E
Çevrimdışı
Ebu Bekr Abdullah b. Süleyman şu kasideyi söyledi
(Rahman rahim Allah'ın adıyla)
"Sımsıkı sarıl Allah'ın ipine ve tabi ol hidayete
Bid'atçi olma sakın ki kurtulasın
Allah'ın kitabı ile Allah'ın Rasûlünden gelen,
Sünnetlere uy; dinin olsun onlar kurtulur ve kazanırsın.
Mutlak malikimizin sözü mahluk değil derdi,
Çünkü Allah dostlarının dindeki yolu buydu ve bunu böyle dile getirdiler.
Kur'ân hakkında hiçbir zaman tereddüt etme,
Cehme uyanların söyledikleri ve doğru diye ileri sürdükleri gibi.
Kur'ân'ın okunması mahluktur deme,Çünkü Allah kelâmı lafız ile açıklık kazanır.
De ki: Allah kullara açıkça görünecektir.
Gizlenmeyen ondördündeki ay gibi; hatta Rabbin daha açık görünecektir.
O doğmamıştır, doğurmamıştır.
Onun bir benzeri de yoktur. Yücedir, her türlü eksiklikten münezzehtir.
Cehmiyye mensubu bunu reddedebilir, fakat yanımızda
Söylediklerimizi doğrulayan açık ifadeli hadis vardır.
Bunu Cerir, Muhammed'in sözü olarak rivayet etmiştir.
Sen de bu hususta onun dediği gibi söyle ki başarıya ulaşasın.
Yine Cehmiyye mensubu onun sağ elini inkâr edebilir.
Fakat onun her iki eli de lütufları dağıtır durur,
Her gece o Cebbar olan Allah iner, de;
Keyfiyetsiz olarak o her türlü övgüye layık olan, bir ve tek olan zat ne yücedir!
Dünya semasına iner lütfunu sunar,
Semanın kapıları aralanır, açılır.
Der ki: Yok mu mağfiret dileyen, mağfiret edenle karşılaşır,
Hayır, bağış dileyen, rızık isteyen yok mu, ona verilir,
Bunu hadisleri reddolunmayacak bir topluluk rivayet etmiştir.
Dikkat, et onları yalanlayan bir toplum hüsrana uğrar ve çirkin bir iş işler.
De ki: Muhammed'den sonra insanların hayırlısı,
Onun iki yardımcısıdır onlar öndedir, sonra ağırlıklı olarak Osman gelir.
Dördüncüleri onlardan sonra yaratılmışların en hayırlısıdır.
O hayrın yanından ayrılmayandı. Hayır için o bağışlanmıştı.
İşte onlar ve haklarında şüphe edilmeyen o kafile,
Firdevsin en üstün yerlerinde nur ile koşarlar:
Said, Sa'd, Avf'ın oğlu ve Talha,
Fihr'in Âmir'i ile övülen o Zubeyr,
Bütün ashab hakkında en hayırlı sözü söyle.
Sakın tenkid eden, ayıplayan ve kusurları dile getiren olma.
Vahy-i mübin onların faziletlerini dile getirmiştir.
Fetih suresinde ashab-ı kiramı öven bir ayet (Bu el-Feth, 48/9. ayet-i kerimedir.)
Takdir edilmiş kadere kesinlikle inan; çünkü o,
Din akidesinin temel direğidir ve din geniş ve müsamahakârdır.
Cahillik ederek münker ve nekiri inkâr etme;
Havzı da, mizanı da. Şüphesiz ki sana öğüt verilmektedir."
"De ki: Büyük Allah lütfuyla çıkartır
Cehennemden kömüre dönmüş birtakım cesetleri,
Firdevs'teki nehre bırakılırlar ve dirilirler suyuyla,
Tıpkı taşkın selin getirdiği bir tane gibi.
Ve şüphesiz Allah'ın Rasûlü şefaat edecektir,
Kabir azabı hakkında da o apaçık bir haktır, de,
Namaz kılanlara kafir demeyesin, asi olsalar bile,
Çünkü hepsi de isyan etmiştir.
Arşın sahibi ise affeder.
Haricilerin görüşlerine inanmayasın; çünkü o,
Benimseyeni helake götürüp rezil eden bir görüştür.
Diniyle oynayan bir mürcieci olma sakın,
Çünkü bil ki mürcieci din ile alay eder.
De ki: İman hem söz, hem niyettir,
Hem de fiildir. Peygamberin sözüyle bu, apaçık ifade edilmiştir.
Bazen masiyetler sebebiyle eksilir ve bazen,
Ona itaatle artar durur ve tartıda ağır basar.
Kişilerin görüşlerini ve sözlerini bırak bir kenara;
Allah Rasûlünün sözü daha temiz ve kalbi daha çok rahatlatır.
Dinleri ile oyalanan kimselerden olup da,
Hadis ehlini tenkid edip onlara dil uzatma!
Ey arkadaşım, ömür boyunca sen bu şekilde inanırsan,
Hiç şüphesiz hayır üzere geceler ve hayırla sabahı edersin."
Büyük imam ünlü hafız Şemsu'd-Din ez-Zehebî, "el-Uluvv" adlı eserinde şunları söylemektedir:
Bu kaside onu nazmedenden tevatür yoluyla gelmiştir. Bunu el-Acurrî rivayet etmiş olup ona bir şerh de yazmıştır. Ebu Abdullah b. Batta da el-İbâne adlı eserinde rivayet etmiştir.