Neler yeni
İslami Forum, Dini Forum, islami site, islami sohbet, radyo, islami bilgiler

İslam-tr.org'a hoş geldiniz! Hemen üye olun ve kendi konularınızı, düşüncelerinizi paylaşarak bu platforma katılın. Oturum açtıktan sonra, İslam dini, tarih ve güncel konularla ilgili paylaşımlarda bulunabilirsiniz.

Efendimiz açlık

M Çevrimdışı

Merahan

Yeni Üye
İslam-TR Üyesi
H.z muhammed aç kalmismidir ve zengin olmusmudur zengin olduktan sonra tüm malını köleleri serbest bırakmaya fakirlere yardım etmeyemi harcamıştır sahih hadisler varmıdır bunlar icin
 
أهل الحديث Çevrimdışı

أهل الحديث

لا إله إلا الله
Moderatör
Konu açarken başlıkları doğru bir şekilde yazıp imlâya dikkat edersek aramalarda bulunması açısından daha iyi olur inşâAllah.

Nu'man İbnu Beşir radiyallahu anh'tan rivayetle:
Hz. Ömer (ra) insanların nail oldukları dünyalıktan söz etti ve dedi ki: "Gerçekten ben Rasûlullah (sav)'ın bütün gün açlıktan kıvrandığı halde, karnını doyurmaya adi hurma hile bulamadığını gördüm." (Müslim, Zühd 36, (2978))

Ebu Hureyre radiyallahu anh'tan:
Rasulullah (sav) bir gün (veya gece mutad olmayan bir saatte) mescide geldi. Orada Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer (ra)'e rastladı. Onlara (bu saatte) niye geldiklerini sordu. "Bizi evden çıkaran açlıktır!" dediler. Rasulullah da: "Beni de evde çıkaran açlıktan başka bir şey değil!" buyurdu. Hep beraber Ebü'l'Heysem İbnu'l Teyyihan'a, gittiler. O, bunlar için arpadan ekmek yapılmasını emretti. Ekmek yapıldı. Sonra kalkıp bir koyun kesti. Yanlarında bir hurma ağacında asılı olan tatlı suyu indirdi. Derken yemek geldi, yediler ve o sudan içtiler. Resulullah (sav): "Şu günün nimetinden (Kıyamet günü) hesap sorulacak! (Açlık sizi evinizden çıkardı. Bu nimetlere nail olduktan sonra dönüyorsunuz!" buyurdu. (Müslim, Eşribe 140, (2038); Muvatta, Sıfatu'n Nebi 28, (2, 932); Tirmizi, Zühd 39, (2370) )

Ebu Talha (ra) rivayet etmiştir:
Resulullah (sav)'a açlıktan şikayet ettik ve karınlarımızı açıp gösterdik. Herkeste bir taş vardı. Resulullah (sav) da karnını açtı, O'nda iki taş vardı. (Tirmizi, Zühd 39, (2372))

Fudale İbnu Ubeyd(ra) rivayet etmiştir:
Resulullah (sav) halka namaz kıldırırken, bazı kimseler açlık sebebiyle kıyam sırasında yere yıkılırlardı. Bunlar Ashab-ı Suffe idi. (Medine'de misafireten bulunan) bedeviler, bunlara delirmiş derlerdi. Efendimiz namazdan çıkınca yanlarına uğrar ve: "Eğer (bu çektiğiniz sıkıntı sebebiyle) Allah indinde elde ettiğiniz mükafaatı bilseydiniz, fakirlik ve ihtiyaç yönüyle daha da artmayı dilerdiniz" derdi. (Tirmizi, Zühd 39, (2369) )

İbn Abbas(ra) rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) ve ailesi üst üste pek çok geceleri aç geçirirler ve akşam yemeği bulamazlardı. Ekmekleri çoğunlukla arpa ekmeği idi." (Tirmizi, Zühd 38, (2361) )

Enes(ra) rivayet etmiştir:
Rasulullah (sav) buyurdular ki: "Şurası muhakkak ki, Allah hakkında benim korkutulduğum kadar kimse korkutulmamıştır. Allah yolunda bana çektirilen eziyet kadar kimseye eziyet çektirilmemiştir. Zaman olmuştur otuz gün ve otuz gecelik bir ay boyu, Bilal ile benim yiyeceğim, Bilal'in koltuğunun altına sıkışacak miktarı geçmemiştir." (Tirmizi, hadisin sahih olduğunu belirtir ve ilave eder: "Bu durum Resulullah (sav)'ın (amcası Ebu Talib öldüğü zaman, Taifte yeni bir hami bulmak ümidiyle, müşriklerden) kaçarak Hz. Bilal (ra)'le Mekke'den çıktığı zamanla ilgilidir.") (Tirmizi, Kıyamet 35, (2474) )

