yakalandı. Sarı'nın itirafları üzerine örgüte el bombalarını getiren polis memuru Halil Yıldız ile örgütün üç sorumlusu Yakup Eraslan, Murat Kartal ve Kadir Karadere ele geçirildi. Örgüt eylem nedeniyle toplu olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıyor.
[SIZE=+1]Yeni Batıniler
Türkiye ve dünyadaki radikal İslami örgütlerin etkilendiği önemli akımlardan biri Batınilik. Batinilerde gizlilik ve takiye esastı. Hedefleri için yalan söylemekten çekinmezlerdi. Gizliliği ihlal ölüm gerekçesiydi. Takiye konusunda ilk uygulama Batınilere aittir.
Batinilerden Hassan Sabbah, Alamut Kalesi'nde topladığı militanlarıyla birlikte ilk terörist eylemleri gerçekleştirdi. Bu eylemlerin çoğu intihar komandosu şeklinde yetiştirilen militanlara yaptırılıyordu. Haşhaşiler olarak da adlandırılan grup, cennet, vadi ve haşhaş ile kandırıldıktan sonra, siyasi amaç için kullanılıyordu.
Özellikle Selçuklu Türkleri bu eylemlerden çok zarar gördü.
Vezir Nizamül Mülk, Hassan Sabbah'ın teröristlerince öldürüldü. Sultan Sencer'in yatak odasına bir hançere sarılı olarak yere saplanmış şekilde bırakılan 'Ey sultan, bu hançer kalbine de saplanabilir' mesajı önemlidir. İslam araştırmalarıyla tanınan yazar İsmail Nacar'a göre tarikatlar, yeni bir Batınilik yaratmaya ve onların politikalarını yüceltmeye çalışıyorlar. Tarikatları neo-Batıniler olarak adlandıran Nacar, "Çığ gibi büyüyen bu tehlike karşısında başta siyasal kadrolar, herkesin yeniden düşünmesi gerekiyor" diyor.

yaziyi göderen adam sen tewhid nedir bilirmisin,buyuk kufur kucuk kufur nedir bilirmisin ,hele tagut nedir söyle bakalim dagda cikan bir otmu yoksa
 