Enes(ra) rivayet etmiştir:
Resulullah (sav)'a arpa ekmeği ile kokusu değişmiş erimiş yağ getirmiştim. (Bir seferinde) şöyle söylediğini işittim: "Muhammed ailesinde, dokuz kadın bulunduğu bir zamanda, ne bir sa' hurma, ne de bir sa' hububat gecelememiştir." (Buhari, Rehn 1, Büyu 14; Tirmizi, Büyu 7, (1215); Nesai, Büyu 50, (7, 288) )

Utbe İbnu Gazvan(ra) rivayet etmiştir:
Gerçekten ben kendimi, Resulullah (sav) ile birlikte olan yedi kişiden yedincisi olarak görmüşümdür. Huble yaprağından başka yiyeceğimiz yoktu. Öyle ki avurtlarımız yara oldu. (Müslim, Zühd 15, (2967) )

Bunun gibi hadisler pek çoktur. Allah Rasûlu(sallallahu aleyhi vesellem) de, ashabı da aç kalmışlardır.


/*/*/*/

Diğer soruna gelirsek, Rasûlullah (sav), Allah lütfuyla onu zenginleştirdiği vakitlerde bile gücü yettiğince Allah yolunda infak eder ve ashabını da buna teşvik ederdi. Hatta borcu olduğu halde ölen mü'minlerin borcunu, geride kalanların nafakalarını gözetir ve Buhari, Müslim ve İmam Ahmed'in rivayet ettiği bir hadiste buyururdu ki:
"Ben, mü'minlere kendi nefislerinden daha öncelik sahibiyim. Dolayısla mü'minlerden vefat edip de geride borç bırakırsa onu ben öderim, mal bırakırsa o mal mirasçılarındır."

Bir gün bir şahıs Peygamber Efendimiz’e gelerek bazı şeyler istedi. Allah Rasûlü (s.a.v):
“–Şu anda yanımda sana vereceğim bir şey yok! Lâkin bize bir şey gelip de sana verinceye kadar borç al!” buyurdu.
Allah Rasûlü (s.a.v)'in sıkıntıya girmesine gönlü râzı olmayan Ömer (r.a):
“–Yâ Rasûlullah! Allah Teâlâ Sizi bununla mükellef kılmadı! Yanınızda ne varsa verdiniz! Yanınızda yoksa mes’ûl olmazsınız!” dedi.
Allah Rasûlü (s.a.v) Hz. Ömer’in bu sözünden memnun olmadılar. Hatta bu durum mübârek yüzlerinden belli oldu.
Bunun üzerine ashabtan bir zât:
“–Sen ver, ey Allah'ın Rasûlu. Arşın sâhibinin sana vermeyeceğinden korma.” dedi.
Bu güzel sözler üzerine Nebi(s.a.v) hemen tebessüm ederek:
“–Ben de zaten bununla(vermekle) emrolundum!” buyurdular. (Heysemî, X, 242)

Aişe radiyallahu anh anlatıyor:
"Rasûlullah (aleyhissalâtu vesselâm) bir Yahudî'den, veresiye yiyecek satın aldı. Rehin olarak zırhını verdi." [Buhârî, Rehn 2, 5, Büyû 14, 33, 88, Silm 5, 6, İstikraz 1, Cihâd 89, Megâzi 85; Müslim, Musâkât 124, (1603); Nesâî, Büyû 58, 87, (7, 288, 303).]

Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem buyurmuştur ki:
“Hiçbir mümin yoktur ki, ben ona -dünya ve ahirette- insanların en yakını olmayayım. Dilerseniz şu ayeti okuyun:

"Peygamber, müminlere kendi öz canlarından daha yakındır." (Ahzâb 6)


(Bu yakınlığın bir göstergesi de şudur ki: ) Hangi mümin bir mal bırakırsa, onun yakın akrabaları -kim olursa olsun- (yakınlık sırasına göre) ona mirasçı olsunlar. Kim de borç veya çoluk çocuk bırakırsa bana gelsin; ben onun yardımcısıyım, çoluk-çocuğuna bakmak, borçlarını ödemek bana aittir." (Buhari, Nefekat, 15; Müslim, Feraiz, 15-17)
 
Üst Ana Sayfa Alt