kargı1 Çevrimdışı

kargı1

Üye
İslam-TR Üyesi
TTürkiye'de etkili olan radikal İslami örgütler, son dönemde sağladıkları ekonomik ayrıcalıklar sayesinde güç kazanmış durumda. Özellikle vakıflar ve tarikatların arkasına saklanarak faaliyetlerini gizleme olanağı bulan bu örgütler, Türkiye'de düzeni silahlı mücadele ile yıkmayı amaçlamaktadır. Bunların arasında ön plana çıkanlardan İslami Hareket Örgütü eylemleriyle hem İran'ın Türkiye'ye devrim ihracına aracılık etti, hem de Türkiye'de giriştikleri kanlı saldırılarla pek çok aydınımızın ölümüne yol açtı. Daha çok Hizbullah'ın şehir terörünü yaratan kolu gibi faaliyet gösteren İslami Hareket Örgütü, faal olduğu dönemde Türkiye'de en büyük otomobil kaçakçılığı şebekesini kurmuştu.
Batman'da Milli Türk Talebe Birliği içinde olan ve radikal İslami örgütlenmede önemli bir yeri bulunan, kitabevi işletmecisi (Can Kitabevi) Ekrem Baytap, Mehmet Ali Bilici, Abdulhakim Özlük ve İhsan Deniz, 1982 yılından sonra İran devrimini örnek alarak çalışmalar yapmaya başladılar. Önce Hizbullah örgütü içinde faaliyet gösteren, hatta yakalanıp sonra serbest kalan kadrolar, 1986 yılında Batman'da ilk toplantılarını yaparak faaliyete geçti.
1989 yılında silahlanma yoluna giden örgüt, İran'da kamp ve eğitim için Mehmet Ali Bilici, İhsan Deniz ve Necmi Aslan'ı İran'a gönderdi. Kum kentindeki kamplarda terörist eğitimin verilmesi konusunda anlaşma sağlandı. Bu eğitimin sonucunda çok sayıda siyasi cinayet işlendi. Bunlar arasında Turan Dursun, Bahriye Üçok, Çetin Emeç suikastları ön plana çıkmaktadır. Jak Kamhi'ye suikast girişiminde bulunan gruplara istihbarat
çalışması yaparak destek verdiler. Örgütün Uğur Mumcu suikastı sonrasında olaya karıştığı yönünde iddialar ortaya atılsa da, bunlar bir sonuca ulaştırılamadı.
1995-96 yıllarında örgüte yönelik olarak yapılan operasyonlarda Hüsnü Yazgan, Tamer Aslan ve Adil Ateş ile İrfan Çağrıcı yakalanarak cezaevine konuldu. Örgütün önemli tetikçilerinden olan Muzaffer Dalmaz ise halen yakalanabilmiş değildir. Dalmaz'ın Bahriye Üçok'a bombalı paketi gönderen kişi olduğu saptanmıştı. Turan Dursun'un öldürülmesi olayında da adı geçen Dalmaz, uluslararası radikal İslami örgüt bağlantılarını kullanarak saklanmayı başardı. İslami Hareket Örgütü yönetici kadrosu cezaevinde çıkan tartışmalar sonucunda
Ekrem Baytap ve Hüsnü Yazgan grubu olarak ikiye ayrıldı.
Özellikle Baytap'ın eleştirilmesi ayrılığın nedeni oldu.
10 yıllık bir süreç içinde silahlı eylemlerle İslam devleti kurulmasını hedefleyen örgüt, olağanüstü gizlilik yöntemleri (Eşler dahi kocalarının gerçek adlarını bilemiyor) uyguluyor. Uymayanlar öldürülüyor. Örgütün lider kadrosunda bulunan adlar şunlardı: İrfan Çağrıcı (Tutuklu), Hüsnü Yazgan (Tutuklu), Ekrem Baytap (Tutuklu ), Tamer Aslan (Tutuklu), Mehmet Ali Bilici, Mehmet Kaya, Vezir Baş, Şefik Polat, Muzaffer Dalmaz, Zübeyir Gümüş. Örgüt 'Haksöz' adlı dergide görüşlerini yansıtmaktadır. Bu örgütün dışında Türkiye'de faaliyet gösteren diğer örgütler ise şunlar:


[SIZE=+1]İSLAMİ HAREKET SÜRECİ
Bu örgüt İran destekli ve özellikle Caferilik inancı üzerine kurulmuştur. İngiltere'de etkin
olan İslami çevrelerin etki alanındadır. Valide Sultan Camisi örgütün ilk kuruluş çalışmalarının yapıldığı yerdir. Örgüt Türkiye'yi savaş alanı olarak görmektedir.

[SIZE=+1]TEKFİR
1960 yılında Mısır'da İhvanı Müslümin (Müslüman Kardeşler) adlı örgütten kopan Şükrü Mustafa, cezaevinde tutuklu kaldığı süre içerisinde örgüt militanlarına gönderdiği yazılarla çok evlilik ve başka ülkelere giderek (Hicret) çalışılması konusunda talimat verdi.
Türkiye'ye gelip Çapa Tıp Fakültesinde öğrencilik yapan örgütün lideri Cemal Molaz Awwad 1984 yılında İstanbul ve Bursa da örgüte taban oluşturmak için çalışmalar başlattı (Tebliğ faaliyeti) Örgüt kendi öğretileri dışında Türkiye gibi Darül Harp olduğuna inanılan ülkelerde başka hiçbir şeye inanmıyor. Cuma namazı kılmıyor. Büyük savaşın en önemli alametlerinden biri olan Hicret'i de savaş zamanının iyice yaklaştığına dair bir gerekçe olarak görüyor. Örgütün yöneticileri Cemil Melaz Awwad, Vahit Metin, Ahmet Yalap, Namık Kemal Koyulmuş, Azimet Akyüz. Silahlı mücadele konusunda eğitim alan bu grubun militanlarının ellerinde çok sayıda silah bulundu. Özellikle pompalı tüfek sayısındaki fazlalık dikkat çekici.

[SIZE=+1]MÜSLÜMAN GENÇLİK
Müslüman Gençlik Örgütü, 1978 yılından itibaren, türban, Afganistan, İran devrimi, Cezayir, Halepçe katliamı, Kudüs'ün kurtuluşu, Humeyni'nin ölüm yıldönümü, Şeytan Ayetleri ve Salman Rüşdi, Bosna-Hersek, PKK ve Güneydoğu'daki gelişmeler, ABD ve İsrail emperyalizmi, Azerbaycan gibi konularda görüşlerini dile getiriyor.
1991 yılında çıkarmaya başladıkları Sinan Aktaş'ın idaresindeki Müslüman Genç adlı dergi (şimdi çıkmıyor) ilk görüşlerin dile getirildiği yer oldu. İran Devrimi'nden etkilenen örgüt, 1992 yılından bu yana silahlı eylem taraftarı olan HAMAS (Filistin İslami Direniş Örgütü) yanlısı bir yol izlemektedir. Açık tebliğ, gizli teşkilat yöntemi geçerlidir. Son aşamada ise silahlı unsurlarla düzen yıkılacak ve İslam devleti kurulacaktır. Tahir Gül'ün liderliğinde üniversitelerde oluşturulan grup, türbanlı öğrencilerin okula alınmamasına karşı yapılan gösteriler sırasında ortaya çıktı. Yıldız Teknik Üniversitesi'ndeki faaliyetlerinden dolayı 'Yıldız Grubu' olarak da adlandırılmaktadır. Örgütün yönetici kadroları: Tahir Gül, Muhammet Şerbetçi, Kadir Tıngıroğlu, Hüseyin Sağır, Sinan Yılmaz ve Ender Gül.

[SIZE=+1]TEVHİDİ ÇEKİRDEK
Grubun lideri Muhammet Fatih Ergün'dür. 1990 yılında Zonguldak'ta yayın hayatına başlayan Tevhidi Çekirdek dergisi ile kendilerini tanıttılar. Dergi 1991 yılında kapanmıştır. Türkiye'deki bütün kurum ve kurallar İslam dışı olarak nitelendirilmektedir. Bu çerçevede nüfus cüzdanı taşımak, sistemin mahkemelerine başvurmak, resmi nikâh yapmak büyük suç sayılmaktadır. Gizli tebliğ yolunu benimseyen grup, gizli teşkilatlanmayı savunuyor.
Ortadoğu kökenli Şeyh Muhamet El Masumi, Mevdudi, Seyit Kutup ve İbni Teymiye gibi yazarların kitapları ana öğreti kaynaklarını oluşturuyor. Ayrıca bazı gıda maddelerinin yenmesi grup tarafından yasaklanmıştır.

[SIZE=+1]YERYÜZÜ GRUBU
Hizbullahi gruplardan biri olarak tanınmaktadır. Ülkücü ve solcu bir tabandan ayrılanlarla ilişkiler yürütülmektedir. Bir süre önce maddi olanaksızlıklar yüzünden yayın hayatına son verilen Yeryüzü dergisinin etrafında toplanılmıştır. Burhan Kavuncu, gruba önderlik etmektedir.

[SIZE=+1]VAHDET GRUBU
Diyarbakır'da Vahdet Kitabevi çevresinde oluşmuştur. Abdulvahap Ekinci'ye ait bu kitabevindeki faaliyetlere daha sonra Hizbullah'ın İlim ve Menzil gruplarının liderleri olan M. Fidan Güngör ile Hüseyin Velioğlu da katılmıştır. Zaman içerisinde Vahdet Kitabevi çevresindeki oluşumdan kopmalar oldu. Vahdet grubu şu anda merkezdeki Vahdet Vakfı ve diğer illerdeki şubeleri ile yine Diyarbakır'da bulunan Abdülkadir Geylani Vakfı çevresinde etkinlik göstermektedir. Vahdet ve Nida isimli dergiler çıkartılıyor. Grubun önde gelen adları Abdulvahap Ekinci, Abdülillah Yıkılmaz, Recep Çelik ve Ahmet Varol'dur.

[SIZE=+1]TEVHİD GRUBU
Tevhid dergisinin içerisinde faaliyet gösteren grup, daha sonra Selam gazetesi etrafında toplandı. İran ve Lübnan Hizbullahının etkisi altında bulunuyorlar. Üst düzey yöneticilerinden bazıları eski solculardır. Mehmet Ali Tekin ve Hasan Kılıç önde gelen adlardır. Doğu sporlarının yapıldığı salonlarda etkinlik kazanmak istemektedirler. Tevhid ve Selam Vakfı bu grubun etkin olduğu kurumlardır. Hasan Mezarcı da bu grubun önemli adlarındandı.

[SIZE=+1]CEYŞULLAH (SELEFİLİK)
Suudi Arabistan etkisindeki bir harekettir. Selefilik inancını yaymak için her yıl Suudi Arabistan'da eğitim gören Türk öğrenciler bulunmaktadır. Ceyşullah Örgütü adı altında faaliyet gösteriyorlar. Şeriata dayalı bir İslam devleti kurmak için mücadele ediyorlar. Ceyşullah'ın kelime anlamı Allah'ın askerleri anlamına gelmektedir. Fatih'teki Manisalı Mehmet Paşa Camii çevresinde Abdurrahman Gökmen liderliğinde kurulan Fatih Ceyşullah Örgütü etkin kollarından biridir. Önde gelen adlar Ahmet Kahraman, Muhammed Emin Eryılmaz, Murat Cingöz, Sülemyan Yeten, Abdurrahman Güngör, Mehmet Ballıoğlu, İbrahim Saka ve Ömer Ustahüseyinoğlu'dur. İşadamı Sami Manisa'nın 16 yaşındaki oğlu İshak Manisa'nın kaçırılması olayını gerçekleştiren örgüt militanları, polisle girdikleri çatışmadan sonra sığındıkları Sütlüce'deki bir eve düzenlenen operasyonla ele geçirildi.
Evde bomba yapımında kullanılan elektronik aletler ve malzeme ile örgütsel dokümanlar da bulundu. Ellerinde önemli miktarda silah bulunduğu biliniyor.

[SIZE=+1]VASAT
Vasat örgütü adını kanlı bir eylemle gündeme getirdi. 14 Eylül 1988'de Gaziantep'te fuar alanında patlayan bomba, örgütün en kanlı eylemi oldu. Ali Özdemir adlı dört yaşındaki çocuk öldü, 21 kişi yaralandı. Sanayi Fuarı içinde İncil sattığı gerekçesiyle bombalanan kitapçı olayının ardından örgüte yönelik bir dizi operasyon başlatıldı. Örgüt lideri Şahımerdan Sarı, Adana'da saklandığı evde yakalandı. Sarı'nın itirafları üzerine örgüte el bombalarını getiren polis memuru Halil Yıldız ile örgütün üç sorumlusu Yakup Eraslan, Murat Kartal ve Kadir Karadere ele geçirildi. Örgüt eylem nedeniyle toplu olarak Devlet Güvenlik Mahkemesi'nde yargılanıyor.
[SIZE=+1]Yeni Batıniler
Türkiye ve dünyadaki radikal İslami örgütlerin etkilendiği önemli akımlardan biri Batınilik. Batinilerde gizlilik ve takiye esastı. Hedefleri için yalan söylemekten çekinmezlerdi. Gizliliği ihlal ölüm gerekçesiydi. Takiye konusunda ilk uygulama Batınilere aittir.
Batinilerden Hassan Sabbah, Alamut Kalesi'nde topladığı militanlarıyla birlikte ilk terörist eylemleri gerçekleştirdi. Bu eylemlerin çoğu intihar komandosu şeklinde yetiştirilen militanlara yaptırılıyordu. Haşhaşiler olarak da adlandırılan grup, cennet, vadi ve haşhaş ile kandırıldıktan sonra, siyasi amaç için kullanılıyordu.
Özellikle Selçuklu Türkleri bu eylemlerden çok zarar gördü.
Vezir Nizamül Mülk, Hassan Sabbah'ın teröristlerince öldürüldü. Sultan Sencer'in yatak odasına bir hançere sarılı olarak yere saplanmış şekilde bırakılan 'Ey sultan, bu hançer kalbine de saplanabilir' mesajı önemlidir. İslam araştırmalarıyla tanınan yazar İsmail Nacar'a göre tarikatlar, yeni bir Batınilik yaratmaya ve onların politikalarını yüceltmeye çalışıyorlar. Tarikatları neo-Batıniler olarak adlandıran Nacar, "Çığ gibi büyüyen bu tehlike karşısında başta siyasal kadrolar, herkesin yeniden düşünmesi gerekiyor" diyor.


e başka dediği gibi ergenokndan yakalanmış biri müslümanlar hakkında yazacak ne inan dım bilemezsin
:kafaçakma
 
Üst Ana Sayfa Alt